Oyun İncelemeleri

Rogue Warrior

Rebellion’un yapımcılığını üstlendiği Rogue Warrior, E3 fuarında duyurulduğunda insanları merak ve heyecan içinde bırakmıştı. Sniper Elite, Judge Dredd ve ilk Aliens Versus Predator’a imza atan firma, bu kez farklı bir oyun için kolları sıvamıştı. Bunun için Richard Marcinko ile anlaşıldı ve Marcinko’nun Rogue Warrior (RW) adlı kitabı, aynı zamanda oyunun ismi olarak seçildi.

Sağlam temel

Öncelikle Marcinko’yu tanıtıp, RW’nin detaylarına geçelim. Navy SEALs’ın efsane olmuş 18 üyesinden birisi de Marcinko’dur. Amerikan ordusu 1967’de Wietnam’da, Iloilo Adası’na çıkarma yapar. Savaş sırasında gösterdiği başarılarından dolayı Marcinko, Seal Team 2’nin başına getirilir. Richard Marcinko, Seal Team 6’yı ardından da yine bir Anti-terör timi olan Red Cell’i oluşturmuştur. Pentagon askeri üstünde görev almış ve deneyimlerini paylaşmıştır. Çatışmalardaki taktik beceri, zekâ ve kuvvetiyle öne çıkan Marcinko, tüm bu savaş ve yaşam tecrübelerini Rogue Warrior adlı seride anlatmış ve bu kitabı “Best Seller” olmuştur.

“Düşmanlarımızı sessizce öldürürken gerçekleşen animasyonlar oyunun en güzel tarafı.”

Oyunumuz ise yine bu kitap paralelinde, fakat biraz daha farklı bir kurguya sahip. Konu kısaca şöyle: Yıl 1986, Marcinko ve yanına verilen iki kişi, Kuzey Kore’ye gidip orada bir dizi istihbarat bilgileri ele geçirecek ve balistik füze sistemlerini engellemeye çalışacaklardır. Helikopterle yapılan sakin bir yolculuk sonrası Kore topraklarına inerler. Burada birkaç Kore askerinin işini bitirirler, ancak henüz ölmeyen bir düşman askeri elindeki bombayı patlatır ve Marcinko’nun yanındaki iki kişi ölür. Dick artık yalnız başındadır ve güvenli olmayan bu topraklarda gizli füze projeleri ve askeri istihbarat bilgilerinin peşine düşer.

Gerek Rebellion, gerekse ismindeki Marcinko yazısı sebebiyle RW uzun süre oyun severleri meraklandırdı. Üstelik takım bazlı bir FPS olacağı, işin içinde Stealth (Gizlilik) öğeleri barındıracağı söylendi. Bu haliyle Ubisoft’un Tom Clancy serileriyle başa çıkabilecek miydi?Soğuk Kore toprakları

Kore’ye iner inmez elimizde susturuculu bir silahla maceraya başlıyoruz. Yanımızda ikinci bir silah ve 6 adet el bombası bulundurabiliyoruz. RW, FPS kamera ile oynanıyor, ancak Rainbow Six Vegas’taki sistem bu oyunda da var. Siper aldığımız zaman kamera direk TPS moduna geçiyor. Marcinko başını çıkarmadan rastgele atışlarda yapabiliyor. Aynı durum düşmanlar içinde geçerli. Stealth yapımda ne derece başarılı olmuş ona bakalım; Rogue Warrior’da yalnızız ve onlarca düşman askeri var. Birçoğuna gizlice yaklaşıp öldürsek de sıcak çatışma her zaman kaçınılmaz oluyor. Kore askerlerine hissettirmeden yaklaşabilirsek ekranda “Speed Kill” yazısı çıkıyor ve “E” tuşuna basıyoruz. Onlarca değişik şekilde adam öldürebiliyoruz. Eğer düşman yüksekte kenarda bir yerde duruyorsa, Marcinko onu hemen aşağı atıyor. Duvara yakınsa kafasını duvara çarpıp parçalıyor ya da klasik sistemle bıçağını kullanarak onlarca değişik animasyonla düşmanı öldürüyor. RW’nin en güzel tarafı bu animasyonlar. Gizliliğin en önemli detayı bu sahneler. Diğer yanda maalesef Splinter Cell’deki gibi bir Stealth moduna rastlayamıyoruz.

Etrafta birkaç elektrik sigorta panosu yanıp sönüyor ve ateş edip binanın elektriklerini kesiyoruz. Gece görüşümüzde mevcut, ancak bu sistem oyun boyunca pek sağlıklı işlemiyor. Yapımın zaten üç adet zorluk seviyesi var ve gizlilikte bunların hiçbir farkını hissedemiyorsunuz. Koreliler silah sesi duyarlarsa hemen işaret fişeği atmayı da ihmal etmiyorlar. Sıcak çatışmalarda ise silah sesi duyulur duyulmaz, hemen alarma basıyorlar. Düşman yapay zekâsı sınırlı ve kendilerini hemen en yakın sipere atıyorlar. Oyun boyunca şuursuz bir şekilde üzerime gelen birçok asker oldu. Yine siper aldıklarında kolları bacakları açıkta kalıyor ve bu noktalardan düşmanları vurmanız oldukça kolay. Birde başlarını sürekli siperden çıkarıp bakıyorlar ve çok sonraları ateş etmek akıllarına geliyor. Bazen ani baskınlarla havadan iplerle bulunduğumuz yere iniyorlar. Kamyonlarla takım olarak olay yerine gelip başımıza belada olabiliyorlar.

“Grafikler ve kaplamalar güzel dursa da, bazı noktalardaki kabalıklar göze batmıyor değil.”

Zayıf noktalar ve sıcak temaslar!

Vuruş hissi oldukça zayıf ve askerlerin vücutlarından pek kan çıkmıyor. Gizli olarak bıçakla yaptığımız saldırılarda ise az miktarda kan görüyoruz. Dikkat çeken bir diğer nokta da şu; düşman askerini vuruyorsunuz ve asker sendelemeye başlıyor, bir kaç saniye sonra öleceğini hissedince size doğru şuursuzca ateş ediyor.RW toplam sekiz bölümden oluşuyor ve iki-iki buçuk saat gibi bir sürede bitirebiliyorsunuz. Görevler ise oldukça rutin ilerliyor. Oyun boyunca karşınıza çıkan füzeleri patlatıyor, bazılarının yörüngesini değiştiriyor ve bol bol adam öldürüyorsunuz. Mekânlar tren garı, askeri fabrikalar, köprüler ve santraller. Ben yapımı çok kötü bir Rainbow Six Vegas kopyası olarak adlandırıyorum. TPS kamera sistemi, siper almalar ve iple binadan aşağı inme gibi durumlar RW’de aynen var. Farklılıkları ise Rainbow Six Vegas takım bazlı bir oynanışa sahip, RW ise tek kişilik ve içinde gizlilik var. Yapımda silah ve bombaları her an bulabiliyorsunuz. Susturuculu tabancadan tutun pompalıya kadar, hafif makineli tüfekler, keskin nişancı silahı ve el tabancası kullanabilirsiniz.

Unreal’ın gücü adına!

Oyunda artık çoğu yapımda karşılaştığımız Unreal 3 Engine motoru kullanılıyor. Grafikler ve kaplamalar güzel dursa da, bazı noktalardaki kabalıklar göze batmıyor değil. Karakter kaplamaları yerli yerinde, Marcinko’da genel olarak aslına benzetilmiş. Fizik motoru ise fena gözükmüyor. Nesnelere ateş ettiğinizde, olması geren fizik kuralları aynen gerçekleşiyor. Santralde ilerlerken suyun fizik seviyesini test etmek için suya birkaç el ateş ettim. Mermi suya değince gerçek zamanlı sıçramalar oluştu. Seslendirmeler sıradan ve yapım küfürlü sözler de içeriyor. Marcinko’yu ünlü aktör Mickey Rourke seslendirmiş. Oyun müzikleri ise pek içinde bulunduğunuz ortamı yansıtmıyor. Bazen hareketli müzikler kanınızı kaynatsa da, sık tekrar eden görevler baygınlık geçirtiyor ve duyduğunuz nağmeleri umursamıyorsunuz.

“Yapımda karakteri Mickey Rourke seslendiriyor.”

Görev sona eriyor

Böyle bir hayal kırıklığını ben asla tahmin etmiyordum. Takım bazlı taktik bir FPS beklerken, tek kişilik bir oyunda karar kılınıyor ve yapım kötü bir taklitten ileri gidemiyor. E3’te gösterilen video ve yapımcıların oldukça şişirip heyecan uyandıran açıklamaları RW’u maalesef kurtaramıyor. Tom Clancy ve Ubisoft’un eline bu konuda kimse su dökemiyor. Marcinko ise oyunda isim olarak hafızalarda kalacak. Güzel düşünülmüş, ancak başarıya ulaşamamış özensiz bir yapım olan RW, kısa oynanış süresi, monoton görevleri ve yetersiz Stealth oynanışıyla uzak durulması gereken bir oyun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu