Oyun İncelemeleri

WWI: The Great War

Tek bir kişiye atılan kurşun ve savaş

28 Haziran 1914’de Franz Ferdinand Bosna’da vurulur. Tek bir kişiye atılan kurşunun; nasıl milyonların ölümüne yok açacağı ve 20. yüzyılın en büyük savaşlarından ilki olacağı hiç tahmin edilir miydi? Bu kurşun dört koca yıl boyunca dünyayı gaz bombalarına, gaz ve ateşten kararmış gökyüzünde vızıldayan kurşunlara sebep olacaktı. Birinci Dünya Savaşı hava, kara ve deniz birliklerinin aynı anda ve organize olarak kullanıldığı ilk savaştır. Yepyeni ölümcül silahlarında kullanıldığı ilk ama son savaş değildir. Son yıllarda yapılan sayısız İkinci Dünya Savaşı konulu FPS, RTS, simulasyondan sonra, Birinci Dünya Savaşı konulu ilk oyun olan World War I: The Great War şimdi bize bir fırsat sunuyor. Savaşı değiştirmemize olanak tanıyor ya da tanımaya çalışıyor?!

Önce ekonomimizi geliştirelim sonra savaşırız

The Great War’u, ister bir ülke seçip (Seçeneklerimiz Almanya, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu, İngiltere, Fransa ve Rusya. Evet, Osmanlı İmparatorluğu yok.) görevleri bitirerek oynayabilir veya skirmish modunda yine ülkenizi seçip, görev modundan farklı olarak düşman ülkeleri, haritanızı ve kaynak bolluğu gibi seçenekleri ayarlayıp oynayabilirsiniz. Skirmish modunda düşmanınızın zorluk seviyesini ayarlayabilirken, normal görevleri bulunduran asıl oyunda bu mümkün değil ne yazık ki. 

The Great War’da, Red Alert’te veya Rise Of Nations’da olduğu gibi kaynak toplamamız gerekiyor. Bunlar, altın, demir, petrol, yemek ve odundan oluşuyor. Kaynakları işlemek içinde bazı üniteler yapmanız gerekiyor. Altın kaynağının olduğu yere altını işlemek için gereken üniteyi yaptığımızda, iş bununla bitmiyor. Her kaynağı işleyen üniteye belirli sayıda işçi koymanız gerekiyor. Altın için bu sayı beş işçi. Eğer beşten az işçi koyarsanız, altın sayınızda hiç bir yükselme olmayacaktır. Sonra benim gibi olayın farkına yarım saat sonra varıp, sinirlenmeyin. 

Bir haritada toplam 80.000 üniteyi yönetebilme şansımız var – ki bu yüksek çözünürlüklerde oyunu Birinci Dünya Savaşı’ndan, ‘Karıncaların Saldırısı’na çeviriyor. Oyundaki tüm araçlar ve silahlar gerçeklerine uygun olarak bulunuyor. Menüler çok hoş düzenlenmiş. Hatta ben bir ara oyunu oynamaktan vazgeçip, sadece menülerde; özellikle de müze bölümünde dolaşarak, daha çok zevk aldım diyebilirim. Zorluk seviyesi ayarı olmayan görev modunda sinir krizleri geçirdikten sonra, menülerde gezmek bulutlar üstünde uçma hissi veriyor.

Kaynak topladık, savaştık, zorlandık, sinir krizi geçirdik, bölümü hile girerek(?!) bitirmek zorunda kaldık. Ne oldu peki? Değdi mi bu kadar uğraş bu oyuna? Koskoca haftasonunun tamamını bu oyuna harcayan biri olarak cevabım kesindir; hayır. Herşey kapakta iyi, güzel. Konu Birinci Dünya Savaşı, savaştaki herşey oyuna dahil edilmiş vs. Ama oyunun size verdiği zevk çok az. Oyundaki askerlerin seslendirmeleri rezalet mi desem, berbat mı desem, kötü mü desem? Sanırım hepsi aynı kapıya çıkıyor. Tüm seslendirmeler aynı ve sadece bir iki cümle söylüyorlar. Harita alanındaki 80.000 birimi ve her birimin iki üç cümle söylediğini düşünün. Oyunun seslerini kapattırmak zorunda bırakıyorlar. Kapamak yetmiyor, gecenin bir saati uykunuzda ‘Feueeerr Freeeiii’ cümlesini duymanıza sebep oluyorlar. The Great War ses olarak vasatın çok çok altında bir oyun. Her ne kadar ses olarak sınıfta kalsa da, grafik olarak sınıfı son anda kurtarma sınavlarına girerek geçmeyi başarıyor. İlk oynadığım dakikalarda bana biraz AoE’yi hatırlattı. Bir bakıma da Blitzkrieg diyebilirim. Yeni, orjinal grafiklere sahip değil, The Great War. Buna rağmen nasıl oluyorsa, gözünüze hoş geliyorlar. Belki de renk kullanımlarındandır, çünkü bazı sahnelerde (özellikle süvari birliklerinin olduğu) oyun bana çizgi film havası verdi. Patlama ve ateş efektleri de çok hoş olmuş. Sırf patlama efektleri hoşuma gittiği için, kendi binalarımı patlattım. 

Ee, savaştık da ne oldu?

Oyunun en kötü yönü ise oynanabilirliği. Haritalar aşırı büyük. Birimleriniz default olarak ‘saldırıya hazır’ bir şekilde oldukları için, koskoca haritalarda, ordunuzu kontrol altında tutmak büyük sabır gerektiriyor. Haritanın sizin görmediğiniz kapalı bir bölümünde, askerleriniz orada düşman olduğunu fark ederse size hiç sormadan takıyor peşine arkadaşlarını ve o bölgeye ‘ölmeye’ gidiyor. Askerlerin default durumunu değiştirebileceğimiz bir yer var. Birimi seçtikten sonra aşağıdaki menü, ‘sadece bomba ile saldır’, ‘sadece süngü ile saldır’ ve ‘dur’ gibi seçeneklere sahip. Bunlardan herhangi birini seçmenize rağmen, biriminizi biraz yürütürseniz, otomatik olarak yine ‘saldırıya hazır’ moduna giriyor. Askerlerinizin ‘saldırıya hazır’ modudan başka çıldırtıcı özellikleri de var; ellerinde tüfek olmasına rağmen, düşmana süngü kullanarak saldırmaları. Düşman askerler birimlerinizin üstlerine gelirken, sizin askerleriniz bir kaç el ateş ediyorlar ancak bir süre sonra durup, süngülerle saldırıyorlar. Ya düşmanı küçük görüp; ”Bunlara boşuna kurşun harcamayalım. Süngülerle de görürüz işlerini eheh.” diyorlar ya da bu gıcıklığı sadece bana yapıyorlar. Yapay zeka çok zor olmasına rağmen arada aptalca hatalarda yapıyor. Oynarken örneklerine sık sık rastlayacaksınız. The Great War’da özellikle, RTS türü oyunlarda bulunmayan değişik bir özellik var; ‘Military and Economic Advisors’. Mesela, markete gitmeniz gerek ama oyunda da durmak istemiyorsunuz. Oyun içinde bu özelliği aktif hale getiriyorsunuz ve birimlerinizi bilgisayar kendi yönetmeye başlıyor. Bilgisayara karşı bilgisayar anlayacağınız. Peki kim, neden oynamayıp, bilgisayarına oynatacağı bir oyunu alır? Oyuncu gider paşa paşa oyunu durdurur, işi bitince gelir kaldığı yerden devam eder. 

Son kurşunlar

Öncelikle oyunun web sitesinde özelliklerinden bahseden bölümde ‘tarihteki herşeye tamamen uyan ve içeren oyun’ sözünün arkalarında durmaları gerekiyor. Yok, ‘ABD sonra girmiş, ondan koymadık’, yok ‘Osmanlı İmparatorluğu mu? Aa.. Unutmuşuz mu onu koymayı?’ gibi sözlerle bir yere gidemezler oyunu yapan Rus amcalar. Gitsinlerde biraz Blitzkrieg’i yapan Rus arkadaşlarından dersler alsınlar. Ayrıca oyunun 1.1 yaması oyunun resmi web sitesinde de bulunabilir, meraklısına. WWI: The Great War, zamanınız varsa, bakılmaya layık ancak, sadece konusu çekici geliyorsa veya türüne ilgi duyuyorsanız, dayanabileceğiniz bir oyun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu