Oyun İncelemeleri

Heavy Rain

Mutluluk, küçük kırmızı bir balon kadar tatlı, ama onun kadar da narindir. Onu koruyup kolladığınızda, ölene dek sizle kalır. Tersi olduğunda ise, mutsuzluk sizi kolayca avucuna alır. Önüne geçemezsiniz…

NOT: Yazının Italik olarak yazılan bölümleri, hikâyenin başlangıcıyla ilgili bilgileri içeriyor. Eğer başlangıç hakkında bilginiz yoksa ve öğrenmek istemiyorsanız (bu bilgiler açıklanmıştı), bu bölümleri atlayabilirsiniz.

Karısı ve çocuklarıyla birlikte mutlu bir yaşam süren Ethan Mars, başarılı bir mimar ve her şeyden önce iyi bir insandır. O gün yine mutlulukla yatağından kalkmıştı, ama bu kez farklı bir mutluluktu bu. Oğlu Jason’ın doğum günüydü. Kısa süre camdan dışarıyı izledikten sonra duşa girdi ve tıraş oldu. Henüz erken saatlerde alışverişe giden ailenin diğer sakinlerini oldukça şık ve bakımlı olarak karşılamak istiyordu. Nitekim alt kata iner inmez sevgili eşinin ve çocuklarının geldiğini gördü…

Heavy Rain, duyurulduğu dakikadan itibaren merakla bekleniyordu. Tekil olarak bahsetsek de içinde farklı karakterler ve onların yaşam tarzlarına göre gelişen olayları barındırıyor. İşler yolunda giderse farklı, gitmezse de farklı sonuçlarla karşılaşıyoruz. Böylelikle her daim merak duygunuz taze kalıyor ve yeni detaylar, Heavy Rain’in çekiciliğini artırıyor.

Oyunun sabit diske yüklenmesinin tamamlanmasından sonra, zorluk seviyesini belirliyor ve Quantic Dream’in şaheserine adım atıyoruz. Yönetimimizde Ethan var. Evin içinde yaptığımız ufak işler sonucunda kontrollere alışmak zor olmuyor. Ekranda sağlık barı ve harita gibi göstergeler yok. Böylesi daha gerçekçi olmuş. Sadece etkileşime girebileceğiniz eşyalar veya karakterler olduğunda, basmanız gereken tuşlar gösteriliyor. Banyo yapmadan önce üzerinizdekileri çıkarabilir, ıslak vücudunuzu havluyla kurulayabilir, diş fırçalayabilir veya sakal tıraşı olabilirsiniz. Hareket algılayıcı kontroller sayesinde Heavy Rain’in zevkini, daha ilk dakikalardan alıyorsunuz. Örneğin tıraş olurken, PS3’ün gamepad’ini yavaşça yukarı – aşağı sallamalısınız.

Mars ailesinin evinde neşeli sesler yükselmekteydi. Anne, gelir gelmez mutfağa geçti ve yemek için hazırlıklara başladı. Çocuklar ise, bahçede oynuyordu.

Şimdi ne yapmak istersiniz? Karınızla vakit geçirmek mi, yoksa çocuklarla ilgilenmek mi? Ethan’ı önce eşinin yanına doğru hareketlendirelim. Kafasında birden fazla soru çeşidi beliriyor. Hatta bu aşamadan önce de nereye gitmek ve ne yapmak istediği hakkında da sorular var. Eşiniz sizden yemeğe yardım etmenizi, müzik setini çalıştırmanızı veya çocuklarla oynamanızı isteyebilir. Diyelim ki hiç birini kabul etmediniz ve onu öpmek istediniz. Bu da mümkün, ama duruma uygun olarak cevabınızı da alıyorsunuz.



Bazı arkadaşlar oyunun tam versiyonunu oynamadan demo üzerinden yazdığımızı düşünmüş. Umarız KAPAĞI görürler. Resmin üzerine tıklayarak büyük halini de görebilirsiniz.Çocuklarla geçirilen güzel dakikaların ardından yemek yendi ve alışveriş merkezine doğru yolculuk başladı. Shaun, annesiyle birlikte giderken, Jason da babasıyla gezmeyi istedi. Doğum günü çocuğu, güzel kırmızı balonu beğendi. Babası da balonu satın almak istedi, ama elini attığı cebinde para yoktu. Bu kez diğer cebini yokladı, ama sonuç yine başarısızdı. Bu denemeler devam ederken, Jason da elindeki balonla uzaklaşmaya başladı. Önce sağ, sonra sol cep derken nihayet parayı buldu ve ödedi, ama Jason kalabalık içinde yok olmuştu bile.

Ailenin iki grup olarak dolaşmaya çıkması, belki de iyi bir fikir değildi. Kalabalık içindeki heyecanlı arayışın ardından Jason bulundu, ama talihsiz trafik kazası sonucunda mutluluk, yerini kâbusa devretti. Görür görmez yıkılan annenin çığlıkları caddede yankılandı. Ethan, ne kadar çabaladıysa da başaramadı ve Jason, doğum gününde öldü. Bunun tek suçlusu da oydu üstelik. Bu olaydan sonra aile dağıldı ve çileler zinciri de başlamış oldu.

Heavy Rain’in öyküsü böyle başlıyor, ama sanmayın ki bu kadar. Hayır, değil. Oyunumuz, The Origami Killer lakaplı, ama kim olduğu bilinmeyen katilin ortaya çıkarılması için mücadele veren 4 farklı insanı konu ediniyor.

Trafik kazasının 2 yıl sonrasında Ethan, saçı sakalına karışmış ve hayattan eskisi kadar zevk almayan birisidir. Dikkatsizliği sonucunda (nasıl olduğunu oyunda göreceksiniz) bu kez de diğer oğlu Shaun’ı kaybeder. Ölüp – ölmediğinden emin değildir, ama The Origami Killer gerçeği, ona oğlunun kaçırılmış olduğuna ve ölebileceğine inandırır. Bunun üzerine kahramanımız daha önce denemediği yöntemlere baş vurarak, bu kez kazanmak istemektedir; geriye kalan tek oğlunu kazanmak.

Heavy Rain’de kontrol edebildiğimiz 4 karakter var. Hepsinin özellikleri ve yaşam tarzları farklı. Bir mimar, fotoğrafçı, özel dedektif ve FBI ajanı. Bu 4 farklı kişilik, tek ortak amaç için yan yana geliyor; katili bulmak.

Ethan Mars: Başarılı bir mimar ve aile babasıydı. Kazadan sonra büyük sarsıntı yaşayan karakterimiz, diğer oğlunun kaçırılmasıyla deliye dönüyor ve buna sebep olduğu için de kendisini suçluyor.

Norman Jayden: Genç, ama işini sonuçlandırmayı seven bir FBI ajanı. Yaşanan faili meçhul cinayetler zinciri sebebiyle onu tanıyor ve işin kanun çerçevesi içinden araştırılmasına tanıklık ediyoruz.

Scott Shelby: 45 yaşını devirmiş bir özel ajan. Cinayetlerden rahatsız olan insanlar, gün yüzüne çıkması gerekenleri, onun bulacağı ipuçlarıyla öğrenmek istiyor. Ayrıca o hasta birisi ve ilacını zamanında almak zorunda.

Madison Paige: Genç ve güzel bir fotoğrafçı olan Paige, deyim yerindeyse Ethan Mars’ın yardım meleği gibi.
Oynanış sistemi, kişilerin kendi seçimleri üzerine kurulmuş. Yapmak istediklerinize karar verdikten sonra, artık vazgeçemiyoruz. Bu seçimler, ister olumlu olsun – ister olumsuz. Her halükârda serüven devam ediyor. Hatta kontrol ettiğiniz karakterlerden biri veya birkaçı ölürse, bu kez işi geriye kalanlarla yürütmek zorundasınız. Onun için hem davranışlarınızda, hem de kararlarınızda iki kere düşünün. “Şunu böyle değil de, şöyle yapsaydım ne olurdu?” diye merak ederseniz, Heavy Rain’i tekrardan oynamalısınız.

Şimdi karakterlerimiz ve oyunun işleyişi hakkında daha detaylı konuşalım:

Ethan’ın sağlık sorunları var. Bazen kendisini farklı mekânlarda buluyor ve “ben buraya nasıl geldim” sorusuna cevap veremiyor. Bu sebeple psikolojik destek de alan karakterimiz, sürekli olarak odasındaki kutuya bırakılan notları okuyarak hareket ediyor. Buna göre notları bırakan, Shaun’u kaçıran kişiden başkası değil. Fakat bu bilgi doğru mu, kesin değil (oyundaki sırlar çok fazla). Ethan’a yapması gerekenleri yazıyor ve yerine getirmediği takdirde oğlunu öldüreceğini söylüyor.

Madison Paige, sevecen tavırları ve yardımsever tutumuyla Ethan’ın en büyük yardımcısı. İlk tanışmaları garip olsa da, bu heyecana birlikte dahil oluyor. Çünkü bilmediği şeyler var ve bu hikâyede yer almasında merakının da payı var.

Özel dedektif Scott Shelby, The Origami Killer sırrını çözmek için sürekli insanlarla konuşan ve bilgi toplayan tek kişi belki de. Öyle ki öğrenmek istediği şeyler için dövüşebiliyor, ev işleri yapabiliyor ve hatta bir bebeğe kısa süreliğine dadılık bile yapabiliyor. Öncelikle Ethan’ın eski eşine giden kahramanımız, ondan yardım istiyor, ancak istenmedik olaylar gelişiyor. Maceranın ilerleyen bölümlerinde dedektifimiz ve eski eşin, beraber hareket ettiklerine de şahit oluyoruz. Bayan Mars, baştan çıkarıcı hareketlerle karşısındakileri etkilerken, Shelby de fırsattan yararlanarak sonuca gidebiliyor örneğin.

Gelelim FBI ajanına. Norman Jayden’ın özel gözlüğü ve eldiveni var. Bu sayede olay yeri incelemelerinde en ufak detayları bile kaçırmadan inceleyebiliyor. Sonrasında tüm verileri, ofisinde bir araya getirerek ve karşılaştırarak yeni detaylar bulmaya çalışıyor. Jayden’in bir de ortağı var. Ona nazaran daha sert ve daha acımasız. Doğal olarak beraber çıktıları operasyonlarda Norman soru sormakla yetinirken, ortağı ise adam dövmekle meşgul oluyor. Yine de beklenmeyen gelişmelere hazırlıklı olun.
Heavy Rain, bir filmle oyunun birleşimi gibi duruyor. Bir karakterle oynarken, aniden ekran kararıyor ve diğer karakterin kontrolünü elinize alıyorsunuz. Böylece önceki karakterin durumunun ne olacağını merak ederken, siz yeni bir karakterle, yeni bir yoldan ilerliyorsunuz.

Vurdulu – kırdılı mücadeleler, heyecanlı kaçış sahneleri, bu oyunun sadece işleyişindeki unsurlardan bazıları. Genellikle karşımızdakinden istediğimiz bilgiyi alamıyorsak ve bize saldırıyorsa, onu pataklamak zorundayız. Ekranda beliren doğru tuşlara basarak dövüşlerin seyrini belirleyebiliyoruz. Her yanlış basışımızda darbe alabiliriz ve bunlar sonucunda göz morarması veya burun kanaması gibi sonuçlara da hazırlıklı olmalıyız. Yumruk savurdukça yoruluyoruz da. Aldığımız darbeler, rahat hareket etmemizi de engelleyebilir. Bu gibi sonuçların etkilerini, sonraki aşamalarda da görebiliyoruz.

Örneğin özel ajanımız Scott’ın gözü morarmışsa, sıradaki görevine gittiğinde insanların karşısına gözü morarmış olarak çıkıyor ve bu durum, haliyle onların da dikkatini çekiyor. Ayrıca karşılıklı diyaloglar esnasında, ekstradan hareketler yaparak havayı yumuşatabilirsiniz. Karşınızdakinin kravatıyla oynamak gibi. İnanın daha fazlasıyla karşılaşacaksınız. Heavy Rain, asla bu gibi safhaları sürekli olarak tekrar etmenizi ve aksiyona odaklanarak hikâyeyi geri plana itmenizi istemiyor. Aksine, atacağınız her adım, sizi yine şaşırtacak. Şaşkınken girişeceğiniz mücadeleler, hata yapmanızı sağlayabilecek ve bu da kararlarımızın hayati önemini yeniden karşımıza koyacak.

Biraz daha televizyon izlemek istiyorum baba

Heavy Rain’de yer aldığınız her anda, farklı şeyler yaşamanız mümkün. Örneğin henüz oyunun başlarında, oğlunuz için belirlenen çizelgeye uyarak ona hizmet etmelisiniz. Çizelgede; yemek, ders, TV, akşam yemeği ve uyku gibi maddeler var. Karşılarında da saatleri yazıyor. Dolaysıyla tüm işlemleri; sırasıyla, eksiksiz ve zamanında yapmalısınız. Bu soruları oğlunuza sorduğunuzda, burun kıvırabiliyor ve sizden biraz daha zaman isteyebiliyor. Buzdolabından alacağınız pizzayı, mikrodalga fırına atarak pişirebilir, ardından oğlunuzla yiyebilirsiniz. Gerçekten müthiş özellikler var ve bu sadece bir tanesi.

Ve videoları yayımlandığında olay yaratan sahneler… Yapımda, duş alma ve sevişme sahneleri de var. Bu sahneler de size seçenekler olarak sunuluyor; öp veya öpme gibi.

Hem yaya olarak, hem de arabayla yaşanan takip sahnelerinden inanılmaz zevk aldığımı söylemeliyim. Detaylarını vermiyorum, çünkü oynadığınızda aynı zevki sizin de almanızı istiyorum. Kontrolörü bir direksiyon gibi sağa sola çevirmek, ekranda beliren tuşlara hızla basarak sonuca gitmek, heyecan seviyesini oldukça yükseltiyor. Gerçekten daha farklıları ve daha fazlası sizi bekliyor.
İlk defa mı adam öldürüyorsun?

İzlediğim bir videoda dedektif Shelby, markete giriyor ve sahibiyle konuşmaya başlıyordu. Ardından reyonlara doğru hareket ederken içeriye hırsız giriyor ve market sahibinden kasayı boşaltmasını istiyordu. İşte bu gibi anlar, vereceğimiz kararlar doğrultusunda şekilleniyor. Tabii ki ikna edici olmalıyız. Karşımızdaki çok heyecanlı da olabilir, çok öfkeli de. Ona aynı sertlikle cevap verirsek, muhtemelen istemediğimiz şeyleri yapacaktır. Videoda, dedektifimiz bu hırsızı etkisiz hale getirebiliyordu.

Bu sahneyi gördükten sonra ben de olabildiğince üzerine gitmeye karar verdim. Çünkü bu kez farklı neler olabilir, bunu görmek istiyordum. Hırsız, Shelby’i öldürebilir ve oyunun bundan sonrasında onsuz devam etmeme sebebiyet verebilirdi. Neyse ki beni öldürmedi, ama kurşunlarının hedefinde market sahibi vardı. Sonrasında kaçarak uzaklaştı ve belki de çok önemli bir delil kaynağını kaybetmiş oldum. Üstelik bunun geri dönüşü de yoktu. Ölen adam artık geri gelmeyecekti…

…… Origami katili olmadığına dair hayatım üzerine bahse girerim!

FBI ajanı Norman, yeni detaylar bularak hikâyeye yeni bir odak noktası oluşturuyor. Bunu öğrendiğinizde, özellikle katilin kim olduğunu konusunda iyice karmaşaya düşeceksiniz. Belirlenen bazı detaylar var, ama sanırım söylemesem daha iyi olur. Senaryo detaylandıkça karakterler arasındaki mesafeler de kısalıyor ve giderek daralan çemberde aynı amaç uğruna mücadele ediyorlar.

Bana yüzünü göster

Grafikler, Heavy Rain’in güçlü yönlerinden. Karakterlerimizin modellemeleri çok detaylı ve özellikle yüz tasarımları çok iyi. Bazı anlarda gerçek olduklarını bile sandım. Ağız hareketleri, yüzlerindeki kırışıklıklar, göz bebekleri, saçları gibi detaylar başarılı. İç ve dış mekân tasarımları da iyi, ancak bazen düşüşler görülebiliyor. Kötü kaplamalar ve bazı eşyaların özensiz çizilmesi gibi. Bazı zamanlar aa eksikliği de hissediliyor. Su faktörü, önceleri Bioshock ile anılırken, bundan sonra Heavy Rain’le anılacak sanırım. Zira yağmur görsellerinden, karakterlerin yanaklarındaki süzülen göz yaşlarına kadar çok iyiler.

Oyunumuz genel olarak yağmurlu havalarda geçiyor ve bunun da bir sebebi var. Çoğu şeyin ortak noktasını, yağmurlu günler oluşturuyor (yine detay vermeyeyim).

İşitsel yönler de tek kelimeyle harika. Karakterlerin seslendirmelerini, ortam seslerini ve arka planda çalan müzikleri çok beğendim. Hele Ethan’ın bir bağırışı var ki, hâlâ kulaklarımda. Acı duygusunu mükemmel şekilde yansıtabiliyordu. Sesler çok iyi.
Peki hava koşullarının bize ne gibi etkileri var? Öncelikle yollar kayganlaşabiliyor. Eğer çamura düşerseniz, elbiseniz kirleniyor ve bir süre böyle gezmek zorundasınız. Bunun yanında adamlarımızın üstündeki elbiseler ıslanıyor. Daha fazla ıslanmamak için seri hareket ediyorlar. Görselliğe etki eden diğer bir unsur ise, kamera açıları. Oynanış esnasındaki heyecan seviyesine göre değişiklik gösteren kamera açıları, film tadındaki Heavy Rain’in tadına tat katıyor.

Sonuca gelirsem, fazlasıyla etkilendiğimi söylemeliyim. Heavy Rain, kesinlikle çok farklı ve çok kaliteli bir yapım. Oynadığım her an boyunca heyecanlandım ve yeni bilgiler elde ettikçe aldığım zevk de arttı.

Başında geçirdiğim saatlerin nasıl geçtiğini anlamadım desem yeridir. Zira oynanış mekâniği o kadar iyi ve anlaşılabilir ki, ufak tefek dokunuşlarla çoğu şeyi halledebiliyorsunuz. Zaten kontrol sistemine alışmak zor olmadı. Ki kontrol sistemi de bu oyundan keyif alabilmenize olanak sağlayan etkenlerden biri. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: “Heavy Rain oynamak için PS3 sahibi olmanız gerekmiyor.” Ne yapın – edin, bu oyunu oynayın!


Heavy Rain’den kısa kısa bilgiler:

* Oyunun geliştiricisi Quantic Dream, daha önce Fahrenheit’la da büyük ses getirmişti.

* Heavy Rain’in türü, Wikipedia’da “interaktif film” olarak belirtiliyor.

* Quantic Dream, tek platformda oyun geliştirmekten mutlu. Çünkü multiplatform oyun geliştirmek, tek platforma göre daha zorlayıcı oluyor.

* Heavy Rain, 2000 sayfalık senaryodan oluşuyor.

* Oyunda açık sahneler de yer alıyor. Yapımcılar, bunun porno olmadığını ve Heavy Rain’in sansürsüz olarak piyasaya sürüleceğini açıklamıştı.

* Yapımcılar, bu oyunu devam ettirmeyi düşünmediklerini söyleyerek, daha iyisini de yapabileceklerini belirtmişlerdi.

* Gamekult sitesi, Heavy Rain’e 6 puan verince, Sony de bu siteyi kara listeye aldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu