Oyun Ön İncelemeleri

Torment: Tides of Numenera (İlk Bakış)

“İnsanın doğasını ne değiştirebilir?” diye sordu bana. Cevabı biliyordum aslında, hep bilmiştim belki de. Bir şekilde, tekrar tekrar, sonsuzluğun ötesinde hep bildiğim bir cevaptı bu.

Boyutlar arasında yaptığım seyahatlerden bir şey öğrendiysem, pek çok şeyin insanın doğasını değiştirebileceğiydi. Pişmanlık, aşk, intikam, korku, inanılan şeyler, insan doğasını değiştirebilir. İnancın şehirleri hareket ettirdiğini, ölümü uzakta tuttuğunu, bir cadının kalbini çevirdiğini gördüm. Bu kudretli kale bile inanç sayesinde ayakta duruyor. İnanç bir kadını lanetledi, başkası onu sevmediği halde, sevdiğine inandırdı. İnanç bir adamın ölümsüzlüğü bulmasını sağladı ve bir ruhun benim parçamdan fazlası olduğunu sanmasına sebep oldu.”

Nameless One

Siz bu soruya ne cevap verirdiniz? Belki de video oyunları tarihinde, oyuncuya sorulmuş en önemli sorulardan birisiydi bu. “İnsanın doğasını ne değiştirir?” Sizce ne değiştirir? Pişmanlık, insanın doğasını değiştirebilir mi? Peki ya sevgi? Belki de özlem. Belki bu öyle bir sorudur ki, kişiden kişiye cevabı değişir. İnsan doğası tek bir soruya sıkıştırılabilir mi? Tek bir cevap ile açıklanabilir mi?

İşte Planescape: Torment, bütün bu soruların peşinde bir oyundu.

Açıkçası, ben bu konuda biraz geriden geldiğim için, Nameless One ve onun hikayesiyle geç tanıştım. Torment’ı oynayalı 4-5 yıl oldu, çıktığı zaman oynamadım, ondan sonra da bir türlü kısmet olmadı, türlü türlü aksilikler derken, nispeten yeni bitirebildim oyunu diyebilirim fakat geç olsun güç olmasın.

Şimdi konuyu biraz uzaklara çekip, size Monte Cook’tan bahsetmek istiyorum. Monte Cook, efsanevi bir oyun tasarımcısı. Oyun tasarımcısı derken, masaüstü oyunlardan bahsediyorum, video oyunlarından değil. Neyse efendim, Mr.Cook gerçekten epey yetenekli ve başarılı bir şahıs olarak, World of Darkness’ı bile baştan yazmış, piyasada yeteneğine ve bilgisine oldukça güvenilen bir tasarımcıdır. Peki ama Monte Cook’a nereden geldik?

Planescape: Torment’ın yaratıcısı Chris Avellone ve Colin McComb, 2007’den beri oyunu nasıl yeniden getirmek istedikleriyle ilgili konuşmaktaydılar. Yeni oyun her ne kadar Nameless One ile ilgili olmayacaksa bile, Planescape temalı olacaktı ve aynı evrenin içerisinde geçecekti. Bununla ilgili o kadar çok konuşuldu ki, bir yerden sonra yeni Torment oyunu bir şehir efsanesi olarak kaldı. Planescape’in haklarına sahip olan Wizards of the Coast’un, bir türlü oyunun haklarını vermemesi üzerine, yeni bir Torment oyununa dair ne kadar umut varsa solmuştu, sonra bir şeyler değişti, sonra…Kickstarter geldi.

Kickstarter, bütün yazılarımda belirttiğim gibi, video oyunları tarihinde çok önemli bir kırılma noktasıdır. Hatta bu öyle bir kırılma noktasıdır ki , endüstriyi fersah fersah ileriye götüren pek çok yapımın gün ışığına çıkmasına yardımcı olmuştur. Yayıncıların ve büyük paralı şirketlerin kaprislerine göre değil, eserin yaratıcılarının kendi isteğine göre şekillenen yapımlarla tanışmamızı sağlamışlardır.

Torment bugün varsa, Kickstarter sayesinde var diyebilirim. Fakat Kickstarter, oyunun yapılma ihtimalini veriyor, oyunun içeriğini değil, işte bu noktada, Monte Cook hikayesine geri dönüyoruz.

Monte Cook efsanevi bir masaüstü oyun tasarımcısı demiştim. Cook’un Kickstarter’dan bütçelendirdiği yeni masaüstü evreni / sistemi, Numenera RPG,  rol yapma oyunu hayranları tarafından 1 yıldır bekleniyor ve açıkçası, oldukça sabırsızlandırıyor. Cook daha önce Planescape’i tasarlayan isimlerden biri olarak tanınmıştı. Avellone ve inXile, yeni Torment oyununun geçeceği evren olarak bu sebeple Cook’un Numenera’sının oldukça mantıklı bir seçim olduğunu düşünmüşler. 

Tabii bu aynı zamanda Wizards of The Coast ile yaşanan isim hakları yüzünden bazı şeyleri kullanamayacakları anlamına geliyor. O zaman ne beklemeliyiz? Torment’ın ruhani takipçisi olacak bir Torment oyunu tabii ki. Yani yapılan şey aslında Torment ama aslında Torment değil diyebilirim. Bu bir sorun mu? Tam tersi…

Numenera, gerçekten yeni bir Torment oyunu için ilginç bir evren. Numenera’nın dünyası Ninth World, epey uzak bir gelecekte yer almakta,  o kadar uzak bir gelecek ki binlerce uygarlığın yükselişi ve çöküşü Numenera dünyasını orta çağ konumuna indirgemiş. İnsanlar geçmişin gizemli göstergeleri ile birlikte ufak yerleşim birimlerinde yaşamakta.

Numenera akademisyenlerine göre, dünya daha önce sekiz adet büyük çağ yaşamış ve her çağda sayısız uygarlık başlayıp bitmiş. Bu uygarlıkların arkalarında bıraktıkları yadigarlara ise “Numenera” adı verilmiş, oyunun adı da buradan gelmekte zaten.
 
Numenera’nın insanları bu objelerin ve teknolojilerin nasıl çalıştıklarını anlamadıkları için, bu tarz şeyleri büyüye yormaktalar, bunu da enteresan bir dipnot olarak düşelim.

Hikayemizin ana karakteri The Last Castoff, Nameless One’a konsept olarak çok yakın fakat bir o kadar da farklı.

Ana karakterimiz The Last Castoff, Numenera’da çağlar boyunca bedenden bedene geçerek ölümsüzlüğe ulaşan “Changing God” isimli bilincin son girdiği beden. Changing God, yeni bir beden bulduğunda, eskisini geride bırakıyor ve hayatına devam ediyor. Geride kalan beden ise, bilincine kavuşarak Changing God’ın ardında bıraktığı kırıntılardan bir yaşam kurmaya çalışıyor.

Tabii Changing God’ın bıraktığı kırıntıların hepsi masum değil. Pek çok hayat yaşamış, çağlarca hayatta kalmış bir varlıktan bahsediyoruz. Geride binlerce “Terkedilen” var. Biz ise Son Terkedilen olarak, Changing God’ın düşman edindiği Angel of Entropy’den canını kurtarmaya çalışan bir insanız. Angel of Entropy ve Changing God arasında neyin geçtiğini tam olarak bilmiyoruz, bildiğimiz şey, Angel of Entropy’nin Changing God’a dair her şeyi yok etmek istediği, buna Son Terkedilen dahil.

Tabii ki Son Terkedilen bu macerasında pek çok karakterle tanışıp, diğer Terkedilen’lerin yaşamlarının izinden giderek, dünyada izini bırakacak. Planescape’in “Bir insanın doğasını ne değiştirebilir?” sorusuna ithafen, bu sefer başka bir soru karşımıza çıkıyor, “Bir yaşamın değeri nedir?”

“Her Tide, yani “Dalga”, farklı bir renkte ve farklı yönelimleri temsil etmekte. “

Torment, Planescape’te olduğu gibi, hikayeyi ve hikaye elementlerini savaş ve savaş mekanikleri gibi şeylerden ön planda tutacak. Karakter çeşitliliği, derinliği ve o özlediğimiz alengirli diyaloglar ise geri dönüyor.

Oyunun hikayesi yukarıda yazdığım yaşam sorusu üzerinde dönecek, “Terkedilme” konsepti ise oyunda vurgulanan temalardan biri. Üçüncü anahtar kelimemiz ise gizem. Son Terkedilen, içerisine bırakıldığı dünya ile ilgili pek az şey biliyor. Bu sebeple içerisinde bulunduğu dünyanın gizemleri tarafından kuşatılmış bir durumda, bu gizemler ise, tabii ki oyunun hikaye toplamının büyük bir bölümünü oluşturuyor.

Doğal olarak Son Terkedilen’in cinsiyetini, yeteneklerini ve karakterini kendimiz belirleyeceğiz. Numenera bize üç adet karakter sınıfı sunuyor, bunlar sırasıyla, Warrior, Rogue ve Wizard arketipi olarak karşımıza çıkıyor, isimleri ise Glaive, Jack ve Nano. Bu sınıfları daha sonra özelleştirebileceğiz.

“Ahlaki Yönelim” mekanikleri ise yine hali hazırda var fakat isimleri “Tide” olarak değiştirilmiş durumda. Her Tide, yani “Dalga”, farklı bir renkte ve farklı yönelimleri temsil etmekte.

Numenera, Unity motoruyla yapılıyor ve izometrik bir oynanış içeriyor. Projenin arkasında çok büyük bir yazar kadrosu var. Bu kadronun arasında tabii ki Colin McComb, Monte Cook, Chris Avellone’da bulunmakta. Müzikler konusunda ise sıkı durun, Planescape’in müziklerini yapan Mark Morgan, Torment ile geri dönüyor.

Torment: Tides of Numenera, Windows, OS X ve Linux için 2015 yılında çıkacak, o zamana kadar şu sorunun yanıtı üzerinde düşünün, “Bir yaşamın değeri nedir?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu