Citadels
Kralların, asil şövalyelerin ve devasa kalelerin bulunduğu zamanlara Citadels ile geri dönüyoruz. Beşinci ve altıncı yüzyıllara, Kral Arthur’un zamanına gidiyoruz. Kral Arthur’u surların arkasında geniş çaplı bir ordu bekliyor ve onu öldürmek istiyorlar. Peki olaylar nasıl bu hale geldi? Citadels’in hikaye modunda bize iki seçenek sunuluyor. İstersek Kral Arthur’un yanında yer alıyoruz ve onu korumaya uğraşıyoruz, istersek de ona karşı savaşan orduyu yönetiyoruz. Seçimin bize bırakılması gayet güzel. Ayrıca iki hikaye modu birbirinden ayrı olduğu için ikisini de bitirebiliyoruz.
Oynanış yapısı önceden oynamış olduğumuz strateji oyunlarındaki gibi. İşçiler çıkartıyoruz, askerler yetiştiriyoruz ve yapılar inşa ediyoruz. Tabii ki diğer strateji oyunlarından ayıran özellikleri de bulunuyor. Mesela işçilere gidip bir binayı inşa etmelerini söylediğinizde hepsi inşaatın başına geçiyor . Daha sonra içlerinden birisi gidip ana binadan kaynak getiriyor ve inşaata başlıyorlar. Bu, gerçekçiliği ön plana süren bir özellik, fakat biraz zaman kaybı da yaşatmıyor değil.
Askerler üretmek istediğimizde ise onların eğitim gördükleri yerleri inşa ediyoruz ve işçilerimizin bir bölümünü asker olmaları için eğitime yolluyoruz. Kısa bir sürede işi kapıyorlar ve savaşa hazır bir durumda bizim emirlerimizi bekliyorlar. İşçileri ise parayla satın alıyoruz, bu parayı da takas merkezinden topladığımız kaynakları vererek alıyoruz. Bazen işçiler çıkartamayabiliyoruz, bunun sebebi ise yeterli evlerinin olmaması. Evler inşa ederek bu sorununda kolaylıkla üstesinden gelebilirsiniz, fakat şöyle bir detay ne zaman strateji oyunu oynarsam gözüme çarpıyor.
Bizler insanlar için evler yaparız fakat o işçiler, askerler, karakterler hiçbir zaman evlere girmezler. Böyle bir ayrıntıyı bu oyunda görseydim puanım çok daha yüksek olabilirdi. Sağlam ordular yaratarak düşmanlarınızı basabilirsiniz. İsterseniz de sağlam bir kale, sur ve kule inşa edip düşmanları kolayca geri püskürtebilirsiniz. Görevinize göre bu yapılandırmaları gerçekleştiriyorsunuz. Özel karakterler de oyunda bulunuyor. Onları özel olarak hazırlanmış olan görevleri bitirerek kullanıma açabilirsiniz.
Grafiksel olarak kötü değil fakat pek de iyi değil açıkçası. Günümüz grafikleri ile boy ölçüşemez seviyede görsellik var. Özellikle okçuların attığı oklar hiç gerçekçi değil. Sesler yerinde olmuş, yani sıkıntı yaratacak herhangi bir ses sorunu Citadels’te bulunmuyor. Eski kaleler, surlar, binalar bizleri o yılların atmosferi içerisine sokmayı başarıyor. Çoğu kişinin oynayabileceği şekilde hazırlanmış, yani çok iyi bir sisteme ihtiyacınız yok diyebilirim. Bir süreliğine vakit geçirmek için oynanabilinecek bir oyun olmuş Citadels.
Şahsen oynarken çok fazla sıkılmadım, çünkü strateji oyunlarındaki atmosfer oyun ne kadar kötü olursa olsun insanı kendisine bağlıyor. Fakat işçilerin sürekli olarak inşaat yapmak için kaynak alıp gelmeleri canımı sıktı diyebilirim. Gerçekçiliği başarıyla yansıtıyor fakat biraz zaman kaybı da yaşatmıyor değil. Görevlerin bir kısmı sıkıcı fakat diğer kısmı ise ilgi çekici. Mesela Excalibur’un kılıcını aradığım görevde çok eğlendim. Askerlerde çeşitlilik bulunmaması da göze çarpan sıkıntılardan birisi.
Eğer strateji oyunlarını seviyorsanız ve farklı bir seçenek arıyorsanız Citadels’i deneyebilirsiniz, ama eğer strateji oyunlarıyla pek haşır neşir değilseniz bu oyunu size önermem yanlış olur. Daha çok fanatiklerin seveceği bir oyun olmuş. Ayrıca Kral Arthur’u seven, onun hayranı olan insanların da mutlaka oynaması gerekir. Orada yaşananları stratejik bir biçimde tekrardan canlandırabilirsiniz. Citadels şu anda Steam üzerinde %10’luk bir indirimle satışta. 35.99 dolardan kendisine ulaşabilirsiniz.