ÜberSoldier (East Front)
2. Dünya Savaşı bir çok filme ve oyuna konu olmuştur. Yeri geldiğinde
takımımız ile birlikte Nazi kampındaki esirleri kurtardım, başka bir yapımda ise
Stanlingard’ı kuşattım. FPS, TPS veya Strateji olarak bir çok türde savaşı
yaşadık. Konu olarak esirleri kurtarmak, Nazi füzesine sabotaj yapmak, cephede
savaşmak gibi savaşın gerçeklerini ele alıyorlardı. Şüphesiz en ilgi çekici
olanları, Nazilerin ilginç araştırmaları veya süper silahları gibi enteransan
olayları senaryoda işleyenlerdi. Return The Castle Wolfenstein bu konuda en ünlü
simadır. İşlediği konu klasik olan 2. Dünya Savaşı oyunlarına benzemiyordu.
Belli süre sonra çizgisel olarak ilerlese de güzeldi. Tadı damağımda kalmıştı,
son Boss öyle akılda kalıcı türden olmasada eski bir dostu yeniden görmek
harikaydı. Id Software yeni Wolfenstein oyununu duyurdu, sevinçli haber işte
budur. Yine Nazilerin bu araştırmalarını konu alan East Front karşımıza
çıkageliyor. East Front ile beraber I – 8 adlı garip bir FPS oyunu daha var.
Onun hakkında sadece PS3 için geliştirilmesi dışında başka bilgi yok.
Kreed’den Çıkarılan Günahlar
East Front, Burut firması tarafından yapılıyor. Bu ekip daha önce Kreed’e imza
atmışlardı. Teknoloji demo’larını gösterip “Rus Doom 3” veya “Rus Unreal” adında
etrafa nam salmış, çıktığında ise fos etmişti. Kreed’e bu konuda yazık oldu,
adaş denilebilecek Breed ile beraber tam bir fiyasko oldular. Yapımcılara
etmediğim laf kalmamıştı. Verilen vaadlerin hiç biri tutulmamıştı!. Bu iki
oyunun bende yarattığı üzüntü gerçekten de fazladır. Normalde kötü bir oyuna hak
ettiği puanı basar, sonrada bir köşeye atarım. Fakat bunlar bana of çektirmişti.
Kreed Erdem’in incelemesi ile 66, Breed ise Emre’nin takdir-i kararı ile 57
puanı alıp köşelerine çekildiler. Dertlerimi size anlattıktan sonra gelelim esas
mesele-i arza.
East Front’un temel konusu Ahnenerbe(Ah be nerede gibi bişi) ortaya çıkıyor.
Ahnenerbe Forschungs und Lehrgemeinschaft açılımı, “Irksal miras araştırma ve
eğitim cemiyeti” olarak dilimizde geçmektedir. Bu cemiyet savaş sona erene kadar
varlığını sürdürmüş, 1935 yılında Arı ırk inanışına dayanan Thule derneği
tarafından kurulmuştur. Kuruluştan iki yıl sonra Hitler tarafından SS güçlerine
bağlanmıştır. Arı ırkı, Naziler tarafından üstün ırk olarak tanımlanıyordu.
Irkın kaynağı teorilere göre İzlanda ve Grönland arasındaki Atlantis kıtası
olarak tanımlanıyordu. Karl Haushofer ise kaynağın Tibet’de olduğuna inanıyordu.
Hitler’in desteklediği Sven Hedin’i de arkasına alarak Ahnenerbe’nin
çalışmalarının Tibet’e kaymasını sağladı. Çalışmaların başında Dr.Ernst Schäfer
bulunuyordu. Bir çok kazı yaptı ve kafatasları üzerinde incelemelerde bulundu.
Schäfer Tibet halkının Moğol ırkının, Avrupa ırklarına dönüşümünün ara noktasını
oluşturduğuna inanıyordu. Savaş bitip Nazi Almanları kaybedince çalışmalar
durdu, Ahnenerbe’nin başkanı idama mahkum edildi, üyelerin bir çoğu hapise
atıldı vs… bir çok olay gerçekleşti. East Front bu tarihi gerçekleri biraz
değiştirerek konuyu ele alıyor. Dr. Ernst Schäfer Tibet’de deneyler sırasında
insanları yeniden canlandırmayı başarmıştır. Bu tekniği kullanıp savaşı kazanmak
için “Süper Asker” denilen bir birliği kurmak ister. Karl Stolz bu deneylere
maruz kalır, ancak gözünü yeniden açtığında yaratıcılarına karşı bir mücadeleye
girer.East Front konu olarak klişe gibi dursada içeriği ve teknolojisi ile
diğerlerinden farklı olacak. En başta oyunun Fizik motoru en dikkat edici kısım
olacak. Yapımcılar fizik modellemesi hakkında övünerek açıklamalar yapıyorlar.
Etraftaki bir çok obje ile etkileşim içinde olacağız. Ateş ettiğimiz bir masa,
sandalye, vazo, kitap vs… parçalanacak. Sadece parçalanmakla kalmayacaklar,
düşmanlarımızı öldürmek için alternatif bir yolda sunacaklar. Büyük bir kalas
parçasını aşağıda bulunan düşmanlarımızın üzerine atabilir ve onlardan
kurtulabiliriz. Önümüzde bulunan varilleri devirip, bizi kovalayan
rakiplerimizin üstüne yuvarlayabiliriz. Bu durum belki hepsini öldürecek veya
onların hızını kesip kaçıp kurtulmak için bize zaman kazandıracak. Fizik
modellemesi sadece alternatifler yaratmak veya kırıp dökmek için değil.
Gerçekçiliği ve atmosferi sağlamak içinde etkili biçimde tasarlanıyor.
Düşmanlarımız kütük niyetine yere düşmeyecek. Gerçekçi bir şekilde ölüş
biçimleri olacak. Yerdeki cesede ateş ettiğimiz zaman yerinden kıpırdayabilir.
Patlayan yerlerin etkili bir biçimde parçalanması sağlanıyor. Gaz borusuna ateş
ettiğimiz zaman alev alacak ve patlayacak. Parçalanan borudan saçılan parçalar
bize de zarar verecek. Silahlar ve sağlık kitleri bile bu konuda nasibini
alacak. Bize ateş edilen silaha göre savrulacağız. Ağır bir makineli ile hafif
bir makineli tüfeğin etkisi hemen fark edilecek. Bizde tetiğe bastığımız anda
silahımızın tepkisi olacak. Bu tepki kullanışımıza göre değişecek. Savaşta
kullanılan silahlar birebir halleri ile oyunda yer alıyor.
Sağlam grafikler ile East Front bizi etkileyecek. 2. Dünya Savaş’ındaki bir çok
detay oyuna aktarılıyor. Askerlerin giyimi, binalar, silah çizimleri aynen East
Front’da yer alacak. Modellendirmeler yüksek sayıda poligon ile hazırlanıyor.
Çevre dizaynına dikkat ediliyor. Yapmacık olduğu belli klişelerden uzak
durulmaya çalışılıyor. Gölgelendirme ve ışıklandırma efektleri Kreed’deki gibi
olmayacak. Doğru ve gerçekçi hesaplanmış efektler dikkat çekecek şekilde oyunda
yer alıyor. Yapımcılar zaten East Front’un oyuncuların gözlerini kamaştıracak
biçimde hazırlandığını açıklıyorlar. Fizik motoru ve grafikler konusunda söz
veriyorlar.
Savaş zamanında kullanılan silahların gerçek sesleri oyun için kayıtlardan
çıkartılıyor. Bu kayıtlardan yararlanıp silah efektleri öyle hazırlanıyor.
Kreed’de yer alan Rus aksanlı İngilizce burada yer almayacak. Profesyonel
kişiler seslendirmeleri yapıyor. Oyundaki Naziler kalkıp İngilizce konuşmayacak,
onlar da Almanca kendi aralarında konuşacaklar. Seslendirme ve efektler
konusunda firma hakikaten dikkat ediyor.
Çizgiler Sırıtmıyor
Oyun bize çizgisel bir oynanış sunmayacak, bunun yerine alternatif yollar ve
görevler verecek. Zaten fizik motoru sayesinde bir çok alternatife sahip
olabileceğiz. Bir odaya girmek istiyoruz, ancak kapısı kilitli. Fizik
modellemesi sayesinde; kapıyı patlatıp parçalayabilir, silahımız ile kilidini
kırabilir veya ses çıkartıp, içerdeki düşmanın dışarı kontrol etmesi için
bakarken içeri sızabiliriz. Yapacağınız çoğu olay oyunculara bırakılıyor. Vereceğimiz karara göre bazı
sonuçlara katlanmak zorunda kalıyoruz. Bir adam buldunuz, isterseniz bu adamı
öldürebilir veya yanınızda götürebilirsiniz. Kafasına silahı dayadığınız anda
size yalvarmaya başlayacak. Onu iyice yalvartarak direncini kırıp size yardım
etmesini sağlayabilirsiniz. Size gizli bir odanın kapısını açarak bir
cephaneliğe sokabilir veya sizi bir yere götürerek düşmanlarınızın ortasına
atabilir. Bu sonuçlar yetmedi mi, öldürdünüz diyelim. Bir bölüm sonra mekanik
bir canavar olarak canlanıp karşınıza gelebilir. Böyle garip ve sonuçları
değişken olaylar East Front’un süprizleri arasında yer alıyor.
Düşmanlarımız akıllı bir şekilde tasarlanıyor, yapay zekaları bizleri
terletecek. Bulunduğumuz noktaya göre taktik yapacaklar. Bizlerin cephaneleri
bittiği gibi onlarınkilerde bitecek. Şarjör değiştirmek için saklanacaklar. El
bombası attığımız zaman ağaç gibi bekleyip patlamayacaklar. Bunun yerine sağa
sola kaçacaklar. Onlarda hayatta kalmaya çalışıyor, sağlığı azalan bir rakibiniz
kaçıp yardım arayacak. Yardım bulduğu gibi size, yanındaki ile beraber ateşe
başlıcaktır.
Karl Stolz sonuç olarak süper bir asker. Deneylere maruz kalmış ve eli de armut
tutmuyor. Karakterimizin “Time Shield” adında bir yeteneği bulunuyor. Bunu
kullandığımız anda zaman duruyor. Çevrenizdeki etkileşimli her obje bu
özelliğinizden etkileniyor. Yanan bir alev veya kırılmakta olan bir vazo bir
anda donup kalıyor. Ancak yeteneğinizin de belli bir süresi var. Ayrıca belirli
bir alanda etkili olabiliyor. Hopala deyip tüm Nazi üssünü donduramıyorsunuz.
Özellikle sıkıştığınız anlarda düşmanlarınızdan kaçmak için baş vurabileceğimiz
bir yöntem olacak. Fakat Time Shield’in nasıl çalışacağı ise belli değil. Belli
bir süre geçtikten sonra mı kullanacağız? veya enerjimi toplayacağız? Yapımcılar
detayları sonra açıklayacaklarını söylüyorlar.
Multiplayer, bilgi verilmeyen diğer bir bölüm. Multiplayer’ın olup olmayacağı belli değil.
Oyunu yapan ekibin başı Dmitry Glaznev; Multiplayer üzerinde de çalışacaklarını belirtiyor,
ama sadece böyle ufak bir açıklama var. Çoklu oyuncu için şimdilik bilinenler bu kadar,
ama biraz ileride gün ışığına çıkar.
East Front şöyle bir baktığım zaman umut dolu bir yapım. Önceden hayal kırıklığı
yaratan Burut firmasına tam olarak güvenmiyorum. Kreed’den çıkardıkları dersleri
iyi ezberlemişlerse East Front tadında yenmez bir oyun olabilir. Ruslar sürekli
olarak oyun duyuruyorlar, ancak bir kaç tanesi elle tutulabilir oluyor. Çoğu
yapımcıların sözlerinde kalıyor ve fiyaskoya dönüşüyor. Burut, Kreed’i ilk
duyurup teknoloji demo’larını yayınladığı zaman Rus firmaları içinde belli bir
karizma yapmıştı. Ancak oyunu tamamlayıp piyasaya sürüdüklerinde tam bir bomba
yaşandı. İçi boş bir ceviz kabuğu bizleri karşılamıştı. Bir anda iddialı
geldikmişlerdi ancak karizmalarını çizdirdiler. East Front bu durumu
toparlayabilir veya tam tersi iyice batırabilir. Bunun cevabını yakın zamanda
öğreneceğiz.