Brink
Güzel bir yaşam için öncelikle güzel bir dünya gerekir değil mi? İşine giden ebeveynler, okuluna devam eden öğrenciler, hatta trafik yoğunluğu bile, yaşantıdaki akışın birer göstergesidir. Kimse “kötülüğe sebep olacağına” ihtimal vermez ve bu sebeple zarar vermeye devam eder: “Nasıl olsa ben ölene kadar bana bir zararı dokunmaz. Benden sonrakiler düşünsün.” Dünya, yüz yıllardır belki de bu düşüncelere yavaş yavaş kurban oldu. Elbette bir gün bu davranışların etkileri görülecekti ve o gün “bugün!”
Yeni bir ihtimal ya da yaşamın sonu!
Brink, Ark isimli yüzen bir adada geçiyor. Asıl yapılış amacı, teknolojinin çevresel düzene olan bir ödülüydü belki de, ancak bir süre sonra deniz seviyesinde yaşanan yükselişler, var olan kara parçalarını zamanla tehdit etmeye, sonrasında da yutmaya başladı. Kaynaklar zaten tükenirken, bir de yaşanılacak alanlar tükenmeye başladı. Dolaysıyla Ark’ın ana amacı bir kenara itildi ve yaşamak isteyen milyonlarca insanın tercihi oldu.
İnsanların dünyaya az veya çok verdiği zararlar, işte şimdi başa bela oldu. Giderek artan nüfus, var olan yaşam kaynaklarının da ters orantıda azalmasına yol açtı. Şüphesiz ki açlık duygusu; teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, medeniyetler ne kadar modern olursa olsun, orman kanunlarını bir anda geri getirebilirdi ve öyle de oldu. Başlayan sivil savaş, her şeyin sonu geldiği gibi insan ırkının da sonunu getiriyordu.
Brink, konusu itibariyle dikkat çekiyor, ancak bana göre ilk dikkat çeken noktayı görseller oluşturuyor. Yapımda, id Tech 4 motorunun bir hayli fazlaca geliştirilmiş bir sürümü kullanıyor. Bir de oyun olarak örnekleyelim; Doom 3. Evet, baktığınızda eminim ki Doom 3’ün görselleriyle, bu yeni oyun arasındaki görselleri görünce şaşıracaksınız. Karakterlerin çizgi dışı tasarımları, keşfedilmeyi hak edecek kadar çekici çevre modellemeleri, ışık ve gölge efektleri tek kelimeyle harika görünüyor. Gerçekten çok fazla yol kat edilmiş. Splash Damage’i bu konuda tebrik ediyorum.
Gelelim oynanışa. Yapımcıların deyişiyle, oyuncuya her türlü rahatlığı sağlayacak fonksiyonlar, oyun boyunca bizlerle olacak. Bir engelden atlamamız veya bir boşluğa ulaşmamız gerekiyorsa, bunu tek tuş yardımıyla yapabileceğiz, bu da aksiyonun bir an bile duraksamamasını sağlayacak. Takım olarak hareket edeceğimiz için her an yardımlaşabilecek, taktikler geliştirebileceğiz.
Splash Damage, tek kişilik oyuncu modunun yanında multiplayer ve co-op için de iddialı. 8 kişiye kadar co-op tecrübesi gerçekten ilgi çekici. Ayrıca hazırlayacağımız karakterlerin benzerini görmemiz dahi mümkün olmayacak. Zira oyunda yaklaşık 20 milyar tasarım unsuru bulunuyor. Multiplayer arenalarda herkes artık ismiyle değil, kendine özel görünüşüyle anılacak.
Bu oyun, büyük iş yapar!
Brink’in ismini pek duymamış olabilirsiniz, ama inanın gerçekten çok sağlam geliyor. Bu yazıyı okuduktan sonra en azından bir oynanış videosuna göz atın. Nasıl bir güzellikle karşılaşacağınızı tahmin etmek zor değil. 7 Eylül’ü beklemeye devam.