WWE 12
Devasa ringler, renkli ışıklar, heyecanla dolu büyük bir kalabalık ve birbirinden güçlü dövüşçüler… Evet, güreş heyecanı WWE 12 ile son hız devam ediyor!
Smackdown, Raw, Smackdown vs. Raw derken yıllardır birçok farklı isim altında güzel organizasyonlarla karşılaştık. Özellikle son dönemde ufak yaştaki arkadaşlarımızın Amerikan güreşçilerine karşı büyük bir sempatisinin olduğu açık. İşte o yüzdendir ki biz de bir kez daha belirtiyoruz, ve diyoruz ki: “İzleyin, eğlenin, ama bunları kesinlikle evde, işte veya okulda denemeyin!”
WWE 12’nin oldukça zengin bir ana menüsü var. Hemen her bir başlık, sizi saatlerce oyalayabilecek özelliklere sahip. Play, Universe, Road to Wrestlemania gibi başlıklara göz atalım öncelikle. Play seçeneğini işaretlediğimizde, ekrana gelen ayarlanmış maçları hemen oynayabiliyoruz. Seçebileceğimiz onlarca popüler dövüşçü var; Rey Mysterio, John Cena, Big Show, Randy Orton, Undertaker ve aklınıza gelebilecek birçok isim bulunuyor WWE 12’de. Tabii ki Divalar da unutulmamış. Özellikle Kelly Kelly’nin fazlasıyla seçilebilir bir karakter olduğunu düşünüyorum bayanlar arasında.
Dövüş başlasın
Play’i işaretleyip karakter seçimi yaptıktan sonra, arena ve ring seçimini yapmamız gerekiyor. Burada güzel seçenekler var. Kafes dövüşü yapabilir, Money in the Bank yapabilir, masa ve sopaları dövüşe dahil edebilir, ringden düşürüp diskalifiye etme seçeneklerini belirleyebiliriz. Her biri gerçekten çok eğlenceli ve televizyonlardan da gördüğümüz kadarıyla bilindik oyun tarzları. Tabii istersek 1’e 1, 2’ye 2, 3’e tek gibi mücadele seçeneklerimiz de var. Hatta daha fazlasını istiyorsanız, 40 dövüşçüye kadar sınırları bulunan Battle Royal yapabilirsiniz. Şimdi bu oyun türlerini kısaca açıklayalım.
Money in the Bank’de, ringin üzerinde bir para çantası bulunuyor. Onu almanız için, ringin ortasına merdiven dayamalı ve hızlıca çıkarak çantayı ele geçirmelisiniz, ancak bu o kadar da kolay değil. Çünkü rakipleriniz de o çantanın peşinde ve almak için her şeyi yapıyorlar. O yüzden çantaya ulaşmayı düşünmeden önce, rakiplerinizi iyice sersemletmeniz gerekiyor.
Ringden atıp diskalifiye etmede, adından da anlaşılacağı üzere ringde bulunan dövüşçüleri ring dışına atarak saf dışı bırakmaya çalışıyorsunuz. En sona kim kalırsa, kazanan da o oluyor. Masa ve sopaların bulunduğu dövüşlerde, bu araçları da kullanarak rakiplerinizi haşat etmeniz isteniyor. Tabii aksi de başınıza gelebilir. Takımlar halinde savaştığınızda da tam bir karmaşa bekliyor sizi. Yanlışlıkla kendi adamınızdan tutun, hakeme kadar herkesi dövebiliyorsunuz, ancak bu keyfinize keyif katıyor bir bakıma.
Kes, biç, yapıştır, yap, hatta boz
Universe başlığına gelerek Superstar’ların özelliklerinde değişiklikler yapabiliyoruz. Bunun yanında birçok güzel seçenek daha bizlere sunulmuş. Örneğin John Cena’nın özelliklerine baktığımızda, hangi tuşlarla neler yapabileceğini görebiliyoruz. İşleri biraz daha özelleştirerek bitirici vuruş kategorilerine istediğimiz saldırı biçimlerini ekleyebiliyoruz. Bulunduğu branştan sahip olduğu kemerlere, ittifak içinde olduğu dostlarından ezeli rakiplerine kadar her detayı değiştirebiliyoruz.
Var olan dövüşçüleri istemiyor, kendi karakterinizi mi oluşturmak istiyorsunuz? Bu seçenek de mümkün tabii. Giysilerinden saçlarına, vücut ölçülerinden saldırı çeşitlerine kadar her şeyini kişisel seçimlerimizle belirleyebiliyoruz. Tabii edit yapma seçeneği, kendimiz belirleyeceğimiz turnuvayı, kendi istediğimiz dövüşçülerle düzenlemeye kadar uzanıyor.
Road to Wrestlemania
Evet, şimdi geldik kariyer moduna. Burada “Bir dövüşçü seçip, ring ring dolaşarak önüne geleni patakla, sonraki maça geç” mantığını benimsemiyoruz. Yapımcılar, biraz daha dövüşçülerin dünyasına girmemizi istemiş olacak ki, bir dövüşçü ve arkadaşlarının WWE’de daha fazla neler yapabildiğini göstermeye çalışmış. Anlayacağınız sadece ringde değiliz ve ringde olsak bile amacımız sadece karşımızdakini devirmek değil.
Oyunun başıdan John Cena’yı görüyoruz ve kısa süre sonra onu kontrol etmeye başlıyoruz. TPS bakış açısına geçen oyunda, Cena’nın dövüş sırası geliyor ve onu yöneterek koridorlarda yürüyoruz. Bu sırada Big Show geliyor ve boş da gelmiyor, birilerini dövüyor. Ringe geldiğimizde ise, Beyaz Çikolata Sheamus tarafından feci bir şekilde hırpalanıyoruz ve anlıyoruz ki Shemus’la heyecanlı bir WWE 12 macerası bizi bekliyor. Yapımcılar bu kez işin içine biraz daha girmemizi istemiş, bence güzel de olmuş.
Ringde dövüşmenin dışında farklı bazı görevlerimiz de var ve bu görevler, an be an ekranın altında güncellenerek bize bildiriliyor. Şunu yol üzerinde döv, şunu ringden dışarı at, şunu hırpala, bunun önünü kes gibi görevler yapıyoruz. Ana amacımız ise, tabii ki şampiyon olarak en büyük olduğumuz göstermek. Sezon boyunca birçok farklı ve çekişmeli maç bizi bekliyor. Zaten az evvel de belirttiğim karşılaşma çeşitlerini sırayla görüyorsunuz.
Öldür onu!
WWE 12’nin kontrolleri iyi sayılır. Kısa sürede alışabiliyorsunuz, ki zaten bilgi ekranlarından da kontroller hakkında yeterli düzeyde bilginiz oluyor. Dövüş esnalarında ekrana gelen anlık tuş tavsiyelerini de izlerseniz, gelen saldırılardan korunur, hızlı saldırılar gerçekleştirebilir veya yenilmek üzereyken bir anda kendinizi tekrar oyuna dahil edebilirsiniz.
Özellikle bitirici vuruşlar ve bu vuruşlar yapılırkenki görsellik çok güzel. Ancak bazen ne kadar uğraşsanız da tuşların fayda etmediğine tanıklık edebiliyorsunuz. Dövüşçülerin yürüyüş açılarını hızlıca değiştiremediğimiz için de bazen sıkıntılar olabiliyor.
Gelelim animasyonlara. Animasyonlarının pek de iyi olmadığı ortada. Yıllardan beri süren odunluk hissi, bu oyunda da aynen devam ediyor. Esnek dövüşçüler hala görebilmiş değiliz. Her biri değnek yutmuş gibi hareket ediyor, vurmadığınızda bir süre boyunca cansız manken gibi durabiliyor. Diyelim ki büyük bir darbeye maruz kaldınız ve yere düştünüz. Rakibiniz sizi ringin ortasına çekip, daha ölümcül hamleler yapmak istiyor. Ancak sizi ringin ortasına eklem bölgeleri olan bir gibi insan değil de, buzda tahtayı kaydırır gibi getiriyor. Bunlar da göze batıyor haliyle.
Diğer teknik detaylar
Oyunun grafikleri genel olarak iyi denilebilecek düzeyde. Tüm karakterler, özellikle yüzleri bakımından iyi tasarlanmış, tabii daha fazla detaylı olsa daha iyi olurdu. Özellikle vücut detaylarının pek fazla olmaması, renklerdeki pastellik hissi, gerçekçiliği baltalıyor. Etraftaki seyirci faktörünün kağıttan değil de animasyonlarla desteklenerek hazırlanması güzel. Televizyon stilinde kullanılan kamera açıları hoş olmuş. Ekranda hiçbir ibare yok ve sadece “LIVE” ibaresini görüyorsunuz. Eğer isterseniz ayarlardan ibareler konusunda değişiklikler yapabilirsiniz.
Müzikler gayet sağlam. Zaten resmi organizasyonda da her dövüşçünün kendine ait bir müziği ve giriş jeneriği bulunuyordu. Bunlar WWE 12’ye de aynen aktarılmış. Menü aralarında çalan rock tarzı müzikler de bir o kadar güzel. Ayrıca jenerik demişken, dövüşçülerin giriş jeneriklerinin orijinalleriyle bire bir aynı ve gerçek görüntülerden oluştuklarını belirtelim. Ortam sesleri, ambiyans da iyi.
Sonuca gelirken, WWE 12’nin güzel bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Onlarca farklı dövüşçü, onlarca farklı dövüş stili, birçok farklı turnuvaya katılabilme gibi güzellikleri var. Eğer Amerikan Güreşi hayranlarından biriyseniz, bu oyun sizi memnun edecektir.