Oyun İncelemeleri

Assassin’s Creed: Bloodlines

İlk Assassin’s Creed (AC) kendini tekrar etmesi, combat sistemi ve başka açılardan eleştirildi. Yine de yapım bir üçlemenin girişini oyunculara iyi sundu. Ubisoft, Assassin’s Creed 2 ile seriyi ve hikayeyi devam ettirip, özel prodüksiyon filmiyle de işi kotardı. Firma arada da PSP’yi es geçmedi ve Assassin’s Creed: Bloodlines’ı taşınabilir konsolumuz için piyasaya sürdü. Tabii ne kadar iyi ya da kötü oldu, işte bu sorunun cevabını verelim…

Ezio’dan öncesi…

Bloodlines, Assassin’s Creed 1’den sonra, ama ikinci yapımın öncesinde geçiyor. İlk oyundaki soğukkanlı suikastçımız Altair’i kontrol ediyoruz. Yapımda Kutsal Topraklar’dan Kıbrıs’a yolculuk ediyoruz. Hikaye, Altair’in aldığı emir doğrultusunda Kıbrıs’ta bulunan son Tapınak Şövalyeleri’ni öldürmesini ele alıyor. Bloodlines boyunca da ilk Assassin’s Creed’te hayatını bağışladığımız kadın şövalye Maria’yı sıkça göreceksiniz.



“Şehir mimarileri ve karakter modellemeleri çok iyi yapılmış. Grafikler genel olarak PSP için kaliteli.”

Genel olarak Bloodlines, AC1’in ufaltılmış versiyonu olmuş. Animus tarzındaki menüden oynanışa kadar Altair’in ilk macerasıyla aynı. Kıbrıs’tayken iki şehirde bulunuyoruz: Limassol ve Girne. Şehirlerde yüksek yerlere çıkıp, kartal bakışını fırlattıktan sonra yapabileceğimiz görevler haritada belli oluyor. İsterseniz ana senaryo doğrultusundaki görevi yapabilir veya yan görevlere girişebilirsiniz, ancak yan görevler kısır kalmış. Askerler tarafından tartaklanan sivilleri kurtarabilir, bizden istenen bir hedefe suikast yapabilir ve Free Run modunda koşulara çıkabiliriz. Ana ve yan görevler para kazandırıyor (Paraları çevreden de bulabiliyoruz). Bu paralar sayesinde Altair’i sağlık ve silah yönünden daha da geliştirebiliyorsunuz. İsterseniz sağlığını veya fırlatacağı bıçak sayısını arttırabilirsiniz. Tabii her gelişimin istediği belirli ücreti var.

Kıbrıs’ta şövalye avı

Şehirlerdeki binaların çatılarına, kulelerin tepelerine tırmanabilirsiniz. Çatılardan çatılara atlayabilir, tepelerde gezinebilirsiniz. İsterseniz sokağa inip halkın arasında da dolaşabilirsiniz. Şehirleri tamamen keşfetme imkanınız var. Ancak Bloodlines’la ilgili burada iki tane problem var. Arada sırada Altair’in yetenekleri köreliyor, çatılardan yanlış yere zıplayıp aşağı düşebiliyor ve şehir bölümleri oldukça ufak tasarlanmış. Bunlar bazen can sıkıntısı yaratabiliyor. Bölümler arası değişikliklerde load ekranını Memory Stick’e ufak bir yükleme yaparak kısaltabilirsiniz. Oyun bunun için de yükleme yapıp, yapmayacağınızı size soruyor. Dövüşler ve oynanış basit. Dövüşlerde saklı bıçağınızla isterseniz düşmanınızı arkadan bıçaklayabilir ya da kılıcınızla birebir aksiyona girebilirsiniz. Kılıcı ardı ardına savurarak combo saldırılar gerçekleştirebilirsiniz. Kılıç dövüşü oldukça kolay. Rakiplerinizi tutup, başka yerlere de fırlatabilirsiniz. AC1’in eleştirilen Counter-Attack kısmıyla birçok rakibi öldürme taktiği Bloodlines’ta da aynı. Dövüşlerde Counter-Attack yine etkili ve bu yüzden yaşadığınız aksiyon sahneleri tekdüze hale dönüşüyor. Counter yaptığınızda hedefinize son vuruşunuz bazen cutscene olarak gösteriliyor. Yalnız boss dövüşlerinde kullandığımız taktik biraz da olsa değişebiliyor.

Kontroller açısından aslında Bloodlines rahat sayılır. Analog’la Altair’i yönetirken, üçgen, kare, X ve yuvarlak aksiyon tuşları olarak atanmış. Bunlarda herhangi bir sorun yok. Asıl problem kamera açısı. Sol piyano tuşuna bastığımızda kamerayı; üçgen, kare, X ve yuvarlak tuşlarıyla aşağı, yukarı, sağ, sol olarak kontrol edebiliyoruz. Buna alışmak zaman alıyor ve bazen sıkıntı yaratıyor. Hatta kamera ters yerlere denk gelip, kör noktada tıkanabiliyor. Bunun asıl sebebi PSP’de ikinci bir analog’un bulunmaması.



“Kalabalık düşmanlar da olsa Counter-Attack her birinin ilacı oluyor. Dövüşler genel olarak basit ve tekdüze.”

Görsel olarak başarılı

Assassin’s Creed: Bloodlines grafik yönünden PSP’de oldukça başarılı. Gerek şehirlerin görünümleri, gerekse karakterler taşınabilir konsol için gayet kaliteli. Arada bazı grafikler hataları da olabiliyor. Görsel yönü kuvvetli olan yapımda seslendirmelerin bazıları ise havada kalmış. Bazı karakterlerin konuşmaları ruhsuz ve vurgusuz olmuş. Oyunun diğer handikabı kısa oyun süresi. Bölümler ve görevler kısa sürede tüketiliyor. Yaklaşık 5-6 saat içinde yapımı bitirebilirsiniz. Diğer bir eksiklik de oraya buraya takılan düşmanlar. Bu durum göze batabiliyor.

PSP’ye bir süre az oyun çıkıyordu, hatta çıkmadığı zaman oldu. Bu aralar gerçekten bazı kaliteli isimler PSP versiyonuyla boy gösteriyor. Bloodlines da bunlardan biri. Sonuç olarak Altair’in macerası kısa oyun ömrüne, bazı eksikliklerine rağmen kendini oynattırıyor. Son olarak şunu da ekleyeyim, PSP’yi PS3’e bağladığınızda Bloodlines ve Assassin’s Creed 2 için 6 tane özel silah açılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu