Oyun Ön İncelemeleri

Serious Sam 2

“…Nerede kalmıştık? NEREDE HAA!!!” der Sam -Serious- Stone ve cebinden
güllesini çıkarıp fitili ateşlemesiyle düzinelerce Kleer’den oluşan orduyu yere
sermesi bir olur(kabul, “Nerede kalmıştık” demeyebilir; ama en azından “Let’s
Rock”, “Come get Some” ya da “Sam I am” falan demiştir kesin). Sonrasında da
ortalarına geçip yere onların kanlarıyla kendi ismini yazar(aslında bu konuda da
pek emin değilim. Sam öldürür; ama vahşet değildir onun işi, eğlencedir). En
sonunda da minigun’ı gökyüzünü doğrultup piercing boşa dönene kadar metal
yağdırır ve artık gökyüzünün canı çıkar; peşine de boğazını yırtarcasına bir
çığlık patlatıp olduğu yerde tepinip durur(bak bunu yapacağından az çok eminim
işte)…

Yazıya başlamadan evvel kendimce, kendi aklımca oluşturduğum bir şeylerden
bahsetmek istiyorum; daha doğrusu aklımda oluşturduğum, ama gerçekleşmeyeceğini
bildiğim, benimse asla ve asla gerçekleştiremeyeceğim bir projeden, düşünmesi
bile beni çok heyecanlandıran bir ütopyadan. Son zamanlarda eğlenerek
oynadığımız aksiyon oyunlarının en karizmatik iki kahramanı Duke ve Sam
Stone’dan, hatta bu ikiliden, hem de her ikisinden birden! Soruyorum size, bu
ikili kadar bir insanın kanını kaynatıp iliklerine kadar hiperaktivite dolduran
başka bir kahraman biliyor musunuz!? Bazılarınız hemen Painkiller’dan Daniel
Garner’ı hatırlatıp kendilerini unuttuğumu düşüneceklerdir(FPS’den bahsediyorum;
Prince kabulüm değildir). Unutmadım; ama Dan gibi cool takılan bir kahraman ile
ne Duke’ün o ağzı bozuk sert karakteri birbirine uygun, ne de Sam’in o eğlenceyi
silahlarıyla birleştiren hızlı yapısı onda var. Painkiller’in akıcı ve eğlenceli
oyun dünyası gerçekten de şahane; ama Daniel ile bunların hiçbiri uyuşmuyor. Ben
Painkiller’i severim, ama Daniel’dan daha iyisini hak ediyor o oyun. Yoksa siz
FPS’de karakterleri önemsemiyor musunuz? Bence önemseyin; görüyorsunuz ya,
önemseyince Sam Stone ve Duke Nukem çıkıyor ortaya.

Benim yapmak istediğim proje ikisini bir araya getirmek. Ne kadar ütopik! Ama
bir o kadar da heyecan verici; aynı oyun içerisinde Duke ve Sam’i aynı anda
kontrol etmek, ya da co-op görevlere çıkmak ve beraberce alien temizlemek. Benim
istediğim bu! Harika olurdu; dediğim gibi, düşündüğümde bile kalbim hızlı atmaya
başlıyor.

Beheaded Kamikaze the Kafasız Altıpatlar

Bu gereksiz muhabbetleri bırakıp Serious Sam 2 üzerinde yoğunlaşalım artık.
İkinci oyun değil bu, sakın ismine aldanmayın. İlk Serious Sam oyunu olan The
First Encounter 2001 senesinin başında, ikincisi ise ondan yaklaşık bir sene
sonra The Second Encounter adıyla piyasaya sürülmüştür ve, her ne kadar
birbirine oldukça benzese de ikincisinin birincisinden daha iyi olduğunu
söylemem mümkün. İlk oyun antik Mısır’daydı ve son boss’u da öldürdükten sonra
ikinci oyunun başında kahramanımızı Sirius yıldızına giderken bulmuştuk.
Hatırlıyorum da, oyunun başında “Serious goes to Sirius” falan yazıyordu;
harikaydı. İkinci oyunun hikayesi uzayda yaşanan bir trafik kazası ile başladı
ve kahramanımız yine kendini Mısır cehenneminde orayı koçanlarından ayırmak
üzere elinde motorlu bıçkısıyla dalarken buldu. Oyunun sonunda ise
alkışlanmıştık, ki gerçekten de “alkışlamışlardı bizi”. Mozole gibi bir yere
girdiğimizde etrafımızda alkışlarla kıyamet kopuyordu. Eh, oyun bittiydi artık
ve çok da iyi etmişti bitmekle.

Bir zamanlar Unreal Engine’in oyunu olarak Unreal piyasaya sürülmüştü ve hala
aynı şey yapılıyor; buna göre Serious Sam 2 de Serious Engine 2’nin oyunu olarak
dikkat edilmeli. Oyunumuz için hazırlanan demoda oyunun tek bölümlük kısmını
oynama imkanımız var ve bu sırada yeni silahlarımızı, düşmanlarımızı ve
grafiklerimizi görebiliyoruz. Eğer hikaye gibi, böylesi bir oyunda ikinci, hatta
üçüncü planda olan bir özellik arıyorsanız; evet, yeni oyunla birlikte yeni bir
öykümüz de var. 21. yüzyılda geçen ilk iki oyunun ardından bu kez kahramanımızı
Sirius’a olan yolculuğu sırasında karşılıyoruz. Demoda da gördüğümüz gibi
Siriusopolis kentine uzaylılar saldırıyor ve kahramanımız “hadi biraz eğlenelim”
diyerek etrafındaki fırlama yaratıkları ve silahlı katalitik teneke yığınlarını
temizlemeye başlıyor. Daha sonrasındaysa Mental adındaki, bu uzaylıları gezegene
saldırtan canavarı öldürmekle görevlendiriliyor. Bunu yapabilmesi içinse
madalyonu oluşturan parçaları teker teker toplamalı ve bu madalyonu Mental’i yok
etmek için kullanmalı. Aksiyonu ön planda olan bir oyun için iyi sayılabilecek
bir hikaye denebilir; nitekim herhangi başka bir oyunda aynı şeyi görsek beş
para bile edemeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirdik.

Kral Serious Engine ve ölümüyle tahta kurulan onun oğlu yeni kral Serious Engine
2! Birinci Serious Engine oyun motorunun önemi gerçekten de büyüktü. En dikkat
çekici özelliği geniş oyun dünyasını çok güzel ve ayrıntılıca modellemesiydi ve
bunun yanı sıra grafikler de o zamana göre oldukça iyiydi. Onlarca farklı
yaratığın yüzlercesini aynı anda oyun alanında meydana çıkarmak da pek kolay
değilmiştir herhalde. Zorlu çalışmanın semeresi olarak sene sonunda Serious Sam
en iyi oyun ödülünü bir çok yerden cebe indirmeyi başardı ve kimilerine göre
“Allah’ın Hırvatları” yıla damgasını vurdu. Serious Engine 2 ise aynı şeyi
yapıyor ve bu iş demek ki hala babadan oğla geçiyor.

Kleer Skeleton Vulgaris the Kemik Torbası

Demo içerisinde sadece Siriusopolis Uptown bölümünü oynayabiliyor ve bölüm
boyunca yapımcı Croteam’in yarattığı Serious Engine 2’nin bütün güzelliklerini
görme imkanı bulabiliyoruz. Serious Engine ve ardından gelen Serious Engine
2’nin özellikleri birbiri ile tutarlılık gösteriyor diyebiliriz; iki oyunda da
renklerin parlaklığı göz okşuyor, ambiyansı oluşturan fonların duruşları
etkileşime girebileceğiniz grafikler kadar canlı ve gerek silah, gerekse
düşmanların modellemeleri fazlasıyla güzel.Demoda görebildiğimiz yaratıklar
bana ilk iki oyundakileri anımsatmadı değil; böylelikle ilk oyunda başımıza
onlarca bela açan akreplerin son hallerini görmüş olduk. Ortamla uyumlu
düşmanlar yine alışıldığı gibi bizimle beraber; havada dönüp duran küçük metal
cisimler ve silahlı kuvvetler Siriusopolis Uptown bölümünde ekranlara gelenler
arasında. Oyunun tam sürümünde ise ilerledikçe 100’e yakın çeşitli yaratıkla
karşılaşma şerefine nail olabileceğiz. Aksiyon esnasında ister istemez
düşmanlarımızın ortalarına düşebiliyor ve dolgularını, çizimlerini ve
grafiklerindeki detayları çok yakından görme olanağını elde edebiliyoruz. Parlak
renklerine ve, oyunun havası gereği çizgi film karakteri gibi modellenmiş
olmalarına rağmen tek kelimeyle süperler; çokça da söylenebilecek bir şey
bulunmuyor bu konuda, görmeniz lazım.

Bunlardan ziyade oyunumuzu asıl önemli kılan silahlara da değinmek istiyorum.
Demoyu oynarken oyun boyunca sahip olacağımız silahların çoğunu görme şansımız
oldu. Benim en sevdiğim silahlardan biri olan motorlu bıçkının yerini onun daha
bir modernleştirilmiş hali almış; ismine de Circular Saw denmiş, çok da şekilli
olmuş. Altıpatlar tabancamıza, roketatarımıza, iki farklı shotgun silahımıza ve
sniper tüfeğimize çok güzel bir cila çekilmiş oyun içerisinde bunların etkisi de
oldukça artırılmış; buna dayanılarak oyundaki düşmanlarımızın güçlerinde de bir
artışa gidilmiş. En atraksiyonlu silahımız minigun; demoda onu çok zor bir
şekilde ele geçiriyoruz ve bu noktadan sonra da öndeki devasa piercing dönmeye,
kahramanımız da çığlıklarına başlıyor. Screenshot’lardan gördüğümüz kadarıyla
oyunun ilerleyen bölümlerinde çift minigun elde etme şansına da sahip olacağız.
Geliştirilen minigun’ın dışında Clawdovic adlı boynunda bomba taşıyan bir
papağan da sahip olduğumuz silahlar arasında. Düşmanın üzerine saldığımızda
dokunduğu yerde patlıyor ve ne düşmandan, ne de kendisinden bir eser kalıyor.
Kalabalık çarpışmalarda işimize yarayacağı kesin. Bütün bunların dışında oyun
sırasında araç kullanma fırsatı da elde edeceğiz. Kontrolünüze alabileceğiniz bu
araçlar arasında helikopter, uçan daire ve hatta bir dinozor bile bulunuyor.
Oyun sırasında bunları kullanarak üstesinden gelemeyeceğimiz düşman kalmayacak,
onları indirdikçe yenileri gelecek ve geldikçe de hepsini ait oldukları yere
geri postalayacağız.

Kısacası Serious Sam 2 çok iyi bir oyun olmuş. Çok güzel, akıcı bir oynanışa ve
gırla eğlenceye sahip. Oyunda ilerledikçe eğlencenin dozajında da elbette ki
doğal bir artış meydana gelecek ve 40’tan fazla bölüm boyunca bu inanılmaz
oyunun tadını çıkaracağız. Zorluk düzeyi, bölüm tasarımları ve kahramanımız Sam
Stone’un bizi gaza getiren çığlıkları ile birlikte bu sürenin hiç de az
olacağını sanmıyorum. Yılın en hit oyunları arasında değerlendirilen Serious Sam
2’nin yılın “tek” hit oyunu olduğunu kendi elcağızlarımla test ettim ve size de
benim bu fikrime bir an önce ortak olmanız için demoyu oynamanızı tavsiye
ediyorum. Kısacası 10 Ekim büyük gün; “pişse de yesek!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu