Call of Cthulhu: Dark Corners of the Earth
Call of Cthulhu ismi uzun süredir zihinlerimizde. Yayınlanan videoları ve tanıtımları ile korku dünyasına yeni bir soluk getireceğine kesin gözüyle bakılan oyunun defalarca ertelenmesi, oluşan ilgi ve merakı yavaş yavaş azalttı maalesef. Yaklaşık bir sene evvel oyununun henüz piyasaya sürülmemiş iken ikincisi duyurulunca, yeniden ilgiyi üzerine çekmesini bildi. İlki duyurulan oyunun çıkıp çıkmayacayı konusunda hiçbir bilgi olmamasına rağmen ikincisi yani “Call of Cthulhu: Dark Corners of the Earth” 2004’ün sonlarına doğru PC ve Xbox için gelecek. H.P. Lovecraft’ın romanından esinlenilerek hazırlanan ve 1920’li yıllarda geçecek oyun son derece ürkütücü ve karamsar bir atmosferle karşımızda olacak.
Dinamik sağlık sistemi sayesinde halüsinasyonlar görecek, panik atak ve tramvalar geçireceğiz.
Jack Walter ismindeki polisi canlandıracağımız oyun New England’ın unutulmaya yüz tutmuş eski bir balıkçı kasabasında geçiyor. İşlenen cinayetler ve kaçırılma olayları ile yeniden gündeme gelen kasaba, birçok gizemi de içerisinde saklamaktadır. Karakterimiz Jack Walter ise, Brain isimli bir gencin kaçırılmasını araştırmak üzere gönderilmiştir. Elbette kayıp arama hikayesi dallanıp budaklanıp, uzun süredir uyuyan kötülüğün yeniden faaliyete geçmesini ve bu mekandan sağ salim kaçmaya çalışmamızı anlatan bir hikayeye dönüşecektir. Asıl hikayenin kitaba dayalı olması, senaryoyu oldukça renklendirmiş. Oyun hikayenin tam ortasından başlayacak ve kim olduğumuzu ve neden orada olduğumuz araştırırken, asıl hikayenin ne olduğunu ancak oyun ilerledikçe farkedeceğiz.
Görünüşte tam bir FPS olmasına karşın, oyun ciddi yenilikler içerecek. Oynanış açısından tipik bir FPS‘ye benzese de sağlık sistemi çığır açacak kadar büyük yenilik getiriyor. Şöyle ki; bildiğimiz FPS oyunlarındaki sağlık paketleri hayat gücümüzü bir anda arttırır ve bize büyük avantaj sağlardı. Bu sefer ise, çok zor bulunacakları gibi hemen etki etmeyecekler ve de asla tam olarak iyileştiremeyecekler. Kolumuza sargı sarabilecek, acıya karşı ağrı kesici içebileceğiz ancak fazla ağrı kesici içmemiz, yarardan çok zarar sağlayarak hayaller görmemize neden olacak. Hatta dostumuz olan insanları bile yatarık zannedip öldürebileceğiz. “Ne var bunda!“ demeyin, yaratığı dostunuz sanıp boynuna atılırsanız “Game Over” yazısına merhaba dersiniz.
Bir başka yenilik ise psikolojik öğelerde karşımıza çıkacak. Karakterimiz ani gelişen olaylara tepki verebilecek. Birden karşımıza dev gibi bir yaratığın çıkması bizi korkutacağı gibi tetiği fazla sallayıp nişan almamızı zorlaştıracak. Yüksek bir uçurumun kenarına geldiğimizde aşağı bakmamız, karakterimizin başının dönmesine neden olacağından, görüntünün bulanıklaşmasına ve kontrolün zorlaşmasına neden olacak.
Lovecraft’ın kitaplarındaki, hayal ederken bile korktuğumuz yaratıklar ve mekanlar monitör başındaki yeni kabusumuz olacak.
Call of Cthulhu’nun en ciddi yenilik içeren kısmı çevre ile etkileşim olacak. Girdiğimiz her mekanda kullanabileceğimiz, taşıyabileceğimiz cisimler olduğu gibi, kapattığımız bir kapının arkasına eşyaları yığarak dışardaki yaratıkların gelmelerini geciktirebileceğiz. Yaralı bir arkadaşımızın kolundan yakalayıp sürükleyerek güvenli bir yere taşıyabileceğiz. Yol boyunca pek çok NPC ile karşılaşacak onlarla iletişime geçeceğiz (Tabi ki akıl sağlığımız yerindeyse). Yaratıkların ve NPC’lerin yapay zekası üzerinde özellikle çalışılıyor. Aldığımız yaralar neticesinde, vücudumuzun görünüşüne göre bize tavır alan NPC’lerin yanı sıra, oyunun zorluk derecesi ile değişecek olan yaratık yapay zekaları bizlere zor anlar yaşatacak.
Atmosfer konusunda, grafiklerine, harita tasarımlarına ve seslerine fazlasıyla güvenen oyun, korku içeren sahneleriyle oyuncuya tam bir şölen yaşatacak. Grafiklerdeki detaylar sayesinde herşey göze güzel gözükecek ve gördüğümüz hemen hemen her cisimle etkileşime geçebileceğiz. Haritalar, kimi yerde devasa boyutlara ulaşacak kimi yerde ise minicik koridorlarda ilerleyeceğiz. Karşılaşacağımız korkunç ekranlar, oyunun hitap ettiği yaş ortalamasını biraz arttırıyor. Kana doymuş sahnelerin haricinde, karanlık koridorlarda gizlenmiş ve en hazırlıksız anınızı kollayan yaratıklar en büyük kabusu yaşatacak bizlere. Ekranda sağlığımızı ya da kurşun sayımızı gösteren herhangi bir ibrenin olmaması da bir başka endişe unsuru olacak. Çevredeki iniltiler ve gürültüler yerimizden hoplamamıza neden olacak. Silah ve kurşun konusunda olağanüstü cimri davranacak olan oyunda 20’li yıllara uygun ateşli ya da ateşsiz pek çok silah bulabileceğiz. Genelde çevrede ölü olarak karşılaştığımız insanların silahlarını ödünç alsakta bunları asla müsrif harcamamamız gerekecek çünkü etrafta çok nadir mermi bulacağız. Kısacası kesici ve delici silahlarımız minik yaratıkları için değişmez korunma aracımız olacak.
Korku oyunlarında FPS pek tercih edilmeyen bir platform. “Undying” isimli güzel bir örneğinden uzun zaman sonra Call of Cthulhu içerdiği büyük yeniliklerle korku türünün standartlarını yeniden belirleyecek. Çıkış tarihi olarak 2004 Eylül olarak belirtilen oyun PC ile birlikte Xbox’a da gelecek. Heyecanla beklediğimiz oyunlar arasında en yükseklerde yer alan Call of Cthulu, hiç kuşkusuz uykularımızı bölen kabusumuz olacak.