Oyun İncelemeleri

The Matrix Online

Devasa oyunlara ilk başladığım zamanı hatırlarım. Ultima ilk göz ağrımdı
ondan sonra tüm oyunları sırasıyla inceledim. Aslında tek bir şey farkettim. Bu
tip oyunlar ikiye ayrılır, türe tat katanlar ve türü yamayanlar. Türe tat
katanlar genelde en orjinal olan oyunlardır. Konuları, karakterleri bir yana;
oyun sistemi, karakter planlaması, meslek sistemi gibi birçok ayrıntıyla yeniden
uğraşıp türe yeni özellikler kazandıran oyunlardır. Türü yamayanlar ise konuyu,
karakterleri değiştirip, birkaç motor eksikliğini yamayarak çıkmış oyunlardır.
Ancak bu tip oyunların hepsi kötü değildir. Konusu ilgilendirdiği sürece favori
oyununuz bile olabilir. İşte Matrix Online’da bildiğimiz diğer Online oyunlar
gibi. Konu fanlarını kendine çekiyor. Bu da sevilmeye ve oynanmaya yetiyor.

Jack In

Uzunca bir süre matrix evreni hakkında bilgilerimizi güncelleştirdik, gerek
üçleme gerekse yanında garnitür niyeti sunulmuş irili ufaklı projeler ile Matrix
dünyası beynimize kazındı. Tam bitti derken, sorunlu beta testleri yaşayan ve
bir ara artık çıkarmayacağız bile denilen Matrix Online, sinsice sokuldu ve tüm
planlarımızı bozdu. İşte bugün anlıyoruz ki uzunca bir süre daha Matrix’siz
yaşayamayacağız. Wachowski kardeşler oyuna kurguyu yazmışlar. Oyun son film
Revolutions’un bittiği yerden devam ediyor. Neo sayesinde dünyada barış
sağlanmıştır fakat kimi huzursuzluklar zaman zaman baş gösterir. Bu sırada ise
Exile adı verilen insancıl programlar Matrix’e yerleşmeye, yeraltından gizli
işler çevirmeye başlamışlardır. İşte bu esnada karakterimizi yaratıp oyuna
dalıyoruz ve dünyanın gidişatını belirlemek için Jack In oluyoruz.

İlk başladığımızda kendimizi Zion saflarında bulmakla biraz afallayıp, etrafı
dolaşıyoruz. Biraz araştırma yaptığımızda, birkaç görev yapıp, tecrübe
kazandıkça Machines, Human yada Exile saflarına geçebileceğimizi öğreniyoruz.
Tecrübe kazanmak için diğer oyunlardaki gibi yaratık kesmiyoruz. Dünya üzerinde
hergün güncellenen görevleri tamamlıyoruz. Bu yüzden oyun gittikçe kendini
tekrar ediyor hissi veriyor. Tecrübe puanlarımız arttıkça seviye atlıyoruz ve
seviye atladıkça stat olarak tabir ettiğimiz fiziksel ve beyinsel güçlerimiz
artıyor. Level’ları geçtikçe yeni yetenekleri ve dövüş sanatlarının kodlarını
beynimize yükletebiliyoruz. Bu yetenekleri seviye atladıkça kullanabiliyorsunuz
fakat bunun için elinizde o yeteneğin kodunun bulunması gerekiyor. Bu da
savaştığınız ve öldürdüğünüz diğer oyuncuların loot’undan çıkabiliyor. Ben PvP
ile uğraşamam derseniz, diğer oyunculardan satın alabiliyor ya da zamanınızı
ayırıp, kodları yazabiliyorsunuz. Burada oldukça farklı yetenekleri edinebilme
şansı doğuyor.

Kung Fu, Karate ve diğerleri

Bu noktada görevleri tamamladıkça elde ettiğiniz tecrübe puanları reputation
olarak adlandırılıyor. Eğer gerçekten çok yüksek reputation puanları elde
ederseniz yapamayacağınız yetenek ve tanışamayacağınız film karakteri kalmıyor.
Tabi bunu tek başına yapmak oldukça zor. Bu yüzden kendi grubunuzu oluşturup
hepbirlikte bu amaca yönelebilirsiniz.

Bu amaca yönelmek için dövüş öğrenmelisiniz. Oyundaki en değişik nokta dövüş
sistemi. Tur bazlı olarak düzenlenmiş olan dövüş sisteminde, herkesin bir hedefe
çat çut girişmesi önleniyor. Diğer online oyunlardaki gibi tek bir varlığa 5
yada 10 kişi dalamayacaksınız. Fakat buradakiler genelde insanlar olduğundan,
sizi çok da zorlayacak kişiler ve savaşlar olmayacak. Tur bazlı olarak
savaşıyorsunuz demiştim. İşte düşmanla karşı karşıya gelince yapacağınız birkaç
hareketi önceden seçiyor ve düşmanın da seçmesi ile birbirinize saldırıyorsunuz.
Atağınız başarılı olursa seçtiğiniz hareket o anda düşmana yansıyor o da size
karşı gördüğü harekete karşılık ne seçtiyse onu yapıyor. Karakterleriniz savaşta
iken sizde bir sonraki hareketleri seçiyorsunuz ve böylelikle sadece tekme
yumruk konuşmuyor. Ayrıca özel hareketler ile savaşmayı sağlıyorsunuz. Örneğin
siz kung fu hareketi yaparken, o da matrix özel hareketlerinden yapıp, atağı
savurabiliyor ya da size karşılık verebiliyor.Interlock adı verilen bu savaş sistemi ile canlı kavgaları izleyebiliyor ve
matrix filmlerinden fırlamış hareketlerle çoşabiliyoruz. Filmdeki gibi yakın
dövüş insana en çok zarar veren etken ve silahlar insanın sadece canını yakıyor.
Öldürmede kullanılması oldukça zor oluyor. Özellikle size karşı yumrukları
saydıran bir karakterden, can yakıcı bir silah ile kaçmak zor oluyor. Birebir
silahsız savaş tadı damağınızda kalıyor.

PvP’de de sistem çok güzel işliyor. Aynen görevlerdeki savaş sistemi PvP’de de
geçerli. Karakterimiz en başlarda bu sisteme alışırken çok ölecektir. Öldükten
sonra düellolar dışında her seferinde Loading Area denen bölüme ışınlanıyoruz.
Karakter ölünce belli özellikleri bir süreliğine kullanamıyoruz ve birkaç
eşyamız da hasar alarak yok olabiliyor. Bunlar küçük ayrıntı fakat her seferinde
Loading Area’ya ışınlanma ile uzun süreli yükleme ekranları gelebiliyor. Ufak da
olsa arada can sıkabiliyor.

Hepsine hükmeden tek şehir

Oyun tek şehirde yani MegaCity’de geçmekte. Başlı başına yaşayan bir şehir ve
oyun içinde hiç yükleme ekranı ile karşılaşmıyorsunuz. Sadece girişte bir
yükleme oluyor ve oyuna girdiğinizde, koca şehir ayaklarınızın altında. Şehrin
içindeki her binaya girip çıkabiliyor, her evin çatısında gezebiliyor, her evin
her odasına girip dolaplarını karıştırabiliyor, diskolara gidip, ajanlar
arasında eğlenebiliyorsunuz. 4 mahalleye ayrılan şehrimizde, malesef bazı
zamanlarda çatıların tepesinden şehri izlerken kaplamalar oynayabiliyor yada
gözükemeyebiliyor. Fakat bunlar ufak hatalar düzelir deyip geçiyoruz. Etraftaki
gezinen böcekler, trafik, koşuşan insanlar ile şehir gerçekten yaşıyor izlenimi
veriyor. Fakat bu kadar kalabalık bir şehir çoğu zaman içinde tehlike
barındırabiliyor. Bu yüzden yeni yeni oyuna alışıyorsanız, evlerin köşesindeki
borulardan binalara tırmanıp, çatıdan ilerlemenizi öneririz. Ne de olsa Smith
olayından sonra düzen tam oturmuş değil. Birde oyun içinde dikkat çekeceğiniz en
önemli şey; etrafın genelde yeşile çalan renklere büründüğü. Yeşilimsi bir
atmosfer, yeşilimsi sislilik. Herşey matrix’in logosundaki yeşiller gibi.
Kendine bağlayan bir yeşil bu.

Oyunun yönetimi ise çok güzel işliyor. Her gün yeni görevler ekleniyor, yeni
olaylar gerçekleşiyor. Ayrıca oyun yeni olduğu için aklınıza takılan her türlü
soruda gamemaster’lar hemen yanınızda bitiyor ve sizi oyuna adapte edebilmek
için ellerinden gelen herşeyi yapmaya çalışıyorlar. Emin olun hiçbir oyunda bu
kadar ilgili bir yönetim kadrosu yoktur.

Birçok oyunun tükenmeye başladığı şu günlerde Matrix hayranlarının SWG, DAOC
gibi birkaç eski oyundan ayrılıp, buraya geleceği belli. Fakat Matrix’in
oynadığı tribünler belli. Oyun fanlarını kendisine çekiyor. Matrix hakkında çok
bilgisi olmayanlar ise 2 kere düşünüyor. Eğer ilginiz varsa kesinlikle deneyin
diyeceğim bir alternatif. Fakat Matrix ile ilgisi olmayan varsa, onlar için
süper bir seçenek olduğunu söyleyemeyeceğim. Hapımı alıyorum. Matrix’de
görüşürüz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu