Oyun İncelemeleri

FIFA 06

İçerik No İçerik
1 Geçmişe
yolculuk
2
İnceleme

Yıl 1994… Tüm hayalleri, 37 ekran televizyona bağlanmış oyun konsolunun
sunacaklarından ibaret olan iki çocuktuk. Yaşıtlarımız gibi sokakta mahalle maçı
yapmak yerine televizyon karşısında oyun oynamayı tercih eden, aynı platform
oyununu defalarca hiç hata yapmadan bitirmeye yemin etmiş iki çocuk. İki boyutlu
grafikler dünyasını hayal gücümüz ile birleştirerek sonsuz bir ütopya haline
getiren, toplam yedi frame’den oluşan animasyonların, “son derece gerçekçi” diye
tabir edildiği zamanlarda en büyük zevki oyun oynamak olan iki çocuktuk,
arkadaşım ve ben.

Konsollarımıza takacağımız kasetlerin %90’ını hoplama zıplamalı platform
oyunlarının oluşturduğu, sadece sağa doğru ilerleyip karşına çıkanı vurmaktan
ibaret olan aksiyon oyunlarının gırla gittiği zamanlardan bahsediyorum. Tek tük
çıkan spor oyunları arasından “en oynanılabilir” olanını bulmaya çalışır
dururduk. Öyle ki; o zamana değin tüm futbol oyunlarının tepeden görünümlü ve
futbolcuların kafaları ile omuzlarını modelleyen hallerinden sıkılmıştık. Kick-Off
oynamaktan da gına gelmişti. Fakat şans eseri gittiğimiz oyun satıcısından
aldığımız beyaz kutulu oyunu unutamam. Perspektif açı sayesinde, bizlere iki
boyutlu altyapıda üç boyutu yaşatacak yegane futbol oyunu, FIFA International
Soccer…

Futbolda devrimin adı

FIFA International Soccer: İki arkadaşın en samimi paylaşımı olan; “Bir
devre sen, bir devre ben” düşüncelerini alt üst eden, ikinci gamepad’in
alınmasını zorunlu kılan, oyun dünyasında devrimsel bir yenilik yaratan oyundu
FIFA International Soccer. Günlerini, haftalarını, hatta tüm yaz tatillerini
harcayan bizlere, aksiyon-platform oyunlarını bir kenara attıran ve sürekli
birbirlerine karşı FIFA oynattıran bir oyundan bahsediyorum. Ve sadece bir oyun
yüzünden en samimi arkadaş olmaktan çıkarıp, birbirlerinin en ezeli rakibi
olmasını sağlayan bir yapımdan bahsediyorum.



FIFA 95: Özellikle Amerika’da konsol oyunları piyasasında adını
sıklıkla duyurmaya başlayan Electronic Arts’ın en büyük başarılarından biridir,
FIFA International Soccer. 16-bit’lik konsollarda futbol keyfi sunup, o güne
kadar hiç yaşanmamış şekilde gerçekçiliği getirmiştir. Hemen ertesi yıl piyasaya
sürülen 95 versiyonu ile hatalarını düzelten, animasyonlarını zenginleştiren ve
oynanabilirliğini yenilemişti. Fakat evvelki sene olduğu gibi yine ilk hedef
konsol kullanıcılarıydı.


FIFA 96: Piyasaya sürüldüğünde çıkmadığı hiçbir oyun platformu
kalmamıştı. Gerek PC gerek PlayStation olsun, GameBoy’dan Sega Genesis’e kadar
her platformda örneğini izlediğimiz oyunun gelişimi ve özellikle dönemin güçlü
sistemi olan PlayStation’daki grafikleri ile gelecek yılların ve yapılacak
yeniliklerinin habercisiydi.



FIFA 97: Yavaş yavaş gelişmiş oyun sistemlerine yönelmeye başlayan
FIFA, 97 versiyonu ile oyun severlerin karşısına çıktığında artık görsel yönden
pek çok yenilik sunmaya da başlamıştı. Yazılımsal olarak da olsa üç boyutlu
grafiklerin standart halini aldığı oyunda hareketler biraz daha gerçeğe
yaklaşmaya başlamıştı.



FIFA 98: FIFA serileri içinde kendi tarihine kadar yapılmış en büyük
yenilik belki de 1997 yılında geldi. Gerçek anlamda ilk defa motion capture
tekniği kullanılarak hazırlanmış olan FIFA 98, sadece futbol oyunları arasında
değil tüm oyunlar arasında en iyi grafiklerden birine sahip olan oyunlardandı ve
kendi sınıfında üç boyutlu grafik kartlarına destek veren ilk oyunlardan biri
oldu.


FIFA 99: Zaman ilerledikçe her senenin eylül aylarında FIFA’ya ait
yeni bir oyunun çıkması oyun dünyasında standartlaşan bir olgu haline geldi. 99
yılında piyasaya sürülen yeni FIFA her zaman olduğu gibi grafikleri yeniliyor,
gece maçlarının yanı sıra pek çok ligi ve 250 adet takımı içeriyor oluşuyla
zengin içerikli futbol oyunu olduğunu da ilan ediyordu.



FIFA 2000: Tarihler 2000 yılını gösterdiğinde FIFA grafiksel açıdan
tavana vurdu ve ilk defa “Benim sistemimde çalışır mı” sorularını insanların
kafasına soktu. Birebir gerçek olmasa da futbol takımlarının formaları
üzerindeki logoları görmek zamanın oyunları için devrim niteliğindeydi. 3
boyutlu grafik hızlandırıcıların olmazsa olmaz diye tabir edilmesinde etkili
olan futbol oyunu olarak anıldı.



FIFA 2001: Bana göre serinin en iyi oyunlarından biriydi. Çünkü FIFA
2001 EA Sports’un hem grafiksel olarak ulaştığı en üst noktaydı hem de tüm
takımların formalarını birebir tasarımının yapıldığı ilk FIFA’ydı. Spikerler
kelime dağarcıklarını epey geliştirmişler, yıldız futbolcular ise gerçekleri ile
neredeyse birebir modellenmişti. Özellikle de multiplayer konusunda ciddi
atılımlar yapılmıştı.


FIFA 2002: FIFA’ya ne olduysa 2001 yılından sonra oldu. EA Sports her
zaman piyasaya en iyi grafikli animasyonlu ve atmosferli oyunları sunmayı adet
edinmiş olsa da hem gelişen teknoloji ile hem de boş durmayan rakip firmaların
geliştirdikleri oyunlar neticesinde FIFA, artık kulvarında yalnız değildi. FIFA
2002 serinin belki de en az gelişim gösteren oyunu oldu ve sadece alışkanlık
gereği ve yeni kadroları edinme amaçlı insanların evlerine girmeyi başardı.



FIFA 2003: Piyasaya çıkmadan önce pek çok PC kullanıcısının kulağına
“Pro Evolution Soccer diye bir oyun duydun mu?” söylentileri gelmeye başladı.
Önceleri sadece PlayStation platformuna hazırlanan ve zamanla aldığı övgüler ile
hedeflerini değiştiren Konami firmasının güzide futbol oyununun gündeme gelmesi
FIFA cephesini epey sarstı. EA Sports’un üzerine kabus gibi çöken PES eskiden
futbolda tekel halini almış olan FIFA’nın tahtını devralmak için gün sayıyordu.
EA Sports çalışanları da son iki senede ciddi anlamda geliştiremedikleri
oynanabilirlikleri ile oyunlarını rakibi karşısında aciz durumda bırakıyorlardı.



FIFA 2004: Piyasaya sürülme zamanı yaklaştığında ciddi kan kaybı
yaşayan EA Sports artık yapılması gereken değişikliğin farkındaydı ve yeni
oyunlarına iki önemli ekleme yapmayı uygun gördü. Bunlardan birincisi kariyer
moduydu ikincisi de hücum esnasında uzaktaki oyuncuya kısa yoldan uzun pas
atmayı kolaylaştıracak kontrol yöntemi idi. Kariye modu gerçekten büyük bir
gelişimdi, ancak oynanabilirliği yerlerde süründüren ve gerçekçiliği tam
anlamıyla yok eden yeni kontrol sistemi FIFA 2004’ün en kötü yanı olarak
hafızalarımıza kazındı.


FIFA 2005: Oyun fanatikleri bir yana FIFA 2005 piyasaya çıktığı zaman
piyasanın en iyi futbol oyunu büyük çoğunluğun kararı ile PES olmuştu. Özellikle
gerçekçi oynanabilirliği ve oyun içi varyasyonları ile büyük beğeni toplayan
PES, FIFA’nın önemli bir atak yapmaması halinde uzun süre daha tahttan inmeyecek
gibi gözüküyordu. FIFA 2005, evvelsi sene yapılan büyük yanlıştan hemen
vazgeçilmesi üzerine eski kontrol sistemine geri dönerek huzurlarımıza çıktı.
Grafiksel yenilikler animasyon zenginliği haricinde en büyük yeniliği topla ilk
buluşma anında yapılan çalım hareketleri idi. Oynanabilirlik geçen oyuna göre
epey arttırılmıştı ve tıpkı bir menajer oyunu oynarmışçasına seçenekler sunması
da bir başka artısıydı. Sonuçta FIFA 2005 gelecek için önemli bir adım atmıştı
ama asla PES 4 kadar güzel bir oynanabilirlik sunamamıştı. Ta ki geçtiğimiz
haftalara kadar…



Bir devin uyanışı

Oyun dünyasında standart halini almış olguların başında eylül ayında piyasanın
açılması gelir. Genellikle en önemli yapımlar hep sonbahar aylarını beklerler.
Her sene mutlaka eylül ayının sonlarında ya da ekimin başında yeni versiyonu ile
karşımıza çıkan FIFA’yı herkes gibi bizler de sabırsızlıkla bekliyorduk. Son
yıllarda yaşanan düşüşün ardından yeniden çıkış trendini yakalamak isteyen EA
Sports çalışanları önceki versiyon olan FIFA 2005 ile ilk adımını attıkları yarı
futbol yarı menajerlik yolunda devam etmeye ve oynanabilirlikte köklü
değişiklikler yapıp rakiplerini geride bırakmak amacındaydılar.

Ne ekran görüntüsü ne de resmi sitede yapılan yeni gelişimler listesiydi
merakımızı giderecek olan. İlk oynanabilir demosu çıkmadan FIFA 06 hakkında bir
yorum yapmaktan hepimiz kaçınıyorduk çünkü son yıllarda hep daha iyiye gitmesini
beklerken sürekli hayal kırıklığına uğramıştık FIFA konusunda. Ağustos’un son
günü resmi olarak yayınlanan ilk oynanabilir demosu ile FIFA 06 nasıl değişiklik
yaptığını göstermek üzere huzurlarımıza çıktı. Hem de ne çıkış. İlk oynadığımıza
ne biz ne de omzumuzdan izlemekte olan arkadaşımız inandı gördüklerine. FIFA bir
senede devrim mi yapmıştı? Tüm oynanabilirlik bir anda değişmiş miydi? Yoksa
uzun zamandır PES oynadığımız için bize mi bir garip geliyordu? İşin aslı FIFA
06 büyü değişim sinyalleri veriyordu ve bunu anlamak için 5 dakikalık demo
yeterli değildi. Net bir karar vermek için tam sürümü oynamak gerekliydi…

DVD dolusu futbol keyfi

Bugüne kadar en fazla 2 CD’lik oyunlar ile karşımıza çıkan EA Sports, FIFA 06’da
tam 1 DVD dolusu materyal ile geliyor. Oyunun haricinde pek çok video ve ek
materyal içeren oyun daha uzun süre oyalanmamızı sağlıyor. Uzun sayılacak bir
yükleme süresini ardından alışılageldik logo ekranlarımız görüyor ve Electronic
Arts’ın bu sene bize hazırlamış olduğu videoyu izlemeye koyuluyoruz. Video’da
dikkatimizi çeken, son derece estetik hareketlerle süslenmiş fubol görüntülerine
sanki bir strateji oyunuymuş gibi anlatım yapan bir sesin eşlik etmesi. FIFA
06’nın açılış video’su gerçekten etkileyici ve değişik olmuş.
Video’nun ardından menüye geçtiğimizde evvelki oyunlara nazaran biraz daha
kapsamlı olduğunu görüyoruz. Kick Off seçeneği ile hemen iki takım seçip bir maç
yapabiliyoruz. Game Modes seçeneğinin içinden turnuvalara sezon maçlarına
ulaşabiliyoruz. Games Modes’un alt menüsünde bulunan Manager Mode ile FIFA 06’ın
en uzun ve en kapsamlı oyun türü olan menajerlik mesleğine soyunuyoruz. Kendi
karakterimizi yarattıktan sonra mesleğe yeni adımını atmış her teknik adam gibi
öncelikle sınırlı sayıda takım arasından birine transfer oluyor ve uzun maratona
ilk adımı atmış oluyoruz.

Manager Mode’da sadece takım oluşturup sahaya çıkmıyor, aynı zamanda takımın
sponsorluk anlaşmalarını transfer stratejilerini yani kısacası bildiğimiz
menajerlik oyunlarında ne gerekiyorsa kısa yoldan bunların hepsini yapıyoruz.
Maçlardan evvel oluşturduğumuz 11’in gücüne yeteri kadar inanıyorsak hiç maça
çıkmayıp otomatik olarak bilgisayara oynatabilir istersek kısa görüntülerle maçı
izleyebilir ya da direkt sonucu alabiliriz. Elbette takımın tüm kontrolünü ele
alarak 90 dakika maçı bizzat kendimizde oynaması son derece mümkün.

Game Modes’un alt menüsünde bulunan Tournament Modes ile birer turnuva
yaratabiliyoruz. Burada Avrupa’nın sayılı ülkeleri arasından ya da ülkeler arası
kupayı seçebiliyoruz. Ülkemizin iki temsilcisi Fenerbahçe veya Galatasaray ile
oynamak istersek; bu sefer Tournament Modes’un hemen altında bulunan Create
Tournamet seçeneğine tıklayıp kendimizin turnuva yaratması gerekiyor.
Turnuvamızı yaratırken istersek sadece elemeli istersek de grup mücadelesini
ardından geçilecek eleme maçlarını seçebiliyoruz.

Practice Mode ile antrenman yapabiliyoruz (FIFA’nın tüm oynanabilirliği
değiştiği için en başta oynamanızı tavsiye ederim). Play Online seçeneği ile
online, Multiplayer seçeneği ile de LAN üzerinden oynayabiliyoruz. Play Online
seçeneği ile dünya üzerinden oyuncularla kapışmak istiyorsak install esnasında
bize sorulan soruya evet dememiz ve istenen dosyaları kurmamız gerekli.

FIFA 06 içerisinde pek çok bonus ve açılmayı bekleyen gizli paketler içeriyor.
Bonusların en başında ise gerçekten görmekten çok büyük keyif alacağınız EA
Sports Retro bölümü var. Son yıllarda atılmış en güzel 10 gölü izleyebiliyor,
benim gibi tüm FIFA oyunlarını oynamışsanız iç çekerek seyredeceğiniz tüm FIFA
serisini bir kalemde ekrana seren videoyu izleyebiliyor ve dünyaca ünlü
futbolcuların biyografilerine bakabiliyoruz. İlk iki video standart olarak açık
olsa da oyuncu biyografilerini görebilmek için oyun modlarından bir kaçını
tamamlayıp bunları açmamız gerekli. Oyuncu profilleri arasında George Hagi’nin
de bulunduğunu ekleyelim.

EA Sports Extras seçeneğinin içinde ünlü futbolcu Eto’o ile yapılan röportajı,
NBA 06 videosunu ve Avrupa’nın önemli liglerinin birer panoramasını
görebiliyoruz. Yine bu seçeneklerden ilk ikisi standart olarak açıkken liglerin
panoramasını görebilmek için birkaç modu tamamlamalı ve fan shoptan bu bölümü
açmalıyız. Menü içerisinde bir de tips & hints seçeneği var ki buradan gerek
oyun hakkında gerekse futbolun kuralları hakkında pek çok ipucu bulunabiliyor.

Menüdeki son seçenek ise en karakter profilimizin her şeyi olan MyFIFA 06.
Burada oyunun genel ayarlarını ve kontrollerini belirleyebiliyoruz. Challenge
seçeneği ile online olarak kendimize rakip bulup hemen birer maç yapabiliyoruz.
Playlist ile kendi şarkı listemizi oluşturabiliyoruz. Unutmadan FIFA 06’nın
oldukça geniş olan playlist’i içinde iki adet Türk şarkısı: Athena – Tam Zamanı
Şimdi
ve Manga – Bir Kadın Çizeceksin bulunuyor. Bu iki şarkıyı FIFA oyunu
oynarken duymak gerçekten çok keyif verici.Sahaya inme vaktidir

