2. Odyssey Turnuvası
Yazı yazmadığım süre içersinde Türkiye’de Magic’in yeni seti olan Odyssey piyasaya sürüldü ve tabi ki pre-release’i de 1 hafta gecikmeli olarak Türkiye’de yapıldı. Hatta bununla da kalınmadı ve bir hafta sonra ikinci kez yapıldı. Tabi ki bende sitenin Magic yazarı ve takımımızın en önemli elemanı (ehe) olarak bu turnuvalardan ikincisinde yerimi aldım. Ancak çok gereksiz bir davranış gibi olsa da kendi takımımda yer alan 4 oyuncuyu da kutluyorum. Çünkü yeni bir takım olmamıza rağmen tüm oyuncularımızı ilk 16 sıraya sokarak büyük bir başarı elde ettiğimizi düşünüyorum. Takımımızdaki oyunculardan Emre Barut ikinci, Can Demirel altıncı, ben dokuzuncu (ki tiebreakler yüzünden ilk sekiz yapamadım.) ve Ahmet Kadıoğlu’da on üçüncü olarak; bence takım olarak büyük bir başarı sergilediğimize inanıyorum. Buradan da takım çalışmasının ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz.
Tabii ki yazının girişinden anlayabileceğiniz gibi ben bu yazımda size Odyssey pre-release’i hakkında konuşmak ve yeni kartlar hakkında birkaç bilgi vermek istiyorum. İlk olarak bana düşen kartlar bence çok iyilerdi ve çok güzel bir yeşil-beyaz-kırmızı deste yaptım. Şimdi burada destemdeki kartları incelemeden önce bu dokuzunculuğumu çok sevdiğim birine armağan ediyorum(Seni seviyorum! Bu turnuvada ne yaptıysam seni düşünerek yaptım). Şimdi ise benim yaptığım desteye bir göz atalım.
Lands:
1 Ravaged highlands
3 Mountain
5 Plains
9 Forest
Green
1 Dilligent Farmhead
2 Sylvan Might
1 Squirrel Nest
1 Leaf Dancer
1 Elephant Ambush
1 Krosan Archer
1 Springing Tiger
1 Rabid Elephant
1 Roar of the Wurm
White
1 Kitar’s Desire
1 Nomad Decoy
1 Mystic Zealot
1 Aven Flock
2 Second Thoughts
Multicolour
1 Lithatog
1 Thaumatog
1 Mystic Enforcer
Red
1 Blazing Salvo
1 halberdier
1 Liquid fire
Bu destede yaptığım strateji ise şu oldu. Beyazın ve kırmızının yaratık öldürücü kartlarını kullanarak karşı rakibi rahatsız ederken, yeşil ağırlıklı yaratıklar ile karşı rakibi öldürmek. Fakat şunu da anladım ki, ya ben turnuvada çok yavaş oynuyordum (ki oynamıyorum), yada bu set biraz yavaş kartlar içeriyor. Ben bu konu hakkında düşünürken ikinci seçeneğin daha mantıklı olduğunu düşündüm. Şimdi ise yaptığım maçlar.1. Can Demirel (W/G/R)
Benim için olabilecek en kötü eşleşmelerden biri oldu. Çünkü kendisi takım arkadaşımdı ve bu maçta yenilen ilk sekiz yapma yolunda büyük bir darbe alacaktı. Her ne kadar acı olsa da bu maçı yenmem gerekiyordu. Ama tabi ki şanslı olan kazanacaktı, çünkü ikimizin desteleri birbirine takım arkadaşı olmamızdan dolayı çok benziyordu.
1. Oyun: Bu oyun mana screw oldu. Doğal olarak oyuna geç açıldı. Fakat mana screw pozisyonundan kurtulduğunda her şey çok geçti. Oyun çoktan bitmişti.
2. Oyun: Bu oyunda sideboarddan tüm uçan yaratıkları girdim. Oyun tahmin ettiğim gibi çok uzun sürdü ve belirli bir noktadan sonra kilitlendi. Kilidi açan yaratıklar ise doğal olarak uçan yaratıklar olacaktı ki; onun daha fazla uçan yaratığı olmasından dolayı oyunu kaybetmek üzereyken, sürenin bittiği haberini aldık. 6 tur bittiği sırada o beni çoktan öldürmüştü. Bu yüzden maç 1-1 bitti. Yen işemedik ve birer puana razı olduk.
0-1-0 1 puan.
2. Alp Köklü (U/W/G)
Alp abi gerek konuşmaları, gerek insanlara olan saygısı ve gerek kişiliği ile benim en çok takdir ettiğim insanlardan biridir. Olayın turnuva yönüne baktığımızda karşımdaki rakip güçlü olmak ile birlikte, bu maçı kesinlikle kazanmalıydım.
1. Oyun: Bu oyun ikimizde çok iyi açıldık. Fakat yaratık savaşlarında ben daha çok avantajlıydım, çünkü ayı olarak tanımlayabileceğimiz yaratıklarımın bir çoğunu çekmiştim. Bu yüzden zorlanmadan yendim.
2. Oyun: Bu oyun side değişikliği yapmadım, çünkü girebileceğim kart yoktu. Oyun başında mana screw oldum. Sonra kendimi toparladım ve bir atog sayesinde landlerimi sacrifice ederken yaratıklarımın threeshold özelliklerini aktif hale getirdim. Fakat o buna rağmen benden daha avantajlı bir durumdaydı. Böylece beni yenmeyi başardı.
3. Oyun: Her şey bu oyunda belli olacaktı diye düşünürken baş hakem Berkin Bozdoğan tarafından roundun bitmesine 3 dakika kaldığını öğrendik. Hızlı bir başlangıç olmasına rağmen, mana screw olunca “3 puan olmadı bari 1 puan olsun diye yavaş onamaya başladım. 6 roundu saydığımızda gene maçım bitmemişti. Böylece 2 beraberlik daha olarak, beraberlik sayımı 2 yaptım.
0-2-0 2 puan.
3. Antoine Ruigano (U/W/G)
Maçı kesinlikle galibiyetle bitirmeliydim. Yoksa ilk sekiz hayallerim yok olacaktı.
1. Oyun: Toplam 9 land çektim. Hiç yaratık çekemedim ve doğal olarak kaybettim.
2. Oyun: Bu oyunda ben hızlı açıldı. Canını çok hızlı bir şekilde 4’e düşürdüm. Fakat o tam o anda bir yaratık açtı. Yaratığın adını hatırlayamıyorum, ama özelliği 3 mavi mana vermesi durumunda tüm flying olmayan yaratıkları tap etmesi idi. Bu andan sonra tam oyun bitti derken (çünkü uçan yaratıkları vardı) bende Aven Flock çektim. O tur ise yaratığım ölmesin diye hiçbir uçan yaratığı blok etmedim. Graveyardıma baktığımda bir de ne göreyim! Flashback özelliği kullanılmamış bir Sylvan Might. Böylece yaratığımla saldırdım ve kartı cast ederek kaybetmek üzere olduğum oyunu kazandım.
3. Oyun: Bu sefer o mana screw oldu. (hep ben mi olacağım?) Çok rahat bir şekilde yaratıklarımı açtım ve kazandım. İlk galibiyetime ulaşmıştım!!!!
1-2-0 5 puan.
4. Ahmet Peker (G/R/U)
Moralim iyice yükselmişti ve gaza gelmiştim. Bu yüzden cesur oynayacaktım.(bkz. Mehter Marşı ehe!)
1. Oyun: Bu oyunda yaratık savaşlarını yendim. Tam oyun kilitlendiği sırada bir Liquid fire çektim ve öldürdüm
2. Oyun: İşte bu oyun benim açımdan çok zevkli geçti. Oyun başında birbirimize zarar verdik ve yaratık değiştirdik. Canı 16 idi. Fakat bir kart oynadı ve o tur blok yapamadım. Canım 3 kaldı. Fakat ben o sırada efsanevi bir top deck yaparak 1 Syvian Might çektim. Önümde bir tokenım ve bir atogum vardı. Graveyardım da ise 1 Syvian Mightım daha vardı. Atog ile saldırdım. Onun blok yapabileceği bir yaratığı vardı ve o da atogu blok etti. Bende Flashback özelliği sayesinde 3 Syvian Might oynadım ve atoguma +6/+6 ve trample özelliği verdim. Sonrada tüm landlerimi atog için sacrifice ederek bir atog ile ona 17 damage vurarak oyunu kazandım. Atog rulzzzzzz.
2-2-0 8 puan.5. Onur Konuralp (B/R/W)
İşte bu maç kader anıydı. İlk sekiz yapabilmek için, Tansu Çiller’in değimi ile ya alacaktım ya alacaktım.
1. Oyun: Bu oyun çok uzun sürdü. Ancak güçlü yaratıklarım sayesinde zorda olsa yenmeyi başardım. Bu oyun 25 dakika sürdü.
2. Oyun: Bu oyunda genel olarak defansif yaratıklar oynadı ve oyunu kilitledi. Bende oyunun gittiğini fark ettim. Bunun üzerine kaderime boyun eğdim. Fakat 10 tane saproling tokenımla sırf bir prevent eden enchantment yüzünden saldıramamam çok üzücü bir durumdu.
3. Oyun: 1 dakikamız kalmıştı. O da oynamayalım dedi ve bence haklıydı da. Gene berabere kaldım. Böylece ilk sekiz şansımı zora soktum.
2-3-0 9 puan.
6. Aras Şenyüz (G/W/R)
Eh. Aras Şenyüz. Eski Türkiye Şampiyonu. Ama nedense bu oyunu yeneceğimi hissediyordum ve sonuçta öyle oldu.
1. Oyun: Bu oyun yaratık savaşlarından o galip çıktı ve kaybettim.
2. Oyun: Artık kaybedeceğim bir şey olmadığı için rahat ve cesur oynamaya karar verdim. Önüme üç yaratık açtım. Bunlardan biri yeşil-beyz atogdu. O ise bana bir creature token yok eden bir kart açtı ve onunla blok yapmadı. Ben bu sırada ona bayağı zarar verdim. Tam yendim derken. Bir Ember Beast ve 4/4 bir yaratık açtı. Fakat benim önümdeki bir yaratık tüm planlarını bozabilirdi. O yaratık ise NOMAD DECOY’du. Bu yaratık ile gelmeden 4/4’lük yaratığı gelince de 1/1’lik yaratığını tap edince. Ember Beast blok yapamayacak bir duruma düştü. Bende oyunu saldırarak kazandım.
3. Oyun: Ya hep ya hiç (ehe!). Artık son şansımı kullanıyordum. Hızlı bir açılış ile bir atog 3/3’lük bir yaratık (Threeshold’u var. +2/+2 alıyor) ve Mystic Enforcer açtım. Atog ile Threeshold özelliklerini kullanabilmek için land sacrifice ettim ve ona damage vurdum. Bu sırada Mystic Enforcerim 6/6 ve flying oldu. Böylece canını indirdim. Ama hep blokta bir yaratık bırakıyordum. Tabi ki uçan yaratığı yapabileceği bir şey yoktu ve oyunu kazandım.
3-3-0 12
Evet oyunu kazandım. Ama ilk sekiz yapamadım. Çünkü tiebreaklerim düşüktü. Evet o kadar uğraşım sonuçsuz kaldı. Dokuzuncu oldum. Ne yapalım sağlık olsun. Bir dahaki sefere.
Ve son olarak teşekkürler:
Yusuf Kemal Vefa (turnuvayı düzenlemesi için), Onur Konuralp (centilmen oyunu için), Emre Barut, Can Demirel, Ahmet Kadıoğlu (desteklerini eksik etmedikleri için.), Berkin Bozdoğan (turnuvadaki mükemmel yönetimi için. Yar-im) Burçak Caner( turnuvadaki mükemmel hareketleri için).
Bir dahaki yazıda görüşünceye dek……….
Legends may sleep, but they never die!!