Oyun İncelemeleri

War in The Pacific: The Struggle Against Japan

Oyun yapımcıları aslında çok şanslılar, çünkü konsept konusunda hiç zorluk çekmiyorlar. Eski veya yeni olması fark etmeksizin, devamlı kullanabilecekleri bir malzeme vardır. Bu malzemeler içinde, en çok tercih edilenleri de, genelde 2. Dünya Savaşı ve Vietnam oluyor. Hatta bazen sırf oyun yapmış olmak için bu iki konudan faydalanılıyor. Üstelik bu ara o kadar çok savaş oyunu duyuruldu ki, “yeteer!” diyerekten naralar atma boyutuna gelmiş durumdayız. War In The Pacific de, 2. Dünya Savaşı’nın Pasifik Okyanusu’nda geçen bölümlerini bizlere yansıtıyor. Mücadele, genelde Japonlar ve Ally’ler arasında geçiyor. Savaştan bahsediyoruz ama sakın War In The Pacific’i ağzına kadar dolu bir aksiyon olarak algılamayın, kendisi sıra tabanlı bir strateji. 

Nedir bu karmaşa böyle?
Hakkında kullanabileceğimiz anahtar bir kelime var: detay. War In The Pacific, inanılmaz derecede detaylı. Dolayısıyla, oynayabilmek için sabır taışı testini başarı ile geçmeniz gerekiyor. Halbuki ben hiç bu kadar karmaşa beklemiyordum. Üstelik başlangıçta karşıma çok güzel bir demo çıkmıştı. Demo, 2. Dünya Savaşı’ndan alınma gerçek görüntüler içeriyordu ve sizi motive etmek amacıyla hazırlanmış gibiydi. Ana ekrana geldikten sonra, Japon ya da Ally taraflarından dilediğimizi seçebiliyorduk. Bu da güzel, demek ki senaryo çeşitliliği fazlaymış. Tarafımızı seçiyoruz ve senaryo ekranı ile karşı karşıya geliyoruz. Malum daha yeni yetmeyiz ve öğrenmemiz gerekiyor. Tutorial bölümüne giriyor ve ekranımızı beklemeye başlıyoruz. Ve işte karşımızda kocaman savaş haritamız. Hava, kara ve deniz birliklerimizi ikonlar şeklinde görebiliyoruz. Aşağı kısımda da, ne kadar birliğimiz varsa görebiliyor, onlarla ilgili çeşitli işlemler yapabiliyoruz. Üst kısımda da ikonlar sıralanmış ve genelde listeleme menüleri olarak kullanılıyorlar. Ama bir problem var, biz buraya tutorial diye girdik ama tutorial olayından eser yok. Bilgisayar bizi kendi halimize bırakmış, biz de karışık menülerle ve acayip detaylarla uğraşmak zorunda kalmışız. Yaklaşık 2-3 dakika sonra, sinir kat sayılarımız artış göstermeye başlıyor ve buradan kurtulmak istiyoruz. 

Ben şahsen sıra tabanlı stratejilerle çok fazla ilgilenmem, ama War In The Pacific’den sonra, ilgilenmediğim için kendimle gurur duydum. Türün uzmanları için, bu kadar ayrıntı olması mükemmel olarak karşılanabilir. Ancak şu da bir gerçek ki, oyun ne olursa olsun, ilk kez oynayanlara da birşeyler verebilmeli. Nitekim War In The Pacific, türü denemeye çalışanların üzerine karabasan gibi çökecektir. Verebileceğimiz o kadar çok komut var ki, “nereden bulmuşlar bunları?” diye sormaktan kendinizi alamıyorsunuz. Harita üzerinde bulunan kara, deniz ve hava araçlarına ayrı ayrı, değişik emirler verebiliyor, farklı yerlere taşıyabiliyoruz. Alttaki menüden, herhangi bir filonun üzerine tıkladığımız zaman, her türlü ayrıntıya ulaşabiliyorsunuz. Araçların benzin durumları, tayfaların ya da kaptanların açlık durumları, silah adetleri, mermiler, bölümlere ayırmalar, daha neler neler. Hatta bir ara korktum ve “ya adamlarımın ayakları nasır bağlar da koşamazlarsa” gibi bir ayrıntının varlığından da şüphelendim. Bu kadar ayrıntıyı görmek yaratıcı gibi gözükse de aslında gereksiz ve sıkıcı olabiliyor. Üstelik kullanışlı menüler de değil ve soğuk tasarlanmışlar. Tıklanacak çok fazla şey var ve yaptığımız ayarların ne derece etki ettiğini de düzgün biçimde anlayamıyoruz. Beni kızdıran en kötü durum ise turn olayı. Canla başla çalışıp, bir sürü ayar yapıyoruz, sonra da tepedeki menüden sıramızı savma butonuna basıyoruz. Ama o da ne! Bilgisayar da düşünmeye başlıyor ve bu düşünme seansı dakikalarca sürüyor. Bir de yaptıklarını karşımızda nispet yapar gibi yazılı olarak gösteriyor. İşte tam o anda, hem çok beklediğiniz için hem de bu kadar çok aksiyona maruz kaldığımız için CD’yi yiyesimiz geliyor. 

Müzikler ise oynanıştan çok daha fazla artı kazanıyor. Gerçi arada asansör müziği gibi birşeyle karşılaştım ama, melodik ve savaşı anımsatan müzikler de bulunuyordu. Zaten menüdeki tıklama seslerinden başka seslere de çok fazla maruz kalmayacağız. 

Nerede benim gemim, uçağım, askerim?
War In The Pacific, sabırlı ve usta sıra tabanlı strateji oyuncuları için, tam uğraşılacak bir yapım. Yalnız “Ben ayrıntıyı severim.” diyenler, oynadıktan sonra bu alışkanlıklarından vazgeçme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirler. Ben açıkçası 10 dakikadan fazla dayanamadım, umarım siz dayanır, belki de benim keşfedemediğim güzellikleri keşfedersiniz. Kolay gelsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu