Kara Ekran #11: Ghost Whisperer
Kara Ekran’ın 11.bölümüyle karşınızdayız. Bu hafta sizi hayaletlerle dolu bir dünyaya götüreceğim. İnandığınız veya bildiğiniz birkaç farklı konuya da değineceğim.
Genelde izlemek istediğimiz bir dizi söz konusu olduğunda; kimimiz korkmak, kimimiz ağlamak, kimimiz heyecanlanmak, kimimizse doğaüstü olaylar görmek isteriz. Özellikle doğaüstü, dram, korku ve fantastik konuları bir arada görmek istiyorsanız; Ghost Whisperer tam size göre bir dizi.
Toplamda beş sezondan oluşan Ghost Whisperer, 107 bölüm. Başrolde güzel oyuncu Jennifer Love Hewitt var ve yanında da Aisha Tyler ve David Conrad yer alıyor. Dizi genel olarak dünyadaki yarım kalmış işlerini tamamlamayan ruhların hikayesini anlatıyor.
Ruhları görüp onlarla iletişim kurma yeteneğine sahip olan Melinda Gordon, çok küçük yaşta bu yeteneğini keşfetmiştir. Babaannesi saysinde keşfettiği bu yetenek yüzünden, başı bir türlü derten kurtulmaz. Çünkü ölen kişiler dünyadaki işleri yarım kaldıkları için, ruhlarını bir türlü huzura kavuşturamazlar ve hatta bazısı öldüğünün bile farkında değildir. Bu yüzden de Melinda, onlara yol gösteren biri haline gelmiştir. Ruhların çoğu zararsız olduğu için, dizinin geneli size sıkıcıymış gibi gelebilir. Yardım isteyen ruhların çoğu, ya ailesiyle ilgili Melinda’ya gelir; ya da gerçekten kaybolmuşlardır.
Ghost Whisperer’ın kahramanı Melinda’nın bu sırrını bilen kişiler de sınırlıdır. En yakını ve iş arkadaşı Andrea Moreno, Melinda’ya gerçekten destek olmaktadır. Ayrıca Melinda’nın yeni evlendiği eşi Jim Clancy de desteğini esirgemez ancak, karısının duygusal bir çöküntüye girmesinden de korkar. En yakın arkadaşı Andrea ve eşi Jim, bir araya gelerek Melinda’ya yardım etmek için ellerinden geleni yaparlar.
Ghost Whisperer’ın sadece ruhları huzura kavuşturan bir kadının hikayesi olarak değerlendirmeyin. Zira dizimizin kahramanı Melinda, sadece iyi ruhlarla uğraşmıyor. Birden bire yatak odasına giren ruhlar onu rahat bırakmayabiliyor. Kimi zaman rahat rahat evde yemeğini yapan Melinda, “yardımına ihtiyacım var!” diye bağırıp çağıran bir ruhun pençesinde bulabiliyor kendisini. Ailesine mesaj bırakmak isteyen, öldürülen ve katilin bulunmasını isteyen ve hatta bazen, kötü niyetli bazı ruhlar da Melinda’nın başına musallat olabiliyorlar.
Diziyi sevebileceğinizi düşünmenin nedenlerinden bir diğeri de, küçücük bir kasabada huzuru arayan bir kadının her şeye rağmen pes etmemesi. Ruhların yanı sıra insanlara da yardım etmesi bir diğer konu. Aslında herkes gibi görünen Melinda, küçük bir antika dükkanına da sahip.
Korkunç yüzleriyle Melinda’nın yanı başında beliren ruhlar, aslında gerçekten yardıma muhtaç varlıklar. Kimisinin yüzünde derin yaralar varken, kimisi kapkaranlık gözlerle Melinda’yı seyredebiliyor. Ruhların huzura kavuşup, ışığa gitmesini sağlayan Melinda kötü ruhların da dikkatini çekiyor. Doğal olarak işler gittikçe bulanıklaşıyor, hatta Melinda’nın gücü bir süreden sonra kontrolden çıkıyor.
Melinda’nın güçleri hem saygı duyuyabilecek kadar özel, hem de bir lanet. Yolda durup dururken, bazı görüntüler beynine işleniyor ve ister istemez ruh ona zarar veriyor. Geceleri huzurlu bir uykunun bile sizden uzak olduğunu düşünün. Böyle bir yeteneği hem bir hediye gibi kullanmak, hem de ondan şikayet etmemek mümkün değil. Ancak iki aşığı bile kısa bir süreli de olsa, bir araya getirmek sanıyoruz ki Melinda’nın gayet hoşuna gidiyor. Ancak kimi zaman ruhların hepsinin iyi birer varlık olduğunu zannedip, onlarla iş birliği yapabiliyor. Bu da başını belaya sokuyor.
Kısacası Ghost Whisperer, benden on üzerinden yedi puan almayı hak ediyor. Dizi herkesin hoşlanabileceği bir konuya sahip değil. Ancak konusu son derece akıcı. Bölümler arasında geçişler de yeterince başarılı işlenmiş. Daha fazla detaya inmeden sizi yayımlanan tanıtım videosula baş başa bırakayım. İyi seyirler.