Sürekli kan, gerilim, korku içerikli oyunlar oynamak, bir süreden sonra insanın eğlence anlayışını köreltiyor. Özellikle aksiyon ve macera severler bu konuda ne demek istediğimi bilirler. Kabul ediyorum, gerçeğe yakın grafikler ve insanı gaza getiren müzikler her zaman daha çekici olmuştur ancak kimi zaman bu kadar aksiyondan sonra “biraz da eğleneyim” dediğiniz zamanlar olmadı mı?
İşte tam anlamıyla sevimliliğin ve eğlencenin doruk noktalarından biri; Toki Tori 2+. İlk oyunu Toki Tori, 2001 yılında piyasaya çıkmıştı. Platform ve puzzle türünde gelen oyunun ikincisi olan Toki Tori 2+, geliştirilmiş grafikler ve tabii ki zorlaştırılmış bulmacalarla, tekrar bizlerle.
Aradan geçen on yıldan sonra, beklentilerin yüksek olduğunu kabul etmek gerek. Bu anlamda Toki Tori 2+, oldukça başarılı. İnsan kendisini sevimli kuş cıvıltıları arasında, “ben bunun ağzını yerim!” diye sevimli sesler çıkartırken bulabiliyor. Ambians ve müzik insanı o kadar neşelendiriyor ki, ister istemez klasik müziğin tınısını duyar gibi oluyorsunuz. Gelelim Toki Tori 2+’ın mantığına.
Toki Tori 2+’daki amacımız, ilk oyundaki gibi bazı bulmacaları çözmek ve civcivimizin sesiyle doğayı kontrol etmek. Toki Tori’yi sadece iki şekilde kontrol edebilirsiniz, ya sesinizle (space veya z tuşu), ya da yeri inleterek (x tuşu ile ciddi anlamda inletmekten bahsediyorum) yeşilliklerin arasında ilerliyorsunuz. Oyunda size bir şeyler öğretilmesini kesinlikle beklemeyin. Tek bir cümle bile olmayacak ve zekanızı kullanmak zorunda kalacaksınız. Ortalıkta gezinen kurbağaları, kuşları veya yeşilliklerin arasında saklanmanız gerektiği zamanları, kendiniz çözeceksiniz.
Toki Tori 2+’da birden bire ortaya çıkan bir yağ tabakası, dünyamızı tehdit altında bırakıyor. Bir nedenden dolayı altın renkli bazı parçaları topluyoruz. Bunların her birini toplamanız çok önemli. Oyunun sonunu, onlar belirliyor. Farkında olmadan “bundan bu olur, bunu buraya çağırırsam, bu baloncuk şuraya beni çıkarır” diyerek sesli düşünmeye başlayacaksınız. Hatta bir süre sonra moniörünüze yaklaşırsanız, şaşırmayın.
Toki Tori 2’nin grafik ve seslerini göz önünde bulunduğunuzda, sıradan bir çocuk oyunu sanıyorsunuz ancak işler o şekilde ilerlemiyor. Yolunuzun üzerinde sizi ısrarla yuvaya bırakmak isteyen daha büyük bir kuş görüyorsunuz ancak aslında onun sizi yakalamaması lazım ki yolunuzdaki bulmacayı çözebilesiniz. Kimi zaman yakalamasına izin vermek zorundasınız. Ondan saklanmak için uzun çimenlerin arasına gizleniyorsunuz. Eğer çimenler kısaysa, yakınızdaki gölete girip, kendinizi ıslatabiliyor ve üzerinizdeki su damlalarınıın, çimenleri uzatmasını sağlayabiliyorsunuz.
Gördüğünüz gibi kimi zaman çok iyi saklanmak, kimi zaman ışığı kontol etmek zorunda kalıyorsunuz. Işık demişken, doğanın ayakta kalmasını sağlayan kaynak; güneştir değil mi? Güneşten ve onun ışığından uzak kalan yaratıklar, korkup kımıldayamayabiliyor. Böyle bir durumda, onları bir şekilde ışığa yakınlaştırmak zorunda kalıyoruz. Kimi zaman karanlığın içerisinde yaşayabilen kötü yaratıklar, size de zarar verebilyor, bu durumda ateş böceklerini güzel sesinizle yanınızda taşmanız gerekebiliyor. Suyun altında çok fazla kalırsanız, boğularak ölebiliyorsunuz. Bu nedenle de, dikkatli olmakta fayda var.
Kısacası, anlık can sıkıntınızı giderebilecek ve sevimli grafikleriyle, doğanın şirin müziklerinin keyfini çıkarabileceksiniz. Denemekten zarar gelmez, küçük civcivimizin yardıma ihtiyacı var. Böylesine şirin bir yüzü kırmak zor olabilir.
