Crysis 3 – İlk Bilgiler 2
Crysis geri dönüyor! Geçtiğimiz günlerde resmi olarak duyurulan ve ilk videosu yayımlanan Crysis 3’ün, yeni bilgileri de gelmeye devam ediyor. Oyun hakkında hazırladığımız ilk yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Şimdi gelin, yeni bilgiler olarak neler açıklanmış, birlikte bakalım.
Yıllar sonra geri dönüş
Crysis 3, 2047 yılının New York’unda geçiyor. Anlayacağınız, Crysis 2’nin 20 yıl sonrasında geri dönüyoruz dünyanın en gelişmiş şehirlerinden biri olan New York’a. Tabii artık eski halinden bir eser kaldıysa… Uzaylı Ceph ırkının devam ettirdiği yoğun saldırılar sonucunda insan ırkı yok olmanın eşiğine geliyor ve tüm dünya üzerinde büyük yıkımlar gözleniyor. Öte yandan Cell Industries de boş durmuyor ve “Nano Kubbe” adını verdiği teknolojiyle dünyanın birçok bölgesindeki yaratık varlığını hapsetmeyi amaçlıyor. Her iki tarafın da dışında, öncelikle kendi intikamları, sonrasında da dünyanın kaderi için savaşmayı seçen adamlar, New York’tan arta kalanlara ayak basıyor; Prophet, Alcatraz ve Psycho. Crysis 3’te her zamankinden daha fazla sorumluluk alacak ve ölüme bir o kadar daha yaklaşacağız.
Göğün altındaki kubbeler
Nano kubbeler, hem tehlikenin boyutlarının artmasını engelleme amacı taşırken, hem de karakterlerimize birçok avantaj sağlayacağa benziyor. Crytek’ten Rasmus Højengaard, standart şehir savaşlarının ötesine geçmek istediklerini ve nano kubbelerin de farklı bir sanatsal vizyon oluşturma fırsatını doğurduğunu dile getiriyor. Her kubbenin altında farklı coğrafik özellikler ve bu özelliklere göre belirlenmesi gereken savaş taktikleri bulunuyor. İlk yayımlanan videoda, örneğin şehrin bataklıklarla kaplı bölgesini görüyorduk. Bunun yanına yağmur ormanlarını, kurak toprakları ve uzun otlarla kaplı sulak bölgeleri de ekleyin. Nano kubbeler hakkında Højengaard, sand box tarzda bir oyun için harika olacağını düşünüyor. Umarız yanılmaz.
Sessizlik, ölüm anlamına gelebilir
Crytek’in patronu Cevat Yerli, Crysis 3’ün gelişmiş mücadele sistemini, sand box oyun tarzını ve insanlar ile yaratıklar arasındaki silahlı savaşı bir araya getireceğini söylüyor. Haksız da sayılmaz. Crysis 3’teki yapıların ve düşman faktörünün, oynanış tarzına direkt etki edeceğini söyleyebiliriz. Tabii silahların da. Örneğin, şu sıralar çok ön planda olan yeni silahımız yaydan bahsedelim. Böyle gelişmiş bir oyunda, yay gibi, kimi oyunculara göre “ilkel” bir silahın ne işi var? Emin olun bunun da mantıklı açıklaması olabilir.
Yoğun bitki örtüsüyle kaplı bir alanda savaştığınızda, isterseniz çevreden yararlanarak gizlenebilecek ve gizli saldırılar gerçekleştirebileceksiniz. Ancak ne kadar gizlenirseniz gizlenin, koca bir silahla düşmanlarınıza saldırırsanız, kısa sürede yerinizi belli edebilirsiniz. Oysa elinizde yay varsa ve onunla saldırırsanız, ateşli silahlar gibi ses çıkarmayacağı için de gizliliğinizi bozmak zorunda kalmayacaksınız. Tabii yay için kullanılabilir farklı ok çeşitleri de olacak. Patlayıcı başlıklı ok gibi…
Her zaman yay ile hareket edemeyeceğiz haliyle. Saniyede 500 mermi atabilen bir silaha karşı, yay ile ne kadar şansımız olabilir ki? Buradan hemen Nano Suit giysimize geçiş yaparak, yeni özelliğine değinebiliriz; düşman ekipmanlarını hack’leyerek etkisiz hale getirmek veya kullanmak. Evet, o saniyede 500 mermi atan silahı bile düşmanın elinden alıp, kullanabileceğiz.
Amaç: En iyi görünen oyunu ortaya çıkarmak!
Crytek firmasının oyunlarına baktığımızda, grafik teknolojisinin her zaman çok önemli olduğunu görüyoruz. Bu durum, Crysis 3’te de değişmiyor. Bir yılı aşkın süredir hazırlanan Crysis 3’te, stüdyonun yeni motoru Cry Engine 3’ün geliştirilmiş sürümü kullanılıyor. Daha önce yapılan açıklamalarda da denildiği gibi serinin geleceği için “3D” özelliğinin de katkısı büyük. DX11 efektleriyle birlikte Crysis 3’ün şimdiye kadar hazırlanan en iyi görünüme sahip oyun olması hedefleniyor. Hatta sadece PC’de değil, konsollarda da.
Yapımcılar, DX11’in konsollarda olmamasının, büyük bir sorun çıkaracağını düşünmüyor. DX9 teknolojisi üzerinden gidilerek ve yapılacak yeni güncellemelerle olabildiğince DX11’e yakın kalite elde edilebilirmiş. Ve konu hakkında şöyle diyorlar: “Bunu yapmak çok zor, ama mümkün. Sadece çaba gerektiriyor.”
Peki, Crysis 3, 2013’ün İlkbahar döneminde çıkacak ve o zamana kadar da mevcut konsolların eskisinden daha güçsüz olacağı ortada. Hızla görsel gelişimi süren Crysis 3, nasıl olacak da zamanın en iyi grafiklerini sunmayı başarabilecek? Bu soruya, “God of War 2 ve Playstation 2” örneğiyle çok iyi bir cevap veriyor yapımcılar. Hatırlarsanız God of War 2 de, PS2’nin son zamanlarında çıkmasına rağmen Playstation 2’nin sınırlarını zorlayan bir görsel kaliteye sahipti.
PC, PS3 ve X360 platformları için geliştirilen Crysis 3’ün, 2013’ün İlkbahar döneminde çıkması bekleniyor. Büyük ihtimalle mevcut konsollarda görebileceğimiz en iyi grafikleri sunacak bizlere. Son olarak, Crysis 3’ün Wii U söylentileri de bulunuyordu. Görünüşe göre bu da sadece söylentiden ibaret kalacak gibi. İlk açıklamalar, Crysis 3’ün Wii U için düşünülmediği yönünde. Yine de daha sonra neler olur bilinmez, ama Wii U için pek de umutlanmamak lazım.