Dragonlance 2
Selamlar…
Her zamanki gibi geç bir yazı oldu farkındayım, elbette bunun sebebi benim boşvermişliğim , tatile gitmişliğim falan değil.Bunun sebebi bozulmaktan başka hiçbir işe yaramayan bilgisayarımın ses kartının ve fanının yanmış olması(Şu andada bu yazıyı elle yazıyorum, daha sonra-bilgisayar gelince- bilgisayara aktarıcağım.!!Ehe, ne kolay bir iş!!)Aradan geçen uzun zamanda neler oldu dersaniz news kısmında okursunuz(O bir köşecik ona saygı duyun bayatlamış haber vericeğim bundan sonra o köşecikte, duyrulur,ehe news köşesi için news verdim, güzel…:))Genede genel bir birifigle başlıyalım isterseniz yazıya.Genel yazı tarzım sıcaklar ve yaz okulu ile ağır bir darbe aldı.İstanbul’dayım ve elimde light kola ile , vantilatör karşısında, el yordamıyla bu yazıyı yazıyorum(yada yazmaya çalışıyorum…) ama nediyebiliriz; daha kötüsüde olabilirdi(kaçın Polyana geldi…hehe).Efendim, hiç mi iyi bir şey olmadı derseniz, bende derim ki; oldu tabi bakın yana nasıl da iyi şeyleri sıralamışım.İlk vizelerim süper geçti, hazırlığı kesin bitiriyorum(bizim okulun hazırlığı birbuçuk senede…) dahası kedim Fizban iyileşti(Kendileri bir ay kadar felçli kaldı, gerçi hala biraz yalpalıyarak yürüyor ama olsun artık mır mır kafa ütülerken dört ayağının üstünde durabiliyor…)
NEWS:
İlk olarak yeni romanlardan başlıyalım.Kesin duymuş veya görmüşsünüzdür ama ben yinede burda romanları duyurarak bi anme hizmeti yapıyım.İlk roman yeni bir Ejderha Mızrağı kitabı, adıda İkinci Nesil(incelemesi yapıldı yakında görürsünüz kitap inceleme bölümünde)Yazarlar Margeret Weis ve Tracy Hickman.Roman Efsaneler üçlemesinden sonraki dönemleri konu alıyor ve ufak ufak beş öyküden oluşuyor.Ayrıntılı bilgiler kitap inlemede…
İkinci kitap ise Karakılıç üçlemesinin ilk kitabı olan Karakılıcın Dövülüşü.Kitap İthaki yayıncılık tarafından çıkarıldı ve yazarları ise yine,yeni, yeniden Margeret Weis&Tracy Hickman kankalar.Trilojiyi tamamlıyacak ikinci ve üçüncü kitaplar olan Karakılıcın Yazgısı ve Karakılıcın Zaferi yoldalar.Bu kitapta Kitap İnceleme bölümü için listemizde olan kitap arasında…
Üçüncü kitap Raistlin Tarihçeleri’nin ikinci kitabı olan Brothers in Arms.Kitabın türkçe adı şuan belli değil ve bu yüzden de daha basılamadı ama aldığım bilgilere göe herşey tamamlanmış ve kitabın türkçe adına karar verilir verilmez kitap basılacakmış.Kitap Ankira yayıncılık tarafından piyasaya sürülecek.Kitap Raistlin’in testten sonra kardeşi ile birlikte askere girişini konu alkıyor ve bizi eski zamanlara taşıyor.Az kaldı bekleyin, bu muhteşem eseri herkes gibi bende sabısızlıkla bekliyorum.Ayrıntılarda görüşmek dileğiyle…
Dördüncü haber ise, Gerekli Şeyler ve Arka Bahçe işbirliğinden bir bomba.Bütün Türk FRP oyuncularını yakınır herzaman; neden Dungeons&Dragons türkçeleştirilmiyor diye.Evet artık yakınmaktan vazgeçin çünkü bu iki yayıncı kuruluş Dungeuns and Dragons(Tescilli türkçe ismi ile Zindanlar ve Ejederhalar)’un ilk türkçe envanterini 1 Eylül’de kitapçılara dağıtacaklar.Bu envanter 3rd edition ve içinde neler var neler.Kutuyla birlikte genel oyun kuralları, bir set zar , haritalar, hazır karakterler, yeni karakter hazırlama kağıtları,DM için zarların gizli atılmasını sağlayan bir panel ve hazır maceralar çıkıyor.İngilizce olarak Starter dediğimiz bu setle genel kuralları anlayıp gayet keyifli günler hatta aylar geçirebilirsiniz.Çünkü içindekiler Player’s Handbook’un ve DMs Guide’ın kısaltılmış yani özleştirilmiş hali ve düşük seviyeli oyuncular için maceralar.Denilene göre çeviri gayet güzelmiş ve kutunun kendisine yada içindekilere türkçeleştirme dışında herhangibi bir müdahalede bulunulmamış hatta bazı şeyler yurtdışındaki hallerine nazaran daha kaliteli malzemelerden yapılmışlar.Fiyatı internet üzerinden 15 milyon parakende olarak 17 milyon olarak belirlenmiş.Oyunun kurallarını bilseniz bile tam bir kolleksiyon parçası niteliğinde olucak, malum ilk Türkçe FRP seti(Ben kesinlikle alıcağım).
Beşinci haber ise Ölüm Kapısı serisi ile ilgili.Bundan önce ilk dört kitap(Ejder Kanadı, Elf Yıldızı, Ateş Denizi ve Yılan büyücüsü) yayınlanmış ve Türk okuyucular tarafından büyük ilgi görmüştü şimdi ise kitabın bneşinci cildi olan Kaosun Eli’nin yolda olduğu haberi İthaki yayıncılık tarafından verildi.Yazarlar herzamanki gibi Margeret Weis ve Tracy Hickman.Bu seri beşinci kitaptan sonra yayınlanacak olan iki romanla son bulucak.7 kitaplık bu devasal serinin ilk dört kitabı yakında incelemeye alınacak.Son bir hatırlatma; bazılarına göre Ejderha Mızrağı’ndan sonra en güzel seri, bazılarına göre EM serilerinden bile güzel olan bu seriyi kaçırmayın.Mesela ben bütün kitapları okudum…
Bu kadar haber yeter sanırım.Bu arada ben zaten yukarıda yazdığım pekçok kitabı okudum okumadıklarımıda en kısa zamanda okuyacağım(Evimde 100 küsür tane kitaptan oluşan bir FRP kütüphanesi var,hiçbir kitap kaçmaz ehe…) sizde okuyun kültürünüz olsun:)
Ejderha Mızrağı dedik ama bu olayın içeriğine nasıl gireceğiz onu ben tam bilemiyorum ama, kendi nacizane fikrimle EM’yi başlıklara ayırırsak en güzeli olucak gibime geliyor.Malum herşey çok karışık önce bir özet ardındanda ençok istenilen konulara sırasıyla zoom yaparız.Konuyada ilk olarak nedir, ne değildir şu EM gibi geyiklerle başlamak zart zurt…En iyisi buyrun yazıya.
Nedir şu ecnebilerin Dragon Lance bizim Ejderha Mırağı yazarlarında EM dediği şey?(Yada bunu bilirsem marjinal olup kız tavlıyabilirmiyim ki ?):
DL Tsr’nin çıkardığı diğer oyunlar gibi bu dünyadan bağımsız-alternatif bir dünya hesabı ”Vat iz dı madriks ulen Tirinitiy….:-)) !!Bak sen yaa..!!-tamamen farklı bir dünyada geçen fantezi dünyasının gevurca kısaltmasıdır(ehe…).Dünyanın adı Krynn ve bu dünyanın ana toprağının ismide Ansalon’dur.Krynn’ın üç uydusu vardur-ay der bunnara bilmci kısmısı-.Bunlar gümüş yani beyaz ay Solinari, kırmızı ay Lunitari ve siyah ay Nuritari’dir.Her bir ay Krynn’daki büyü güçlerinden bir tanesi temsil eder ve adlarıda temsil ettikleri büyü gücünün tanrısının adından gelmektedir.Beyaz ay iyi büyüyü, kırmızı ay tarafsızlığı ve siyah ayda kötü büyüyü temsil eder.Ak ve al ay gökyüzünde gözükmesine rağmen siyah ayı sadece kara cüppe taşıyıcısı kötü büyücüler görebilir.Büyüye sonra değineceğiz.
Aslında Krynn bizim dünyamıza coğrafi ve hava şartları çeşitliliği bakımından çok benzer.Ansolon’da pekçok iyi ve kötü yaratık yaşar.Dünyanın enbüyük özelliği ise iyi ve kötünün dengesi üzerine kurulmuş olmasıdır.Bu teorem Margeret Weis ve Tracy Hickman tarafından pekçok kez doğrulanmıştır.Efsaneler üçlemesinde de anlatıldığı gibi Ansalon’da birer kez mutlak iyilik ve kötülük hüküm sürmüş, ama ikiside yıkımla sonuçlanmıştır.
İlki Cataclysm (Ansalonda yaşanan en büyük felaket: büyük bir yanardağ Ansalon’a düştü ve pek çok şehri yer altında bıraktı ve binlerce kişinin ölmesine neden oldu…) sırasındadır.Bu zamanlarda mutlak iyilik hüküm sürüyordu Ansalon’da ve yaşayanlar öyle bir hale geldiler ki tanrılara inanmağı bıraktılar ve onları birer istek abideleri gibi görmeye başladılar.Bitmek tükenmek bilmeyen istekleri ile kıtayı kirlettiler inançlarını kaybettiler ve Krynn’ı felakete süklediler.İnsanlar tanrıların onlara küstüğünü zannettiler ama küsen asıl insanlardı.Tanrıların yaşayanlara küsmediğinin en büyük kanıtıda; felaketten bir gün önce Ansalon’daki tüm rahiplerin ve rahibelerin ortadan kaybolmasıdır. Büyük bir ateş dağı İstar’a(o zamanlar Ansalon daki en büyük şehirdi ve tüm dinlerin tanrıların tapınakları bulunan güzelliği ile insanları ağlatan bir yerdi…) çarptı ve başta bu şehir olmak üzere tüm Ansalon’u mahvetti.Arkasından gelen yıkım, kıtlık ve savaşlar ise tüm yaşayanlara unutulmayacak bir ders oldu.Daha sonra ,yani bu afetten sonra, kimse bilemedi niye bu felaketin olduğunu ve herkes tanrıları onları bırakıp gitmekle suçladılar.Bu inanış mızrak savaşlarına kadar devam etti, ilk önce Tharkiss ardından şifa tanrısı Mishaka Ansalon’da ismi anılan tanrılar oldular.Bu süre boyunca ise hep gittiği sanılan tanrılar yaşayanları beklemişler, yürekten bir dua arzulamışlardır.
İkincisi ise Efsaneler üçlemesinin son kitabı olan İkizlerin Testi zamanında olmuştur.Bu zamanlarda ise siyah cüppe taşıyıcısı, ”Geçmişin ve şimdinin hükümdarı” ve Palanthas’taki yüksek büyücülük kulesinin sahibi Raistlin tanrı olmak istemiş ve bu arzusu için cehenneme gidip kötülük kraliçesini ardından ise bütün tanrıları yenmiştir.Hatta en ileri gidip Tarafsızlığın tanrısını-ki bu tanrı Krynn’ı en son görecek olan tanrıdır- bile yenmiştir.Büyük tarihçi Antilus’unda kaleme aldığı gibi hiçbirşeyin olmadığı Raistlin ve Antilus dışında kimsenin yaşamadığı bir yer olmuştur Krynn.
Margeret Weis ve Tracy Hickman gerçektende çok inanıyorlar eşitliğe bunu Croniles’ın son cildindende anlayabiliriz.Hatırlarsanız Cronicles da anlatılan Mızrak Savaşları’nı iyiler kazanır ama yeni bir felaket olmasın diye kötü tanrılar veya onlara inananlar unutulmaz.Alınan kararlar doğrultusunda ise Kötü ejderhalar(Mavi,kırmızı,beyaz,siyah…) uyutulmazlar onlarda İyi ejderhlar(Altın,bronz,gümüş…) ile birlikte Ansalon’da kalırlar.
Bu hikayelerden de anlaşılacağı üzere EM’de günümüzde bazı kimnseler tarafından benimsenmiş mutlak iyilik ütopyası çürütülüyor, bu ütopyanın ne kadar saçma olduğunu gözler önüne seriyor. EM’nin diğer bir özelliği ise büyüye getirdiği anlayıştır.Dediğim gibi üç büyüsel güç ve bunları simgeleyen üç ay büyünün temel ironiğini oluştururlar.Ansalon’da büyü adlı bir başlık düzenlenicek ileride ve yakinen tanıyacağız büyüyü.
EM’de savaş sanatları özelliklede şovalyeler Ansalon’un önemli ikici parçasını oluturuyor.Savaşlar kabul etmeliyiz ki diğer dünyalardan farksız ama şovalyeler,ozanlarla birlikte, Ansalon’daki epik havanın en büyük yapı taşlarındanıdır.Şovalyeler inişli,çıkışlı popüleriteleri ile Ansalon’un değişmez savaşçılarıdan olmuşlar , kural ile düstur anlayışları ilede tüm zamanlarda yenilmez birliklerini oluşturmuşlardır.Şovalyeler ise meslekler kısmında, en ince ayrıtısına kadar ele alınacak…
Ozanlar dedik daha önce.Ozanlar Ansalon kıtasının tarih sözcüleri olmuş, tarihi epikleştirmişlerdir.Unutmayalım ki mızrak kahramanlarınıda ilk olarak maceraya iten adam her nekadar iyilik tanrısının büyücü avatar(tanrıları dünyada temsil eden insan üstü varlıklar…)’ı olan Fizban-diğer ismi ile Zifnab(adam ismini unutuyor…) hehe- olsada aynı zamanda bir ozandır.Herkesin tahmin ettiği gibi ileride inceliyeceğiz bu konuyuda.(Sabır en büyük irfandır dostlar)
Başta coğrafya demişltik.Ansalon’u Ansalon yapan diğer bir unsurda şehirler,köyler kısaca yerleşim birimleridir.Sanction’dan Solace’a kadar.Qualinesti’den Solamminya’ya kadar Ansalon’daki her yer binbir çeşit özellikleri ile kafalardadır, ve diğer dünyaların aksine Ansalon’da asla herhangibi bir yer yoktur;Ansalon’da wallen ağaçları üzerindeki Solace, yada yüksek büyücülük ve büyük kütüphanenin olduğu şehir Palanthas vardır.Yani her şehrin her yerin bir tarzı, bir tarihi vardır.
Neyse şöyle bir EM’yi, Krynn’ı ve Ansalon’u inceledik aslında doğruyu söylemek gerekirse daha hiçbir şey yapmadık(EM o kadar geniş ve kapsamlı bir dünya ki…).Sadece şöyle bir genel tanıtım yapmaya çalıştım.Bir dahaki yazıda ise EM nasıl oynanır?, ırklar nelerdir?, meslekler nelerdir? gibi sorulaın cevaplarını bulmaya çalışacağız.Umarım şu anda olduğu kadar geç bir yazıyla karşınıza çıkmam ama gerçekten bunlar tamamen kötü şansla alakalı şeyler, na zaman düzenli yazı yazmaya karar versem böyle şeyler oluyor.Bu arada ikinci bi hususta sizlerden gelen mailların çok az olması.Benim açımdan bir sorun yok, ben yazarım ama bu yazıların faydalı olabilmesi için sizden gelen istekler doğrultusunda yazılması gerekiyor.O açıdan lütfen arttırın şu mailları, unutmayın sessiz kalarak yada bazı şeyleri yapmaya üşenerek hiç bir şekilde ilerleme gelmez.
Bir daha ki yazıda görüşene değin kendinize iyi bakın ve şu yaz günlerinde FRP oynayın.Zihni açar ufkunuzu genişletir (ehe faydalı yani öyle böyle değil…).Neyse herkese elveda en kısa zamanda görüşmek dileğiyle…