Kara Ekran #24: The Big Bang Theory
Kadınlarla konuşamıyor musunuz? Çok mu zekisiniz? Hayatınızda farklı bir şeyler mi istiyorsunuz? Anneniz sizi bir deney tüpü olarak mı görüyor? Yoksa çok mu çapkınsınız? O zaman doğru yerdesiniz: Merlin’in Kazanı! Bir dakika yanlış oldu, demek istediğim “Kara Ekran köşemize hoşgeldiniz.”
Bu hafta sizelere bilimin en komik anlarını ve dünyanın en ilginç arkadaş grubunu bir araya getiren The Big Bang Theory‘den bahsedeceğim. Kuantum fiziğine kafa yoran üstün zekalı insanlar, güzel bir kızla karşılaştıklarında, işin rengi değişiyor ve Big Bang Theory ortaya çıkıyor. Chuck Lorre ve Bill Prady tarafından yaratılan Big Bang Theory, altı sezondan oluşuyor. Yedinci sezonu ise bu ay içerisinde bekleyenleriyle buluşacak. Prodüksiyonu Chuck Lorre Productions ve Warner Bros. Television tarafından yapılmıştır.
Big Bang Theory’nin konusu, iki fizikçi arkadaşın hikayesinden ibaret. Bunların yanına iki çılgın daha eklenince, dört kafadarın bilim ve komedi dolu hikayesini öğreniyoruz. Leonard ve Sheldon isimli iki arkadaşın, karşı dairesine güzel bir kız taşınır. Penny isimli kahramanımız, bilimle kafasını bozmuş bu iki arkadaşa, hayat hakkında güzel dersler vermekten yanadır. Aynı anda Leonard, Penny’ye fena tutulmuştur ancak flört hakkında bildiği çok az şey vardır.
Big Bang Theory; Leonard Hofstadter, Sheldon Cooper, Howard Wolowitz, Rajesh Koothrappali ve Penny arasında geçen komedi dolu hikayelerine, sizleri davet ediyor. Gelelim karakterlerimizin birkaç önemli detayına. Big Bang Theory aslında, Leonard karakterini ön plana çıkartmak isterken, beklenmedik bir olay gelişti ve Sheldon (Jim Parsons) dizinin “en sevilen” karakteri oldu. Bunun nedeni ise, takıntılı ve kendi kurallarını insanlara kabul ettirme çabasına bağlıyorum. Dahası var, Sheldon Cooper teorik fizikçi ve oturduğu koltuğun köşesinden tutun, yediği yemeğin içindeki sosun miktarına bile, önem veren bir karakter. IQ’su 187 ve grubun en zeki insanı. Sadece cumartesi günleri, akşamları 08:15’te çamaşır yıkamaya gidiyor ve çizgi romanlara bayılıyor. Özellikle Star Trek’ten Spock’a delicesine hayran. sanıyorum ki, onu bir nevi kopya ediyor.
Sheldon bu kadar anlatılmaz, gerçekten yaşanır. Dizinin baş karakteri olması gerekirken, ikinci planda kalan Leonard Hofstadter (Johnny Galecki), şans konusunda kendisini kapatmış bir karakter. Deneysel fizikçi ve 173 IQ’su ile Sheldon’ın ev arkadaşı olmaya hak kazanmıştır. Sheldon’ın kimi zaman arkasını toplamakta ve Penny’ye umutsuzca aşıktır. Kadınlarla olan ilişkisini, kimi zaman bilimsel olarak anlatmaya çalışıyor ve bu nedenden ancak kendisi gibi kızların dikkatini çekiyor. Annesi ise Leonard’dan çok Sheldon ile ilgileniyor. Sheldon kadar takıntılı olmasa bile, ev arkadaşıyla ortak yanları da var. İkisi de özünde fizikçi ancak Sheldon’ın zekası kimi zaman Leonard’ınkini eziyor. Özellikle aralarında geçen diyaloglar ve birbirlerine kurallarını kabul ettirme çabası, diziyi ilginçleştiriyor.
Howard Wolowitz (Simon Helberg), arkadaş grubunun çapkın erkeği oluyor. Bilime dair bildiği şey sınırlı, en azından bir Sheldon veya bir Leonard değil ancak kendi içerisinde, farklı bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Uzay mühendisi olan Howard, annesiyle yaşıyor ve gerçekten çılgın bir hayatı var. Annesinin ona bir çocuk gibi davranmasından olsa gerek, arkadaşlarının aksine daha çok, teorik çalışmalar üzerine odaklanıyor. Giyimiyle olsun, mimikleriyle olsun, Big Bang Theory’nin sevilen karakterlerinden biri.
Rajesh Koothrappali (Kunal Nayyar), Howard’ın en yakın arkadaşı ve zeki grubumuzun, son üyesi. Arkadaşları ona daha çok Raj diye sesleniyor ve ailesi tarafından iyi bir kadınla evlendirilmek isteniyor. Hint olan Raj, Caltech’te fizik bölümünde çalışıyor ve astrofizikte kendisini geliştiriyor. Çizgi roman ve bilim kurgu saplantısı olan Raj, aynı zamanda Harry Potter hayranı. Bir Hint olmasına rağmen, onların yemeklerini veya müziklerini hiç sevmiyor. Karmaya inanıyor ve ne yazık ki kadınlarla konuşamıyor. Karşısında bir kadın olduğunda, ya arkadaşlarının kulağına fısıldayıp, duygularını başka bir ağızdan dile getiriyor ya da sadece susuyor ta ki sarhoş olana kadar. Eğer sarhoş olduğuna inandırılırsa veya gerçekten sarhoş olursa, kadınlar konusunda şansı dönebiliyor.
Penny (Kaley Cuoco), hala soyadı bilinmeyen bir karakter. Dizinin ilk bölümünden itibaren, soyadı (ben dördüncü sezondayım ve henüz bir açıklama yok) hakkında bir ipucu alamadık. How i met your mother dizisinde olduğu gibi, anneyi son bölümde göstermekten farksız bir durum olacak gibi. Penny, Leonard ve Sheldon’ın komşusu. Garson ve bir cheesecake fabrikasında çalışıyor. Aktris olmaya can atan bir kadın olan Penny, genelde Sheldon tarafından bilimsel açıklamalara maruz kalan bir karakter. Leonard’ın ona aşık olduğunun farkında bile olmayan Penny, ilişkilerini bile kimi zaman komşularına taşıyabiliyor. Sheldon ile aralarında ilginç bir ilişki var. Duygusal olarak Sheldon, Penny’den çok şey öğreniyor ve gecenin herhangi bir saatinde, Sheldon Penny’den herhangi bir konuda yardım isteyebiliyor.
Sheldon’ın en önemli cümlesini size aktarmadan olmaz, “Bazinga!” Sheldon’ın kullandığı bu kelime, sarkazm yaratmak için kullanılıyor. Hani size bir şey söylenir ve cevap veremezsiniz ya, ya da kitlenir kalırsınız. İşte o noktada Sheldon “bazinga!” diyerek kendisini tatmin ediyor. Dizinin neden Sheldon’ın etrafında döndüğünü az çok anlamışsınızdır. Saplantıları, onu daha sevilir bir hale getiriyor.
Kısacası hayatınıza ilginç renk tonlarını katmak ve bilimin komik yanını öğrenmek istiyorsanız, Big Bang Theory tam size göre bir dizi. Arkadaşlığın, fedakarlığın, çizgi romanların hala yaşadığının; hatta nerd’lüğün en uç noktasının, zekayla kavrulduğu Big Bang Theory, izlemeniz gereken dizilerin başında geliyor.
Haftanın kapanışını, Big Bang Theory’nin başarılı tanıtım videolarından biriyle yapalım. İyi seyirler.