Editör Arenası

Biz ne oynuyoruz – Volume 3

“Biz Neler Oynuyoruz” serisinin üçüncüsüyle karşınızdayız. Bu bölümde ilk
olarak ekibin kendi arasında oynadığı oyunlardan kısaca bahsetmek gerekir.
Öyleki ofiste Murat Oktay ve Emre Günen’in (nedense)hiç bitmeyen Diablo
maceraları, Arda Gündüz ve Aykut Göker’in Pro Evolution Soccer-4’teki ezeli
rekabeti… bunlara örnek gösterilebilir. Sonuçta Team One ekibinin hiçbir
bireyi makina değildir. Yaşaması için içtiği su kadar oyun oynaması da
gereklidir. Gerçi ofis ortamında ne oynarsak oynayalım, Murat Oktay’ın hışmına
uğradığımız da bir gerçek(!)

Team One, oyun inceler inceler durur. Fakat aslında her birinin kendilerine göre
farklı yönleri ve eğilimleri vardır. Böylelikle ortaya, oyuna dalıp bambaşka
diyarlara giden karakterler çıkıyor.

İşte açıklıyoruz! Ne oynuyoruz biz!

Ulaş Çöğendezoğlu

Lord Of The Rings – Battle For Middle Earth: Sonunda tavşan yuvasından çıktı da
kitaba yakışır bir oyun yaptı. Strateji ve aksiyonla harman oyunda, aslanım
kaplanım Eomer ile koşturmaktayım.

Chronicles Of Riddick: Hangi eşek sıpası grafikleri hazırladıysa, allah cezasını
vermesin. Sırf hayranlıktan bile birkaç ay bakabilirim. Konu da muhteşem,
oynanış eğlenceli, aksiyon bol… İkisi de bomba olmuş, zaten tam bayram ve yarı
yıl tatilinde ders çalışmam gerekirken cuk oturdu. LOTR ve Riddick ile hayırlı
yolculuklar dilerim, çay falan dağıtmıyorum…

Umut Ersaraç

N-Gage’e yeni batarya almam gerekiyor sanırım. Çünkü Operation Shadow ve FIFA
2005 beni oldukça oyalıyor. Bir insan oyun oynarken otobüs durağını kaçırır mı?
Oyunlar o kadar güzel ki kaçırıyor işte. Sırf bu iki oyun yüzünden PC’yi
açmadığım zamanlar oluyor

Peki 6 senedir beklenen bir şey geldiğinde hemen bitirilir mi? Bitirilir. Hemen
bir köşeye konabilir mi? Hayır Asla! Half Life 2’yi şu ana kadar değişik zorluk
seviyelerinde 10’dan fazla bitirmiş olmama rağmen hala oynuyorum. Yanlış
duymadınız Multiplayer değil Single player’dayım hala. Belki özel bir zevk,
belki özel bir beklenti benimkisi ama eminim ki 10 kez daha bitiririm. Çok klişe
belki ama: “Half Life gibi oyuncular dünya futboluna bir daha gelmeyecek”

Aykut Göker

Half Life-2’yi bitirdiğimden bu yana futbol oyunlarıyla yatıp, kalkar oldum.
Özellikle Football Manager 2005 üzerinde durmama rağmen, Pro Evolution
Soccer-4’üde es geçmiyorum. Kısa süre önce Prince of Persia: Sand of Time’ı
bitirdiğim için en yakın tarihte Prince of Persia Warrior Within’i edineceğim.
Belki serinin 4. yazısında Pop: Warrior Within oynuyor olurum.

Emre Günen

Gerek konsol gerekse PC olsun piyasaya çıkan her oyunu oynayan birisi olduğumdan
ne oynayacağıma ben değil, duygularım karar veriyor. Eğer moralim bozuksa; Pro
Evolution Soccer 4, eğer canım hareket istiyorsa; Prince of Persia 2 tercihlerim
oluyor. PC oynamaktan bıktıysam Xbox’ta Mercenaries de vakit geçiriyor, KotoR
2’deki karakterimi, kainatın en kötü Sith’i yapmak için inadına uğraşıyorum.
Geri kalan vakitlerde ise insanı ihtiyaçlarımı karşılayıp, parmaklarımı
çıtırdatıyorum.



Ömer Hakan Şimşek

Her zaman keşke Sauron kazansaydı dediğim öyküyü şekillendirme fırsatını
bulduğum oyun olan LOTR:Battle for Middle Earth. Good Campaign’deki senaryo
saçmalamalarından ve Nazgüllerin çekiciliğinden dolayı, gece gündüz Evil olarak
oynuyorum. Bir tarafta Uruklar, bir tarafta füllerim. Yüzük benim olmalı…

Erdem Maşlak

Aylarca bekledim, demosunu hatmetmiştim ve sonunda tamamı da elime geçti.
Scrapland’dan bahsediyorum. American McGee öyle bir şeye imzasını atmış ki yine,
insanı tamamen hapsediyor. Saatlerimi harcadığım yegane oyundur. Onun dışında da
NBA 2005’te bir sezon başlatayım dedim, hay demez olaydım. Dynasty Mod’u
gerçekten de sürükleyici, onda da gecenin ilerleyen (ya da sabahın erken)
saatlerine kadar maçlar yaptığım oluyor. Bu arada uyumadığım günler, geceler de
yok değil.

Can Sağlam

Vampire The Masquerade: Bloodlines’ın o muhteşem dünyasına kendimi kaptırmış
durumdayım şu aralar. Her ne kadar hatalarıyla saç baş yoldurtsa da, insan
oyunun sonunu göremeden bırakamıyor. Star Wars: Battlefront’u da unutmamak gerek
zira beni bağımlısı yaptı bu utanmaz oyun. Bu iki oyundan sıkıldığım zamanlarda
ise, Half Life 2’nin fizik motoruyla kendi kendime deneyler yapıyorum.

Metin Üner

ÖSS denilen illet hala başımda olduğu için aslında tek kişilik senaryolu
oyunlara kendimi fazla kaptıramıyorum. Bu sebeten kendimi online oyunlara vermiş
durumdayım. Tahmin edeceğiniz üzere oynadıklarımın başında CS geliyor. Fakat
Warcraft’a DDay’de insanlar ile kapışmak hiç fena sayılmaz. Son olarak ara sıra
açıp HL 2 oynadığım da oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu