Oyun İncelemeleri

Unreal Tournament 2004

Yaşlanmışız, yaşlanmışız feci biçimde. Kalmamış eski heyecanımız, yetenekler
gitmiş, beceriler sönmüş, keza alışkanlıklar sadece ismen varolmaya devam eder
olmuş. Yok çünkü, başarma için gereken vitaminleri söküp almışlar galiba
bedenimden. Anlayamıyorum ne olmuş bana.
Seneler evvelden varolan, şu an da ismen ve bir iki üyesiyle yaşamına devam eden
ama pasif bir klanım var. Oturup düşünüyorum, yaptıklarımıza bakıyorum,
oynadığım kişileri anımsıyorum falan da, ne çok eğlenmişiz. Ne canlar yakmışız,
ne isim bırakmışız diyorum.

İlk klanımın kurulduğu günü anımsıyorum, sıkılmıştım da “Yahu” demiştim,
“birlikte birşeyler yapacaksak yapalım. Ben başlıyorum arkadaş kendi adıma,
gelen gelsin”. Sonra büyüdükte büyüdük, güzel olduk. Uzunca süre de devam ettik
gerçi, çok eğlenceliydi, anması bile öyle keza.Çok anlatmaya başladım gene,
bitmez bu hikayeler. Giriş kafi, detayına girmeden hemen başlığa nakış işlemeye
girişelim.

Çok seneler öncesini anımsayın. Doom diye bir oyun var. Silahımız elde,
yaratıklar etrafta savaşıyoruz. Bir sonraki jenerasyon geliyor, Quake halini
alıyor. Daha çok vahşet, daha iyi grafikler, daha iyi yapay zeka. Zaman durmuyor
tabi, Quake II geliyor ve inanamıyoruz, gerçekten türün en ciddi adımı oldu. Ama
o arada sessiz sedasız ve derinden Unreal Tournament girdi mecrasına bu işin.
Grafikse grafik, yapay zeka ise zamanının en iyisi, ses desen bambaşka alemlerde
diyerekten tahtı geçirdi eline ve iyicene kuruldu. Ama ne dedik, devran dönme
halinde hala…

Quake III geldi. Gerçekçiliğini yitirmiş olsa da akıcı ve efektlerle bezenmiş
göz alıcı grafikleriyle bir süre tahta yerleşti. Güzelcene de kuruldu ama
paylaşma zamanı acil geldi. Çıkmıştı kralın varisi ortaya, Unreal Tournament
2003 gelmişti. Önce oturdu koltuğa ama Quake’nin de hakkını yememek lazımdı.
Artık Dünya iki parça olmuştu FPS aleminde zira. Quake ve Unreal Tournament
taraftarları.

Devam edelim mi? Geldik sona artık. ID Software Doom’un son oyununu gene
inanılmaz grafikler üzerine hazırlamaya başladı (beta sürümlerinin
incelemelerini sitemizde okudunuz, okumadıysanız bu yazıdan sonra bulun hemen)
ve sağda solda grafiklerini gösterip ucundan koklatmaya girişti. Ama onun
gelişinden evvel, Unreal Tournament 2004 piyasaya girdi. Ağır bir giriş oldu
gerçi, hem bize hem firmaya ağır oldu. Nedenleri sırada, aşağıda…

Herşeyden önce, adettendir diyerek oyunu oynadığım sistemi tekrar yazayım.
Sonra özellikleri bu, biz bunu görmedik, oyunda bir sürü hata var gibi şeyler
dönmesin ortalıkta. Sorun varsa, bilgisayarınızdan kaynaklanıyordur, emin
olabilirsiniz. İşlemcimiz AMD AthlonXP 1.7Ghz, RAM için 512 DDR 400 seçimimiz
var, ekran kartı olarak Asus Radeon 9600 ve standart bir ses kartı ile standart
bir sabit disk. Evet, bugün için hem standart, hem de eski bir makine. Ama
yetiyor, bir süre daha da yetecektir.

Öncelikle oyunun bize dokunan ve iyi gelen taraflarından başlayalım. Bir kere
oyun yüzde yüz yeni bir oyun değil. Bunu bilmekte fayda var. Unreal Tournament
2003 ne ise; aklınızda kalanların geliştirilmiş, düzeltilmiş, eklenmiş, kötü
yerleri çıkarılmış hali 2004 sürümümüz. Bunun altındaki sebep de Epic’in Unreal
Engine III üzerinde çalışıyor olması. Firmanın açıklamasında, yeni bir motorun
firmanın intiharı olacağı bir güzel açıklanıyordu. Zira ekran kartı piyasası
gitgide ısınmaya başladı, ısındı, kaynadı, tenceresini eritmeye başlayacak yakın
zamanda. Bununla birlikte işletim sistemleri ve onların getireceği yenilikler de
bir bir açıklanıyor. Fuar zamanları da geldiğine göre bayağı bir haklılar,
tamamen yeni bir ürün çıkarmamakta. Bu neye kader kime kısmet gibi bir sonuca da
götürüyor tabi. Bir kere ben oyuncuyum, en iyisini isterim. Ancak abartılmasın
da isterim, benim evimdeki makinede yağ gibi kaysın diye düşlerim. Firma desen,
her oyunundan milyonla satmak ister; teknolojinin hep onun en iyisini
verebileceği seviyede olmasını, satışları bitirince donanımların, yazılımların
değişmesini ister. Böyle bir komik ikilem yani.

Oyun tek DVD ya da 6 CD olarak geliyor. Her iki yöntem de sunulunca DVD daha
ağır basıyor. Aklınızda bulunsun, DVD sürümü özel versiyon (Special Edition)
olarak geliyor. İkinci DVD’de oyunla ilgili ek materyaller ve birçok güzel
aparat mevcut.

Yapım ve yenilikler cephesi hemen hemen böyle gidiyor. Üzerine söylenecek
şeyler mevcut. Mesela bir ekleme olarak yapımcıların entegre ettiği yeni koruma
sisteminden bahsedebiliriz. Aktarılanlara göre –henüz koruma sistemi
açıklanmadı, zira adamlar koruma üzerine çalışacak kırıcılar ve programcılar
istemiyor muhtemelen- sunucu taraflı bir dosya entegrasyon yazılımı mevcut.
Anahtarınız makineniz adına ve paketinizin seri numarasına göre özel bir
algoritmayla birbirleriyle katışıktırılıyor ve bu sonuç tek bir dosya üzerinde
sunucuda saklanıyor. Eğer ki internet oyunları için kopya ya da modifiye edilmiş
dosyalara sahip bir oyun denerseniz de, yandaki menüden erişebileceğiniz
resimler içinde sunucudan kovulmuş birisinin denemelerinin soncunu
görebilirsiniz. Bu sefer adamlar “temiz ve bel altına vurmadan” bir eğlence
yaratma peşindeler. Alkışlamakta fayda var. DrSin (oyunun programcılarından
biri) herkesin sahtekarlık denemelerini ödetmeye kararlı görünüyor.

Artık yeter, oyun nerede?

Burada, anlatalım hemen. Efendim, sene olmuş 2362, önceki turnuvaların daha
da ciddisi, daha da kanlısı ve daha da büyüğü başlıyor. Xan yenilginin acısını
fena halde hissediyor, Malcolm ise yeniden bir takım başında, hırslı halde yola
çıkıyor. Kalan takımlar da yeni lider olmak ya da güçlü bir bayrak altında
toplanmak peşinde, fakat ilk hedefleri ciddi zararlar verebileceklerini
göstermek, bağlılıklarını ya da önderliklerini açıklamadan önce güçlerini
sergileyebilmek. Başlangıç ve konu budur, turnuva tekrar aktive edildi.
Karakterler 2003 versiyon ile hemen hemen aynı. Sadece birkaç ekleme ve çıkarma
mevcut, onlar da yenilerine yer açmışlar, formatı bozmamışlar.

Oyun modlarımız da Assault, Onslaught, Deathmatch, Team Deathmatch, Capture
the Flag, Last Man Standing, Bombing Run, Mutant, Invasion ve Double Domination.
Hepsi birbirinden eğlenceli, oyun türünün ucundan bakmış olanların bile artık
öğrendikleri başlıklar. Benim gene kişisel tercihim Last Man Standing ve
Deathmatch olsa da, diğerlerinde de inanılmaz eğlendiğimi belirtmeliyim. Araç
kullanmakta, oyunla gelen eğlenceli ve zevkli yeniliklerden biri. İlk olarak
Redline ile gördüğümüz, Halo ile devam eden araç konusu, şimdi de bireysel ve
takım oyunları için ayrı ayrı araçlı ilerleme bölümleri ile ciddi zaman
geçirtiyor. Çok yerinde bir atak. Sanırım zamanla tüm FPS oyunları için standart
hale gelecektir.

Birbirinden farklı yaklaşık 120 harita var. Unreal Tournament’in ilk
sürümünden bu yana hem paketlerde, hem de amatör kullanıcı kanadında hazırlanmış
yerleşimler araştırılmış. En iyi haritacılar ve türdeş oyunlardan bilgi alınmış.
PlanetUnreal altındaki haritalardan seçmeler yapılarak, oylamalar gözetiminde
bir paket ortaya çıkmış. Sonuç şudur ki; gördüğüm tüm haritalar kolay,
kaybolunmaz ve yeterince büyüktü. Sadece birkaç harita aşırı büyük geldi ki,
onlar da muhtemelen çok fazla oyuncunun aynı anda girebileceği CTF, DM ya da
Assault haritaları amaçlı üretilmiş.

Fizik motorunu ele alalım. Taramalıyla ateş etmeye devam edin, boşlukta
farklı, duvara yaslandığında farklı ölümlerle karşılaşacaksınız. Roketatar ile
uçurun herkesi, eklemler ve düşme hallerine inanılmıyor; itmeye çalışın,
silahlar biraz sarsılıyor, gerçekçi olmayan hareketler göremiyorsunuz.
Kontroller FPS türünde kişiye özel olmuştur. O yüzden yorum yapmıyorum. Genel
yerleşim aynı, Ubrowser denilen sistem sayesinde de her an ulaşıp değiştirmeniz
olası. Gelelim seslere, kulaklarımızı önerelim. Maalesef oyunun diğerlerinden
ses olarak bir üstünlüğü yok. Evet, müzikler, silah sesleri ve efektler falan
harika, fakat bu inanılmaz diyebileceğim kadar yenilikçi değil.

İşte durum bu. Kesinlikle önerilen bir yapım ve herkesin elde etmesi lazım.
Öncelikle rakibi yok gibi. Motorunun muhteşemliği olsun, çizgisindeki diğer
oyunlar olsun, grafiklerindeki akıcılık ve gözlere hitabı olsun, şu an rakipsiz.
Sorunlar yok mu, var; ama göze batması için aramak gerekiyor. UT fanatiğiyimdir
senelerden beri, başka bir oyunu kurupta, bu kadar uzun süre oynadığımı görmek
imkansız gibi. Benim kafama takılan en büyük sorun, araçları kullandığımız
bölümlerde dizaynlarda güç dengesinin kurulması. Bir de haritalardaki gizli
yerler daha iyi saklanabilirmiş. Daha ilk oynamam da UT’den kalan
alışkanlıklarım ile birkaç tane çıkardım bile. Bunlar oyunu kötüler mi? Tabi ki
hayır. Aksine bulamayanlar için kamçılayıcı etken olur.

Yazımız bitmiştir, herkesin bu oyunu edinmesi için de gerekli mesaj
salınmıştır. Hiç gecikmeyin ve siparişinizi verip edinin. Zira diğerlerinden geç
kalmak istemeyeceksiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu