Call of Duty: Advanced Warfare
Belki de bugüne kadar en çok eleştirdiğim oyun serilerinden birisidir Call of Duty. Eleştirdiğim konuysa aslına bakarsanız her zaman oyunun kendisi olmadı. Genel olarak insanların Call of Duty’e bakış açısı oldu. Artık her yeni CoD haberiyle belli argümanları tekrarlar haldeyiz:
-Her sene her sene tadı tuzu kalmadı
-Grafik motoru çok eski
-Bir önceki oyunun farklı senaryolusu
-IW dağıldı o yüzden böyle oldu
Bu ve benzeri tepkiler artık Call of Duty standardı olmuş durumda. O zaman şunu sorarım:
“İnsanlar neden bu oyunu çılgınlar gibi alıp oynuyorlar?”
Cevap basit: Her ne şekilde olursa olsun CoD oyun dünyasının bir numaralı kuralını mükemmel uygulayan bir oyun. CoD 25: Advanced World War 2130’u da oynasanız eğleneceksiniz. Belki daha çok belki daha az, ama eğleneceksiniz.
İşte insanların birinci sorunsalı bu noktada ortaya çıkıyor. Call of Duty serisinin amacı nedir?
Cevap yine basit, yine gerçekçi: “Satmak.”
Kabul edelim, Activision bunu harika bir şekilde başarıyor ve siz de milyon dolarlar kazandıran bir eğlence ürünün önünün kesilmesini bekleyemezsiniz. Ben her ne kadar Modern Warfare 2’den beri seride büyük bir düşüş gözlesem de kendilerine ait o çizgiyi hep korudukları için hayranlarını asla hayal kırıklığına uğratmıyorlar.
Bunun doğru veya yanlış olduğunu sizinle bütün gün tartışabiliriz. Tüm zamanların en çok satan oyun serilerinden birisi (tam rakamları bilmiyorum, en çok satan da olabilir) olan CoD neden hala aynı motoru önümüze koyuyor? Neden her yıl çıkıyor?
Gördünüz mü? Ben bile kısır döngüye düştüm. Çünkü o kadar eleştirildi, o kadar yerin dibine sokuldu ki tıpkı her yıl çıkan yeni CoD gibi eleştirilerde aynı noktada birleşmeye başladı.
Gelin bu ön incelemede elimizdeki sınırlı bilgileri kazıyarak tüm zamanların en çok tartışılan oyun serisinin son oyunu Call of Duty: Advanced Warfare’a göz atalım.
Bozuk değil, daha götürür bizi bu!
Call of Duty: Advanced Warfare yıllardan beri kullanılan id Tech 3’ün ölümüne modifiyeli bir sürümünü kullanıyor. Kullandığı motor çok eski olsa bile kesinlikle kötü görünmüyor, bunu kabul etmek lazım. Elbette bu tabiri kullanınca aklınıza süper grafikler gelmesin. Yeni oyunuyla CoD sadece biraz daha üstüne koyuyor o kadar.
Eh, yeni nesil için çıkış yapacak ilk Call of Duty oyunu bu. Belli düzeltmeler olmamasını bekleyemeyiz. Özellikle yüz animasyonlarını, mimikleri aşırı beğendiğimi söyleyebilirim. Microsoft tanıtımında boy gösteren yeni oyunumuz kesinlikle daha iyi görünüyor.
İşte yeni nesil Call of Duty bu diyebilir miyiz? Kesinlikle hayır. Oyunun motoru çok ama çok yaşlandı. Ve bizim gördüklerimiz sadece bize gösterilmesine izin verilen görüntüler oldu. Herhangi bir oyun için nihai kararı (özellikle görsel olarak) hemen vermemiz gerektiği Watch Dogs ile kanıtlandı sanırım.
Sorunun ana kaynağı ise Activision’dan kaynaklanıyor. Benim şahsi fikrim bu yönde. 3 farklı geliştiriciye Call of Duty emri verildiğinden beri herkes korkmuş durumda. Ama seri bir, iki değil tam beş yıldır yerinde sayıyor diyenler hayli fazla. Ne yazık ki bu konuda yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
Oyunları geliştiren üç firma da (Infinty Ward, Treyarch, Sledgehammer Games) oyun motoru geliştirecek yapıya sahip değil. Ne böyle bir oluşum için gerekli isimlere ne de zamana sahipler. Hal böyle olunca CoD’un yine en çok eleştirilecek noktası grafikleri olacak gibi görünüyor.
Bu noktada kesinlikle geliştiricilere kızılmaması kanaatindeyim. Eh, Activision’ın da piyasada şu an iş gören oyun motorlarının herhangi birini de alamayacağını varsayarsak, bir süre daha aynı oyun motorunu görmek zorunda kalabiliriz.
Durumun tek istisnasıysa bu yıl çıkışını yapacak Destiny ile yaşanabilir. Oyun için geliştiren motorun önümüzdeki on yılı taşıyabileceği söyleniyor ve Activision bu oyun motorunu CoD serisi için kullanmayı düşünürse serinin çehresi inanılmaz değişebilir.
İşin diğer teknik kısmı olan seslere geçtiğimizde yine bizi yıldızlar geçidi bekliyor olacak. Karakter ile ilgili kısmı birazdan anlatacağım ama benim öncelikli olarak değinmek istediğim başka bir isim var: Harry Gregson-Williams.
Hatırlarsanız serinin müzikleri Modern Warfare 2 ile zirve yapmıştı. Bunun en büyük etkeniyse adını hepimizin ezbere bildiği Hans Zimmer olmuştu. CoD’un müzikleri yeniden şaha kalkmaya hazırlanıyor olabilir çünkü Harry Gregson-Williams ciddi manada atmosfere damga vurabilecek bir sanatçı olarak göze çarpıyor. Kendisini hala çıkartamadıysanız MGS adlı müthiş serinin, o dokunaklı notalarını işleyen kişidir der susarım. Ben kesinlikle Call of Duty’nin bu yıl müzik albümünü hepimize defalarca dinleteceğine inanıyorum.
Call of Titan?
Şu an internette dönen en büyük geyiklerden birisi bu olmuş durumda. Call of Duty’nin yaratıcılarının kurduğu Respawn’ın ilk oyunu olan Titanfall, konsepti ve dinamik oynanışıyla bu yıl adından epeyce söz ettirdi.
O zaman Call of Duty’e Titanfall yaftası yapıştırmak ne kadar doğru? Bence hiç doğru değil. Öncelikle Call of Duty şu an geliştirilen teknolojiler üzerinden referans alan bir oyun serisi. Yani oyun içinde gördüğünüz şeyler aslında hep geleceğin savaş teknolojileri. Titanfall ise çok uzak gelecekte geçen bir bilim kurgu oyunu.
Yine de kabul etmem lazım, görüntülere baktıkça aklıma Titan pilotları geliyor. Ben Call of Duty’den kesinlikle orijinal bir kavram beklerken daha yeni gelen bir kavram üzerinden oyun çıkartmaları hoş olmadı. Aynı şeyleri geçen hafta Beta incelemesini yaptığım Battlefield: Hardline için de söylemiştim.
Sanırsam iki oyunun da sorunları yeni oyunları arka arkaya geldikçe ortaya çıkıyor. İki dev büyük bir tema sıkıntısı çeker haldeler. Call of Duty birkaç yıl önce elindeki muhteşem hikâyeyi üçleme ile tükettiğinden beri bu sorunu yaşıyor zaten. Modern Warfare 3’den sonra çıkan üç oyunun da geleceğin savaş teknolojilerini işlemesi bu tezi gerçekten güçlendiriyor. Black Ops 2, Ghosts ve Advanced Warfare aslında birbirleriyle aynı temaya sahip üç oyun.
Yine değinmek istediğim başka bir konuya geliyoruz: Karakterler! Kaptan Price olmadan, Makarov işimize çomak sokmadan ve Soap İngiliz aksanıyla konuşmadan Call of Duty oyunlarının ruhu eksik kalıyor. Black Ops’un karakterleri bir nebze olsun çok sevilmiş olsalar da hangi birini Ghost’dan daha çok sevdiniz?
Benim aklıma halen şu sahne gelir. Hani Modern Warfare 3’de bize görevlerimizi yükleme ekranında anlatan bir arkadaş vardı. Kim olduğunu uzunca bir süre anlamıyorduk. Ardından o malum olay gerçekleşince Kaptan Price, bu gizemli abimize telsiz aracılığıyla şöyle diyordu:
“O gitti Mac!”
Mac kim? Price’ın akıl hocası ve efsanevi Çernobil görevindeki keskin nişancı olur kendisi. Neden bu örneği verdim biliyor musunuz? Çünkü karakterlerin ne kadar akılda kalıcı ve özel olduğunu anlamanızı istiyorum.
Call of Duty: Ghost’dan kaç tane karaktere böylesine bağlandınız ve hatta replikleri ezberler duruma geldiniz? Benim aklımdan oyun silindi bile. Uzaya bile çıksak bizi o Eyfel Kulesi’nin devrilişi kadar etkileyemiyor. İnanın aynı hasreti yaşayan tek kişi değilim.
Eh, asıl konumuz Call of Duty: Advanced Warfare’a geldiğimizde herkesin dilinde tek bir isim var: Kevin Spacey. Spacey büyük bir oyuncu, başarılı bir aktör. Ben de kendisini Call of Duty’e çok yakıştırdım, fragmanda repliklerini atarken inanılmaz etkilendim…
Oradaki üç noktanın ardından koca bir “AMA” geliyor şimdi.
Oyun firmalarının en büyük ilüzyonlarından birisi gerçek oyuncuları oyunlara modellemek olmaya başladı. Bu yeni bir teknoloji değil, birisinin yüzünü uzunca bir süredir oyunlara rahatlıkla ekleyebiliyorlardı zaten. Ben burada inanılmaz bir kolaya kaçma görüyorum. Yeni bir karakteri tanıtıp, onu biz oyunculara sevdirmek yerine, hâlihazırda var olan ünlü bir ismi tak diye oyunun içine koymuşlar.
Kevin Spacey mükemmel oynamış olabilir, ama bir karakter mi, yoksa bir oyuncu mu? Makarov bir karakter, Jonathon Irons (Kevin Spacey) ise sadece ünlü bir isim olarak görünüyor. Beyod: Two Souls örneği ile karşıma gelebilirsiniz ama orada oyuncuların gerçekten karakterlerini oynadıklarını hatırlatmak isterim sizlere. Bildiğiniz tıpkı Gollum gibi rollerini oynadılar ve dijital ortama aktarıldılar. Zaten oyunun türü interaktif sinema (David Cage’in yalancısıyım) olduğundan doğru olan da buydu. Buradaki rahatsızlığım yaratıcılık ve üretkenlik olarak tamamen sınıfta kalınması anlayacağınız. Yoksa Kevin Spacey’e laf söyleyenin diline acı biber sürerler.
Başkarakterimizi de artık oyun dünyasının Johnny Depp’i konumuna gelen Troy Baker seslendiriyor. Adam artık her oyunda seslendirme yapıyor ne diyeyim, helal olsun. Onun da güzel iş çıkartacağına kesinlikle şüphe yok.
Oyunumuzun konusuna gelirsek 2054 yılı gibi yakın bir gelecek senaryosu bizi bekliyor. O kadar yakın değil ama çok da uzak değil işte. Mitchel adında bir asker bizim kontrolümüzde olacak ve geleceğin tehdidiyle savaşacağız.
Yine terörizm, bireysel savunma ve uluslararası kriz durumları hikâyemizin odak noktasını oluşturuyor. Paralı askeri güçlerin hâkimiyeti ve savunmanın özelleştirilmesi gibi önemli konulara değinecek oyunumuz. Bu durumda en büyük yardımcımızsa dış iskeletimiz olacak.
Giysi ne işe yapıyor derseniz, Crysis’de olan şeyleri der geçerim. Bakın Crysis öyle çok sevdiğim bir oyun serisi değildir ama adamların giysisinin aynısı aha da Advanced Warfare’da var. Görünmez olmak, hızlı koşmak, süzülmek, güçlü zıplayışlar yapmak… Bu hiç orijinal değil, hem de hiç. Titanfall ve Crysis’in sunduğu özellikler CoD’un yeni oyununda hayat buluyor anlayacağınız. Giysinin oyun boyunca Aynı Crysis serisinde olduğu gibi geliştirilebileceğini de hatırlatayım.
Son Söz
Ne diyeyim? Bir Call of Duty severin kaleminden bol eleştirili bir yazı okudunuz. Kulakları hala Soap’ın aksanlı İngilizcesini duymak isteyen bir editörden Call of Duty hakkındaki görüşlerini dinlediniz. Hala Ghost’un akıbetini merak eden, Price’ın uzun süre manevi babalık yaptığı bir hayrandan serinin gidişatıyla ilgili kaygıları dinlediniz.
Biliyorum geçen hafta beta incelemesini yaptığım Hardline’dan daha iç açıcı bir yazı olmadı. Ama unutmayalım bu sadece bir ön inceleme. Belki Sledgehammer bizi oyunun çıkışıyla inanılmaz şaşırtabilir.
Belki…