Sizinkiler

Vampire: The Masquerade – Bloodlines

Madem ki bir vampir oyunu oynuyoruz ilk önce vampirlerin nereden geldiğini,
neyin nesi olduklarını bilelim. Böylelikle klanları tanıyıp, onlar hakkında
bilgi sahibi olacağımızdan dolayı yapımı daha iyi anlayıp, oyundan daha çok zevk
alacağız. Vampirlerle ilgili bir sürü hikaye vardır, kimileri vampirlerin 15.
yüzyılda yaşamış olan Romanya prensi Vlad Drakula yani namı diğer, Osmanlıya
zamanında kazık çakmış Kazıklı Voyvodadan, kimileri sözde Adem ve Havva’nın
çocuklarından biri olan Caine’den geldiğini söyler. Yani şu an vampir diye bir
şey var mı, yok mu belli değil. Hiç değilse nereden geldikleri bilinmiyor. Bende
hiç durur muyum? Hemen derin bir araştırmaya geçtim ve bu araştırmalardan sonra
elime diğerlerine göre sağlam bir anonim hikaye geçti… Anlatayım, gerçekten
ilginç :

Vampirlerin Doğuşu…

Bundan yüzyıllar önce, yapraklardaki sakin rüzgar dokunuşu ve kuş cıvıltılarıyla
dolu dünyanın sessizliği bir ışıkla bozuldu; bu ışık, barış rüzgarlarını
dindirip dünyanın tüm benliğini sömürecek olan olgunun, insanlığın ilk
hüzmesiydi. Adem ve Havva adındaki fırtına öncesi sessizliğin ilk fısıltısı,
sonraları evlenecek ve 3 tane de oğulları olacaktı; Caine, Abel ve Seth. İlk
doğan Caine, bitkileri yetiştirdi. Onları suladı ve büyüttü, hayat verdi. İkinci
doğan Abel hayvanlara baktı. Onları besledi ve büyüttü.

Bir gün babaları Adem, iki oğluna keskin bir ses tonuyla; “Caine ve Abel,
yukarıdaki için bir kurban getirin. Getirin ki yaratıcınıza olan minnetiniz
bilinsin.” dedi. Caine, yukarıdaki için en tatlı meyvelerini, en olgun
bitkilerini getirdi. Abel ise en genç, en güçlü hayvanını kurban etti.

İki kardeş de kurbanlarını Adem’in ocağına koydular ve ateşe verdiler. Duman
onları yavaşça yukarı doğru götürdü. Abel’in kurbanı tatlı bir koku yayıp kabul
edilirken, Caine’inki kabul edilmedi ve Caine sert bir şekilde azarlandı.

İlk doğan (Caine) ağlamaya başladı, gece gündüz yukarıdakine dua etti.

Gel zaman git zaman, Adem kurban vaktinin yeniden geldiğini söyledi. Abel yine
en güçlü ve genç hayvanlarından birini öldürdü. Caine ise eli boş geldi, çünkü
kurbanının istenmeyeceğini biliyordu. “Caine, neden bir kurban getirmedin?” diye
sordu Abel. İlk doğan, gözleri yaşlı bir şekilde kardeşinin kalbine mızrak
saplayarak onu kurban etti; hayatta en çok sevdiği şeyi.

Bu olayın ardından yukarıdaki onu cennetten attı, ve Nod denilen bir yere sürgün
etti.

Caine karanlıkta yalnız kalmıştı. Açtı, üşüyordu ve ağlıyordu… Karanlığın
içinden tatlı bir ses geldi. Siyahlar içinde bir kadın Caine’e doğru yaklaştı:

“Hikayeni biliyorum, Nod’lu Caine. Açsın, bende yemek var. Üşüyorsun, bende
kıyafetler var. Üzgünsün, bende rahatlık var”. Şaşırmış olan Caine:”Benim gibi lanetli birini niye rahatlatasın? Neden giydiresin? Neden
besleyesin?” dedi, ve alacağı cevapla daha da şaşıracaktı:

“Ben senin babanın ilk karısıyım. Yukarıdakine karşı geldim ve özgürlüğü
karanlıklarda buldum. Ben Lilith’im. Bir zamanlar ben de üşüyordum. Benim için
sıcaklık yoktu. Bir zamanlar ben de açtım, benim için yemek yoktu. Bir zamanlar
ben de üzgündüm, benim için rahatlık yoktu.”

Lilith, Caine’i ağırladı ve onu besledi, rahatlattı. Caine onun evinde bir süre
kaldı, ve bir gün ona sordu:
“Sadece karanlıktan, bu evi nasıl yaptın? Nasıl kıyafetler yarattın?
Yiyeceklerini nasıl yetiştirdin?”

Lilith gülümsedi ve cevap verdi: “Ben uyandım. Bu sayede istediğim gücü
yaratıyorum”. Gözleri parıldayan Caine: “Beni de uyandır Lilith, benim de güce
ihtiyacım var. Ben de kendi evimi, giysilerimi, yiyeceklerimi yaratmalıyım.”

“Uyanmanın sana ne yapacağını bilmiyorum. Sen baban tarafından lanetlendin.
Ölebilirsin, sonsuza kadar değişebilirsin.” İçini kemiren heyecanla Caine:

“Güç olmayan bir yaşamın ne önemi var? Sen olmadan ben ölürüm, ama senin kölen
olarak yaşayamam.”
Lilith Caine’i seviyordu. Sonuçlarından emin olmadığı için istemese de Caine’e
olan sevgisi, içinden gelen sesin önüne geçti ve onu uyandırdı. Bileğinden gelen
kanı bir kaba koydu ve Caine’e içirdi. Caine Abyss’e düştü, o kadar uzun süre
düştü ki bu ona sonsuzluk gibi geldi. Gözlerini açtığında karanlık bir yerdeydi.

Karanlığın içinde Caine parlak bir ışık gördü. Gecede parlayan ateş, Michael,
Kutsal Ateşin koruyucusu ona gelmişti, ve şöyle dedi. “Adem ve Havva’nın oğlu,
suçun büyük ama babamın bağışlayıcılığı daha büyük. O seni affetti.”

Kızgın ve kırgın Caine cevap verdi: “yukarıdakinin acımasıyla değil ancak kendi
vicdanımla gurur içinde yaşayabilirim.” Reddetmişti. Ve Michael ona ilk lanetini
verdi:

“Bu diyarlarda gezdiğin sürece, sen ve senin çocukların ateşten korkacak. Ateşim
sizin derinizi yakacak ve sizi mahvedecek.”

O gecenin sabahında, ufuktan Raphael, güneşin koruyucusu göründü. Caine’e şöyle
dedi: “Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu, kardeşin Abel cennetten senin günahlarını
affetti. Tanrı’nın bağışlamasını kabul etmeyecek misin?”

Caine cevap verdi: “Abel’ın bağışlaması bir şey ifade etmez. Ancak ben kendimi
affedebilirsem gerçekten affolmuş sayılırım”, ve reddetti. Onun için değişen pek
olmamıştı, bir şey dışında; Raphael ona ikinci lanetini vermişti:

“Bu diyarda gezdiğin sürece sen ve çocukların gün doğuşundan korkacak. Güneşin
ışınları sizi ateş gibi yakacak. Şimdi git ve karanlık bir yere saklan, saklan
ki güneşin gazabını hissetme!”İçini hırs bürüyen Caine kaçtı, kaçtı… ve karanlık bir mağaraya saklanarak
derin bir uykuya daldı. Uyandığında ölüm meleği Uriel onu kanatlarının arasında
tutuyordu. Caine’e doğru eğilerek kulağına fısıldadı: “Adem’in oğlu, Havva’nın
oğlu, Tanrı senin bütün günahlarını bağışladı, kabul et ve bütün lanetlerinden
kurtul..”

Büyük bir fırsat gibi görünen bu teklife kırgınlığı dinmeyen Caine cevap verdi:
“Tanrının bağışlamasıyla değil, kendi bağışlamamla yaşayacağım. Ben benim.
Yaptıklarımı yaptım. Bu asla değişmeyecek”.

Ve Tanrının kendisi, Uriel’ın ağzından Caine’e son ve en büyük lanetini verdi:

“Sen ve senin çocukların, bu diyarda gezdiği sürece karanlığa tutunacaklar.
Sadece kan içecekler. Sadece kül yiyecekler. Bir ölü gibi yaşayacaklar, fakat
ölmeyecekler. Son günlere kadar dokunduğunuz her şey yok olacak!”

Bu lanetle Caine acı bir çığlık attı, gözlerinden kan geliyordu. Kanı bir kabın
içine doldurdu ve içti.

Kafasını kaldırdığında Gabriel karşısında duruyordu. Fırtına sonrası
sessizliğinin verdiği yankıyla: “Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu; babamın
bağışlayıcılığı sandığından çok daha büyük. Şimdi bile affedilmeye bir yol
açıldı. Bu yola “Golconda” diyeceksin. Çocuklarına ondan bahset, çünkü sadece bu
yolla yeniden ışıkta yürüyebileceksiniz.”


Vampirler beyaz perdede

İşte böyle diyorlar. Yanlız dediğim gibi bu anonim ve bence gerçekle hiç bir
alakası yok. Vampir denince benim aklıma ilk olarak Gangrel ırkı geliyor. Çok
meşhurdurlar kendileri, zaten yazının ilerleyen bölümlerinde anlatacağım.
Çoğunuzun aklına Drakula yani Kont Drakula geliyordur, sürekli kan içen, çekici
bir karakterdir. İlk vampir filmi de hatırladığım kadarı ile1931-32 yıllarında
Bela Lugosi’nin oynadığı ‘Drakula’ filmidir. Vampirlerin öteki yüzünü anlatan
filmler arasında ‘Blade’, ‘Queen Of The Damned’, ‘Underworld’ ve en iyisi olan
‘İnterview With The Wampire” var. Vampirle buluşmada Brad Pit, Tom Cruise,
Antonio Banderas, Kirsten Dunst, Christian Slater oynuyor tavsiye ederim,
vampirleri daha yakından ve farklı bir yönden tanırsınız.


Oyunun Yapısı


Oyunumuzun türü ağırlıklı olarak RPG(Role Playing Game) ama FPS(Firt Person
Shooter) modunada geçiş yapabiliyoruz. Oyunu, Vampire The Masquerade
Redemtation’in devamı olarak da gösterebiliriz. White Wolf’a bu oyun için
teşekkür ederim çünkü yapımın kalitesi, henüz karakter yapma ekranındaki skill
dağıtımında kendini belli ediyor. Çok iyi dallandırmışlar ve bölümlere
ayırmışlar. Zaten her ırkın ayrı bir özelliği var ki, bu skill dağıtım konusunda
önemli kararlar vermemizi gerektiriyor.Genel vampir ırklarına geçiyorum :

Ventrue Kraliyet Klanı Ventrue
Gangrel Hayvanın Klanı Ennoia
Malkavian Ay’ın Klanı Malkav
Nosferatu Gizli Olanın Klanı Absimiliard
Ravnos Gezenin Klanı Ravnos
Toreador Gülün Klanı Arikel
Lasombra Gecenin Klanı Lucian
Tzimisce Biçim değiştirenin Klanı Mekhet
Followers of Set Yılanın Klanı Set
Cappadocian Ölümün Klanı Cappadocius
Saulot İyileştirenin Klanı Saulot
Assamite Av’ın Klanı Haqim
Brujah Öğrenmiş Klan Brujah

Oyundaki Vampirlerimiz:

Aslında Vampirlerin 13 tane klanı var ama Vampire : The masquerade
Bloodlines’da sadece 7 si geçiyor. Olmamış bence, hepsini koysalardı yapım daha
zevkli bir hale gelirdi. White Wolf o şekilde uygun görmüş ve sadece Camarilla
birliği üyelerini oyuna entegre etmiş. Bu arada Camarilla’nın hikayesi ise şöyle
:

Nesiller arasındaki sınıflandırmadan dolayı gözden çıkarılması çok kolay
görülen genç vampirler, yaşlı vampirlere karşı toplanarak büyük bir ayaklanma
çıkarırlar. Bu arada Doğu Almanya’da bir grup genç vampir, yaşlı vampirlerin
kendilerini kontrol etmesini sağlayan büyüyü kırmanın bir yolunu bulup,
hackerlar gibi büyüyü kırarlar. Büyü kırıldı artık geçmiş olsun. İnsanlar ve iç
çatışmalar sebebiyle darbe üzerine darbe yiyen vampir ırkının soyu tehlikeye
girer. Bunun üzerine yaklaşık olarak 15. yüzyıl civarında , tüm klanların
temsilcilerinin katıldığı olağanüstü bir toplantı yapılır. 13 klanın 7’sinin
katıldığı bu toplantıda, Camarilla adı verilen bir birlik kurulur. Bu arada
bütün bu olaylar Caine’den sonra gelişiyor…

Camarilla’nın olmazsa olmaz kuralları:

Camarilla topluluğu, Caine’in ilkelerini sürdürmeyi ve vampirleri insan
saldırılarından korumayı amaçlayan bir birliktir. Bu topluluk üyeleri, insanlar
arasında yaşar ve belli sınırlar çerçevesinde kalarak büyük bir dikkatle
beslenirler. Bunlar bütün canlıların onların bünyesinde olduklarını ve hayatın
çok değerli bir olgu olduğunu kabullenirler. Bu topluluğun değiştirilemeyen 6
ana kuralı var. Kurallarına son derece bağlıdırlar. Kurallara uymayan üyeler
topluluktan çıkarılır. Bunlar ya ölümü ya da Sabbat’a katılmayı seçmek zorunda
kalırlar. Ancak genellikle Sabbat’a geçemeden öldürülürler. Bu arada Sabbat’ı da
anlatacağım ileride. Camarilla üyelerinin uymak zorunda olduğu 6 ana kural
bulunmaktadır. Bu kurallar kısaca :The Masquarade: Kanını asla doğada yaşayanlara bahşetmemelisin. Ta ki onlardan
biri senden bunu isteyinceye kadar. Yeni bir vampirin doğumu ancak onun
isteğiyle olabilir.

The Domain: Kendine ait bir bölgen vardır. Bu bölgenin tüm
sorumlulukları sana aittir. Senin dışında bir kişi senden izin almadan bu
bölgeye giremez ve sana karşı gelemez. Bölgen dışında avlanamazsın ve kanını
içtiğin hiçbir canlıyı öldürmemelisin. 18 yaşından küçüklerle beslenemezsin.
Mümkün olduğu kadar gizlilik…

The Hospitality: Bölgenin dışındaki bir yere gittiğinde oranın
konsülündeki en yüksek rütbeli ya da en yaşlısına kendini tanıtman ve sunman
gereklidir. Bulunduğun sürece onun emrinde olmak zorundasın.

The Accounting: Kanını bahşettiğin her canlı senin çocuğundur.
Onların hareketleri ve davranışlarından tamamen sen sorumlusun ve onlara emretme
yetkisine sahipsin. Sana saygı duymak zorundadırlar.

The Progency: Senin hayatından ve senin çocuklarının hayatından
senin klanının elder’ları (Vampirler , klanın yaşlı vampirlerine yani 300 yaşını
geçmiş olanlarına ‘Elder’ diyor. Elder’ların gücü müthiş bir şekilde yüksek)
sorumludurlar. Eğer sana ya da çocuklarının başına bir şey gelirse Elder’lar
bedelini ödeyecektir.

The Destruction: Kendi türünden birini öldürmen veya saldırman
kesinlikle yasaklanmıştır. Bunun olabilmesi için sadece yaşlıların onayı ya da
emri gereklidir. Kan avı başlatılmadan bir vampir öldürülemez.

Sabbat’a Gelince…

Sabbat kimdir, nedir? Sabbat, Camarilla adlı büyük vampir birliğine isyan
eden ve yeraltına sürülen vampir klanlarının oluşturduğu birliktir. Asıl
amaçları, tüm vampir klanlarını Camarilla’nın sınırlandırmalarından çıkarıp,
dünya üzerinde tamamen özgür olmalarını sağlamaktır. Sabbat insanlardan
saklanmak yerine onları yönetmeleri gerektiğini söyler. Sabbat, vampirlerin
insanlık için bir tanrı olarak gönderildiğine inanır. İnsanlar onlar için sadece
açlık gidermek için gerekli basit ve zayıf canlılardır. Camarilla gibi kuralları
yoktur ve anarşiyi benimsemiş bulunmaktadırlar kendileri. Sabbat’ın dünya
üzerinde en aktif olduğu bölge İspanyadır. Çünkü kurucu klan Lasombra’nın vatanı
burasıdır. Yapımın senaryosunu istersek Camarilla’dan ayrılıp, Sabbat tarafına
geçerek değiştirebilme imkanımız var. Gerçekten çok heyecan verici bir şey bu.
Sabbat, 2 klandan oluşur. Bunlar: lasombra ve tzimisce’dir. Gelelim oyunumuzda
geçen vampir ırklarının özelliklerine, kimin ne iş yaptığına, kime ne kadar
borcu olduğuna, özel yeteneklerine, aldıkları lanete…İşte Klanların Genel Özellikleri:

Brujah: Genel olarak asi ruhlu vampirlerden oluşurlar. Brujahlar, sosyal
değişime kolaylıkla ayak uydururlar ve içlerinde Camarilla birliğine ait en
güçlü vampirlerden birisdir. Çok iyi birer savaşçı olan klan üyeleri yakın
dövüşte ustalaşmışlardır. Diğer vampir klanları Brujahların Punk’çı kanun
kaçakları olduğunu söyler. Caine kurucularını lanetlediği için kolayca
kontrollerini kaybederler ve zor duruma düşebilirler. Oyundaki teknik
özellikleri ise :

Initial Distribution Points: 2 Physical, 1 Mental, 3 Talents, 2 Skills, 1
Knowledge
Avantajları: +1 to Brawl skills
Dezavantajları: -2 to Frenzy checks
Klan disiplinleri: Celerity, Potence, Presence

Gangrel: İşte benim favori klanım. Bildiğiniz üzere oyunumuzda sadece Camarilla
topluluğu var ama Gangrel, Camarilla’dan degil. Aslında Gangrel, Camarilla’dan
ayrılmış Independent Klanlar arasına katılmıştır. Bunun sebebine ise;
Justicar’ları (yöneticileri) dağlarda Antedelluvian olduğuna inandığı bir
vampirle karşılaşır ve yanındaki Gangrel’lerin büyük bir kısmını kaybeder. Bir
toplantı düzenleyerek bölge prensinden şehirdeki vampirlerin toplanıp, bu
Antedelluvian’ı durdurmalarını ister. Fakat prens buna izin vermez. Justicar bu
korkaklığa sinirlenip klanın Camarilla’dan ayrıldığını açıklar. O zamandan beri
klan “bağımsız klanlar” arasındadır.

Camarilla’nın eski köpekleri. Gangrel klanı üyeleri tüm vampirler arasında,
içgüdülerine ve doğalarına en bağlı klandır. Doğa içinde yaşamayı şehirde
yaşamaya tercih ederler. Nasıl ve neden olduğu bilinmese de, Gangrel klanına
kurt adamlar ve kurtlar dokunmamaktadır (kurt adamlar vampirlerin en büyük
düşmanı sayılmaktadırlar). Şekil değiştirme konusunda özel yeteneklere sahip
olan klanın üyeleri, yarasa veya kurda kolayca dönüşebilirler. Zaten oyunumuzda
Gangrel klanı kolayca yarasaya dönüşebilmektedir. Bunun sebebi Caine’in
Ennoia’ya gitmeden önce bıraktığı lanettir. Ayrıca ilerde özel yeteklerimizin
arasına kurtlarda ekleniyor. Şahsen bu özellik benim çok hoşuma gitti :

Initial Distribution Points: 2 Physical, 1 Mental, 2 Talents, 3 Skills, 1
Knowledge
Avantajları: +5 Strength, Stamina, and Wits when Frenzied
Dezavantajları: -1 to Frenzy checks
Klan disiplinleri: Animalism, Fortitude, Protean


Tremere: Bu vampirler doğal yollarla vampir olmamışlardır yani Caine’den
gelmemişler. Bir grup çılgın büyücünün ölümsüzlük arayışları sırasında, bir
vampiri ele geçirip büyü yoluyla başka bir vampir olmuşlardır. Bu sebeple
vampirliğe ilk adımlarını attıkları sırada diğer klanlar tarafından çok tepki
görmüşlerdir. Büyü konusunda uzmandırlar, ritüeller ve büyüler aracılığıyla
kanın diğer vampirlerce çok az bilinen birçok gücünü ortaya çıkarabilirler.
Tremere klanının neler yapabileceğini bilenler, onlardan uzak durmaya özen
gösterir. Assamite klanına yaptıkları lanet halen akıllardadır. O da apayrı bir
hikaye.Artık geçelim özelliklere:

Initial Distribution Points: 1 Physical, 2 Mental, 2 Talents, 1 Skill, 3
Knowledges
Avantajları: Exclusive access to Thaumaturgy Discipline
Dezavantajları: Physical attributes cannot be increased beyond rank four
Klan disiplinleri: Auspex, Dominate, Thaumaturgy

Ventrue: Mavi kanlı vampirler olarak tanımlanabilirler ve vampirlerin yönetici
sınıfını oluştururlar. Ventrue klanı, onurlu ve kibar olmasıyla tanınır. En eski
zamanlardan beri liderlik duygularıyla hareket eden klan, vampirlerin geleceğini
şekillendirebilmek için çalışır. Eski zamanlarda Ventrue üyeleri soylular ve
prensler gibi güçlü kişiler arasından seçilirdi. Günümüzde soylu bir servete
sahip olan klan, Camarilla’nın düzenini ve devamlılığını sağlayan anahtar
güçtür. Ancak onlara bu gücü getiren özellik bile Caine’in lanetinden
gelmektedir, klan üyeleri sadece beğendikleri kişilerin kanlarını
içebilmektedirler. Özellikleri :

Initial Distribution Points: 2 Social, 1 Mental, 2 Talents, 1 Skill, 3
Knowledges
Avantajları: Can utilize Dominate in dialogue, accepted into Kindred society
more easily
Dezavantajları: Cannot obtain blood from rats, 50% chance of vomiting when
feeding from bums and prostitutes
Klan disiplinleri: Dominate, Fortitude, Presence
Malkavian: Diğer vampirlerin dahi korktuğu bir klandır. Bunların neredeyse hepsi
delidir. Yani deli gibi hareketlerde bulunurlar. Caine klan kurucusu Malkav’ı
delilik ile lanetlediği günden beri bu delilik kan bağı ile bütün Malkavian’lara
geçmektedir (Babadan oğula misali). Ne zaman ne yapacakları belli olmadığı ve
davranışlarının ve tepkilerinin ne anlama geldiği asla tam olarak anlaşılamadığı
için diğer vampirler Malkavian’lara dikkatle yaklaşır:

Initial Distribution Points: 1 Social, 2 Mental, 1 Talent, 2 Skills, 3
Knowledges
Avantajları: +2 to Inspection Feat, exclusive access to Dementation Discipline
Dezavantajları: Penalties to negotiations
Klan disiplinleri: Auspex, Dementation, Obfuscat

Nosferatu: Çok iğrenç görünen bir klan. Genellikle yeraltında ve kanalizasyonda
yaşarlar. İğrenç görünüşleri yüzünden egolarını en iyi bastıran klandır.
Caine’in klanın kurucusuna verdiği lanet yüzünden yüreklerindeki kötülük
yüzlerine yansımış ve onlara korkunç bir görüntü vermiştir. Neredeyse her şeyi
duyarlar ve bilirler. Çok zeki olduklarını söyleyebilirim. Bu Klan gizlenme ve
sesiz saldırılarda oldukça uzman :

Initial Distribution Points: 1 Physical, 2 Mental, 1 Talent, 3 Skills, 2
Knowledges
Avantajları: Can obtain more blood from rats
Dezavantajları: Scary appearance, must use sewers for all transportation needs
Klan disiplinleri: Animalism, Obfuscate, PotenceToreador: Ölümsüzlüğün tadını çıkarmak için her şeyi yapan çılgın bir vampir
ırkı(!) Olabildiğince çok ve değişik tecrübe yaşamak isterler ve her yaşadıkları
tecrübeden de maksimum zevk almak isterler. Sanata ve yaratıcılığın her türüne
hayrandırlar fakat herhangi bir yönde iyi denilebilecek bir faaliyetleri yoktur,
yani sanat yapamazlar. Güzel olan her şeye karşı muazzam bir merak içindedirler
ancak bu Toreador’ların en büyük dezavantajlarıdır. Caine laneti ile onları
güzelliğin kölesi yapmıştı. Bu yüzden tehlike sırasında bile güzel görünen
herşeye takılabilirler. Kimilerinin gün doğuşunu izlerken öldüğü söylenir :

Initial Distribution Points: 2 Social, 1 Mental, 3 Talents, 1 Skill, 2
Knowledges
Avantajları: Humanity awards doubled, 1/2 experience cost for Humanity
Dezavantajları: Humanity penalties doubled
Klan disiplinleri: Auspex, Celerity, Presence

Vampire : The Masquarede Bloodlines Hakkında

Vampire : The masquerade Bloodlines’da bulunan klanlar
hakkındaki kısaca bilgi verdim. Oyunun Yapımcısı Toroika Games, dağıtıcısı ise
Activision. Oyunumuzda kullanılan grafik motoru Source. Bildiğiniz üzere Source
Half-Life 2 için geliştirilen bir motor ve gayet başarılı. Zaten bunu yapımdaki
karakterlerin mimiklerinden, yüz ifadelerinden, hareketlerinden ve içinde
bulunduğumuz şehirlerin kaliteli ve etkileyici atmosferinden anlayacağız. Fakat
bu demek olmuyor ki Source motorunun hiç bir hatası yok. Bazen karşınıza öyle
buglar çıkıyor ki kafayı sıyıracak duruma geliyorsunuz. Fiziksel çatışma
sırasında, yani yumruk ve tekme kullandığımız zaman, kamera otomatik olarak TPS
(Third person shooter) bakış açısına geçiş yaptığı için, dövüşmek kolay oluyor.
Ancak kavga sırasında hiçte hoş olmayan görüntüler karşımıza çıkıyor. Fakat
bunlara rağmen source motoru harika bir şey. Vampire : The Masquerade
Bloodlines, kendisi için verilen çıkış tarihinden çok daha sonra çıktı.
Gecikmesinin nedeni ise oyunda Half-Life 2 nin source motorunun kullanılması.
Biliyorsunuz ki Source’nin kodlarının çalınması, bu motor ile yapılan
oyunlarında gecikmesine neden oldu.


Geçelim Oyuna


Oyuna başlayınca karşımıza karakter yaratmak için 2 seçenek çıkıyor.
Bunlardan biri bize sorulan sorulara seçeneklerin arasından cevap vermek. Eğer
soruları ciddiye alarak cevap verirsek, bizimle uyuşan bir karaktere sahip bir
vampir çıkıyor. Diğer seçenekte ise karakterimizi yani vampirimizi kendimiz
seçiyoruz. Sıra geldi skill dağıtımına. Bize verilen skilleri kendi isteğimize
ve karaktere bağlı olarak 5 dalda dağıtıyoruz. Ben karakterimi computer dalında
uzmanlaştırdım mesela, inanın çok işe yarıyor çünkü yapımın içerisinde komut
sistemini kullanarak bilgisayar kullanıyoruz. Tebrikler White Wolf. Uzun bir
yükleme ekranından sonra karşımıza şahsen benim yapımcılarına yakıştırmadığım
bir video çıkıyor. Animasyon olarak hazırlanmış. Görüntü olarak iyi ama göze
çarpan bir sürü fizik hatası var. Videoda bir çok aksaklığa şahit oldum. Bir an
için şüpheye düştüm ama videodan sonra bu şüphemin çoğunluğu gitti. Videonun
konusu çok hoş ve gerçekçi olmuş. Dikkat ederseniz yukarıda anlattığım
hikayelerle uyuşuyor.İnsanlarla iç içe, insan gibi..
Oyunumuz Amerika sokaklarında geçtiği için halkla iç içeyiz. İlk şehirde
vampir fazla yok sadece insanlar var. Böylece dövüş sırasında fazla bir zorluk
çekmiyorsunuz. Ancak diğer şehirlerde vampir sayısı artıyor. Birçok vampirler
arası kavgalara ve bu türden olaylara şahit olacağız. Tehlike artıyor yani.
Artık her yerde kan bulamamaya başlıyoruz. Dikkatli ve her an düşmana karşı
tetikte olmalıyız. Birde evimiz var. Evimize gidip buzdolabından kan
içebiliyoruz, mail’lerimizi okuyabiliyoruz, TV izleyebiliyoruz. Çok detaylı
yapmışlar helal olsun White Wolf’a. Oyun içerisinde neredeyse bütün karakterler
ile konuşma yapabiliyoruz. Şimdiden söyleyeyim, karşınıza bazen komik diyaloglar
çıkabilir en azından benimkinde öyle oldu. Özellikle sahildeki kekeme adamla
konuşurken. Bu arada oradaki müzik setinden gelen şarkıyı iyi dinleyin, çünkü
çok kaliteli ve lisansı alınmış bir şarkı. Şarkıyı söyleyen grup(çoğunuzun,
hatta hiçbirinizin bilmediği) Darling Violetta. Bu grup bir önceki oyununda
müziğini yapmıştı. Şahsen ben onuda beğendim. Sanırım şarkının ismi ”I want to
kill you”. Darling Violetta, Los Angeles’lı bir grup olup, ‘Angel’ adlı dizinin
açılış müziğini de yapmıştı. Daha önce 1998’de “Bath water flowers” isimli bir
albüm çıkarttılar ve hatırladığım kadarı ile “The kill you ep” son albümleri.

Tekrar tebrikler White Wolf

Yapımın hoş yanlarından biri ise lineer bir yapıya sahip olmaması, yani
tekdüzelik yok. İstediğimiz gibi hareket ediyoruz. İster düşmanımızı öldürür,
ister düşmanımızla anlaşma yaparız. Her şey bize bağlı yani. Oyunumuzda vampir
olduğumuzu saklamamız gerekiyor. Hani yukarıda 6 kural vermiştim ya, işte
gizlilik de bu kurallardan birisi. Eğer çok tanınan bir vampir olursak,
gittiğimiz her yerde bizi vampir avcıları karşılıyor. Vampire : The Masquerade
Bloodlines’da güzel dizayn edilmiş mekanlar var. Mesela Asp hole adlı club,
oyunu bırakıp orada sadece müzik dinlemeye zorluyordu beni. Birde Lacuna Coil’in
Swamped’i ve Chiasm’in isolated adlı şarkıları var, onlar apayrı bir
güzellikte… Oyunda oldukça iyi bir senaryo var ve çoğu şeyin senaryo üzerinden
gerçekleşmesine rağmen belirli bir senaryo bulunmuyor. Yani yaptığımız her şey
senaryoyu değiştirebilir. İşte ben buna gerçek senaryo derim. Senaryo bizim
elimizde yani, çok hoş. Sonra bol bol kan bulabileceğimiz bir hastahane ve 2. el
eşya satan-alan bir dükkan var. Varda var yani güzel yapmışlar. Canlandırdığımız
karakter insan değil bir vampir. Rpg oynamamıza rağmen karakterimiz
acıkabiliyor. Vampir adam ne yer ne içer kardeşim?? Tabi ki kül ve kan. Gerçi
oyunda kül yemiyoruz ama güç kazanmak için kan içiyoruz. Nede olsa biz bir
vampiriz!
Huzurlarınızda Bug’lar…
Buglardan bahsedelim biraz. Dövüşürken tekme ve yumruk olayı iyi entegre
edilmemiş. Çok fazla aksaklık oluyor. Bazen sistemi de kasıyor. Sonra duvarın
arkasındaki adamı dövebiliyorsunuz ya da o sizi dövebiliyor. Diyelim ki kana
ihtiyacımız oldu, hemen ara sokaklardaki evsizlerin arasından bir kurban seçip
kanını emiyoruz, sonra biraz gezip tekrar oraya geldiğimizde adam hiç bir şey
olmamış gibi hala yerinde duruyor, kan izleri falan hepsi yerli yerinde ama.
Daha bunlar gibi bir sürü hata var. Yani ben Source gibi bir motor nasıl olurda
böyle bir hata yapar diyorum ve konuyu kapatıyorum.


Seslere Gelince…

Evet seslere gelince. Onlara diyecek bir şeyim yok, çok kaliteli ve
profesyonelce sesler kullanmışlar. Dövüş sırasındaki seslerin ortama göre
değişiyor olması da çok iyi olmuş. Mesela boş bir odada dövüşürken sesler
yankılanıyor. FPS modunda müzik setinden müzik dinlerken kafanızı sola
çevirdiğinizde müzik sağdan kuvvetli geliyor, bu çok başarılı aktarılmış. Yapıma
ayrı bir gerçekçilik katıyor. Aslında bulunduğunuz yere göre sesin yönü
değişiyor ama… Diyaloglarda harika, zaten oyun için onlarca profesyonel ses
kaydı yapılmış. Müziklerden bahsetmiştim sanırım.

Genel Olarak Vampir

Genel olarak Vampire : The Masquerade Bloodlines gerek konu olarak gerek
oynanış, gerek görüntü, gerek atmosfer ve ses kalitesi olarak çok güzel bir
Vampir oyunu(Buglarına rağmen).. Hiç değilse vampirleri yakından tanırsınız.
Edinilmesi gereken bir bilgidir bence vampirler. Cidden tavsiye ediyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu