The Warriors
’Ardıma bakmadan koşuyorum. Başka da çarem yok zaten. Koşarsam yakalanacağım,
ama yakalanırsam da kurtulacağım. Onca pisliğe bulaştım. Her türlü eşkiyalığı
yaptım. Kıçı kırık bir şehrin sahibi olmak için başkalarını düşünmeden öldürdüm.
Her şeyin yalan, bir tek Rembrandt ile Warchief’in gerçek olduğu bir alemdeyim.
Yakalanırsam öldürüleceğim. Bu envai çeşit pisliğin bulunduğu Dünya’dan çekip
gideceğim, kurtulacağım. Yakalanmazsam… Ne olacağını bende bilmiyorum. En iyisi
yaşayıp görmek. Ajax ile Cowboy depara başladı. Sanırım birazdan uzun bir
atlayış yapacağız…’
Yaptığı her işte adından söz ettiren Rockstar, yepyeni bir aksiyon oyunu ile
yine kapımızı çaldı; 70’li yılların kült filmi The Warriors! Oyunun çıkacağını
öğrendiğimde içimde herhangi bir heyecan kıpırdaması olmadı aslında. Çünkü The
Warriors’un ne olduğunu dahi bilmiyordum. Zaten bu oyunu da oynayacak oyunum
kalmadığımdan almıştım. Ama iyi ki de almışım, çünkü bana TV karşısında oldukça
eğlenceli saatler yaşattı The Warriors.
Oyun, demin de belirttiğim gibi, 70’li yıllarda geçiyor. Hiçbir manası olmadan,
sadece diğer çeteleri yok etmeye çalışarak, New York’a hâkim olmaya çalışan bir
sürü amaçsız çetenin arasında, bu çetelerden biri olan The Warriors’un üyelerini
kontrol ediyoruz. Aslında oyunun başları The Warriors filmi ile pek alakalı
değil. Konunun ne olduğunu iyice anlamamız için, ilk 14 bölüm(!) büyük
toplantıya kadar olan süreci konu alıyor. Çeteleri, adamları tanıyoruz.
Amacımızı öğreniyoruz. Dükkân soyuyor, arabalardan teypler çalıyoruz, racon
kesiyoruz… Ta ki büyük buluşmaya kadar; çünkü konunun seyri büyük toplantıdan
sonra tamamen değişiyor. Büyük toplantı, NY’da ki tüm çeteleri bir araya
getirmek isteyen Cyrus isimli bir şahsın organize ettiği bir buluşma. İlk 14
bölüm üstünlüğümüzü kanıtlamak için, diğer çetelerle savaşırken, sonraki
bölümlerde tek bir amacınız oluyor. Hayatta kalmak! İşte ‘asıl zevkli’
görevlerde, buradan sonra başlıyor.
DVD’yi sürücüye takıp, New Game’ i seçtiğimiz zaman, karşımıza çıkan videoyu
izlediğimizde, senaryo hakkında az çok bir şeyler öğrenebiliyoruz. Cyrus’un
dediklerini duyunca insan biraz olsun şaşırıyor. Çünkü söylediğine göre
şehirdeki çete üyelerinin sayısı, polis sayısının 3-4 katı! Cyrus, tam herkesi
gaza getirip amacına adım adım yaklaşırken, bir silah sesi patlıyor. Ve Cyrus
yere yıkılıyor.Deminde belirttiğim gibi asıl oyun buradan sonra başlıyor.
Senaryonun geri kalanını anlatırsam, hikaye hakkında pek merak uyandıracak bir
şey kalmıyor. Ama şunu söylemeliyim ki, The Warriors’un klişe, ama iyi bir
senaryosu var.
You Warriors, are good, really good
The Warriors oldukça iyi bir oynanışa sahip. Kontroller basit, combolar zevkli.
Oyunda bulunan bir sürü mini oyun(teyp çalma, kilit kırma…) iyi bir kontrol
sistemiyle entegre edilmiş. Sol thumbstick ile karakterimizi yönetiyoruz, sağ
ile kamerayı değiştiyoruz. Daire tuşu ile yakalama, üçgen tuşu ile zıplama
işlemlerini, kare ve X ile vurma işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Tabi bazen bu
tuşları başka şeyler içinde kullanmamız gerekiyor. (Kilit kırma, yerden silah
alma…) R2 tuşu da depar atmayı sağlıyor. Oyunda çeşitli kombolar yapma imkânımız
da var. Ardı ardına, tuşlara doğru biçimde basarsak, daha etkili vuruşlar
gerçekleştirebiliyoruz.Oyunun grafikleri kötü olmasa da, açıkçası, benim beklentilerimin çok altında
çıktı. Karanlık ortamlar güzel gözükse de, karakter modellemeleri, bina
modellemeleri, kamera yakına girdiğinde büyük fire veriyor. Karakterlerin
parmakları birleşik, formalarındaki logo çamurumsu bir şekilde… Rockstar
Games’i anlamakta güçlük çekiyorum. Midnight Club, GTA gibi oyunlarda
kullandıklar enfes grafikleri görünce, neden böyle grafiklerle bir oyun
çıkardılar, anlam veremedim doğrusu. Ama grafikler ne kadar vasat olsa da
oynanış ve sesler bu kusuru tamamen kapatıyor.
Sesler açısından Rockstar, gerçekten çok iyi bir iş çıkarmış. Karakterlerin
seslendirmeleri tam oturmuş, hiçbiri cıvıtmıyor. Müzikler, karanlık atmosferi
tamamlayan öğelerin başında. Objelerden çıkan sesler de çok gerçekçi. Elinizde
su borusu ile diğer çete üyelerinin kafalarını yararken çıkan sesten, sokaktaki
NPC’lerin konuşmalarına kadar her şeye çok özenilmiş. Tam zamanında devreye
giren müzikler oyuna kendinizi bir kat daha kaptırmanıza neden oluyor. Rockstar
Games, sesler açısından beni oldukça memnun etti.
The Warriors, ekstraları dışında, story mode’unda da bir çok mini oyun
bulundurmakta. Paranız mı bitti? Yoldan geçen birinden borç alırsınız(!) , dert
etmeyin. Araba mı dediniz, teybinden çıkan 15 $ işinizi görür mü? Mağaza mı
soymak istiyorsunuz? Hay hay, tüm dükkanlar emrinize amade. Para sıkıntınızı bu
yollarla giderebiliyorsunuz. Çünkü paraya ihtiyacınız olabiliyor. Para ile Flash
denilen maddeden(uyuşturucu) alabiliyorsunuz ve bu flashlar canınızı yükseltmeye
yarıyor. Sadece biz değil bazı arkadaşlarımızın da canları savaşırken bitiyor.
Fakat aldığımız flashlarla arkadaşlarımızın canını doldurma imkanına da sahibiz.
Tek yapmanız gereken mağdur olan takım üyesinin yanına gidip üçgen tuşuna
basmak. Bu paralarla aynı zamanda duvar boyamak için spreyler de
alabiliyorsunuz.
The Best
Oyunda polislerle de çatışmalara giriyoruz. Ve bazen bizi tutuklayabiliyorlar.
Bundan kurtulabilmemizin çaresi, ya polis üzerimizdeyken onu atmak, ya da
kelepçe takılırken başlayan mini oyunu başarı ile tamamlamak. Kelepçe takmaya
çalışırken, controller titremeye başlıyor. Bu titremeyi azaltmak için
thumbstick’i doğru yönde tutmanız gerekiyor. Böylece çıkan ekrandaki barı
polisten daha önce doldurarak kurtulabilirsiniz. Yakalandınız diyelim, o zaman
birilerinin gelip sizi kurtarması gerekiyor. Kelepçe takılmış olan takım
arkadaşlarımızı tutuklanmaktan da kurtarabiliyoruz. Yerdeki arkadaşımızın yanına
gidip, hızlı bir şekilde R1-L1 tuşlarına basarak barı dolduruyor ve arkadaşımızı
kurtarabiliyoruz.
Yoldan geçenleri gasp edebildiğimizi söylemiştim. Bunu yapabilmek için, yoldan
geçen herhangi birini daire tuşu ile yakalayıp, üçgen tuşu ile ‘Mug’ işlemini
gerçekleştirmeniz gerekiyor. Bunları sırasıyla yaptığınızda, ekrana gene
kelepçeden kurtulma oyunu gibi bir oyun geliyor. Bunda da, aynı şeyleri
uygulayarak karşınızdaki kişiden para çalabiliyorsunuz. Teyp çalmak için,
herhangi bir arabanın yanına gidip, ön camını kırıp, üçgen tuşuna basmanız
gerekiyor. Böylece yine bir mini oyunla karşılaşıyoruz. Teybi, vidaları doğru
tarafa çevirerek çıkarabiliyoruz. Ve böylece 15$’ı cebinize indirmiş
oluyorsunuz. Fakat her arabada teyp bulunmamakta. Teyp bulunan arabaların ön
camı parlıyor. Kilit kırma olayında ise, kilidin önüne gelip tekrar üçgen tuşuna
basıyoruz (amma yüce bir tuşmuş bu da be) ve 3 farklı kilit dönmeye başlıyor.
Bunları doğru aralıklarda durdurursak kilit açılıyor. Ve dükkâna girip, ne var
ne yok çalabiliyoruz.Bazı yerlerde diğer çetelerin, logoları bulunmakta. Bunların üzerine kendi
logomuzu yazarak, bölüm sonlarında aldığımız puanları arttırabiliyoruz. Tek
yapmamız gereken, logonun üstüne gelip üçgen tuşuna basmak. Böylece yeni bir
mini oyun açılıyor. Ve ekrana çeşitli şekiller geliyor. Bu şekilleri, aldığımız
spreyler ile doldurabiliyoruz. Bu spreyleri de yoldan geçerken, rastladığımız
bazı tiplerden 5$ karşılığında alabiliyoruz.
Oyundaki görev çeşitliliği çok fazla. Saf aksiyon dolu görevler, adrenalinin
tavana vurduğu anlar o kadar çok ki, hiçbir saniyesinde sıkılmıyorsunuz. Hele,
tüm çetelerin kapıştığı, duvar boyama bölümü var ki, hayatımda en çok zevk
alarak oynadığım bölümlerden bir tanesiydi. Tabi bunda 2 kişi olarak oynamamın
da büyük etkisi vardı. ‘O sprey nerde?’, ‘Ben buldum, gidiyorum.’, ‘Kamyonun
tepesinde gördüm bi’tane!’, ‘Hadi bitiyor!’ derken arkadaşımla tamı tamına 1
saat harcadık o bölüme! Ama inanın harcadığınız her dakika değer The Warriors
için! Oyun zaten 18 bölüm. Fakat bazı bölümler kısa sürebiliyor. Bu da oynanış
süresini hayli kısaltıyor. Ben oyunu tam 10 saatte bitirdim, ama gene de
doyamadım.
The Best of The Best
Oyunun extras modu, oldukça zengin. Tekerlekli sandalye yarışları, duvar boyama
yarışmaları, teyp çalma yarışmaları gibi sizi bir 10 saat kadar daha oyalayacak
içeriğe sahip. Aynı zamanda free mode’a geçip, şehirde dilediğiniz gibi
dolaşabiliyorsunuz. Karargahımızda çeşitli egzersizler yaparak, karakterlerimizi
güçlendirme özelliğine de sahibiz. Bunları da belli tuşlara zamanında basarak
gerçekleştirebiliyoruz. Bunun gibi ekstralar, oynanış süresini haliyle daha çok
uzatıyor.
Son olarak oyunun multiplayer modundan bahsetmek istiyorum. The Warriors’un en
büyük artılarından bir tanesi de bu zaten. İstediğiniz zaman ikinci kişi devreye
giriyor ve oyundaki takım arkadaşlarınızdan(NPC’lerden) biri ‘Player2’ oluyor.
Böylece ekran ikiye bölünüyor. Ama oynanış zevki de ikiye katlanıyor. Size
tavsiyem imkânınız varsa The Warriors’u 2 kişi oynamanız.
Rockstar Games, yine adına yakışır bir oyun yapmış. The Warriors, uzun oynanış
süresi, bir ton ekstrası ve zevkli multiplayer özelliğiyle adından söz ettirecek
bir oyun olmuş. Oyun ayrıca Xbox’a da çıktı, fakat PC versiyonu bulunmuyor.
Vereceğiniz paranın her kuruşuna değecek bir oyun, sizi temin ederim. Keyifli
bir 10 saat geçirmek isteyenler, The Warriors’a bodoslama dalabilirler.