FIFA 06’yı hazırlayan yapımcılar özellikle menü zenginliğine oynandıkça
toplanacak puanlar karşılığında açılacak bonusların çeşitliliğine güvenerek
tekrar oynanabilirliğini arttırmayı düşünmüşler. Peki FIFA 06’nın kendinde has
nasıl değişiklikler var derseniz yanıtlamaya çalışalım. Bir kere FIFA 06 bugüne
kadar oynadığımız tüm FIFA’lardan çok daha farklı bir oynanabilirlik sunuyor.
Evvelki bölümleri oynayanların hemen fark edeceği üzere artık top ayağımıza bir
mıknatıs misali yapışmıyor. Kontrol bakımından daha dikkatli olmamız gerekli.
Top ayağımızda ilerlerken yapacağımız en ufak hatada rakip araya girip kendine
avantaj sağlayarak topu kontrolüne geçirebiliyor. Kısacası top kontrolü biraz
daha gerçekçi yapılmış.

Pas alış verişleri ve ara paslar tıpkı top kontrolünde olduğu gibi artık daha
bir gerçeğine uygun. Bundan böyle gözümüz kapalı vereceğimiz paslar istediğimiz
gibi gitmiyor. Hızlı bir şekilde topu uzaklaştırmak gerektiğinde ters vuruşlar
yapabiliyoruz. Hatta ileri uzaklaştırayım derken yakın köşeden taça attığımız
bile olabiliyor. Bu yüzden mutlaka futbolcumuzun ayağı yere sağlam basmalı ve
pasını öyle vermeli.

Futbolun kimyası

Takımlar arası güç farkını belirleyen en büyük husus her zaman futbolcuların
kalitesi ve becerileri olmuştur. Oysa ki takım ne kadar iyi futbolculardan
kurulu olsa da eğer iyi bir bütünlük yoksa yani takımın kimyası iyi değilse
başarılı olmak da mümkün olmayabilir. İşte FIFA 06’da her takımın kendine has
bir kimyası var. Bir nevi takım içi uyum ve moral gibi düşünebileceğimiz bu
kimyanın iyi olması durumunda takımımız beklenenden daha fazla performans
gösterebiliyor, kalecimiz kalesinde devleşip, golcümüz iğne deliğinden top
geçirebiliyor.

FIFA 06’yı oynarken özellikle dikkatimi çeken husus ise bilgisayarın zaman zaman
hata yapması oldu. Bu gerçekten çok güzel bir özellik. Eğer çok baskılı
oynuyorsanız ve bilgisayar topu hızlıca uzaklaştırmak gelişine vuruyorsa
isabetsiz vuruşlar yapması normal, ama kimi zaman üzerine fazla pres yaptığınız
oyuncu topu yanlışlık taça atabiliyor ya da ayağından kaçırıp topu size
kazandırabiliyor. Aynı şekilde kaleciler de kimi zaman hakimiyetinde tuttukları
topu ellerinden kaçırabiliyor ve karambol gollere neden olabiliyorlar.

Yeni oyunumuzda özellikle geliştirilmiş iki hareket var. Bunlar Shield ve Pace
Control. Shield denilen özellik sayesinde gerektiğinde vücudumuzu kalkan olarak
kullanıp topu rakibimizden saklayabiliyoruz. Diğer özellik olan Pace Control ile
de rakibi karşımıza alıp sabit durarak vakit kazanabiliyoruz. Bu her iki
kabiliyet de hücumda yalnız kalmamız durumda işe yarıyor.

Avantaj kuralı böyle olur!

FIFA 06’nın en beğendiğim özelliklerinden biri de avantaj kuralını çok iyi
uygulaması. Maç esnasında oyuncuya ne kadar sertlikte faul yapılırsa yapılsın
mutlaka hakem maçı devam ettiriyor. Eğer hücum yapan takım avantajını kaybederse
hakem hemen maçı durdurup faulu ve gerekirse kartı gösteriyor. PES oynayanlar
bilirler bazen gol attığınız halde penaltı kullanmak ya da son anda pası
istediğiniz adama vermiş olmanıza rağmen hakem tarafından faul ile
durdurulmaktan ne goller ziyan olmuştur. FIFA 06 avantaj konusunda PES’in bir
iki adım önüne geçmiş durumda.Uzaktan şut meselesi de FIFA 06’nın yeniliklerinden. Artık uzaktan vurulan
şutlar oldukça etkili oluyor. Uzun zamandır FIFA oynayanların nasıl olsa oradan
şut çekmez diyeceği bilgisayar bazı zamanlar uzaktan çok şık gollere imza
atıyor. Genel yapı itibariyle daha bir hızlanan oyun yapısı oynanabilirliği
biraz daha arttırmış. Eskiden topu alıp geri dönmek için çok hantal kalan
futbolcular artık daha seri. Bilgisayar, oyuncularını yönetirken göze hoş gelen
çalımlara sık sık başvuruyor. Kimi zaman iki oyuncuyu ekarte edip önlerinde boş
alan yarattıkları da olmuyor değil.

FIFA’nın bu yeni bölümünde özellikle kornerler ve duran toplar çok daha
tehlikeli. Top ayağa yapışmadığından ve her an kaybedilebilir olduğundan ceza
sahası içindeki kalabalıkta her an bir karambol golü olması mümkün. Genelde
kanatlardan gidilerek orta yapmak sonuca götürse de ters koşu yapan oyunculara
ara toplar atmak çok tehlikeli oluyor. Koşan futbolcunun önüne havadan atılan
uzun paslar da etkili oluyor. Son olarak kaleciler içinde bir şey söylemek
gerekli. Artık kaleciler özellikle uzak şutlarda son derece başarılılar. Karşı
karşıya kalınan pozisyonlarda vuruşu yapan oyuncu yıldız golcü değilse kalecinin
kurtarma ihtimali de gayet yüksek.

Çözünürlüğü yüksek tutalım

FIFA 06’nın grafiksel yönden bence en başarılı olduğu nokta animasyonları.
Oldukça gerçekçi olan futbolcu animasyonları televizyonda maç izliyormuş hissi
uyandırıyor. Grafiklerde ise güzel bir seviyeyi yakalamak için mutlaka
çözünürlüğü yüksek tutmak gerek. Düşük çözünürlüklerde futbolcuların suratları
gayet kötü gözüküyor. Maç esnasında menülere girişte veya devre aralarında
gösterilen maç içi görüntüler çok başarılı. En güzel açılarla yeri geldiğinde
yavaşlatılarak sunulan önemli anlar gerçekten televizyon rejisi gibi kaliteli
görünüm sunuyor. İki güzide takımımız Fenerbahçe ve Galatasaray’ın formaları
birebir aynı tasarlansa da ve tüm futbolcuların gerçeğine uygun çizildiği
söylemek mümkün değil. Yine de Türk takımınlarının ev sahibi olduğu maçlarda
tribünlerde açılan “Baba Ocağına Hoşgeldiniz” türünden pankartlar yüzlerimizde
tebessüm oluşturuyor.

FIFA 06’yı çalıştırmak için istenen sistem, günümüz koşulları göz önüne
alındığında son derece makul; 1.3 GHz Pentium III veya dengi işlemci, 256 MB
RAM, 32 MB’lık DirectX 9.0c destekli ekran kartı. Elbette bu sistem ile düşük
çözünürlükte oynayabiliyoruz. Benim test ettiğim AMD 2500+, 1 GB RAM ve FX 5600
ekran kartlı makinede ise 1280×1024 çözünürlükte yüksek detayda hiç takılmadan
gayet rahat oynayabildim.

Clive Tyldesley in, John Motson out

Ses ve müzik konusunda her zaman iyi iş çıkaran EA Sports, büyük bir değişiklik
yaparak emektar spikerimiz John Motson’ı emekliye ayırmış. Clive Tyldesley
ismindeki yeni spikerimiz Motson’un emaneti Andy Gray ile maç anlatımını
üstleniyor. Baştan kulağa garip gelse de Pro Evolution Soccer’daki spikerden
daha iyi olduğu kesin bir gerçek. Seyirci sesleri ve stat atmosferi her FIFA
oyununda olduğu gibi yine en üst düzeyde. Her takımın kendi tezahüratını rahatça
duyabiliyoruz.

Sonuç olarak FIFA 06 yıllardır süregelen durgunluğa dur demiş gibi gözüküyor.
Gerek oynanabilirlik olsun gerekse menajerlik gibi tekrar oynanabilirliği
yükselten oyun içi bölümler olsun FIFA 06’nın başarılı not almasını sağlıyor.
Açıkçası demoda yaşadığımız şaşkınlığı tam sürümde de yaşayarak tam anlamıyla
eksiksiz bir oyun olmasa da FIFA 06’nın, tüm seri içinde bugüne kadar çıkmış en
başarılı bölümü olduğunu söylememiz gerekli. Bakalım EA Sports’un bu atağına
Konami cephesinden ne gibi bir cevap gelecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu