Makale

70 alan bir oyun çöp müdür?

Oyun dünyasındaki puanlama dengesi uzun süredir bozulmuş durumda. Puanlama çıtasının artık iyice yukarı çıktığını görüyoruz. Peki işleyiş bu hale nasıl geldi? Bu içeriğimizde incelemelerdeki puan dengesi üzerine konuşacağız.

Öncelikle bu içeriğin konusu düşük puan yüksek puan dengesi değil. Zaten puanlama dediğimiz algı aslında inceleyen editörün kafa yapınıza uyup uymadığı ile alakalı. Örneğin ben JRPG türünü, Final Fantasy gibi oyunları çok seviyorum. Eğer bu türü seviyorsanız benim yorumlarım sizin için dikkat çekici olacaktır. Fakat JRPG türünü sevmeyen birisine inceletmeye kalkarsanız, “Wakka denen bir karakter var, topla savaşıyor” gibi saçma sapan yorumlarla karşılaşabilirsiniz. Diğer taraftan zaten herkes aynı fikirde olsa bu kadar mecraya da gerek olmazdı. O nedenle çeşitlilik iyidir ama dediğim gibi konumuz bu değil. 

70 alan bir oyun çöp müdür?

Günümüz oyun puanlamalarına baktığımızda çoğu oyun sever 80 altı olan bir oyuna çöp gözüyle bakıyor. Artık oyun puanlamaları en kötü ihtimalle 70, hatta 80 tabanından başladığını söyleyebiliriz. 

Dijitalleşmenin aslında bu kadar yaygın olmadığı o dönemlerde puanlamalara genelde dergilerden bakar, takip ederdik. O  dönemde 70 alan bir oyun türüne göre çok iyi olarak lanse edilirdi. 50 – 70 arası sadece o türü seven oyunculara hitap eden oyunlara verilirdi. Kısacası 70 alan bir oyunu ayıla bayıla oynar ve gayet iyi puanlar aldığını düşünürdük. 80 alan oyun bize unutulmaz saatler vaat ederken 90 ya da üstü alan oyunlar ise “başyapıt” kategorisine girerdi. Peki ne oldu da o zamandan bu zamana geldik?

Öncelikle dijitalleşmenin ve çabuk tüketimin getirmiş olduğu bir etkenden bahsetmek istiyorum. Eskiden çok zor ulaştığımız ve günlerimizi, haftalarımızı gömdüğümüz oyunlar artık bir tık uzağımızda. Eskiden ortalama ya da iyi bir puan alan oyuna zaten zor ulaştığımız için o oyunun hakkını sonuna kadar veriyorduk. Şimdi bir oyundan sıkıldığımızda diğerine geçmek çok daha kolay bir hale geldi. Bu nedenle oyunların hakkını tam olarak verdiğimizi düşünmüyorum. 

Çabuk ulaşılabilirlik ile bağdaşık olduğunu düşündüğüm bol seçenek ve korsan kullanım olgusu da var. Zaten bedava olarak ve çok hızlı bir şekilde ulaşılan oyunlar, sadece birkaç saat bile eğlendirse, o eğlenceye bedava ulaşıldığı için yüksek puan beklentisine giriliyor. Halbuki eleştirilen ya da normal olan bir yapıma 60$ – 30$ – 20$ vs verdiğinizde, daha doğrusu orjinal olarak aldığınızda paranızın hakkını doğal olarak vermesini bekliyorsunuz. Bu gibi durumlarda oyun sizi çok çabuk sıkıyor ise zaten o oyunun eleştirilen noktalarına da otomatik olarak katılmaya başlıyorsunuz. 

Tabii bu işleyişin farklı bir tarafı, madalyonun bir diğer yüzü de var; markacılık. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de markacılık ve ben merkezcilik oldukça yüksek bir seviyede. Sevilen bir markaya çıkan bir yapımı kesinlikle eleştirmeyen bir kesim var. Yine aynı şekilde sevmediği bir markaya çıkan oyuna bok atan kesim olduğu gibi. Katmanı biraz daha küçülttüğümüzde burada başka bir sorun daha ortaya çıkıyor. Alınan ve aynı zamanda sevilen bir oyuna para verildiği için o oyuna toz kondurulmakta istenmiyor. Yine benzer bir algıyı telefon ya da benzeri ürünlerde de görüyoruz. Parasını verip aldığı bir ürünün kötü yorumlanmasını istemiyor kullanıcı. 

Tüm bu etkenleri bir araya getirdiğimizde 7.5 – 8 civarı alan bir oyuna “Bu oyun nasıl 8 alır, bırakın bu işleri” yorumları ile karşılaşabiliyoruz. Halbuki 8 çok iyi bir puan. Ama günümüzde puan algısı 7’den başladığı için karmaşa da her anlamda baş göstermiş durumda. 

Bu durum nerede başladı, ipler tam olarak nerede koptu bilmiyorum ama hem biz basın tarafının hem de kullanıcıların bu çıtayı gün gün yükselttiğini söyleyebilirim. Yani ben birçok puanlamamın arkasında dursam da 10 yılı aşan kariyerim boyunca tabi ki pişman olduğum puanlamalar da yapmışımdır. Bu bağlamda puanlamadan vazgeçen siteler olduğu gibi bu sistemi kullanmaya devam etmek zorunda olan birçok yayın organı da mevcut. Artık bu dengeyi tutturmakta gün geçtikçe zorlaşıyor. İyi bir oyuna 7.5 vs verdiğinizde farklı bir editör ya da yayın organı o oyuna ya da benzer bir yapıma 8.5 – 9 verince puan algılaması da karışmış oluyor. Ya da eski puanların bu kadar yüksek verilmesi, günümüz puanlama sisteminin de önünde büyük bir engel oluşturabiliyor. 

Sonuç olarak inceleme dediğimiz kavram aslında o editörün fikirleri, gözlemlerinden oluşan bir olgu. Bu nedenle farklı editörler de okunmalı ve para verilecek bir ürün hakkında daha fazla fikir sahibi olunmalıdır. Sonuçta bizler de editör olarak her şeyden önce birer oyuncuyuz. Oyunları iyisiyle kötüsüyle ele alıyoruz ama son kararı vermesi gerekenler tabii ki sizlersiniz. Kısacası bir oyun 7 aldıysa oyun kötü değildir. Dediğim gibi kullanıcı, yazılan ya da çekilen incelemeden kendine paylar çıkarmalı ve o oyuna para verip vermeyeceğini, kendisini eğlendirip eğlendirmeyeceğine karar vermelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu