Türk Pop
Tüm bunlar bir Hiv virüsüne benzer,hücre içine girmeden ondan emin olamazsınız.
Bu kurtulması zor olan bir virüstür.
Onu arka bahçenize yerin 6 fit dibine gömersiniz ama hala seslerini,hala bir şeyleri kemirdiğini duyabilirsiniz. Bu bir virüstür ve tek kurtuluş onu yakmaktır.
Merhaba kitle,
Şu anki yazımızda pop kültürünü irdeleyeceğiz. Bunları yazmama neden olan olaya geçmek istiyorum hemen.
Bu yazıyı yazmamın sebebi üzerime gelen yoğun baskılar ve katılmış olduğun bir seminerdeki izlenimlerimdir,bu olaydan bahsedeceğim sizlere.Kendince doğru olan göreceli fikirlerini sanki tek doğru olan düşünce tarzıymış gibi etrafa savurmaya başladı.Tanıyanlarınız vardır belki,Erol Altaca.Bir salon dolusu insana şu şekilde sesleniyor;
Hani bir Amerikan var,Eminem.Ben hayatımda böyle bir saçmalık unsuru görmedim. Eminem kölenin patrona isyanıdır, Eminem Amerikan kültürünü diğerlerine empoze etmeye çalışan bir berduştur. Bu tür müzikleri dinleyenlere acıyorum,böyle bir zavallılık olur mu ? Böyle bir gerzeklik olur mu ? Eminem i ve benzerlerini Amerika da berduşlar,işe yaramazlar dinliyor,Türkiye de ise herkes.Sizler o gerzekler den olmayın sakın.
Ben burada Eminem denilen adamı savunmayacağım,sadece düşünce tarzını eleştireceğim.Aklıma kazınanlar bunlardı,söylenenleri kınadım,ayrıca gücendim de,nasıl bir insan dinleyicilerin çoğunluğunun düşünce tarzının zıt olduğunu bildiği halde hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi onlara gerzek diye hitap edebilir ki,nasıl bir zihniyettir bu anlamadım ben.Şu şekilde başlayacağım yazıma,birinin size ‘gerzek’ dediğini düşünün.Acı veriyor değil mi?
Seminer yaklaşık 1 saat kadar sürdü ve içindeki saklı hakaretleri çekemedim ben. Bu olay tek taraflı düşünceyi insanların beyinlerine sokmak için düzenlenmiş bir gösteri gibiydi. Şahsa hiç bir noktada katılmıyorum ve katılmaya da niyetim yok diyerek kesip atmayacağım,nedenlerinden bahsedeceğim elbette,zaten konumuzda bu,pop kültürü.
Pop kültürü ve kitle katliamı
Hani pop kültürü canavarı vardır,hani yeşil gözlü,güzel elbiseli,parmakları ojeli,tatlı dilli. Hani hep yanık sesli birileri tarafından söylenir. Hani eline klasik gitarı alan,soyunup gelen ondan olur. İşte gerçek canavar orada duruyor,evet tam karşınızda,radyonuzda,televizyonunuzda,üst komşunuzda. Gerçek canavar orada,güzel ses ile kamufle edilmiş,apaçık evlerinize girmiş olan canavar.Eğlendiğinizi sanırsınız ama aslında katlediliyorsunuzdur.
Bir çoğunuz benim hiçbir açıklama yapmadan hemen misillemeye giriştiğimi düşünüyorsunuz şuan,doğru! Suç bende,hemen aşağılamaya giriştim değil mi.? Muhtemelen yazımın devamını okuduktan sonra üstteki paragrafı bir kez daha okumayı tercih edeceksiniz. (Biraz iddialı mı oldu ? Beklide,aslında olması da gerekiyor).Beyinden beyine değişir tabi ki,insanların kafasındaki oturmuş kavramları değiştirmek zordur elbette.
İnsanlar arasındaki bu görüş farklılığını yaratan sadece dar görüşlülüktür,cahili yet döneminden kalma saçma sapan önyargıdır. Ama biliyor musunuz ? İnsanların çoğu aynı fikirde,belki siz bile. Ancak siz müzik nedir biliyor musunuz ? Peki,müzik göreceli bir kavram mıdır? Müzik,kulağa hoş gelen melodik saçmalık değildir yada müzik uzayda yer kaplayan,kütlesi ve hacmi olan şey hiç değildir.Tamamen ruha hitap eder.Müziği Newton bulmamıştır yada Bill Gates yazmamıştır.Müzik en önceden beri vardı,fakat yeni keşfedildi.Müzik anlamlı söz kaosudur,2 dakikalık curcuna değil.Ve asalak dinleyicilere,insanların gözlerine baka baka aşağılamaya çalışan hipodrom kaçkınlarına göre değildir.Müzik her şeydir,ben müzik dinlemem diyen ve farklı olmaya çalışan veletlere kadar ulaşır ama pek azı onun gizemini çözebilmiştir.
Alışkanlıklar düşünceleri pasifleştirir
Yakın zamanda bir pop kültürü esiri olan herhangi bir kızın düşüncelerini aldım,bana anlattıkları çok çarpıcıydı. Olaylara inanılmaz bir önyargıyla yaklaştığını fark ettim,cümle aralarında da ‘bana o tür müziği savunma’ diye üsteliyordu. Ona dinlediği şeylerin aslında birer ağız salgısından öte kusmuk gibi iğrenç olduklarını söyledim. Bunun üzerine bana çok sert çıktığını gözlemledim. Tartışma uzadıkça uzadı,ve en sonunda bana bağırdı ve beni her şeyi eleştiren evrimleşmiş bir yaratık olmakla suçladı,ardından oradan uzaklaşıp ortalıktan kayboldu.Herhangi bir yere gitti,kim bilir,beklide aynı müziği dinleyecekti.
O tartışmadan sonra,düşündüm,bana neden bağırmış olabilirdi.Ve sonra buldum,işte bu..bu kızda da klasik belirtiler başlamıştı.Görüş darlığından kaynaklanan bir çeşit hastalıktı bu.Ama her şeyden öte bu meseleler büyük bir baş ağrısını andırıyordu,yani onların dilinden anlayabilmek ve anlatabilmek.
Farklı olduğunu sanmak ama kafasını çevirdiğinde etrafındaki klonlarını görmek.Tüm bunlar onun kafasındaki beyin hücrelerinin hareketlenmesine neden olup,savunma mekanizmasını harekete geçirmişti.Ve eğer kabullenememe teorim doğruysa şunları düşünmesi muhtemel olacaktı -Ne biliyorum ki ben veya ne yapıyorum,söyledikleri doğrumuydu? Veya sadece ben mi anlamak istemdim ? Ama umurumda da değil,her şeyden öte onların hepsi birbirine benziyor,hepsi birbirinin aynı.Lanet olası,kafama neleri soktu.Ama müzik beşeri olduğundan aman yani göreceli,ee bu durumda bende işe yaramaz bir kan pıhtısından gelmiş oluyorum ki buda mantıken imkansız,ee bu durumda düşüncelerde ki farklılığı yaratan başlıca etmen ne oluyor ? Alışkanlıklarımın neden olduğu pasifleşmiş düşüncelerim mi?
Ben insanlara doğru olanı anlatırken,onların bana bilgime karşılık olarak kureyş kabilesinden gelmişim gibi davranmaları hoşuma gitmiyor. Bu camianın içinde o kadar kendini bilmez ve o kadar megaloman insanlar vardır ki,sizi katil etmeye yetecek tek nedeni oluştururlar çoğu zaman.
Hani devamlı sorun üreten İETT şoförleri vardır ya,sırf kıllık olsun diye laf üretirler,küçük çocuğa sorar -öğrenci misin sen? Pason nerede? Çocuk -hayır değilim,sizi kandırabilmek için kendime öğrenci süsü verdim,çanta filan aldım,forma.bilirsin. Ve sonra çocuk ilerleyip oturur,ve aynaya bakar,şoförün koca nemrut suratını görür aynada…Ve ardından küfretmeye başlar çaktırmadan.İşte bu insanlarda böyledir,en azından andırırlar.
Batıdan esintiler
Düşüncelerine saygı duyup duymadığım meçhul olan bir büyüğümün ağzından devamlı şu sözleri duyuyordum; -Amerikan p..leri,batıya özeniyorlar. Nedense toplumumuzda böyle bir düşünce tarzı kendini gösterdi bu sıralar.İnsanlar bir şeyleri dinlerler,bu Eminem,Nirvana,Guns’n Roses yada Iron maiden olabilir,ama insanlar bu müziği dinleyerek kimseye özenmezler,yapabilecekleri en ciddi iş,şarkının sözlerini ezberlemek olur çoğu zaman.
SuperStarların doğuşları ve batışları aynı şerittedir
Ajda pekkan,Nülifer,Emre altuğ,Arto ve niceleri.Hepsi rüzgardılar ama çabuk geçtiler ama hala ortalıkta dolaşanları da var bunların,hepsi belli bir imaj yakalamaya çalıştılar ama hiçbiri bunu başaramadı veya başarmışta olabilirler bir kısım insanın gözünde,isimlerini değiştirdiler,hatta bazıları imaj maker tuttu bunların.Ama biliyor musunuz ki bunlar tükürdüğünü yalayarak beslenen bir çeşit kara hayvanı oldukları için süt dökmüş kedi gibi geleceklerdir yine toplumun içine. Geldiler bile,hatta biraz önce bir tanesi Pazar keyfini sunuyordu mışıl mışıl,kendi suç aletine bedava hizmetçilik yapıyordu.
Ama onlar önemli olan şeyin ses ve kelimeler olduğunu unuttular.Önemli olan kalça değildir veya dudaklar. Hepsi Televolelere malzeme olmaya can atıp,kanalların kapısında yatmaya mehilliydiler.İstedikleri şey sadece gündemde kalabilmekti.Ama onlar yok olmaya yüz tuttular şimdi.
Neden diğerleri?
Türkiye de müzik adına hiç bir şey yapılmıyor,şarkıcıların yaptıkları müzikler birbirlerinin kopyaları halinde etrafta dolaşıyorlar.Öylesine bir gerçek bu kendi halinde.Hep biri çıkar ve şunları mırıldanır ; seni seviyorum,bir tanem,mavi gözlü sevgilim,sevdim seni bir kez,başkası olmaz asla,gümbür gümbür geliyor sonunu bilemem,bir tanem falan filan.Bir erkek çıkar ve kadına övgü üzerine övgü yağdırır, veya bir kadın çıkar ve erkeğe sitem eder. Zaten Petek dinçöz ün bile ast solist olabildiği bir ülkede bunlar gayet doğaldır. 3.albümünden sonra daha yeni nota öğrenmeyi başaranlar bir yerde, Magazin programlarına bulundukları enlem ve boylamı sanki haberi yokmuş gibi bildirenler bir yerde.
Aslında bilindiği gibi tüm pop şarkıları aynıdır,sadece melodik değişikliklerle yeniden hazırlanırlar her seferinde.Melodi değiştirilir,sözler aynıdır hep.Ee zaten önemli olan müziğin,ritmin kulağa hoş gelmesi diyen bir adamada gayet müstahaktır bu aldatmacalar..Gayet hem de,bu konuda kimsenin itiraz etmeye hakkı kesinlikle yoktur.
Türkiye de müzik yapılıyor da biz mi dinlemiyoruz ve böyle ağzımızdan salya akıtarak eleştiriyoruz.
Müzik fanatizmi
Anlattıklarımdan bir şeyler çıkaranlar varsa onları bilgisayar ağı denilen bu elektronik nabızdan kutlamak istiyorum.Mesela bu tür müziklerin olduğu bir konsere gittiğinizde olayı daha iyi anlamanız muhtemeldir.İçeriye adımınızı atarsınız,genelde ortama ağır bir koku sinmiş olur.İlerlersiniz,konser başlar,her zaman ön taraflarda fanatik bir grup bulunur ve bunlar devamlı kusan pis adamlardır,yanlarına yaklaşmaya gelmez,içtikleri biranın ve kafa sallamanın etkisiyle üzerinize kusabilirler.En azından bir kere görülmeli demek istiyorum ama çok sakıncalı bir ortam aslında.Havadan devamlı gitarist yağmuru filan oluyor,adamlar bir yerlere çıkıp üzerinize filan atlıyorlar durmadan. Fanatizmden bahsetmişken orada gözlemlediğim bir olayı aktarmak istiyorum,bir adam kalabalığın içinden çıkıp geldi ve diğerine baktı,’sende metalci tipi yok’ demesi ile,onun biletini yırtması bir oldu,sonrası malum zaten.
Benimsenen müzik tarzı
Peki bu kadar anlatıyorum da benim savunduğum müzik tarzı nedir ki! Ben saçma olmayan müzik tarzını savunuyorum,çıkar amacı göz önüne alınmayan müzik tarzını. Mesele Nirvana ya baktığımız da görürüz,bu adamlar gerçekten inanılmaz büyük paralar kazandılar bu işten,ama ben asla onların o muhteşem şarkılar para için yaptıklarına inanamam ve kimsede beni inanmaya zorlayamaz,çünkü bu müzik gerçekten kalite kokan bir müziktir.
1 gece de yapılan ve klonlanmış müzik değil. Peki her müzik tütünde saçmalıklar yok mu,tabi ki var,bu arada bir de bazı şeylere leke sürenler,mesela Britney spears, ı love rock&roll adında bir şarkı söylüyor ve bunun rock olduğunu iddia ediyor,ama aslında o şarkı pop tan başka bir şey değil.
Kadının gitar ile alakası olmadığı halde,klipte eline gitarı alıp sallıyor sanki çalarmışçasına ve Shaina twain de aynı şekilde.Ve bazıları hala bazı insanlara özenti olduğunu iddia ediyor,özenti mi dediniz,kim acaba.özenti lafını duymak istemem çünkü o sözü söyleyen asalak bir insanın yanımda olduğunu bilmek beni fazlası ile rahatsız eder.
Konuyu derinlemesine incelemeye başlarsak. Bizlere ilk başta sorunun kaynağına bakmayı öğrettiler.Ben pop müziğine baktığım zaman şunu gördüm, kurguda problem var. Evet kurgu fazlası ile bozuk,sorun tam olarak bu. Mesela suç ve ceza yı okuyanlar bilirler.Birden bire cinayetin ardından gerilim durur ve yazar felsefe yapmaya başlar.Söylediklerimin bununla ne alakası var peki ? İşte iddiam şu ;yeni bir şeyler yapmak.işte.pop müziği gibi aynı zavallı zırvalıkları yüzlerce kez tekrarlamak değil.Ben müzikte taklitçilik istemiyorum,müzik bir tane olandır,yeni olandır,klonlanmış olan değil.İşte pop da ki çatlağın başladığı yer tam olarak burası zaten,’yeni’ kelimesi. İşte bu ‘yeni’ Türkiye de ki kabilelerden öylesine tepki aldı ki,bunun tek adı insafsızlıktır,insanların kafasındaki değişmeyen müzik şablonlarıdır.
Bir birinin kopyası müzik tarzı eziktir,hem de düşleyemeyeceğiniz kadar. Mesela Rock&Roll u ele alalım,bu müzik tarzı asalak bir insanın kaldırabileceği hafiflikte olduğu için yozlaşmış beyinlerin bünyesine daha uygundur.Ama hiç biri metal müziği sevmez bu yaratıkların,metal müzik ikinci sınıf bir müzik değildir,her şeyden öte metal müzik bir piç değildir.
Açımızı genişlettiğimizde,müzik ve müziğin formu batıda ve Türkiye de farklı.ABD’de Marliyn Manson hayranları,Timothy Mcvigh sloganları atıyorlar.İsimlerini alan binlerce müzik grupları kuruyorlar,milyonlarca insan bu besteleri yapan kişilerin birer deha olduğunu düşünüyor.
Olay şu,baskın olduğu için metal müzik denildiğinde insanlar dönüp o tarafa bakıyorlar.Ama bakılması gereken öyle önemli adamlar var ki.Günümüzdeki Türkiye de sadece pop müziği anlatılıyor ve anlatılırken de Seven’daki gibi felsefi mesajlar yok,tümüyle tecimsel.Ve insanlar pop denildiğinde bunu anlıyorlar,anladıkları şey tam olarak şu ; Müzik güzeldir,müzik güzel çünkü bizim hoşumuza gider.Yani bir hücrenin crossing-over olayını gerçekleştirirkenki hali kadar masumca,safça ve amaçsızca dinleniyor.
İhtiyacımız olan son şey önyargı
Geçmiş günlerde durup gökyüzüne bakmıştım. Yağmur sonrası havadaki renkler birbirine karışmıştı.O renkte neydi öyle gökyüzündeki,çok ender görülen bir renkti bu. Fakat o güzel miydi ? İlk defa karşılaşılan bir renge kötü damgasını vurmak ne kadar adilse, adalet benden öncekiler tarafından yönlendirilmişti. Sana bir şans veriyorum,ne olduğunu ispatlaman için. Benim iyimi ve benim kötümü sen bilemezsin, bu yüzden göster bana olduğun şeyi, gerçekliğini…
Ve o bana şöyle dedi ;
Her seferinde daha derin gerçekleri ara.Bırak okyanus dalgaları seni dibe çeksin. Sualtındaki ölmüş insanlarını gör. Orada bile cehennem ateşlerinin yandığını gör. Ancak ondan sonra güzelliklere aşık ol,deneyimli ol ; ölmek ve öldürmek için sebebin olsun. Dünyayı keşfet, sanki başkası yapamazmış gibi. Ay, güzel, beyaz, ay. İnsanların hayallerini süslerken, dışkının çevresinde uçuşan sineklerden biri, Ay. Saran bir kaseti teypten hiç çıkartma ve yeni kasetler dinlemeyi reddedip karanlığı seç. O yorganın altı gerçekten karanlık mı sence,yatarken morgda? Bence yeterince anlamlı.
Şu şekilde düşünmeyi deneyin,herhangi bir cisim düşleyin,mesela düşlediğiniz cismin çok büyük olduğunu düşleyin ve bu büyüklüğün sınırı olmadığını düşleyin ve bu durumda küçüklüğün de sınırı olmamalıdır değil mi? Bu durumda sınırlı olan tek şeyin insanın düşünme gücü olduğunu anlarız ki buda sadece algılama da sorun olduğunu kanıtlar. Mesela İçinde bulunduğunuz evrene bir bakın,ne kadar büyük olabilir ki? Düşünemezsiniz çünkü beyninizin kaldıramayacağı bir şeyler vardır orada,ancak bu büyüklüğü bir yere kadar algılayabilirsiniz,düşünürsünüz,düşünürsünüz ve yine düşünürsünüz.Ve düşündüğünüz cismin boyutu arttıkça o sizi bir şekilde yener.Daha öteye gitmenize izin vermez,çakılırsınız.Bu örneği göz önünde bulundurarak düşündüğünüzde Türkiye’nin yüzde kaçını popçular oluşturuyor peki ? Karşımızda %80 gibi inanılmaz bir oran var ki,bu da olayı arz talep meselesine bağlıyor zaten.
Yani karşınızdaki şey sizde ne kadar büyük olursa sizin de işiniz o kadar zor olur. Mesela Mmc adındaki müzik kanalında benim çok takdir ettiğim bir şahsiyet vardı,o da benim gibi düşünüyordu,kanaldaki yaptığı programda hep Rock ‘n Roll, Nu metal tarzında müziklere yer veriyordu,ama sonra o da kayboldu,çok fazla baskı yedi kanalından ve yenildi.
Artık kendi yaptığım programda bile müziklerimi ben seçemiyorum’ dedi ve bir daha da yapmadı o programı. Olayın bir diğer mantık boyutuna değinecek olursak. Diyelim ki 10000 den büyük olan iki sayıyı şimdiye kadarki yaşantınızda hiç toplamadınız.Sizin tutup ta birdenbire 10100+10001=5 demeniz şimdiye kadar gerçekleştirdiğiniz hiçbir toplama işlemi ile çelişmez,tabi eğer böyle bir toplama işlemini 10000 den büyük sayılar daima 5 tir şeklinde tanımlanmamışsa başkaları tarafından. Çok ciddiyim. Eğer haklıysam sabit hiç bir anlam yok demektir.Ve zaten öylede.
Dünya üzerinde hiçbir sabit anlam yoktur,bir tek i hariç,Türkiye’nin müzik anlayışı sabittir.Pop kültürünü gelecek nesil olduğu gibi alıyor,bir nevi ortamın yapısına uyum sağlamazsan öl politikası bu. Alışkanlıklarımızı uygulamaya bayılıyoruz,bu durumda pop gelenekten başka bir şey değil.İnsan doğasında miskinlik öylesine güçlü ve derin ki. Matematik bunun için iyi bir örnekti.Thales olmayan bir şeyi değil olanı buldu…Hiç bir şeyin sabit kalmadığı bir dünyada Müzik sabit kalabiliyor.
Düşünmeyen insan farkı göremez
Geçen zamanlarda İstiklal caddesinden geçerken yeni çıkan albümlere bakmak için bir mağazaya girdim. Rock albümlerinin bulunduğu reyona yöneldiğimde gördüğüm görüntü karşısında dehşete düştüm,kategorizede bir yanlışlık olamazdı,nasıl bir beyin Rock and pop adlı bir reyon oluşturabilirdi ki ?
Sersemleyip Petek dinçöz,Ragga oktay albümlerinin arasından System of a down adındaki çok sevdiğim bir grubun albümünü çıkarabildiğimde,albüm kapağına aşık olmuştum.Bu bir eserdi,evet son yıllarda görmüş olduğum en iyi kapak bu,bembeyaz bir fon üzerine siyah kocaman harflerle yazılmış ”steal this album” yazısı (Çevirisi : Bu albümü çal).Farklılık her şeydir,pop albüm kapaklarına baktığımda hep aynı sahneyi görürüm,kapakta albümün sahibi başını dirseğinin arasına almış ve sırıtıyor. Demek istediğim,bana aynı olmayan şeyler verin,klonlanmış olan sizde kalsın,tek istediğim farklı bir şey üretmeniz…
Tabi benim savunduğum tür müziklerin Türkiye de yayılamamasının nedenlerinde biride hala insanları koruyan ahlak,din,dil,aile gibi değerlerinin olması,bu olayın nesnel zeminidir.Tabi buradan ahlaksız olun,siz hafiften ateist olun gibisinden anlamlar çıkardıysanız o sizin sorununuzdur. Mesela benim iki ateist arkadaşım var canlı örnek göstermek gerekirse,ikisi de bu konuda beni pek rahatsız etmiyorlar.Bu kendilerinin bileceği iştir,beni ilgilendirmez,beni ilgilendiren dini değil,sadece ilgilendiğim konudur,müzik anlayışıdır,dini,dili,ırkı veya teninin rengi değil.Benim demek istediğim Türkiye de ki dinleyici biraz da müziği yapan adama bakıyor ve yargı çıkartıyor,adam uzun saçlıdır ve sesini fazla yükseltiyordur ve dinleyici ondan soğur,gidip pop dinler,dinlediği şarkının sesi alt kata gelir ”gümbür gümbür geliyor sonunu bilemem Allah Allah demeden”.Sonrasında da alt kattaki komşusu olan insan evladı ondan rahatsız olur,ve sonra da ona misilleme yaparak yeni aldığı doubly 5.1 ses sistemini tavana dayar,canlı örneğiyim ben bu olayın.
Mesela geçen zamanlarda gördüğüm bir olaya ben çok güldüm. Tgrt adlı kanalda izlediğim bir şey kahkahalara gömülmeme neden oldu. Bildiğiniz üzere Türkiye deki en kaliteli müziklerden birini yapan PENTAGRAM adındaki grup haberin konusu idi. Ve o kanaldaki popçu militanı insanlar bu gruptan o kadar korkmuşlar ki yaptıkları haber insanı kusturuyordu. Haber şu şekildeydi ; Satanistlerin meskeni olan bir ortamı hafiften kuyruk efekti ekleyerek gösteriyorlar,ve PENTAGRAM’ ı devamlı kötülüyorlar,peki ne şekilde,”satenist grup şeklinde” ve işin en komiği de arka fonda Metallica çalıyorlar.Yorum sizin,lütfen eğer bu örnekten bir şey anlamadıysanız,hiçbir şeyi anlamaya kasmayın çünkü ben asalak insanları sevmem,anlamadınız mı ? Lütfen bir kez daha okuyun,bakalım bağlantıyı kurabilecek misiniz.
Olaya başka bir taraftan bakmayı denersek,pop dinleyen insanların sandığı şey aslında şudur ; Bu müziği yapan adam iletişimsiz insandır ve bu durumda o ürkütücü bir hal almıştır,müziği onun bağırsaklarıdır…Bu durumdaki insanları toptan kaçan kalecilere benzetirim ben…
Kırılsa da,çözülse de ve bazıları kaybolsa da değerlerlerimiz hala devam ediyor…Bu müzik türünün dışlanmasının nedeni de bunların korkusudur zaten.
Bakire bir mikrop
Olayın geçmişinden de bahsetmek gerekiyor sanıyorum,bugün Türkiye de olduğu gibi bir zamanlar bu olay batıda da çok küçümseniyordu,fakat sonradan büyük bir gelişme gösterdi,sonrasında bu tür müziğin çeşitliliği arttı,çünkü orada üreticilik vardır,çünkü orada Türkiye de ki gibi hazıra konuculuk,leş yiyicilik yoktur.Mesela rap ile metal karıştırıldı ve ortaya yepyeni bir tür,Nu metal çıktı,işi iyice abartıp black metal yaptılar,hiçbir zaman aynı düzlemde ilerlemeyi düşünmediler.Yani müzik kavramı Türkiye dekinin aksine sabit değil,değişkendir,bu yüzden de Türkiye deki müzik,müzik değildir ve kaybetmeye mahkumdur.
Bu arada,bu olayda müzik yapımcılarının bakış açısı da çok önemli. Ülkedeki koşullar el vermese bile sizin bir müzik adamı olarak nereden baktığınız,olayı nasıl değerlendirdiğiniz,o konsepte ne kadar sahip olduğunuz önemli.Çünkü müzik adamı denilen adam özel bakış açısı oluşturmalıdır. Peki bu bakış açısını nasıl oluşturuyorsunuz? İşte bir diğer sorunda burada başlıyor zaten.Öyle bir olay yok Türkiye de,bu yüzden de müziğin gelişmesi tek kelime ile imkansız,devamlı yerimizde sayıyoruz,bir pop kültürü fulyası gelmiş,bir daha gitmiyor,sonuçta hepsi birbirinin aynı,tüm pop şarkıları ve şarkıcıları,sonuçta hepside buldukları her deliği dolduran birer bakire mikroba benziyorlar.
Bu yazıdaki ilk ve son paragrafı karşılaştırdığınız da ne demek istediğimi tam olarak anlayabileceksiniz.
(Bu yazı çok kısıtlı zaman bir zamanda yazılmış bir yazıdır,sadece kişisel fikirlerimi içermektedir)