Kuma War: The War on Terror
Yapımcıların hoşlarına giden bir olay da, politik konuları oyun ortamına
taşıyıp insanların dikkatini daha değişik bir şekilde çekmek. Irak’ta cereyan
etmekte olan savaş da, politik kalıntılar taşımakta. Tabii, yapımcılar boş
durmayarak, bunu da kendilerine konsept olarak seçmişler ve KumaWar’da
işlemişler. Sadece Irak değil, Afganistan’a gerçekleştirilmiş olan operasyonla
ilgili çeşitli görevleri de bizlere sunuyor. KumaWar: The War On Terror, gözüme
bir madalyon gibi gözüktü. İki yüzü vardı, birisi insana ilginç gelebilecek
cinsten, ama diğer yüzü için hiç iç açıcı şeyler söyleyemeyeceğim.
KumaWar: The War On Terror, taktiksel bir shooter olarak karşımıza çıkıyor.
Dört kişilik bir timimiz var ve onları kontrol ederek birbirinden zorlu görevler
boyunca başarılı olmaya çalışıyoruz. Önce de belirttiğimiz gibi, görevler Irak,
Afganistan ve hatta İran gibi bölgelerde geçiyor. Yok etme, ele geçirme ya da
kurtarma görevleri bulunuyor. Çeşitli operasyonlar düzenleyip taktikler
belirleyerek, görevlerden alnımızın akıyla çıkmaya çalışıyoruz. Tabii aslında bu
çoğu zaman mümkün olmuyor, çünkü oynanabilirlik insanın sinirlerini bozacak
düzeyde kötü. Hani dedik ya, dört tane adamın kontrolünü ele alıyoruz diye, bu
kadar tuhaf dört tane adam nasıl operasyona yollanır diye geçiriyorsunuz
içinden.
Madalyonun öbür yüzü
İlk önce bu madalyonun ilginç yüzünden bahsedelim. KumarWar: The War On Terror,
ilginç bir ara yüze sahip. Çalıştırdığınız zaman, karşınıza tarayıcıya benzer
bir ekran geliyor. Çeşitli linkler aracılığıyla, görevler hakkında bilgiler
alabiliyor. Hatta, online sisteme bağlanıp belirli bir ücret karşılığında üye
olarak, yeni görevler indirebilmemiz ya da online olarak oynayabilmeniz de
mümkün oluyor. Tüm görevler listelenmiş olarak karşımıza çıkıyor, ayrıca belirli
bir sıraya bağlı da değiliz. İstediğimiz görevi seçip oynayabiliyoruz, ama liste
aşağı indikçe görevlerin zorlaştığını da belirtelim. Bu kısımda en hoşuma giden
ayrıntı, görevlerle ilgili gerçek video’ları izleyebilmeniz. İstediğiniz bir
görevi seçip soldaki “Play Movie” seçeneğine geldiğimiz zaman, Quick Time
programı aracılığı ile, görevle bağlantılı gerçek bir video oynuyor. Bu güzel
bir ayrıntı. Tarayıcı sistemi, kullanıcıyı yormayacak bir biçimde tasarlanmış ve
her şey yerli yerinde. Bu ekrana ilk rastladığımda, gayet sevindim ve oyun
içinde de bu kolaylığı yaşayacağımı düşündüm. Tüm hayallerim, oyuna girişle
beraber yıkıldı.
Şahsen benim şu alışkanlığım vardır; bir oyun türüne ne kadar aşina olsam da,
mutlaka ilgili oyunun Tutorial kısmını oynarım. KumaWar’da da bu
alışkanlığımdan vazgeçmedim ve bu bölümü açtım. Karşılaştığım grafikler hiç hoş
değildi. Günümüzün teknolojisinden oldukça uzak ve bol bol hataları vardı.
Objeler iç içe geçiyor, bazı yüzeylerde nedenini anlayamadığım izler kalıyordu.
Arayüzden bahsedersek, sol altta 4 adamımızın da resmi, o an kullandıkları
silahlar ve sağlık durumları gözüküyor. F tuşlarını kullanarak istediğimiz adamı
seçebiliyor, onun kontrolünü devralabiliyoruz. Bölüm içerisinde, silah
değişimleri yapabilir, ya da istediğimiz silahları atarak, arkadaşlarımızın bize
vereceği silahları da alabiliriz. M tuşuna basarak mini haritamıza ulaşıyoruz,
burada kırmızı renkli kısım adamlarımızı, yeşil hedef şeklindeki kısım da,
gerçekleştirmemiz gereken görevin yerini gösteriyor. Oyun içi arayüzünü kontrol
etmede de bir problemimiz yok. Asıl işkence, genel mantıkta ve yapay zekanın
yerlerde sürünmesiyle başlıyor.
Ava giden avlanır
Adamlarımıza verebileceğimiz birkaç emir var. Takip etme, pozisyon alma, diziliş
değiştirme ve saldırma gibi. Zaten normalde de bizi sürekli takip ediyor ve
devamlı saldırı modundalar. Ama gelin görün ki, bazı ufacık engellerde takılıp
kalıyorlar ve sizi takip ettiğini düşündüğünüz adamlarınızı bir an gözden
kaçırdıktan sonra uzak diyarlarda kaldığını anlamanız acı bir gerçek oluyor.
Düşmanlara karşı da pek dayanıksızlar. Vücutlarında kurşunlar geziyor, ama hala
bir reaksiyon göstermiyor, çaresizce çevrelerinde düşman aramaya devam
ediyorlar. Özellikle, çevredeki binaların üzerine konuşlanmış olan sniper’lar,
elemanlarımızı keklik gibi avlıyorlar. Bizi takip edemeyip takılmalarının
yanında, bazen öyle bir şey oluyor ki, biz de onların yanına ulaşamıyoruz,
görünmez bir duvar bizi geri itiyor. Adamlarımızın saçmalama seansına, düşman
askerleri de katılınca, değmeyin keyfinize. Zaten kendileri o kadar dayanıksız
ki, tek vuruşta ölüyorlar. Onun dışında, diplerinde duruyoruz ve bize bir şarjör
mermi boşaltmalarına rağmen, vurmamakta ısrar ediyorlar. O derece
kabiliyetsizler. En komik olay ise şu; iki tane düşman yan yana duruyorlar. Biz
birini indiriyoruz, ama diğerinin hala umurunda değil. Arkadaşı ölmüş, ateş
açılmış, saldırı var; hiç tınlamıyor. Tabii doğal olarak o da kolay yoldan
ölmeyi hak ediyor.
KumaWar: The War On Terror’daki silahlar gerçek hayattan alınma. Ayrıca, hız ve
isabet bakımından da birebirler. Bu da ufak da olsa bir artı olarak sayılabilir.
Hareket ettiğimiz zamanlarda, nişan almamız daha da zorlaşıyor ve isabet
oranımız düşüyor. Bunun dışında, silahımızı ekranda göremiyoruz, bu da ilginç.
KumaWar, hem 1. hem de 3. şahıs görünümünden oynanabilir. Tabii, askerimizi
silahlı görünümüyle oynamak için 3. şahıs görünüme geçiyor ve tüm askerlerimizi
dışarıdan görmeye başlıyoruz. Grafklerin kötü olma problemi, oyun içinde de
başımıza büyük dertler salıyor. Koyu renkler o kadar baskın kullanılmış ki,
etrafta yer yer izler görebiliyoruz. En büyük problem ise, düşmanları sezebilme
konusunda. Kullanılan ultra koyu renkler yüzünden, nereden ateş edildiğini ya da
hangi sniper’ın bizi avlamaya çalıştığını anlayamıyoruz ve şans eseri kafamıza
isabet eden bir kurşun, tüm olayı bitirebiliyor. Gerçi, adam kaybetsek bile
bölüme devam edebiliyoruz.
İyi bir asker, araç kullanmasından belli olur
KumaWar, bize araç kullanabilme ayrıcalığını da sunuyor. Ama bunu ne derece
başarabiliyoruz o da ayrı bir tartışma konusu. HMMVV cipi ve M1 Tank’larını
kullanabiliyoruz. Cipin kontrolü biraz daha normal, çünkü sadece sürüyoruz, ama
iş tanka gelince külahlar değişiyor. Zaten yavaş hareket eden bir araç, üstüne
üstlük üzerindeki turret’i kontrol etmeye çalıştığımız zaman duman oluyoruz.
Turret’in kontrolü tek kelimeyle rezalet. Kendi kendine sağa sola dönüyor ve
düzgün bir şekilde sabitlenemiyor. Bu arada, çevrede bulunan ve bazukalarla
bekleyen askerler de, arka arkaya saydırmaya devam ediyorlar.
Silahlar, savaş ve aksiyon oyunlarına yabancı gelmeyecek olanlardan seçilmiş.
Klasik terörist silahı Kalaşnikof, çeşitli sub-machinegun’lar ve tüfek çeşitleri
var. Sniper tüfeği de unutulmamış ve belki de adamlarımızın kontrolünü
sağlarken, en çok sniper kullanan sayesinde eğlenebileceğiz. Alet edevat olarak
dürbün ve sağlık paketi gibi malzemeler bulabiliriz. Düşmanları öldürdükten
sonra, üzerlerinden çıkan silahları da alabiliyoruz. Silahların tepmeleri de
fena değil, en azından oyunun birçok öğesinden daha gerçeğe yakın.
KumaWar: The War On Terror, temas ettiği konuyla doğru orantıda bir oyun olarak
göze çarpmıyor. Özellikle, grafiksel ve insanı çileden çıkartan yapay zeka
hataları yüzünden iyice sınıfta kalıyor. Irak ve Afganistan’ı konu alan bu
oyunda, arayüz üzerinde çalışıldığı kadar oyunun içeriği konusunda da
çalışılsaydı, kaliteli bir yapım ile karşılaşabilirdik ama maalesef bu olmamış.