Makale

Kemerlerinizi bağlayın, Edge of Tomorrow ve Godzilla geliyor (Makale)

“Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” diye boşa dememişler. Bir gün hava güneşli, öteki gün yağmurlu… Böyle ortaya karışık ilginç hava değişimleri falan yaşıyoruz. Hoş, burası İstanbul; ne zaman ne olacağı belli olmuyor.

Tıpkı mart ayı gibi, sinema dünyası da böyle ilginç hava değişimleri içerisinde bu aralar. 20 Mart sabahı Warner Bros. Türkiye’nin katkılarıyla katıldığım Edge of Tomorrow ve Godzilla’nın özel gösterimleri, iki film hakkında da önemli detayları öğrenmemi sağladı.

İtiraf ediyorum, Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında) filmini daha fazla merak ediyorum ancak Godzilla’da şahit olduğum sahneler de, filmin sonunu izletecek cinsten. Her iki filmin de türünde başarılı olacağı bir gerçek ancak insan ister istemez Godzilla için daha fazla çekiniyor. Bugüne kadar yapılan birçok Godzilla filmi oldu, hatta o kadar eski ki 1954 yılını dillendirdiğim zaman, insanlar bir tuhaf bakıyorlar artık.

Bir Fallout gördüm sanki…
Godzilla’nın başrollerinde; Breaking Bad ve Malcolm in the Middle’dan tanıdığımız Bryan Cranston, Paranoya ve Sessiz Ev’den tanıdığımız Elizabeth Olsen, Göster Gününü (Kick-Ass) ve Vahşiler filminden tanıdığımız Aaron Taylor-Johnson, İngiliz Hasta’dan tanıdığımız Juliette Binoche var. Ayrıca Sally Hawkins, Ken Watanabe ve David Strathairn gibi isimlerde filmde yer alıyor. Yönetmen koltuğunda Gareth Edwards oturuyor.

Godzilla’nın özel sahnlerini izlediğimde aklıma bir anlık Fallout geldi (Tabii ki bir Fallout olamaz). İzlediğimiz fragmanlara aldırmamız gerektiğini ve onların sadece süslü birer bebek olduğunun farkındayım. Filmin belki de en dikkat çekici noktası da bu olacak. Birkaç bilim adamının bir şeyleri didiklemesi yüzünden uyanan dev kertenkelemiz, New York’un altını üstüne getiriyor.

Şimdi diyeceksiniz ki Fallout ne alaka? Onu da açıklayayım, en azından gördüğüm noktaları dikkate alarak. İzlediğim özel sahnelerin birkaç dakikasında, insanlar yaşadıkları bir olay yüzünden resmen eski çağlara dönüyorlar. Bulundukları yer, deney yapılan bir ada veya bir fabrika. Joe Brody isimli karakterimiz, yüzünde bir gaz maskesi, oğluyla birlikte neredeyse çölleşmiş bir arazinin ortasında araştırma içerisine giriyor. Evini kaybeden Joe Brody’nin eşiyle ilgili de özel bir geçmişi var ancak bu konuda fazla bilgi vermeyeyim. Benim yediğim spoiler’ı siz yemeyin.

Godzilla ismini ilk duyduğumda, ben de sizin gibi “basit bir film olacak” sanırım diye düşünmüştüm. 16 Mayıs tarihi geldiğinde neler olacağını zaten göreceğiz. O yüzden şimdiden filmi yerin dibine sokmak, çok da mantıklı değil.

Günü tekrarlayan korkak asker…
Dev kertenkeleyi New York’ta bırakıp, yakın bir gelecekte hapsolmuş korkak bir askerin hikayesine geçelim. Edge of Tomorrow (Yarının Sınırında) filminin başrollerinde; Top Gun ve Görevimiz Tehlike filmlerinden tanıdığımız Tom Cruise, Tetikçiler ve Şeytan Marka Giyer filmlerinden tanıdığımız Emily Blunt, Legacy ve The Special Relationship’ten tanıdığımız Lara Pulver yer alıyor. Ayrıca Jeremy Piven, Bill Paxton, Madeleine Mantock ve Charlotte Riley de görebileceğimiz isimler arasında. Yönetmen ise Doug Liman.

Yarının Sınırında filmi için özel bir eğitime giren Emily Blunt, kullanılan kostümlerin yaklaşık 35 – 50 kilo arası değiştiği için aylarca fiziği ile uğraşmış. Doğal olarak karşımızda hem bol efektli, hem de oldukça ilginç bir film olacak.

Filmimiz bize, uzaylılar ile askerler arasında geçen bir savaşı anlatacak. Bir savaş sonucu dünyayı ele geçiren uzaylılar, gittikçe yayılmaktadırlar. Dünyadaki hiçbir ordu onların önüne geçemez ancak bütün ordular bir araya gelerek, bir şeyler yapmak isterler. Lt. Col. Bill Cage daha önce hiç savaşa girmemiş bir kumandandır ve oldukça da korkaktır. Bu görev sırasında ölür ancak imkansız olsa da birden uyanır ve aynı şeyleri tekrar tekrar yaşar. Savaş sırasında Rita Vrataski ile tanışır, onun hayatını bir şekilde kurtarır. Rita, aynı şeyi kendisinin de yaşadığını ve her öldüğünde tüm olayların, başından tekrar tekrar geçtiğini açıklar. O sırada Bill’in alnına silahı dayar ve “Uyandığında, beni bul” diyerek, onu öldürür. Bill tekrar uyanır, Rita’yı bulur ve olanları anlatır. Rita Vrataski, Bill’i özel bir eğitimden geçirir. Uzaylılara karşı savaşmayı öğrenen Bill, Rita ile dünyanın kaderini değiştirecek bir taktik uygulamak zorundadırlar, aynı zamanda yan yana savaştıkları dostlarının da hayatları buna bağlıdır.

Kısacası, her iki filmin de kendi içinde merakta bırakan noktaları var. Ne kadar kaliteli olacaklar veya gerçekten izleyiciyi doyuracaklar mı? İşte orası muamma. Bu yüzden en sağlıklısı Yarının Sınırında için 6 Haziran’ı, Godzilla için ise 16 Mayıs’ı beklemek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu