Brothers in Arms: Furious 4
Earned in Blood’da yaptığımız şehir turlarını unutmuyorum. Ben ve ekip arkadaşlarım, öncelikle keşif yapıyor, ardından da nazileri ortadan kaldırıyorduk. Onca hengamenin içinde şarap satan bir dükkan aramaya kalkışmamız bile aptallıktı, ama ne var ki şehirdeki son şarap dükkanını da roket saldırısıyla ortadan kaldırmışız meğerse.
Naziler içerde demleniyor muydu artık bilmiyorum, ama yıkık bir binanın çatısında etrafı seyrederken bir arkadaşımızın kafasından vurularak öldürülmesini çıkaramıyorum aklımdan. 2-3 saniye öncesine kadar gülüp eğlendiğiniz adam, saniyeler sonra ruhunu teslim ediyor. Bu hiç de kolay bir durum değil.
Yazıya girişi ikinci oyundan yaptım, ama tabii ki ben de Brothers in Arms (BiA) serisine Road to Hill 30 ile merhaba demiş, o güne kadar yapılmış en gerçekçi ve duygusal İkinci Dünya Savaşı oyunuyla karşılaşmıştım.
Son çıkan Hell’s Highway’i de beğenmiş biri olarak, sıradaki oyunu merakla beklemeye başlamışken, birden Hollwood bozması (Wolfenstein’in co-op sürümü mü desem) Furious 4 ile karşı karşıya kaldım. Kaçımız bu durumdan memnun? Bence çoğumuz değil…
Ne alaka?
Matt Baker, Joe Hartsack ve diğerleri… Brothers in Arms serisi, şimdiye kadar gerçekte yaşanmış olaylardan esinlenerek karşımıza birçok duygusal oyunla çıkmıştı. Bir anda farklı bir yapıya bürünmek ve gerçekçilik duygusunu ortadan kaldırıp, tamamen arcade oyun tarzına adım atmak hangi akla hizmettir Gearbox?
Burnuma Call of Duty: Nazi Zombie modunun kokusu gelmiyor değil. Bu oyun modunun fazlasıyla beğenilmesinin ve Call of Duty ismine ekstra popülarite katmasının Gearbox’ın dikkatini çektiğini düşünüyorum. Tabii ki Quentin Tarantino’nun yönettiği, başrolünde Brad Pitt’in yer aldığı Inglorious Basterds filmini de unutmamak lazım…
Madem farklı yapacaksın, neden ismi Brothers in Arms?
E3 2011’de duyurulan bu yeni oyunun, 2012 yılında PC, PS3 ve X360 platformları için çıkması bekleniyor. Yapılan duyuru, tam anlamıyla sürpriz niteliği taşıyor aslında. Gearbox, bu oyunu göstererek Brothers in Arms serisinin sadece Matt ve arkadaşlarının hikâyesinden ibaret olmadığını göstermek istemiş. En azından öyle diyorlar. Ayrıca Furious 4’ün BiA serisini yeniden başlatmak gibi bir misyonu da bulunmuyor, lakin BiA evrenini genişletmeye yönelik ilk adım olduğu da gerçek.
Peki nedir bu oyun? Furious 4, Tarantino’nun Inglorious Basterds’ından etkilenmesiyle beraber, Borderlands’in gelişim sistemini ve Epic Games’in Bulletstorm’undaki kesintisiz aksiyon duygusunu bir araya getirerek ortaya İkinci Dünya Savaşı döneminde geçen oyunlar arasında daha önce görülmemiş bir tad çıkarmayı amaçlıyor.
Gearbox başkanı Randy Pitchford, önceki Brothers in Arms oyunları ve Borderlands’in ardından BiA serisini yine aynı temada devam ettirmek yerine, yeni bir çizgi belirlemek istediklerini söylüyor. Amaçlarının ise, bu tarz bir yöntemle WW2 oyunlarına olan ilgiyi daha da fazlalaştırmak.
Bakalım bu bakış açısı tutacak mı?
Yıl 1944. Naziler ortalığı yakıp yıkıyor, bulduğu hanlara giriyor, “hancı şarap getir, geyik eti getir, achtung, halt!” nidalarıyla yiyip içiyordur (tamam biraz mübalağa oldu). Bu orduyu ortadan kaldırmak için evvela yılanın başını ezmek gerek. Ordu yeni bir yöntem belirler ve plan oluşturur. 4 askerden oluşan 4 kişilik bir ekilip kurulur, gelişmiş silahlarla donatılır ve Hitler’in ortadan kaldırılması için görevlendirilir. Bu asker arkadaşlarımızın hem kalıpları, hem de tipleri fazlasıyla dikkat çekici olduğu gibi, öldürme yöntemleri de aynı derece dikkat çekicidir.
Gearbox’taki abilerimiz bu kadar düşünmüş, tarz değişikliğine gitmiş, ancak oyun forumları ve Youtube gibi video paylaşım sitelerinde gördüğümüz kadarıyla bu değişimden çoğu oyuncu pek de memnun değil.
Karakterlerimiz Stitch (elektrikli süpürge gibi maşallah), Crocket (öldürdüğü adamlara sığır damgası basmasıyla ünlü), otomatik silahların efendisi Chok ve Minigun ile dehşet saçan iri yarı Wontana. Her bir karakterin öldürme tarzı farklı. Zaten oyunda kullanabileceğimiz birçok farklı silah olacak, ki böylelikle öldürme zevklerimiz her daim değişecek; elektrikli testere ve lav silahıyla mücadele etmek zevkli olacaktır.
Oyunun asıl zevkli tarafı ise, online veya offline olarak 4 kişiye kadar co-op oynanışa destek verecek olması. Anlaşıldığı üzere Furious 4’ün temeli, 4 gerçek oyuncudan oluşan ortak oyun deneyimi üzerine kurulmuş.
Her oyuncu istediği anda oyuna dinamik olarak girip, çıkabilecek. Eksik oyuncu durumunda ise, rolü yapay zeka üstlenecek. Video ve ekran görüntülerinden gördüğümüz kadarıyla, bizi bolca combolu, kanlı ve heyecanlı bir oyun bekliyor.
Furious 4’ün, yakın mücadele stilinde olacağı belirtiliyor. Genellikle sıcak çatışmalardan besleneceğiz. Yaptığımız her iş sonucunda XP puanı kazanacağız. Böylelikle hem tecrübemiz artacak, hem de yeni silahlara sahip olabileceğiz (Call of Duty: Nazi Zombies modundaki lazer silahını unutamıyoruz). Bu silahların da genellikle gerçek dışı, fütüristik silahlar olacağı belirtiliyor.
Gelelim nerede çokluk, orada artan şiddet vakalarına
Multiplayer tarafında da 10 kişiye kadar destekli en az 6 farklı multiplayer oyun modunun olacağı söyleniyor. Detaylar, yakın zamanda duyurulacaktır. Grafiklere geldiğimizde ise, Gearbox’ın Unreal Engine 3’ten yine vazgeçmediğine şahit oluyoruz. Brothers in Arms: Furious 4 hakkında söylenenler şimdilik böyle. Bir de söylenti boyutunda olan haberler var haliyle…
Furious 4’ün yeni Brothers in Arms oyununda yer alacak ekstra bir oyun olduğunu düşünmüştüm. Galiba Gearbox, bu oyunu başlı başına hazırlayarak tek başına piyasaya sunmaya kararlı. Bir süre önce İngiliz perakendeci Game’in “Savage 7” isimli yeni Brothers in Arms oyununu listelediğini ve 2011’de çıkacağını iddia ettiğini unutmadık. Belki de minik bir sürpriz yapacak bize Gearbox, bilmiyoruz.
Bitirirken, Brothers in Arms serisinin geleceğine dair ufak bir de bilgi verelim. Furious 4, serinin son oyunu olmayacak. Gearbox Software, BiA serisinin devam edeceğini ve oyuncuların, Matt Baker ve arkadaşlarının destansı final hikayesine tanıklık edeceklerini söyledi.
Eh, şimdi Furious 4’ü mü beklesek, yoksa final senaryosunu mu? Kararsız kaldım, en iyisi çıkışa kadar düşünmek…