Oyun İncelemeleri

Rise of the Argonauts

“Yazı için Barış Terun’a teşekkür ederiz.





Cretheus’un ölümünden sonra taht, Aeson’a geçecekti. Ancak üvey kardeşi bu
durumdan pek de memnun değildi. Tahtı gasp ederek güç hırsını dışarıya vurdu.
Aeson’ı hapsetti. Lakin yaptığı şeyin sonuçlarından bihaberdi. Bir kâhine göre,
Aeson’ın varislerinden biri intikam almaya gelecekti. Annelerinin yalvarmalarına
dayanamayan gaspçı üvey kardeş Pelias, Aeson’ı krallık üzerindeki tüm
haklarından feragat etmesi için zorladı, fakat öldürmedi. Aeson artık kral
değildi. Hapishanesindeki tünellerde karşılaştığı Alcimede ile evlendi. Alcimede
bir çocuk doğurdu. Pelias ise bunu öğrenip; çocuğu öldürmeye niyetlendi. Bunu
denedi de… ve çocuğun öldüğünü sandı. Ama çocuk inat etmişti ve yaşıyordu.
Çocuğun yaşaması, Pelias’a kızgın olan Hera’nın işiydi belki de. Alcimede
zekiydi; sahte bir cenaze töreni düzenledi ve çocuğu kaçırdı. Çocuğu Chiron
adında bir Centaur büyüttü.

Jason 20 yaşına geldi. Kralların katıldığı bir davette Pelias ile karşılaştı.
Pelias hazırlıklıydı, çünkü bir başka kahin tarafından uyarılmıştı. Lakin böyle
bir davette Jason’ı öldüremezdi. Jason’a “Ya kahin sana halkından birinin seni
öldüreceğini söylerse? Ne yaparsın?” diye sordu. Jason ise tuhaf bir karşılık
verdi. Bu sözleri ağzına tanrıça Hera yerleştirmişti belki de, “Onu altın postu
bulmaya yollarım” dedi. Pelias bunu kabul etti, için için güldü. Altın Post’u
bulurken öleceğine emindi Jason’ın. Jason tarihin en büyük gemisini inşa etti,
Herkül, Pollux gibi ünlü figürlerinde içinde bulunduğu bir mürettebatı yanına
aldı.

Bu Jason’ın gerçek hikayesidir. Söylenecek çok daha fazla şey var, ama ben
burada keseceğim. Mitolojiyi bırakıp, asıl konumuza geri dönelim. Oyunumuz
ilginç bir demo ile açılıyor. Jason kral olmuş ve en büyük aşkı ile evlenmek
üzere. Ancak nereden çıktığı belli olmayan bir suikastçı, muhafızları kolayca
öldürerek Jason’ın tek aşkına zehirli bir ok fırlattı. Ölü karısını diriltmek
isteyen Jason’ın yoluysa, Altın Post’u bulmaya düşüyordu. Elbette bu yolda
karşısına bin çeşit tuhaf yaratık, Titanlar, Centaur’lar, Satry’ler ve
kehanetlerin kendisi de çıkacaktı.

İlk eğitim

İlk bölüm bir Tutorial. Bu bölümde Jason’ın üstlerinde hakimiyet kurduğu
silahları ve hep yanında taşıdığı kalkanı kullanmayı öğreniyoruz. Bunlar;
mızrak, kılıç ve topuz. Mızrak kalkansız bir düşmanı uzaktan öldürmekte çok
etkili. Kılıç çok hızlı ve combolorı çok daha fazla. Topuz ise ağır olmasına
rağmen kalkanları ve düşmanların kafatasını parçalamakta bire bir. Her silahın
belirli comboları var. Mızrak karşınızdaki yaratığı deşip, öbür tarafa
fırlatırken, kılıç ortadan ikiye bölmelerde kullanılıyor. Asla parçalanmayan
kalkanınız da (Artık Adamantium’dan mı neden yapmışlarsa) düşmanı uzaklaştırıp
nefes almak için önemli bir rol üstleniyor.

Birçok oyunda olduğu gibi bu oyunda da favori silahınız kılıç olacak. Kalkanlı
düşmanlara karşı ise kesinlikle topuz. Çünkü mızrağın kalkan karşısında pek
etkisi yok. E tuşuyla silahları aniden değiştirip, düşmanları kolayca
şaşırtabiliyoruz. Yapay zeka denilen şey rakiplerimizde bulunmuyor. Bu da bir
eksiklik, ama Farcry tarzında bir şey beklemediğimiz göz önüne alınırsa kabul
edilebilir.

Rise of the Argonauts’un şiddet öğesi biraz fazla. Hatta oldukça vahşi olduğunu
söyleyebilirim. İlk bölümün sonunda karımızın intikamını aldığımız sahnede bu
iyiden iyiye açığa çıkıyor. Karakterimizin ölümü diğer oyunlara göre epey
farklı. Belli bir sınırı geçtiğimizde ekran hafif soluyor ve belirtilen süre
içerisinde darbe yemezsek ölümden kurtulabiliyoruz.

Yanımızda Yunan Mitolojisinin en büyük kahramanları yer alıyor. Mitolojiden
hoşlananlar için harika bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Başından beri
yanınızda dövüşen Herkül, Achilles, yarı-tanrı Pan, Atalanta, Polux bunlardan
sadece bir kaçı. Oyunun en büyük eksikliği işte burada ortaya çıkıyor. Ne yazık
ki yan karakterler üzerinde bir kontrolümüz yok. RPG öğesini kaybettiğimiz kısım
da burası. Onları kontrol edemediğimiz gibi, gelişimleri üstünde de herhangi bir
oynama yapamıyoruz. Rise Of Argonauts yerine “Jason ve saz arkadaşları” ismi
konulabilirmiş.

Bitirim ekibi

Herkül tam bir kas yığını. Tamam dizideki Kevin Sorbo gibi bir şey
beklemiyordum; hatta bu mitolojik tasvirlere daha yakın, yine de pek karizmatik
bir görüntü sunmuyor. Tüm ışıkların Jason üstünde toplanmasını isteyen
yapımcılar için bu doğru bir karar olabilir. Herkül kalabalık yığını darmadağın
edebiliyor. Hatta Jason’ın karısını öldüren zehirli oklardan iki tane yediğinde,
yaptığı tek hareket omuz silkip suikastçıyı duvara fırlatmak oluyor. Achilles’ı anlatmaya pek de gerek yok sanırım. Dövüş stili olarak Jason’a en yakın karakter. Birçok konuda oldukça dengeli. Atalanta ise çok hızlı. Tam bir
çeviklik canavarı. Ok ve yayla düşmanların işini bitirmeyi tercih ediyor. Pan
oyundaki büyücü eksikliğini gidermek için orada. Bu işi de iyi beceriyor.Diğer bir eksiklik ise kamera açılarıyla yaşayabileceğiniz sorunlar. Bazı buglar
yüzünden Jason duvara kilitlenip kalabiliyor, oyunu load etmek dışında bir
çaremiz kalmıyor. Seslendirmelere daha çok özen gösterilmesini beklerdim, lakin bu işi pek de
ciddiye almamışlar. Oysaki mitolojinin en karizmatik varlıkları ile
karşılaşıyorsak, seslendirme daha etkileyici olmalıydı. Efektler ise ne eksik ne
fazla. Yapımdaki diğer bir eksiklik ise büyük bir fazlalık olan diyaloglar. O
kadar çok diyalog var ki, bunların çoğu da pek gerekli olmayan diyaloglar.
İçinizden “Sus be adam, bir dakika soru sorma” demek geçiyor.

Yapımda mini-map eksikliğini de hissetmedim değil. Sol üst köşede dursa çok
büyük bir rahatlık sağlayabilirdi. Rise Of Argonauts’ta nedense bir de yavaşlık
sorunu var. Oyun oynamak için son derece güçlü olan sistemlerde denememe rağmen
takılma sorunu yaşanıyor. Duyduğum kadarıyla PS3 ve Xbox versiyonlarında da bu
sorun yaşanıyormuş. Umarım uygun bir yamayla düzeltilir.

Üstün güçler



Jason’ın yeteneklerini geliştirmek ise son derece eğlenceli. Bu arabirim son
derece başarılı olmuş. Oyunumuzda 4 farklı Tanrı var: Ares, Hermes, Athena,
Apollo. Tanrıların lütfünü kazanarak 25 farklı yönden karakterimizi
geliştirebiliyoruz. Bu kadar çok yol olduğu için; ancak oyunun sonuna doğru
güçlerimiz doruğa ulaşıyor. Peki bu lütuflar nasıl kazanılıyor? İtiraf ediyorum;
oyunu biraz sadistçe oynadım. Mouse’un sağ tuşuyla yaptığınız hareketler
fazlasıyla kanlı olabiliyor. Mızrakla düşmanı sallayıp öbür tarafa fırlatmak,
topuzla kafatasını parçalamak ya da kılıçla ikiye ayırmak. Bunlar Ares’in
lütfünü kazandığımız hareketler ve son derece eğlenceliler… Ares, kutsamaktan
yorgun düşüyor. Kavga eden iki tüccarı sakinleştirmek ise Hermes’in lütfünü
kazanmanızı sağlıyor. Konuşmalarımızla da Tanrıların lütfünü kazanabiliyoruz.
Fakat hangi konuşmanın nasıl lütuf kazanabildiğini kolayca anlayabileceğiniz
için konuşmalar mekanikleşiyor.


“Zırhının parlaklığıyla Jason’ın gücünden etkilenmemek elde değil.”


Geliştikçe müttefiklerimizi güçlendirmek, çabuk iyileşmek, resmen şaha kalkıp
önümüze ne gelirse dağıtmak gibi yetenekler edinebiliriz. Tanrısal güçler de
kazanabiliyoruz. Düşmanı taşa çevirmek, patlama benzeri güçlü vuruşlar yapmak
bunlardan yalnızca birkaçı. Bu hareketler oyuna büyük bir zevk katıyorlar. En
güçlü düşmanlar hariç pek ihtiyaç duymayacaksınız, ama bu eğlenceli oldukları
gerçeğini değiştirmiyor. Dövüşler son derece tatmin edici. Savaş sistemi de hoş.
Fakat kim istemez bir Achilles’ı ya da Herkül’ü kontrol etmemeyi.

Yapım içinde sizi zorlayabilecek pek de fazla düşman yok. Rise Of Argonauts’u
aksiyon oyunu olarak nitelersek iyi olmuş diyebilirim, ama bu kadar iyi bir
hikaye böyle anlatılmamalı. Mass Efect gibi efsanelerle yarışabilecek bir oyun
potansiyeli harcanmış oluyor. Diyalogları çıkartırsak oyunu 8-10 saatte
bitirmeniz oldukça kolay. Bu tür oyunları oynarken en çok istediğim şeylerden
biri uzun olmaları ve zevkini fazla fazla çıkarmaktır. Morrowind gibi 100
saatlik bir oynama süresi beklemiyorum, ama 8 saatte kulağa çok az geliyor.

Sonuç



Aksiyon oyunlarının temeli bence stres atmaktır. Vurmak, kırmak, parçalamak.
Oynanabilirlik sorunlarını fazla yaşamadan, çok da kafamızı yormadan oynarız bu
oyunları. Bazı eksiklikler göz ardı edilirse; Rise Of Argonauts’u kolayca
tavsiye edebilirim. Aksiyon sahnelerinde zevk alacağınıza dair şüphe duymuyorum.
Yine de böyle iyi bir konu, böyle yan karakterler her oyunda bulunmaz. Rise Of
Argonauts efsane olabilirdi; karakter etkileşim sorunları, FRP-RPG tarzı
etmenlerin zayıflığı, bayıltıcı diyaloglar ve bazı teknik sorunlar nedeniyle bu
şansı kaybetmiş. Bence oynayın, kafanızı boşaltın. Derin etkiler bırakacağını
söyleyemem ancak bazı bölümlerin çok zevkli olacağını söyleyebilirim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu