Warcraft III: Return Of The Darkness
Zaman, acımasız adımlarla bitmez yolculuğuna devam ederken, geniş çayırlık
alan üzerinde yatan yüzlerce cesetten ve ölmeye hazırlanan diğer canlılardan
metalin metala değmesinden dolayı çıkan seslerden başka, tek bir ses bile
yükselmiyordu. Savaşın merhametsiz ve oldukça kanlı olan elleri, bu insan, orc,
troll, elf ve daha başka bir çok ırkı barındıran toplulukları yavaş yavaş ama
sıkıca kavrarken, orada, karşımızdaki dağların arkasında kötülüklerin ve kaosun
kaynakları olan Lord Vagnard ile kükürt dumanları içinde halinden çok mutlu
gözüken Demon , hain planlarını uygulamak için yeni orc, troll, zombi ve akla
gelen daha başka birçok iğrenç yaratığı hazırlıyordu. Peki yüzyıllardır süren bu
savaşı sona erdirecek bir kahraman yok muydu?
Ne mutlu bize ki bu sorunun cevabı evet. Burada bu işi bitirecek bir değil
bir çok kahraman var ve onlarda biziz. İşte bizi çıkıncaya kadar meraktan
çatlatan ve çıktıktan sonra da saatler boyunca bilgisayar karşısına çivileyen
efsane oyun Warcraft 3’ ün bitmez tükenmez heyecanını sürdürmeyi amaçlayan bir
add-on paketi sonunda elimizde. Bu paket ile Warcraft dünyasına yeniden sıkı bir
giriş yapacağız. Gelin heyecanın, aksiyonun büyünün ve zekanın bileşimiyle
oluşan bu diyar da ufak bir tur atalım.
Elimizdeki bu add-on paketi resmi olarak Blizzard tarafından yayınlanmış bir
expansion paketi değil. Bizim gibi oyunun hastası olan XMEDIA adındaki bir Alman
grup tarafından çıkarılmış olan bir paket. Paket kendini Warcraft klasörünün
altına kuruyor. Single player, Custom game ve daha sonra warhazard_engl kısmına
tıkladığımızda yeni Warcraft görevleri ile ilk defa karşılaşıyoruz.
Paket 4 adet yeni campaign klasörü ile 4 tane yeni single mission bölümünü
kapsıyor. Her campaign altında birçok yeni harita ve gerçekleştirilmeyi bekleyen
birçok yeni görev mevcut. Bir campaign’ e baştan başlamak veya ortasından dalmak
mümkün. Ancak birkaç tane de kilitli görev var ki açmak için en baştan
başlamalısınız. Campaign’ lerde asıl olarak iyiler (yani insan, elf ve
müttefikleri) tarafındayız. Genel amacımız, durup dururken “hadi eski günleri
yadedelim ve gidip dedelerimizin yaptığı gibi biraz insan keselim” diyen ruh
hastası Lord Vagnard’ ı ve saz arkadaşları olan bilimum Demon, troll, undead ve
Orc yığınlarını yoketmek. Ama elbette ki bünyeye biraz da kötülük lazım. Bence
orijinal oyundaki gibi orc’ lar veya undead’ larla oynanabilecek birkaç mission
konulsaymış çok daha güzel olurmuş. Ama anlaşılan add-on paketi yapanlar biraz
çiçek-böcek insanıymış da böyle bir şeyi akıllarının ucundan bile geçirmemişler.
Evet size biraz da haritaların genel özelliklerinden bahsedeyim. Haritalar
alabildiğine geniş ve sizde çoğunlukla dolanmak zorunda kalacaksınız. Belli ki
özenle hazırlanmışlar. Yeryüzü şekilleri kimi durumlarda bizi zorlayabiliyor.
Ben orijinal oyunu oynarken gidiş yollarını bulmakta hiç zorlanmamıştım. Ama bu
paketteki kimi haritalarda gidiş yolunu bulmak gerçekten zor. Kimi durumlarda
yol arayışı bir azap haline gelebilir. Mesela bazen bir power circle’ a basıp
bir köprü açıyorsunuz ama köprü görünmez bir köprü ve sadece çok az parlayarak
kendini belli ediyor. Grafik hatası mı yoksa özellikle yapılmış bir şey mi
anlayamadım.
Bu bir add-on paketi ve yeni birkaç birim ve bina olmalı değil mi? Bende
oyunu alırken öyle düşünmüştüm ama paketi kurunca kazın ayağının hiçte öyle
olmadığını anladım. Evet arkadaşlar kötü bir haber ama hiçbir yeni birim ve bina
oyunda yok. Anlaşılan yapımcılar yeni birim işini Blizzard’ a bırakmışlar ve
kendilerini haritalara adamışlar. Bence bu oyun açısında eksi puan çünkü birçok
insan ek oyun paketlerinden yeni bir şeyler çıkmasını bekler. Oyuna en azından
bir iki tane yeni birim konulabilirdi.
Oyunda hikaye de oldukça önemli hale gelmiş. Adamlar senaryoyu yazarken
bayağı kasmışlar anlaşılan çünkü her zaman bir demo görüntüsü veya bize bir
şeyler anlatan kahramanlarla karşılaşıyoruz. Ah demo demişken aklıma geldi.
Oyunun en gıcık noktası da bu demoları. Adamlar “senaryo yazmalı ve hikayeyi
herkesin beynine kazımalıyız” diyerek mission’ lara ek olarak birkaç tane demo
hazırlamışlar. Fakat demolarda tam demo. Neredeyse hero’ ların uyumalarını
koymamışlar. Tam oyuna ısınıyoruz hoop bir tane demo giriyor ve beklemeye
başlıyoruz. A aaa! sakın esc tuşuna basmayın çünkü demoları geçmeye imkan yok.
Ve işin kötüsü bazı demolar tam iki görev arasında. Gerçektende bazı demolarda
hakikaten geyiğin bollaştığı yerler ve buraları izlemek zorundayız. Benim
tavsiyem, (eğer hikaye ilginizi çekmiyorsa) bu saçma görüntüler bitene kadar
şöyle bir dışarı çıkın , dolanın, doğayla falan ilgilenin sonra geri dönüp devam
edersiniz.
Paket orijinal oyundaki hero’ ları kullanıyor. Hero kullanımında herhangi bir
değişiklik yok. Gene düşman kestikçe level atlıyor, atladıkça yeni büyüler
alıyor veya olanların level’ ını arttırıyoruz. Yalnız pakette inventory olayı
biraz ihmal edilmiş. Orijinal oyundaki gibi inventory’ leri ağzına kadar
doldurmak çok zor. Hatta bazen inventory’ nizde hiçbir eşya bulunmadan savaşmak
zorunda kalabilirsiniz. Ayrıca oyunda şöyle bir saçmalık var. Diyelim ki hero’
nuz bir bölümde 7. level ve iki veya üç tane level 3 büyüye sahip. Daha sonra
bölüm bitiyor ve aynı hero yeni başlayan bölümde bir anda 5. level ve sadece bir
veya iki tane (o da level 1 ya da 2) olan büyüye sahip sıradan biri olup
çıkıyor. Eğer benim gibi hero’ nuzun üzerine titreyen ve onu geliştirmek için
her şeyi yapan biriyseniz bu oldukça sinir bozucu. Ayrıca ortamdaki dükkanlardan
alışveriş yapmak ve hero2 larınıza hediyeler almak da mümkün.
Ek pakette, orijinal oyundaki gibi bir tane hero seçip onunla devam etme
şansımız pek yok. Genelde iki tane hero’ yu aynı anda kullanabiliyoruz. Bu da
değişik büyüleri aynı anda yapabiliriz anlamına geliyor. Gerçekten çok eğlenceli
bir şey bu.
Evet oyunun genelinden bu kadar bahsettikten sonra sanırım campaign’ leri
anlatmaya başlayabilirim. Hemen belirtmeliyim ki bazı campaign’ leri sonuna
kadar bitirme imkanım olmadı veya kimi mission’ ları oynarken bazı yan quest’
leri yapmadım. Bu nedenle herhangi bir yeri atlamışsam şimdiden özür dilerim. Ve
evet işte ölümcül görevlerimiz:
Campaign 1
Evet arkadaşlar bu bölümde toplam 8 tane mission ve birkaç tane de demo!
mevcut. Burada insanları yönetiyoruz ve Lord Vagnard ve onu ortaya çıkartan orc’
lar düşmanımız. Kullanabildiğimiz 3 tane hero var. Bunlar Melphis, Millenia ve
Ghimm. Bölümler klasik bir şekilde ağaç kes, altın çıkar, adam üret ve daha çok
düşman öldür mantığıyla ilerliyor. Haritalar, önceden de belirttiğim gibi
alabildiğine geniş ve altın kaynakları sınırlı. Bu nedenle sadece işe yarar
birlikleri üretip savaşmak gerekiyor. Yapay zekada parlak bir ilerleme yok.
Düşmanlarımız çok akıllı değil. Ama saldırdıkları zaman kalabalık ve etkili
birimlerle geliyorlar ve bazen bu durum oldukça tehlikeli olabiliyor. Bazen
komik durumlar ortaya çıkıyor. Mesela bir orc ve bir şövalye yanyana duruyor.
Normalde birbirlerinin gözünü oymaları gerekirken, biz saldırı emri verinceye
kadar öylece liseli aşıklar gibi bakışıyorlar.
Görevler eğlenceli ve ilerledikçe aksiyon bollaşıyor. Özellikle ilerki
bölümlerin birinde harika bir meydan savaşı yapıyoruz. Gerçekten de nefis bir
manzara ortaya çıkıyor. Sonuç olarak bu campaign gerçekten oldukça eğlenceli.
Yapımcılar oldukça hoş bir çalışma ortaya koymuşlar ve güzel bir iş olmuş.
Heyecanlı karşılaşmalar yapmaya hazır olun.
Campaign 2
İşte bence paketin, oynarken en çok zorlanacağınız bölümü. Hayır burada çok
güçlü düşmanlar veya yapılamaz mission’ lar yok. Sadece kamera açısı bir garip.
Kamera böyle hero’ muzun ardından gidiyor ve hero sağa sola döndükçe kamera da
dönüyor. Bir süre sonra izlemekten ve hero’ ya yol göstermek için imleci
işaretleyecek yer aramaktan sıkılıyorsunuz. Kamera açısı değişmiyor. Harita
üzerinde de işaretleme yapmak mümkün değil. Gerçekten de çok gereksiz bir iş
yapılmış ve oyunun oynanabilirliğine büyük bir darbe indirilmiş.
Bu kısımda ise hikaye şöyle. Kahramanımız Arndt, ormanda kaybolan bir
arkadaşını araken birden kendini gizli bir tapınakta bulur. Tapınaktaki konuşan
bir taş ona, eskiden dünyanın karanlık güçler tarafından işgal edilmek
istendiğini ancak bu işgalin dört tane kahraman şövalye tarafından
engellendiğini, daha sonra ölen şövalyelerin güçlerinin 4 ayrı taşa saklandığını
anlatır. Şimdi işgal tekrar başlamak üzeredir ve etrafta taşları bularak işgali
durdurabilecek tek kahraman Arndt’ tır. Köyünün kara güçler tarafından yakılıp
yıkıldığını öğrenen Arndt yemini bozar ve olaya girer. İşte hikaye böyle
başlıyor ve genelde düşmanlarımız undead efradı. Yine birkaç tane demo var ve
izlenmesi zorunlu! Klasik iyi-kötü savaşının konu alındığı bir campaign. Yeni
bir şey yok. Ben oynarken pek bir zevk alamadım.
Campaign 3
Bu bölüm zavallı köylülerin katledildiği bir demoyla açılıyor ve bu
katliamdan sorumlu olan kişi olan Demon büyük bir pişkinlikle eylemlerinin
süreceğini anlatıyor. İşte kahramanımızın (dolayısıyla bizim) görevimiz bu
şeytani varlığı ve onunla işbirliği yapan çapulcu güruhunu durdurmak. Grup
içinde kimler yok ki. Orc’ lar, troll’ ler, undead’ ler yani tüm iyilik
düşmanları orada.
Bizler ise bunca düşmana karşı hangi kahramanla savaşacağımızı seçip yola
koyuluyoruz. İsterseniz bir şövalye veya büyücü seçerek yola çıkabilirsiniz.
Kimi seçerseniz seçin sonuçta Demon’ un şatosuna doğru uzun bir yolculuk
yapıyoruz ve yol üstünde önümüze çıkanı kesip sonunda Demon’u da harcıyor ve
dünyayı kurtarıyoruz. Bölüm içinde bina yap-üret-saldır tarzı bir görev yok. Bu
da campaign’ e akıcı bir aksiyon havası katmış. Çünkü görevler oldukça seri bir
şekilde yapılıyor ve içinizde hemen diğer göreve geçip onu da bitirme isteği
doğuyor. Sıkı bir oyuncu 1.5-2 saat civarında bu bölümü bitirebilir.
Kahramanımızın kullandığı büyüler ve saldırı şekilleri orijinal oyundakilerden
derlenmiş ve karışık olarak her kahramana ayrı ayrı verilmiş. Dolayısıyla bir
warrior’ da bir magician büyüsü görürseniz şaşırmayın. En eğlenceli campaign’
lerden biri.
Campaign 4
Bu bölüm insanlar ve undead’ ler arasında 1000 yıl önce başlayan ve artık
neden başladığını bile herkesin unuttuğu bir savaşı konu alıyor. Savaş tüm
hızıyla sürmektedir ve hem insanlar hem de undead’ ler için durum artık oldukça
umutsuz bir hal almıştır. Undead’ ler son çare olarak en gelişmiş silahlarına
sarılırlar ve insanlarda buna son güçleriyle karşı koyarlar. İşte bölümün
hikayesi kısaca böyle. Gene insanlarla oynuyor ve kötü adamları yenmeye
çalışıyoruz.
Bunlardan başka oynayabileceğiniz 4 tane farklı single mission görevi mevcut.
Bunlar içinde benim en çok hoşuma giden ise “Nimos Camelot Defender” isimli
görev. Bu görevde kralı korumakla görevliyiz ve dört bir yandan adam yağıyor.
Öldürdüğümüz adama göre para kazanıyor ve yeni adam üretebiliyoruz. 4 farklı
asker, 4 farklı hero ve 2 faklı katapult üretebiliyoruz. Oldukça heyecanlı bir
bölüm. Oynamanızı şiddetle öneririm.
Birazda oyunun grafik ve seslerinden bahsedeyim. Grafik olarak herşey
orijinal oyundakiyle aynı kalitede 3D olarak yapılmış ancak hepsi bu. Grafik
anlamda oyunda herhangi bir yenilik yok. Tüm özellikler açık olarak
oynadığınızda gerçekten ortalık çok hoş gözüküyor. Çok nadir de olsa
kaplamalarda bazı titremeler veya bozulmalar görebilirsiniz ama dikkat çekecek
kadar kötü bir bozulma yok. Sadece campaign 3’ te hero’ muzun bilgi barında bazı
yazılar üstüste binmiş durumda görülüyor. Bu oyundaki en büyük grafik hatası.
Ben daha başka bir bozulma görmedim. Ama campaign 1 dışındaki campaign’ lerde
fare ile ekranı sağa sola kaydıramamak veya harita üzerinde işaretleme yapamamak
kötü olmuş. Ayrıca demoların bazılarında konuşan kahraman ekranda gözükmüyor.
Veya görev yerine 3 kahraman gidiyor ama sadece 2 kahramanla oyunu oynuyoruz. Bu
da oldukça saçma bir görüntü oluşturuyor.
Gelelim oyunun seslerine. Oyun içindeki seslerde de bir yenilik yok.
İşçilerin “ne istiyorsunuz”, askerlerin “gidelim” türü sesleri orijinal
oyundakilerle aynı. Almanlar sadece ara demoları seslendirmişler ve bu
seslendirme oldukça kötü. Mesela Grimm’ in demodaki sesi 120 yaşındaki bir
ihtiyarın sesi gibi ve galiba adam yokluğundan aynı kişi Grimm ile beraber
birkaç askeri ve şövalyeyi de seslendirmiş. Ama Grimm oyun içine girince birden
karizmatik eski sesine kavuşuyor. Ama asıl bomba, Grimm’ in seslendirmesi değil.
Ortamda bir elf priest’ ı seslendirmesi var ki duysanız “vay be Asteroth’ un
sanat güneşi misin mübarek” diyesiniz geliyor. Bu kadar mı iğrenç ve karaktersiz
bir seslendirme olur. Çok kötü. Ayrıca bazı kahramanların sesleri nedense birden
çocuklarda falan da kendini gösteriyor. Sonuçta ses yönünden bakarsak oldukça
amatör bir çalışma söz konusu.
Son olarak şunu belirtmeliyim ki bu add-on paketi Warcraft 3’ ü ve içindeki
single mission haritaları defalarca bitirmekten yorulanlar için yeni bir eğlence
kaynağı olacaktır. Bazı önemli hatalarına, “buna ne gerek vardı?” dedirten
gereksiz birkaç noktasına ve kendini çok tekrar etmesine rağmen oldukça iyi bir
çalışma olduğu söylenebilir. Resmi Warcraft 3 eklenti paketi çıkana dek bizi
oyalayacağından eminim. Ama emin olun resmi ek paket bundan daha eğlenceli,
akıcı ve daha güzel olacaktır. Yine de iyi oyunlar ve iyi eğlenceler dilerim.