Oyun Ön İncelemeleri

Killzone 3

Ve evet! Beklenen zamana gittikçe yaklaştık. Dün itibari ile PS Store üzerinden indirilebilen 802 MB’lık Killzone 3 multiplayer betası Sony tarafından yayınlandı ve gerçekten de tüm PlayStation severlerin ilgisini topladı.

Betamızı yükleyip, yasal kısımları hızlıca geçtiğimizde ilk merak ettiğimiz noktada biraz hayal kırıklığına uğruyoruz açıkçası. Nitekim beta’da sadece tek bir harita mevcut. Evet tamam adı üzerinde bu sadece beta sürümü ancak en azından iki haritanın olması daha çok zevk almamızı sağlayacaktı bence. Ama sorun değil, Helgast askerleri burada ya onlar bize yeter.

Her savaşın ayrı bir tadı olur

Betanın içerisinde üç adet mod mevcut; Savaş Alanı, Gerilla Savaşı ve Operasyonlar. Savaş Alanı modunda oyun size ardı ardına 4’er  dakikalık görevler veriyor ve buna göre bulunduğunuz takım puan kazanıyor, Gerilla Savaşı ise daha çok Death Match tarzında bir bölüm, içlerinde değişik içerik açısından en zevklisi ise Operasyonlar. Çünkü bu mod sırasında sizin ve arkadaşlarınızın da görsellere dahil olduğu ara sahneler giriyor ve kendiniz bir an için dışarıdan izlemek cidden çok hoş olmuş.

Açıkçası beta hakkında ilk değineceğim şey kontrol kısmı olacak. Yıllardır sürüp giden gamepad ile FPS oynama zorluğu gibi konulara girmeyeceğim ancak kanaatimce Killzone’un kontrolleri diğer FPS oyunlarından biraz daha zorlar giyidi. Beta versiyonundaki kontroller daha önce yaptığımız ön incelemedekinden daha iyi gibi geldi bana. Sanki Guerrilla kontrol kısmına biraz ayar çekmiş gibiydi.

Herkes aynı dili konuşuyor!

Şimdi kontrolü grafiği, vesaireyi bir yana bırakırsak Killzone 3 multiplayer betasının Türkçe olması gerçekten ayrı bir coşku kattı içimize. Oyunda 19 adet dil seçeneği mevcut ve bunlardan bir tanesinin de Türkçe olması (Crysis’ten sonra) uzun zamandır beklediğimiz ve açıkçası bizlerin gözlerini yaşartacak bir durum. Olayı çok fazla dramatize etmeden size “Öldürmealanı 3” oyununun Türkçeleştirilmiş versiyonunu anlatmak istiyorum.

Öncelikle bu konu hakkında Sony’yi gerçekten tebrik etmek gerekiyor. Oyun, teknoloji ve internet sektöründeki Türkçe dil desteğinin büyük sorunlarından özensizlik bu oyunda yok diyebiliriz. Evet, ilk defa yazıları okuduğumuzda bizlerde biraz şaşırdık. Cümle düşüklüğü yanlış kelime kullanımı bazı yerlerde suratınızın ekşimesi ve keşke olmasaydı demenize sebep olabilir ancak Google Translate gibi de değiller. Fakat yazılar bir yana bizim hayran kaldığımız nokta seslendirmeler. Sony bu işi belli ki çok ciddiye almış ve oldukça profesyonel bir şekilde gerçekleştirmiş. Nitekim ses yönetmenliği birçok Türk filmindekinden çok çok daha iyi. Oyunun kendi sesi ile daha sonradan üzerine eklenmiş Türkçe seslendirmeler hiçbir şekilde uyumsuzluk taşımıyor. Gerek ara sahnelerdeki gerekse oyun içindeki telsiz konuşmaları ve yapılan propagandaların ses seviyeleri ve efektleri üzerinde ciddi uğraşlar verilmiş.

Hiç FPS sevmeseniz, PlayStation işe yaramaz deseniz veya “Ya bu yaştan sonra video oyunu mu oynayacağız arkadaş” deseniz bile bu deneyimi en azından bir kez tadıp yıllardır “Go! Go! Go!” ya da “Kil them all!” veya en meşhuru olan “Fuck! What the fuck is this?” gibi cümlelerin güzide Türkçemize çevrilmiş hali ile dinlemek gerçekten cidden çok hoş bir duygu.

Elbette her kadı kızında bir kusur bulunur. Bu kızımızın da kusuru da Türkçeyi yeni öğrenmiş gibi konuşması. Aslında telsizden yapılan propaganda konuşmaları genel olarak çok iyi. Ancak bazen görev başlarında veya sonlarında o kadar yaratıcı cümleler söyleniyor ki insanın epey garibine gidiyor. (“Keklik çantada” ne demek yahu?)

Her şeye rağmen insanın çok sevdiği bir oyunu kendi dilinde rahat rahat anlayarak oynaması çok farklı bir duygu “Gerçi ben İngilizceyi çok rahat anlıyorum da arkadaşım için iyi olmuş, o hiç anlamadan oynuyordu” oyuncularının bile bu özelliğin değerini iyi anlayacağına eminiz.

Gözümle görmeden inanamam

Oyunun grafikleri konusunda söylenecek çok da fazla bir şey yok. Ön incelemedeki görseller için söylediklerimiz burada da geçerli. Gerek animasyonlar, gerek doku detayları ve kaplamalar gerçekten çok yerinde olmuş.

Hatırlarsanız dün Killzone 3’ün konsoldaki SPU ve GPU’nun %100’ünü kullanacağına dair bir haber yapmıştık. Belki betadaki görsel %100’ünü kullanmıyor ancak kesinlikle göz alıcı bir noktası bulunuyor. Ara sahnelerdeki akıcılık oyunun içerisindeki aksiyonun eksilmemesine yol açıyor. Zaten Killzone serisi savaşı anlatmaktan çok size savaşı yaşatan bir oyun olduğu için serinin tüm bölümlerinde savaşın yarattığı karmaşayı hissedebiliyordunuz. Ancak üçüncü oyun bunu doruk noktasına taşımış durumda. Elbette bu multiplayer için çok anlamlı bir açıklama olmaz ne de olsa oranın havası farklı, tek kişilik oyunun havası farklı. Ancak multiplayer kısmındaki botlar bile en düşük seviyede dahi sizlere öyle leblebi yer gibi yedirmiyorlar kendilerini. Belli bir taktik geliştiriyorlar, tehlikenin farkına vardıklarında geri çekiliyorlar, vs.

Betada bize tahsisi edilen beş adet sınıf mevcut. Casus, Keskin nişancı, Sıhhıye, Mühendis ve Tabiyeci. Eğer bize “Tabiyeci ne ya?” diye soracak olursanız, biz de bu oyuna kadar bilmiyorduk, ama kısa bir araştırma ile, “taktikçi” anlamına gelen bir askeri terim olduğunu öğrendik. Bütün sınıfların kendilerine göre belli yetenekleri mevcut. Oyunda 3 adet ana silah, 3 adet ikinci silah bulunuyor. Bunun yanında el bombası veya yer mayını alabiliyorsunuz. Sınıfların kullandığı yetenekler gerçekten de oyunun gidişatını çok etkiliyor.

Betamız hakkında söylenebilecek şeyleri özetleyecek olursak yapa zekanın belirlediğiniz seviyeye uygun bir oranda sizi zorlaması, taktiksel anlayışı gerçekten oyuna ayrı bir tat katıyor. Gerek oyun içi gerek ara sahnelerdeki animasyonlar, grafiklerdeki kalite, kaplamalar ve dokular oyunun atmosferini yansıtan o solgun görüntü oyuna ısınmanızı çok hızlandırıyor. Ve elbette ki seslendirmeler bizce bu oyunun en güzel tarafı olmuş.

Killzone 3 bir aydan daha kısa bir zaman içerisinde raflardaki yerini alacak ve gerçekten de gümbür gümbür geliyor. Sony için bu sene genel olarak Uncharted 3 ile bir şeyler yapacağını düşünülürken açıkçası Killzone 3’ün özellikle bizim ülkemizde bu özelliklerle gelmesi Uncharted 3’ü ikinci plana itebilir. Neyse şimdi ne desek boş bunu ancak 25 Şubat’tan sonra anlayabiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu