FIFA 10

FIFA 96 çıktığı zaman, yakında gelecek Pentium 100 bilgisayarımı bekliyordum. Düşüşüne kadar tam bir Amiga fanatiğiydim. Ne var ki, bilgisayarcının vitrininde gördüğüm görüntüler beni şok etti. Gerçeğe yakın grafikleri olan, yorumcuların durmaksızın konuştukları bir yapım. Amiga’ya alışıktım, uyum sağlamam biraz zaman aldım. CD-Romlar, müthiş sesler ve müthiş grafikler. İşte oyun sektörünün geleceği buydu. Daha da gelişecek ve inanılmazı başaracaktı.

Gerçekten de inanılmaz işler oldu, ancak FIFA serisi ise rehavet dönemine girmişti. Nasıl olsa ismim var, öyle böyle satarım havasıyla gerilemeye başlamıştı. Atmosfer zayıflıyor ve FIFA’yı FIFA yapan etmenler bir bir yok oluyordu. Seri acilen kendine gelmek zorundaydı. Bunu sağlayan da düşen satışlar değil, Pro Evolution Soccer olacaktı. Rekabet, FIFA’yı eskisinden bile iyi olması için zorlayacaktı. Yoksa tahtını kaybedecekti. Neyse ki EA’ın aklı başına geldi ve büyük yükseliş başladı. Daha da büyük bir adım Fifa 10 ile atılıyor.

Kral yeniden sahalarda

EA gene kurnazlığını göstermiş ve büyük oyuncularla anlaşmış. Ama nabza göre de şerbet vermiş. Örnek vermem gerekirse; İngiltere ve Kuzey İrlanda’da Wayne Rooney, Lampard ve Theo Walcott’u kapakta görüyoruz. Almanya’ya gittiğimizde karşımıza Bastian Schweinsteiger çıkıyor. İspanya için çıkarılan kapakta Xavi ve Benzema bulunuyor. Avustralya kapağı Tim Cahill’i barındırırken, Fransa kanadında Guillemau Hoarau yer alıyor. Adamlar, Macaristan için bile özel bir kapak düşünerek vitrine, adını yazmakta zorlandığım, okumayı ise kesinlikle başaramadığım Balazs Dzsudzsak’ı koymuşlar. Kurnazca bir ticari manevra. Ne yazık ki ülkemiz için herhangi bir şey düşünülmemiş.

“Oyundaki animasyonlar geliştirilmiş ve biraz daha çeşitlilik katılmış.”
Anlaşılan o ki EA yöneticileri, programcıların başında kırbaçla beklemişler. Çünkü hiç olmadığı kadar özenli bir yapım çıkmış ortaya. Hareketler artık çok daha gerçekçi, 2009’la büyük bir fark görünmemesine rağmen her şey detaylarda gizli. Oyuncunuz, topla kendi ekseni tarafında tam bir tur atabiliyor ve bunu her nasılsa gerçekçilik atmosferinden kopmadan başarıyor. Oynanabilirlik önemli ölçüde yükseltilmiş. Fifa 10, eskisinden kolay olmadığı halde ayrı bir akıcılığı ve ayrı bir keyfi var.

Eski FIFA’larda en çok eleştirilenlerin başında rakipler gelirdi. Formülünü bulan, en yüksek zorluk seviyesinde bile her şekilde gol atabilirdi. Zayıflıklar çok göz önündeydi. Neyse ki rakipler artık aptal değil. Sizin oynanış stilinize göre taktik geliştirebiliyorlar. Sürekli aynı golü atmanız artık mümkün değil. İyi ki de değil, çünkü siz yepyeni taktikler geliştirmek ve üstün bir yapay zekayla uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da heyecanınıza heyecan katıyor.

Değişim rüzgarı

Animasyonlar, geliştirilen başka bir yenilik. Gol sevinçleri çok daha renkli, kalecilerin kurtarışları çok daha gösterişli. Topuk pasları ve çalımlar çok daha estetik. Taraftar modellemeleri de her zamankinden iyi olmuş ve iki boyutlu karton taraftar döngüsü yok. Oyuncu modellemeleri üzerinde fazlasıyla çalışılmış ve her türlü fiziksel özellikleri dijital ortama aktarılmış. Bunun en iyi örneğini, Frank Ribery’de görebilirsiniz. Yüzündeki yara izi bile birebir aktarılmış ve beklenenden iyi bir çalışma olmuş.Be a Pro modunu hepiniz geçmiş yapımlardan hatırlarsınız. Bu modda da çeşitli iyileştirmeler söz konusu. Resminizi oyuna aktarabiliyorsunuz ve kendi özelliklerinizi belirleyebiliyorsunuz. Özellikle Web üstünden dostlarınızla maç yapmak keyifli çünkü her maçtan sonra yetenekleriniz gelişiyor. Yeni bonus içerikler ve daha pek çok benzer şeyle karşılaşıyorsunuz. Be A Pro modunu alın, Web sosuna batırın ve makyajlayın. Eskisinden gerçekçi ve keyifli olsun. İşte Virtual Pro modu bu. Ama EA, bu noktadan da para kazanmayı ihmal etmiyor. Transfer döneminden sonra güncelleme mi yapacaksınız? Forma mı alacaksınız? Ya da EA’ın mağazasından bir ayakkabı mı seçeceksiniz? Olur ama sevgili EA’ye bir miktar para ödemeye hazır olun.

Son dakika golü

Menajerlik modu, her zamankinden de rafine olmuş. Özellikle transfer sistemi. Çok param var, yıldızları takımımda rahat toplarım demek mümkün değil. Henry’i, Messi’yi, Gerard’ı ve bunlar gibi yıldızları Türkiye’ye getirmek para basmanız ile doğru orantılı olmuyor. Çoğu zaman kulübü veya ülkeyi beğenmiyorlar; Türk gazetelerindeki klişeleri mazeret olarak gösteriyorlar. Çocuklarının eğitimi, eşinin İstanbul’u beğenmemesi. Elbette son iki örnek işin şakası, ama kırk dereden su getirdiklerine emin olabilirsiniz. Bu tür oyuncuları kadronuza katmak, Şampiyonlar Ligi’nde büyük işler başarırsanız mümkün olabiliyor.

Parasal olaylar da zenginlik kazanmış. Kulübünüzün bilet satışlarından, karına zararına kadar kontrol altında tutmak zorundasınız. Hiçbir şey iyi bir sponsor bulmakla bitmiyor. Hatta bir “Board Difficulty” seçeneği bile mevcut. Onu nasıl ayarlarsanız, işler o kadar karmaşıklaşıyor veya basitleşiyor.

“Yapay zeka üzerinde geliştirilmeler yapılmış ve genel olarak eskisine göre daha başarılı.”
Her şey bitmedi

Oyuncuların tecrübe kazanması da eskisi gibi değil. Artık formları, maçta yaptıkları veya yapmadıkları, önceki sürümlerden fazla ön planda. Harika çalımlar attınız ve güzel bir vuruş yaptınız. Bu tekniğinize katkı yapıyor, çok koşarsanız ise fizik özelliklerinize. Bu konuda her renkten bir skala mevcut. Yorgunluk, tükenmişlik ve sakatlık gibi olaylar da, gerçek futbolda nasılsa öyle. Devamlı koşan bir adam, fiziksel yetenekleri çok gelişmiş değilse 70. dakikadan sonra dili dışarıda gezmeye başlıyor.

Football Manager ve CM serilerindeki bir faktör, FIFA 10’da da kayda değer bir yol tutuyor: Yardımcı menajer. Sezon öncesi hazırlık maçlarınızı o ayarlıyor, gençlere o antrenman yaptırıyor. Yardımcı menajerin iyi seçilmemesi, sakatlık ve fizik düşüşleri gibi nahoş sonuçlara yol açıyor.

Son düdük ve maç biter

Yorumcular maçları yorumlamadan önce birkaç galon enerji içeceği kullanıyorlar sanırım. Çünkü maç boyunca bitmeyen bir heyecana ve enerjiye sahipler. Son derece sert eleştirilerde bulunuyorlar, estetik hareketlere taraftarmışçasına tepki veriyorlar ve eksilerinizi-artılarınızı istatistiklerle ortaya döküyorlar. Profesyonel bir ekibin bu konuya özel önem gösterdiği her haliyle belli oluyor.

FIFA 10, birkaç yıldır piyasaya çıkan açık ara en iyi FIFA oyunu. Gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. Türün delilerine biçilmiş kaftan. Ufak tefek şeyler dışında kusursuz denilebilir. Şimdi de PES 10’un hamlesi bekleniyor. Yani futbol oyunları savaşında her zamankinden heyecanlı bir raunt başlıyor.