Pro Evolution Soccer 5
İçerik No | İçerik |
1 | Giriş |
2 |
İnceleme |
3 |
Ne dediler? |
Ne ilginçtir ki, son yıllarda kendi alanında tekel olmuş bir markanın, yani
FIFA’nın düşüşüne tanık oluyorduk. Uzak doğudan gelen rakipleri karşısında
Amerikalılar çok ciddi şekilde sarsılmışlardı. Öyle ki Pro Evolution Soccer ile
Konami sadece kaliteli bir futbol oyun yapmakla kalmamış, FIFA’nın tekel olduğu
pazara girip, PC kullanıcılarına seçme fırsatı da sunmuş oldu. Böylelikle iki
oyun arasında kıyasıya bir rekabet ve oyuncular arasında da iki oyunu kıyaslama
başladı.
Japonlar, PES’i son derece gerçekçi ve rahat bir oynanabilirlik ile piyasaya
sürdüler. Rakiplerine oranla oyun, saha içinde çok daha özgür bir şekilde
oynanıyordu. Öyle ki futbolcular, uzun yıllardır karşılaşmadığımız kadar dinamik
hareket ediyorlardı. Bu durum bizim oyuna etkimizi oldukça olumlu yönde
etkiliyordu. Paslar ve şutlara geldiğimizde, rakiplerine oranla maç esnasında
daha gerçekçi anlar yaşıyorduk. Ancak ufak tefek eksiklikler de yok değildi.
Örneğin uzaktan şutların çok yüksek oranda defanstan dönmesi, bazen sinir bozucu
bir hal alıyordu. Fakat tüm eksiklerine rağmen, oynanabilirliğin verdiği keyif
öylesine üst noktalardaydı ki, birçok FIFA’cı, tercihini PES’den yana kullanmaya
başlamıştı. Peki FIFA cephesinde işler neden ters gitmişti? Neden FIFA eski
popülaritesini kaybediyordu?
Neden yıllarca o zayıf oynanabilirlikte ısrar edildi?
Aslında herşey Motion Capture isimli, futbolcunun bedeninin çeşitli yerlerine
yerleştirilen algılayıcılar vasıtası ile, yapılan hareketi birebir olarak
bilgisayara aktarma tekniğinin, FIFA’da kullanılması ile başladı. İlk bakışta
oldukça iyi bir fikir olarak gözüken bu teknik, başlangıçta epey gerçekçi
görünüyordu. Ancak EA’nin oyunu geliştirmek bağlamında her sene bu tekniği daha
da detaylı kullanmasından ötürü, artık oyundaki futbolcular, kurulu robotlara
dönüştüler. Nasıl mı? Artık futbolcunun ayağına top geldiğinde hemen bir oyun
içi animasyon izliyorduk. Oyuncunun topu nasıl karşıladığını gösteren bu
animasyon küçüktü ama o sırada oyuna hiç bir müdahale yapmamıza izin vermiyordu.
Nitekim aldığımız topu herhangi bir takım arkadaşımıza atmaya çalıştığımızda
bile, devreye pas verme animasyonunun girişi, bizi çok kısa bir zaman diliminde
de olsa etkisiz hale getiriyordu. Bu tür animasyonların FIFA serilerinde çok sık
kullanılmasından ötürü, sanki önceden programlanmış futbolcuları kontrol edip,
kurgulanmış maçları kazanıyor gibiydik. Zira bu durum, oynanışa temelden etki
ediyordu. Hamle yapma fırsatımız azaldığı gibi FIFA, dinamik bir oynanıştan çok
uzaktaydı. Tabi hatalar bunlarla da kalmıyordu. EA, “Off the Ball” gibi özgürlük
katili özellikleri de oyuna katarak, FIFA’da oynanabilirlik namına hiçbir şey
bırakmamıştı. İşte tüm bu ufak tefek detaylar birleştiklerinde, koskoca bir
markanın yani FIFA’nın içeriden fitilini ateşledi. Ancak neden zayıf
oynanabilirlikte ısrar edildiği sorusuna verilecek cevaba geldiğimizde, ilk
olarak şu söylenebilir; yapımcı EA Sports, oyuna yeni animasyonlar ekleyerek,
daha gerçekçi görüneceğini düşündü. Nitekim haklıydılar, oyun daha gerçekçi
görünüyordu. Ancak gördüğümüz oyun içi futbolcu animasyonları, pas verildiğinde
topun güdümlü füze gibi hareket etmesi, keşfedilebilen çeşitli gol taktikleri,
oynanabilirliği katleden en önemli etkenler olmuştu. Bunu EA’nin biraz geç fark
ettiği bir gerçek. Fakat madalyonun bir de diğer yüzü vardı. Zaten piyasada
tekel olmuş bir oyunun her sene alıcıları adeta hazırdı. Pazarda hiç bir zorluk
çekmeden satılacağı garanti oyunların başında geliyordu FIFA. Hal böyle olunca
oyunu geliştirmeye yönelik projeler üretmek yerine, ilgiyi kaybetmemek için hep
makyaj kısmına eğilindi. Tabi bu durumda oyuncuların tepki göstermesine yol açtı
ve ardından PES ile FIFA arasındaki rekabet başlamış oldu.
Son 2 senede piyasaya çıkan FIFA oyunlarında yaşanan olumlu gelişmeler herkesin
dikkatini çekti. Oynanabilirlik biraz daha düzeltilmeye başlamıştı. Belki
oyuncular için ufak ama EA için oldukça büyük bir adımdı bu gelişmeler. Zira
sözünü ettiğimiz firma yıllarca, birbirinden pek de değişiklik göstermeyen
oyunları piyasaya sürüyordu. Ancak serinin son çıkan oyunlarında yapılan
geliştirmeler, EA Sports binasında kıpırdanmaların olduğunun kanıtıydı.Rekabet ilk olarak demo’larda yaşandı
İlk önce FIFA demo yayınlandı ve kullanıcıları adeta şaşkına çevirdi! Çünkü
yapım son yıllarda hiç görülmediği kadar dinamik bir hal almıştı! Oyun içi
animasyonların oldukça başarılı bir şekilde oturtulmasına karşın, o hantal
oynanış yerini gayet aktif ve hızlı bir oynanışa terk etmişti! Artık
hamlelerinizi daha rahat yapabiliyordunuz. Oyun adeta PES’e ciddi şekilde meydan
okuyordu!
PES cephesine geldiğimizde, yayınlanan demo’da gördük ki, yapımın oyun içi
animasyonlarının oldukça arttırıldığı ilk dikkati çeken özellikti. Hatta sırf bu
özellik yüzünden oynanışta da değişmeler gözle görülüyordu. Bir kere bu tür oyun
içi animasyonlara sahip rakibi gibi oyun biraz ağırlaşmıştı. Ancak bu durum
PES’in zayıfladığını değil, tam tersi daha gerçekçi göründüğünün kanıtıydı. İşin
özü iki yapımda bu sene çok iddialı bir şekilde geldi! FIFA saha içindeki
dinamizmini yakalamış! PES ise saha içinde eksik kalan gerçekçi oyuncu
hareketlerini yeni yapıma eklemiş! Bakalım serinin son oyunlarında ne gibi
gelişmeler mevcut?
Ve sahaya ilk FIFA 06 çıktı!
FIFA çıkar çıkmaz, bir çok futbol sever oyuncunun sabit diskinde yerini aldı.
Öyle ki yeni oyun FIFA serisinin en iyisiydi! Düşüşte olan bu seri FIFA 06 ile
adeta tavan yaptı. İçerisinde bulundurduğu 21 Lisanslı lig ve 10.000 adet
futbolcu, zaten FIFA’nın beklenilen özellikleriydi. Ancak böylesine beklenilen
bir özellikle bile, rakibine bu alanda üstünlük sağlıyordu. Ayrıca yeni oyunun
kariyer mod’u da geliştirilmişti. Bunların haricinde oyundaki Türk takımlarına
(Fenerbahçe ve Galatasaray) ek olarak müziklerde de Türklerin imzasını görmek
mümkündü. Athena – Tam Zamanı Şimdi ve Manga – Bir Kadın Çizeceksin isimli
parçalar, EA’nin 39 şarkıdan oluşan listesine dahil olmuşlardı.
EA’nin yapımının eksileri de yok değildi. Örneğin EA’nin kullandığı surat
kaplamaları artık iyiden iyiye eskidi. Yıllardır aynı kaplamaları kullanılıyor.
Ancak futbolcuların suratındaki sakallar kimi zaman leke gibi duruyor. Saçlar da
keza öyle. Açıkçası en kısa zamanda yapımcıların bu kaplamaları yenilemesi
gerekiyor. Zira PES’deki suratlar daha sentetik gözükmelerine karşın daha
gerçekçiler.
Ve PES tahtından kalkıp sahaya indi
PES 3 ve PES 4’ün görsel yönden birbirleriyle epey benzeşmesi, kullanıcıları
biraz huzursuz etmişti. Özellikle saha içinde oyun görsel yönden önceki
versiyonunun neredeyse aynısıydı. Oynanabilirlikte bir kaç olumlu değişiklik
yaşanmıştı o kadar. Bakalım Pro Evolution Soccer 5’te ne değişmiş?
Masaüstündeki icon’a çift tıklarken, son zamanlarda hiç bir oyunu (FM 2006
hariç) bu kadar heyecanla beklemediğimi farkettim. Az sonra oyun açıldı. Konami
logosu ekranda belirirken benim aklımda, PES 4’ün harika giriş vidosu vardı.
Yeni oyunun giriş videosunu merakla beklemeye devam ettim. En nihayetinde futbol
ürünleriyle ilgili reklamlardakine benzer bir video başladı! Etkileyici ancak
PES 4’tekine oranla çok farklı görüntüler içeriyordu. Ardından müziği farkettim.
Bu videoya muhteşem bir müzik seçilmiş! Sonrası mı? Video kapandı ve ekrana o
bildik yazı geldi…Press Any Button
Ana menümüz görsel bakımdan oldukça değişmiş ancak içerik bakımından yine aynı.
Match, Master League, League, Cup, Training, Edit, Options, Network ve Exit. Her
oyunda ilk uğradığım sekme olan options’a tıklayarak, görsel ayarlarımı
düzenledim. Zira bu noktada da oyunun PES 4’den bir farkı yok. Grafiksel ayarlar
sadece çözünürlük ve kalite ile sınırlı.
Options’dan çıktıktan sonra Edit bölümü ikinci durağım oldu. Karşımıza gelen
menüde ilk bakışta oldukça ayar göze çarpıyor. Ancak dikkatli bakıldığında
bunların zaten PES 4’de de olduğunu farkediyorsunuz. Bunların arasında yalnız
Edit Boots yeni bir özellik. Konami’nin Adidas’la yaptığı anlaşma gereği, oyunda
Adidas marka kramponlar kullanılıyor. Edit Boots bölümünden, dilediğiniz
kramponları seçebildiğiniz gibi ayrıca kendi dizaynınızı da oluşturabilirsiniz.
Edit Players’dan önce Türk takımlarına sonra da Türk futbolcularına bakmak için
takım bölmelerine göz gezdirdim. Artık takım seçme ekranı oldukça değişmiş. Öyle
ki ülkeler; “Europe 1, Europe 2, Africa, The Americas, Asia/Oceania” olarak
bölmelere ayrılmış. Kulüplere baktığımızda ise oyunda bulunan İngiltere, Fransa,
Almanya, İtalya, Hollanda, İspanya liglerinin yanı sıra, Other A ve Other B
seçenekleri ile takım seçiyoruz. İlk bakışta yadırgansada kısa sürede
alışıyorsunuz. Other A’da hepimizin merakla beklediği Türk takımları var! Hemde
3 büyüklerin hepsi PES 5’de bulunuyor! Bilindiği üzere PES 4’de sadece Beşiktaş
ve Galatasaray vardı. PES 5’de Fenerbahçe’yi de görmek gerçekten sevindirici.
Ancak bu noktada GS taraftarlarını sevindirecek, FB ve BJK’yi destekleyenleri
üzecek bir durum söz konusu. Zira Galatasaray’ın isim hakkı ile beraber forması
ve amblemi, hatta futbolcuların tamamının isim hakkı alınmış. Peki Fenerbahçe ve
Beşiktaş için? Maalesef hayır! Oyunda Fenerbahçe’nin ismi Constanti olarak,
Beşiktaş’ın ismi ise FC Bosphorus olarak belirtilmiş. Buna ek olarak formalarda
son derece özensiz hazırlanmış. Futbolcuların isimlerini ise hiç sormayın.
Oldukça saçmalamışlar. Ancak yine de hangi futbolcunun gerçekte hangisi
olduğunu, biraz zor da olsa çözebiliyorsunuz.
Futbolcularımıza baktığımızda çok fazla benzer futbolcu beklemeyin.
Galatasaray’da Volkan, Hasan Şaş ve Ilic… gibi futbolcular gerçeklerine
benziyor. Beşiktaş’ta da İbrahim Toraman ve belki Ailton gerçeğiyle benzerlik
taşıyor. Fakat Fenerbahçe’ye baktığımızda, üzülerek söylüyorum ki pek de
gerçeğiyle birebir benzeyen futbolcu bulamıyoruz.
Bunlar gelişiyor!
Oyunları göz gezdirirken “Basic Settings” bölümüne eklenen, oldukça ilgi çekici
bir yenilik göze çarpıyor. Glowth Type denilen bu özellik, oyuncuların fiziksel
gelişimi ile ilgili! Sadece Master League için hazırlanan Glowth Type’da, genç
futbolcuları zaman ilerledikçe, fiziksel gelişimleri dorultusunda görünüşleri
değişiyor. Yaşlı futbolcular ise gelişimlerini tamamladıkları için herhangi bir
değişime uğramıyorlar. Bu yenilik son derece akıllıca düşünülmüş! Master
League’deki gerçekçiliğe önemli bir katkı sağlayacağı muhtemel. Basic
Settings’de karşımıza çıkan yeniliklerden biri de Drop Kick Style. Burada
oyuncunun yüksekten gelen toplara nasıl vuracağını belirliyoruz. Bir diğer
yenilik te Style of Dribble. PES 5’de futbolcumuzun dribling türünü bile
ayarlayabiliyoruz. Kimi daha öne yatık koşuyor kimisi ise daha dik hareket
ediyor…Positions ekranında da yenilikler mevcut. Second Striker ve Wing Back oyuna yeni
eklenen mevkiler. Second Striker, forvet’in hemen arkasında oynayan futbolculara
deniliyor. Wing Back ise defansta kullandığımız beklerin, hücuma yönelik
olanlarına verilen bir isim. Bu iki yeni mevkii, oyundaki stratejik ve taktiksel
etkimizi daha çok hissettirmemizde önemli pay sağlayacak.
PES 5’teki Ability ve Appearance bölümünde PES 4’e oranla herhangi bir
değişiklik göze çarpmıyor. Ancak Special Ability’de yeni özellikler mevcut.
Edit’teki bu uzun yolculuğumuzdan sonra hemen maç ekranına giriyorum. Yeni
arayüz aracılığıyla takımları seçip, PES 5’deki ilk maçıma çıkıyorum!
Entrance
İlk olarak maç ile ilgili ayarları yapıyoruz. Burada dikkati çeken yenilik hakem
seçme bölümü! Anlaşılan o ki PES 5’te uğurlu hakem efsaneleriyle oldukça sık
karşılaşacağız. Ayarlarımızı yaptıktan sonra PES’in bilindik Entrance ekranı
karşılıyor oyuncuları. Buradaki animasyonların PES 4’e oranla yenilendiği
kolaylıkla görülüyor. Hatta bazı anlarda özel taraftar animasyonları giriyor
devreye. Maç içerisindeki gibi 2 boyutlu değil de 3 boyutlu çizilen taraftarlar
bunlar. Ellerindeki bayrakları vb… sallıyorlar. Bu gibi ayrıntılar atmosferi
oldukça etkiliyor.
Hakem düdüğünü çalar çalmaz, oynanıştaki fark kendini belli ediyor. Zaten en
başta dikkati çeken oyun içi animasyonların bolluğu! Topun sizin futbolcunuzla
buluşması ile beraber, oyuncunun topu kontrol edişi tamamen meşin yuvalağın
geliş stiline göre değişiyor. Havadan gelen bir topu göğüsü ile indirmek isteyen
futbolcu, eğer açısını ayarlayamıyorsa geriye doğru zıplayarak, topa ilk
müdahalesini yapıyor. Örneğin daha aşağıdan gelen bir topu, ayağını kaldırarak
önüne alıp, bir sonraki hamle için kendilerini uygun pozisyona getirebiliyorlar.
Hatta sekerek gelen bir topu, gelişine pas olarak kullanmak için oldukça
zorlanıyorlar. Bu anlarda topa değdiklerinde de, muhtemelen meşin yuvarlağı
fazla uzağa gönderemiyorlar. PES 5’de herşey gerçeğine son derece uygun
ilerliyor.
Bu oyun içi animasyonlar şüphesiz oynanabilirliği derinden etkilemiş. İlk
başlarda zorlanmanız doğal. Hatta gol atmak uzun zaman alabiliyor. Ancak
alıştıktan sonra oyunun başından kalkmanız pek mümkün olmayacak. Özellikle
paslar eski yapımdaki gibi isabetli olamıyor. Araya bir yatarak giren
futbolcunun topu kazanması muhtemel. Orta yapmak da zorlaşmış. Çünkü
karşınızdaki defans oyuncularını, ileri geri yaparak ekarte edemeyebiliyorsunuz.
Tam orta yaptığınızda bir rakip futbolcunun topa ayak koyması PES 5’de sıklıkla
karşılaşacağımız görüntüler.
Yeni yapımla birlikte PES 4’ün eksiklikleri de ortadan kalkmış. Örneğin uzaktan
şut çekmek artık gerçek mantığına kavuşmuş. Bilindiği üzere önceki versiyonda,
uzun mesafeden vurulan topların kaleyi bulma ihtimali %20 idi. Şutlar genellikle
defans oyuncularından dönüyordu. PES 5’te bu oran iyiden iyiye mantıklı bir
seviyeye getirilmiş. Artık kaleyi gören uzaktan şutlarımız sıklıkla olacak.
Mantık kavramıyla örtüşen bir başka yenilik ise PES 4’deki gibi olağan üstü
hızlı futbolcuların olmayışı! Artık kötü ve iyi oyuncular arasındaki fark
azalmış. Böylelikle ufak takımların büyük takımları zorlamaları daha kolay
olurken, devlerin, zayıf ekipleri silindir gibi geçmesi durumu, PES 5’de pek söz
konusu olmayacak.Master League!
Şimdi sıra PES’in en çok ilgi çeken mod’u Master League’e geldi. Bir kere şunu
belirteyim. Master League’nin görünüşü tamamen değişmiş! İçeriği gelen olarak
aynı gözüküyor ancak orada da bazı yenilikler var. Örenğin transfer bölümündeki
“Talent Search”e yeni bir ibare eklenmiş! Utility Players olarak belirtilen bu
özellik, oyunda en az 5 mevkide oynayabilen futbolcuları tarayıp karşımıza
çıkarıyor! Böylelikle “joker” diye tabir ettiğimiz futbolculardan bulmak son
derece kolaylaşıyor!
ML’deki bir diğer yenilik ise antrenman bölümünde. Bilindiği üzere PES 4’de
oyuncuların form durumlarını düzeltmek için ortalama 1 dakika boyunca antrenman
yapmak zorundaydık. Artık PES 5’de buna gerek kalmıyor! Sadece tek bir tuşla
futbolcuların form grafiği değişiyor. Ancak maç arasında sadece 1 defa yapılan
bu özelliğin geri dönüşü yok. Güçlü bir rakiple yapacağınız maçtan önce,
futbolcuların form grafiklerini düzenlemek için tıkladığınız Regulate
Conditions, sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Zira formları tamamen düşük
futbolcularla da karşılaşmak mümkün.
Tüm sosyal hayata elveda! Pro Evolution Soccer geri geldi!
Genel olarak bakıldığında PES 5, oynanış açısından gözle görülür bir gelişme
yaşamış. Oyun içi animasyonların çokluğu yapımı biraz yavaşlatmış ancak
görülüyor ki, Konami bunun da üstesinden gelmiş. Oyunun sesleri FIFA kadar
olmasa da gayet başarılı. Atmosfer biraz da olsa kendini hissettiriyor. Görsel
detaylara geldiğimizde, PES 4’e oranla pek büyük bir farklılık göremiyoruz. En
net göze çarpan, formasını dışarıda bırakan futbolcular. Özellikle stadların
zeminleri eski versiyonla neredeyse aynı. Ancak yinede herşey güzel gözüküyor.
Master League her zamanki gibi oyunun uzunca bir süre oynanmasına neden
olacaktır. Burada kazandığınız puanları PES Shop’ta değerlendirebilirsiniz.
Belirtmekte fayda var. Yeni yapımda PES Shop’ta hiçbir değişiklik yok. Genel
olarak oynanabilirliğe alıştıktan sonra yapım uzunca bir süre sizi esir
alacaktır. Futbolsever oyunculardansanız kesinlikle PES 5’i kaçırmayın. Son bir
uyarı olarak, PES’i hard disk’inize yüklediğiniz andan itibaren sosyal
hayatınıza veda edin(!) Konami yine yapacağınız yaptı! Oyuna dalıp gerçek hayatı
unutmayın…Ne dediler?
Anıl İşal
Bir klasiğin tekrardan şahlanışına tanıklık ettim Pes 5 ile.Her geçen sene
kendini sürekli geliştiren nadir oyunlardan biri, bu senede yapacağını yaptı ve
yine bizi kendine hayran bıraktı.Aslında oyun hakkında söylenecek çok şey var
ancak en iyisi sizin oynayıp bunu kendi başınıza görmeniz.
Başar Özcan
Kısa bir süre önce Fifa bu, onu kimse geçemez, kimse Fifa ile yarışamaz derken
futbol oyunları için yeni bir sayfa açıldı. PES hayatımıza girdi ve tüm tabuları
yıkarak öne geçti. En son Fifa 2001 ile bıraktığım futbol oyunları kariyerime
PES 4 ile tekrar döndüm Ve PES5’i oynamak için sabırsızlanıyorum…
Hüseyin Karaca
“Hiç oynamadım, bilmiyorum. Football Manager varkene ne PES’iymiş. Öyle el
çabukluğu marifetle olmaz bu iş. Kafanızı kullanacağınız oyunlar oynayın.
Kızdırmayın beni…” Aha bende yazdım :p
Gökhan Menge
“Gökan kalk fininke gityos!” diyerek, beni yaka paça neredeyse hergün okulumuzun
(İst. Ticaret Üni.) hemen çıkışındaki kafeye götüren arkadaşlarım sağolsun,
hastası oldum şu Pro Evolution Soccer’ın. “olm buglı bu Ronaldinho! Alma
Brezilyayı! ya olm almasana!”, “ya o top fizik kurallarına aykırı gitti olmaz
öyle gol! saymıyorum ben! çık en baştan”, “ya olm saçma bu ya! Nedved o kadar
hızlı koşmuyoki!” gibi sözler artık geceleri rüyalarıma girmeye başlamıştı.
Hayatım 2 şey üzerine kurulmuştu: börek ve böreğine yapılan PES maçları. Tam “ya
sıktı bu PES 4. hep aynı goller!” derken Winning Eleven 9 (=PES5)’in çıktığı ve
hatta kafemize geldiği söylendi. İşte en büyük hatayı bu oyunu deneyerek yaptım.
Oyunu direk damardan alıyorsunuz ve ister istemez bağımlı olup
çıkıyorsunuz. Zaten FIFA’nın yarattığı bir boşluk vardı, “cuk” diye oturdu oraya
PES. PES 4 denen oyun bile şaheser geliyordu bana, tabii PES 5’i görene kadar.
Artık “çok tehlikeli bir santra organizasyonu” terimi rafa kalktı, her ne kadar
insan olmayan bazı arkadaşlar, arada bir böyle goller atsa da. Sonra oyuncular
topa daha gerçekçi vurmaya başlamıştı, bu bize eski oyunlara bakarken “yau bu
ne! hiç gerçekçi diil!” demeye başladık. PES 5 için şunu demek istiyorum “tamam
abi olay budur! daha fazla ilerlemez futbol oyunları!”. Ancak biliyorum ki
KONAMI bizleri dumura uğratmayı çok sever. Ya üff! Canım çekti yarın bi finink
yapayım en iyisi!Erdem Maşlak
“PES’in nasıl bir oyun olduğunu biliyoruz. Beşincisi geldi, hoşgeldi. Oynamazlık
etmeyiz. Yeni haliyle, grafikleriyle ve animasyonlarıyla çok hoş bir oyun olmuş.
Televizyonda maç seyredermişçesine zevkli ve esnek hareketleri var
futbolcuların. Ancak bunların tamamı olayı “seyrederken” böyle, çünkü oyunun
kontrolleri PES serisinde hiç olmadığı kadar zor olmuş. İlk oyunlar boyunca
isabetsiz pas oranının yüksek oluşu ve 0-0 biten skorlar epey sıkıcı oluyor.
Hele Master League olayında çileden çıkıyorsunuz. Ben genel olarak oyunu sevdim,
öneririm. Ama bence PES serisinin en kötü oyunlarından biri olduğunu da kendimce
belirtmek isterim…”
Emre Günen
Eskiden futbol oyunu dedik mi aklımıza sadece FIFA gelirdi. Hatta FIFA’dan daha
iyi bir futbol oyunu, ancak bir sonraki FIFA olur dediğimiz günler oldu. Futbol
oyun piyasasını tekeli altına alan EA Sports’un baş belası ise Uzak Doğu’dan
oyun firması olan Konami’den gelmişti. İlk olarak PlayStation sahiplerini
kendine esir eden oyun PC’ye de çıktığında artık gerçek futbolun ne demek
olduğunu bizlere gösterir oldu. Ve çok büyük bir rekabet başladı PES, FIFA
arasında…
PES 5 demosunu oynadığımda ağzımdan çıkan ilk kelime; “Bu oyun ne kadar
yavaşlamış!” olmuştu. Ancak gerçek oyun geldiğinde bu yavaşlıktan eser
kalmayınca moralim yerine geldi. Bence bu oyunda yapılmış olan gelişimler PES’i
bambaşka bir boyuta taşımış. Grafikler fazla gelişmemiş, genel yapı aynıymış
gibi görünse de kendini oynatan ve hayran bırakan bir oyun PES 5. Animasyonları
ve oyunculara gerçek insan karakteri yerleştiren PES 5 uzun süre
bilgisayarlarımızdan silinmeyecek gibi görünüyor.
Murat Oktay
E Pes doğrusu “adamlar aşmışlar, bu kadarı olur muydu?” ya da “abi modellemelere
bak, birebir Hasan Şaş”diyebilmeyi çok isterdim. Ama kafamı Football Manager’dan
kaldırabilseydim, oyunuda görecektim. Şans değilmiş ne yapalım. Sadece
duyduklarıma göre birkaç yorum yapayım bari.
“Yazıyı 15 dakika içinde siteye girmezseniz hepinizi gömeceğim”
“Abi ne güzel olmuş, oyunu hızlandırmışlar”
“Uğur önüne dön ve kartları basmaya devam et”