Röportaj

5 HAK – Tolgay KARABULUT

5 HAK isimli köşemize devam ediyoruz. Bildiğiniz gibi burada sektörün tanınmış isimlerini konuk edip, onların oyun ve benzer mecralardaki bilgilerini test edeceğiz. Bakalım işlerini ne kadar biliyorlar.

Tolgay Karabulut
Herkesin hayatında bir kırılma noktası vardır. Benimki ne iş yapmaktan hoşlandığımı keşfettiğimde başladı. Önce yarı zamanlı ekstrem sporlar dergisi vardı sonra tam zamanlı ve randımanlı olarak bir teknoloji dergisinde çalışmaya başladım. Sonrada şansım yaver gitti ve devamı geldi. Şu anda Akşam gazetesinde ve Stuff’ta yazılarım yayınlanıyor. Hepsinden güzeli Tek Jeton’u kuran ekibin içindeyim. Şu aralar TRT Okul’da yayınlanan Türkiye’nin tek oyun programını hazırlıyoruz. Pazartesi akşamları da 94.5 Rock FM’de oyun içerikli bir radyo programı yapıyoruz.

O zaman; “Let the games begin!”

1- Xbox’ın ilk defa çıkmadan önce düşünülen ismi neydi?

TK:
Xbox ismi DirectX Box’dan geliyor diye biliyorum. Gerçi tam emin değilim ama aklıma ilk geleni söyledim. Siz yazmadan önce bir kontrol edin. Eğer cevabım yanlışsa soruyu atar, köşenin adını 4 hak yapar öyle yayınlarsınız. Aslansınız siz.
MK: Oldu canım. Hatta ben kendim sorayım kendim yanıtlayayım, sen lütfen rahatsız olma olur mu? Bu ne rahatlık beyefendi? Olmaz öyle. Bakacaksın, araştıracaksın, inceleyeceksin. Araştırmacı oyun editörü değil misin sen özünde? Bu arada tebrikler cevap doğru.


2-Forgotten Realms’ın en ünlü karakteri Elminster hangi kasabada yaşar?

TK: Bence Unutulmuş Diyarlar’ın en ünlü karakteri o esmer teni, beyaz saçları ve karizmasıyla Drizzt Do’Urden’dir. Ayrıca Ejder Mızrağı serisinde Fizban gibi bir karakter varken kim ne yapsın Elminster’i? Soruya cevap vermiyorum ve bunu o kadar acı çeken ama karanlıktan doğan Drizzt’e hakaret olarak algıyorum. Kara elfler kovalasın sizi. Ayrıca cevabı bilmiyorum. Sanırım bunu fazlaca belli ettim.
MK: Evet, doğrudan “Bilmem, hangi kasaba?” diye sorsan o kadar belli olmazdı yani. Şimdi güzel arkadaşım evet, Drizzt’in belli bir karizması var ancak burada bahsettiğimiz 24. seviye bir büyücüdür canım benim. Ondan daha düşük bir ranger’ı nasıl olur da Elminster’ın üstüne koyarsın? Bu arada doğru cevap Shadowdale olacaktır. Gitti bi’ can.

3-Bu zamana kadar dünyanın gerek el konsolu gerek normal konsollar alanında en çok satan cihazı?

TK: Kesin PlayStation’dır. Ama bir midir, iki midir, üç müdür, yoksa üç buçuk slim midir bilemedim. 999 in 1 Tetris’ler sayılıyor mu? El konsolundan sayılıyorsa kesin iddialı bir rakama ulaşmıştır. Bir dönem sırf kendi başıma yaptığım satın almalarla Çin’i kalkındırdım.
MK: Ellerin dert görmesi. Çin halkı sana minettar, Mao’nun ruhu seni yukarıdan izliyor ancak maalesef ortada bir Japon gerçeği varken (hayır, Playstation değil bu arada) Çin’i gözünde büyütme derim -ki coğrafi ve nüfus olarak yeterince büyükler zaten. Maalesef doğru cevap, senin de duyunca “Aaa, tabii ya kesin odur!” diyeceğin Nintendo GameBoy’dur. Kaldı mı sana 3 can.

 


4-Madem o kadar Mario seversin, bakalım bunu bilecek misin? Assassin’s Creed: Brotherhood oyununda Mario evreninden hangi karakter gözüküyordu?

TK: Aldatmacalı soruyu nerede görsem tanırım. Soru içinden cevap çıkartma tekniği uyguladım. Ayrıca Tek Jeton ekibinde bir Mario hayranı var o da sayın Burak Bey’ler. Karışıklık olmasın lütfen. Cevap veriyorum: Sorunuzun cevabı yine Mario. Hatta “it’s a me, Mario”
MK:
Ya bak biz böyle kendinden emin, kasım(lanan) insanları çok severiz. Bak sana Brotherhood’un eski yapımcısı Patrice Desilets’ın birkaç cümlesini aktarayım: “Ah, şey, Mario’yu hatırladınız mı? Hmm, sanırım onun kardeşi, bilirsiniz şu yeşil giyen, neydi adı? Her neyse. İşte onu oyunda görebileceksiniz.” Anladın sen sanırım 🙂 Kaldı mı iki can?

5-Stay a while…

TK:…and listen. Ezberledik bunu yahu. Her tıkladığımızda aynı cümleyi duyduğumuzdan kafamıza kazındı. Diablo’nun büyük hayranlarından biri değilim ancak bu ünlü repliği unutmak da pek mümkün değil. Madem böyle sordunuz ben de cevaplarımı Deckard Cain’e selamlar göndererek bitiriyorum. Bu arada bence ölmedi. 12 yıl sonra yeni bir oyun gelirse hikayenin devamında bir yerden çıkacaktır.
MK: Bizce de ölmedi. Çünkü Decard Cain bir insan değil bir fikirdir. Bir fikri nasıl öldürebilirsin Tolgay, he? Nasıl? NASIL!? Öhmm… Pardon bir an kendimi kaybettim. Neyse ben kendime bir portakal suyu alayım, sakinleşirim. Bu arada tebrikler cevabın doğru.

GAME OVER

Sonuç: Çok iddialı geldiğin, “Bana sorun arkadaşım 5’te 5 yapmayan oyun yüzü görmesin” diye atıp tuttuğun, “Bu sorular ne ya” diye içinden geçirdiğin yarışmamızı topu topu iki can ile bitirebildin canım Tolgay, tatlı Karabulut. Umudumuz üzerindeki bu Karabulut’un sadece yarışmamız süresince var olması, hayatının geri kalanında yüksek basınç ve güneşli günlere kalmandır. Lakin maalesef 5 Hak’kın o acımasız arenasında hafiften façayı çizdirdin mi diyelim? Neyse seni eli boş da göndermiyoruz elbette. Aşağıda temsili resmini gördüğün Nurgöz Dilpembe arkadaşımız sana kalbini – ya da gözlerini artık, emin değiliz- açmaya hazır. Bak nasıl da “Tolgaaaaay!” diye bağırıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu