Might & Magic: Heroes VI
Heroes serisine üçüncü oyun ile başlamıştım. 1999’da, doğum günümde, üstelik bir kız tarafından hediye edilmişti. Dolayısı ile çok merak etmiş ve akşamına oyunu yükleyip denemiştim. O zamandan beri Heroes serisini takip eder oldum. Gerçi beşinci oyunu çok fazla oynama fırsatım olmasa da içerisindeki yenilikleri inceleyebilecek kadar fırsatım olmuştu. Şimdi ise altıncı oyunun kapalı betasına bir göz atma imkanı buldum.
Beşinci oyundan itibaren yayın haklarını 3DO’nun elinden alan Ubisoft altıncı oyunda da yapımcı şirketini değiştirmiş ve 2001’de kurulan Budapeşteli firma Black Hole’un ellerine teslim etmiş. Eğer firmanın adını ilk kez duyduysanız şaşırmayın nitekim şu zamana kadar çıkmış sadece 3 oyunu var (Armies of Exigo, Warhammer: Mark of Chaos, Warhammer: Battle March)
Başta da söylediğim gibi bu oynadığım oyunun kapalı betası olduğundan sizlere sadece gözlemlerimi anlatacağım yani şu şöyle olmuş bu böyle olmuş diyemem çünkü kim bilir çıkış zamanına kadar neler değişir.
Biraz daha makyajdan hiç zarar gelmez
İlk bakışta söyleyebileceğim şu ki Black Hole kötü bir iş çıkartmamış. Oyundaki görsellik beşinci oyundan çok daha iyi gözüküyor. Renklerdeki pastellik biraz artmış gibi fakat ışıklandırma oldukça yerli yerinde. İlk bakışta bile ciddi bir değişim görebiliyorsunuz. Gereke haritada gerek savaş ekranında kalite bir üst seviyeye çıkmış. Oyunda yine beş adet farklı grup bulunuyor. Haven, Sanctuary, Inferno, Necropolis and Stronghold. Yine ilk ikisi iyi, diğer ikisi kötü ve Stronghold da tarafsız olarak kabul ediliyor. Ne yazık ki betada sadece Necropolis ile oynama fırsatı bulduğum için diğer gruplara bakma imkanı bulamadım.
Heroes VI’nın temel özellikle eski oyunlarla aynı. Zaten altıncı oyunda yapılmak istenen, temel özelliklerle yenilikleri mükemmel bir uyum içerisinde birleştirmekmiş. Temel özelliklerden bahsetmeye gerek yok, savaşlarda kahramanımızın arada bir katkıda bulunması halen mevcut, bunun yanında savaşlardaki animasyonlar oldukça güzel ve akıcı bir şekilde gerçekleşiyor. Özellikle yaratıkların ölüm animasyonları eski oyunlara göre daha bir iyi olmuş gibi. Ayrıca oyun, yaratıkların zaman zaman yaptıkları özel vuruşlarda savaş alanına yaklaşıp bir ara sahne niteliğinde saldırıyı yakından izletiyor.
Bazı yaratıkların Leap Attack veya Heal gibi özel vuruşları veya özel güçleri de savaş sırasında kullanılabiliyor. Toplamanız gereken dört kaynak var. Odun, taş, kristal ve para. Eski oyunlardaki pek çok kaynak bu mavi kristal adı altında toplanmış. Söylenene göre bu kristal ejderha kanından geliyormuş. Kullandığımız askerlerin bazıları yeni oyunda olsa da altıncı oyundaki askerlerin neredeyse yarısı yeni. Örneğin Haven’da Radiant Glories , Necropolis’de Fate Spinners ve Inferno’da Breeders bunlardan bazıları.
Benim evlerim nereye gitti anne!
Şu an için tek kötü özellik diyebileceğim konu kalenize girdiğinizde karşınıza çıkıyor. Her ne kadar kalenizin üç boyutlu görüntüsü mevcutsa da yeni yapılan binaları veya eklentileri maalesef burada göremiyorsunuz. Binalar, yaratıklar, Pazar yeri, vs. gibi yerler kategoriler altında toplanmış. Belki betaya has bir durumdur, ancak değilse ne yazık ki bu büyük bir eksi olarak belirtilebilir.
Oyunun hikayesine gelirsek Heroes of Might and Magic bizleri beşinci oyundan 400 yıl öncesindeki Ashan’a götürüyor. Efsanevi bir baş melek generali yüzlerce yıl önce yapılmış Elder Wars’da yok olduktan sonra yeniden dirilir ve sözde bir şeytan istilasına karşı başlattığı savaşı bahane ederek güçlerini tekrardan geri kazanmaya çalışır. Lakin Griffin hanedanlığı tarafından engellenir. Hikayede beş adet baş kahraman bulunuyor ve hepsi de Griffin ailesinin üyesi ve Duke Slava’nın çocukları. Şu ana kadar bizlere tanıtılan tek başkahraman Sveltana. Bu arada hikayeler istenilen sırayla oynanabilecek ve birbirleri ile bağlantılı olacak.
Özetlemek gerekirse bizi eylül ayında güzel bir Heroes oyunu bekliyor diyebiliriz. Klasik oynanış ve temel fonksiyonlarına yanına getirilen yenilikler ile oyun daha da basitleştirilmeye çalışılmış ancak bunun yanında kalite düzeyinde bir artış gözüküyor. Şu an için tek yapacağımız şey beklemek.