Neredeyse hepimizin oynadığı, korktuğu ve asla unutamadığı bir seriydi Resident Evil. 90’lı yılların sonunda tanıştığımız bu oyun, bizleri bulmacalarıyla, karakterleriyle büyülemiş ve akıllarımıza kazınmıştı. Kenichi Iwao ve Yasuyuki Saga’nın senaryosunu yazdığı ve Shinji Mikami’nin yarattığı Resident Evil, 22 Mart 1996’da piyasaya sürüldüğünde, hayatta kalma korku oyunlarına yeni bir soluk getirmişti. Zombilere karşı ne yapacağımızı bilmeden bulmacalar ve bilinmeyen olaylar arasında kendimizi kaybettiğimiz ve hayatta kalmaya çalıştığımız, bol kapı gıcırdamalı bir oyun deneyimini bizlere sunuyordu Resident Evil. Bu satırları okuyan her oyuncu, Nemesis’in bizlere hissettirdiği o kabus anları hatırlayınca ürperecektir diye düşünüyorum. Nemesis’in kalın sesiyle ‘STARS’ demesinden tutun, bizi durmaksızın kovalaması zamanının en başarılı hayatta kalma korku öğelerinden birisiydi.
Resident Evil her ne kadar başarılı bir seri olarak başlasa da, zamanla birlikte sabit kamera ayarlarından ve oynanışından vazgeçti ve kendine yeni bir oynanışı benimsedi. Üçüncü şahıs kamera ayarları ile hayatta kalma korku oyunundan daha çok aksiyon havasına bürünen Resident Evil’ın bu yeni havasını birçok oyuncu sevmese de, seriyi yeni nesillerin tanımasında yardımcı olmuştu. Resident Evil’ın sabit kamera sistemi, bulmacaları ve o gerilimli hayatta kalma atmosferi gitmiş, yerine daha aksiyonlu bir oyun gelmişti. Wii için çıkarılmış olan Umbrella Chronicles ile tanıştığım ve bugün sizler için inceleyeceğim Resident Evil 0, sizleri o eski günlere götürecek ve özlediğiniz Resident Evil havasını ciğerlerinize solumanıza da yardımcı olacak.
Resident Evil Director’s Cut’ın o ‘komik’ açılış videosundan tam olarak 20 koca sene geçti. Nintendo GameCube için 2002 yılında piyasaya sürülen ve Wii için de 2008 yılında satışa sürülen Resident Evil 0, bahsetmiş olduğum orijinal Resident Evil deneyimini bizlere sunuyor. Yeni nesil konsollar ve PC için hazırlanan Resident Evil 0, belki de çoğumuzun oynayamadığı ve emülatörle oynadığı bir oyun olmakla birlikte, bizleri Resident Evil evreninin en başına, olayların başladığı güne götürüyor.
Her Resident Evil hayranının oynaması gereken Resident Evil 0, bizleri T-Virüs isimli hastalığın yayıldığı güne götürmekle birlikte, ilk oyunun da geçmişini anlatıyor. Bu sefer karşımıza Resident Evil Origins adıyla gelen 0’ın hikayesi, 23 Haziran 1998’de Umbrella şirketinin sahip olduğu Ecliptic Ekspress treni esrarengiz sülükler tarafından saldırıya uğraması ile başlar. Bu olaydan 2 saat sonra yola çıkan S.T.A.R.S. Bravo Takımı’nın Arklay Dağlarındaki görevi ise Arklay Dağı’nda gerçekleşen cinayetlerin sebebini bulmaktır. Görevleri sırasında karşılaştıkları bu virüs, kontrolsüz bir şekilde yayılmaya başlar ve Umbrella Şirketi’ni de zor bir duruma sokar, zira bu virüsün yayılması onları da şaşırtır.
Ana karakterlerimizden biri olan Rebecca Chambers, Bravo Takımı’nın bir üyesidir ve Arklay Dağı’ndaki görevde yer alır. Kısa süre içinde parçalanmış halde bir askeri araç bulan Bravo Takımı, Billy Coen isimli bir suçlunun özgür kaldığını öğrenir ve peşine düşer. Ancak T-Virüs’ün varlığından ve çoktan hızla yayılmaya başladığından habersiz olan Bravo Takımı teker teker Arklay Dağı’nın eteklerindeki ormanda avlanarak zombiye dönüşür. Rebecca keşfettiği trene adımını atar ve T-Virüs’ünden etkilenen insanların yavaş yavaş zombiye dönüştüğü ve işlerin fazlasıyla ters gittiğini fark eder. Hayatta kalmak için Billy ile birlikte çalışmaya başlayan Rebecca, bu virüsün sebebini, nereden bulaştığını ve sorumlusunu yavaş yavaş öğrenmeye başlar.
Bizlere orijinal Resident Evil atmosferini ve oynanışını sunan Resident Evil 0: HD Remaster, serinin ilk üç oyunundaki oynanışı beraberinde getirse de, bizleri sahip olduğu yeniliklerle de şaşırtıyor. Sabit kamera ile bizlere eski Resident Evil deneyimini yaşatan 0, serinin hayranları için her ne kadar kolay bir oynanış sunsa da, seri ile yeni tanışan oyuncular için bir o kadar zorlayıcı diyebilirim. İlerlediğiniz bölgelerin kamerasına göre değişen yön tuşları ile ilerlerken, karşınıza çıkan zombilere karşı ilk önce hedef alıp, ardından da ateşlememiz gerekiyor. Otomatik hedef alma özelliğini bulundurmayan Resident Evil 0’da hedef almak için öncelikle alışkın olmanız gerekiyor, lakin alışkın değilseniz kıymetli mermilerinizi boşa harcamış oluyorsunuz.
Karşılaştığınız zombiye veya herhangi düşmana karşı öncelikle hedef alarak silahımızı doğrultmamız gerekiyor. Hedef alırken silahımızı aşağı, ileri ve yukarı kaldırarak farklı yükseklikteki düşmanlarımızı da vurabiliyoruz. Örneğin, bize saldıran bir vahşi zombi köpek için hedef alıp namluyu aşağı indirmemiz gerekiyorken, zombilere karşı sadece hedef almamız yeterli olabiliyor. Ancak unutmayın, oynadığımız Resident Evil 0, hayatta kalmaya odaklı olduğu için her zombiye mermi harcamamız da bizleri fazlasıyla zor duruma sokacaktır. Zombilerin bitmek bilmediği bu dağlarda mermilerimiz her şeyden önemlidir!
Resident Evil 0: HD Remaster’da oynadığınız zorluğa göre mermi ve tıbbi ekipman da değişiyor. Eğer kolayda oynarsanız mermi ve bitki bolluğunda oynuyorken, hard’da ise bol bol acı çekiyorsunuz. Bulmacaları çözerek ulaşabileceğiniz silahlar arasında tüfekler varken, mermilerinizi saklamak isterseniz bıçak kullanarak zombileri de ortadan kaldırabiliyorsunuz.
Resident Evil 0: HD Remaster’in kontrollerinin GameCube versiyonuna göre çok daha oynanabilir olduğunu rahatça söyleyebilirim. Artık karakterlerimiz yavaşça sağa veya sola dönmek yerine kolayca yönlendirdiğimiz tarafa ilerliyor ve bununla birlikte çatışma anında bizlere daha rahat bir oynanışı sunuyor. Bu özellik ile zombileri hareketlerimiz ile şaşırtarak hızlıca ilerleyebilir ve mermi kullanmadan ilerleyebiliriz.
Oyunun serinin diğer oyunlarından ayıran en büyük özelliği ile ise ‘partner değişimi’. İlk kez aynı anda iki karakterler oynayabilme özelliğini bizlere sunan Resident Evil 0’da, istediğimiz zaman Rebecca olarak, istediğimiz zaman da Billy olarak oynayabiliyoruz. Ancak bu özellik sadece karakter değiştirmekle sınırlı kalmamış ve çok daha derin ve ilgi çekici bir oynanışı da bizlere sunmuş. Yapı olarak daha iri bir karakter olan Billy daha dayanıklı bir karakterken, Rebecca ise daha kırılgan bir yapıda. Böylelikle Billy ile daha zorlu yerleri aşıp, Rebecca’yı yanımıza çağırarak rahatça ilerleyebiliyoruz.
Öte yandan, her iki karakterle ilerlerken karşımıza çıkan düşmanlara karşı oynamadığımız karakterin hemen hedef aldığını göreceksiniz. Yapay zeka açısından başarılı bir iş çıkartan Capcom, partnerimizin akılsızca mermi harcamasını engellemiş. Bizimle birlikte hedef alan partnerimiz biz zor durumda olmadıkça mermisini saklıyor ve bizim hareketimizi bekliyor. Eğer bir zombi tarafından yakalanmışsak, hemen hedefini alıyor ve mermileri düşmanlarımıza yağdırmaya başlıyor.
Billy her ne kadar dayanıklı bir karakter olup, bulmacalar için eşyaları itebilse de, Rebecca gibi tıbbi bilgilere sahip değil. Resident Evil serisinin ikonik bitkilerini birbirleri ile karıştırarak daha güçlü iyileştirme ekipmanları yaratabilen Rebecca, tamamen destek rolünü üstlenerek aslında ne kadar işe yarar olduğunu bizlere gösterebiliyor. Öte yandan, kimi bulmacalarda Rebecca yapısı gereği daha minik ve zayıf olduğundan dolayı Billy’nin giremediği, çıkamadığı yerlere ulaşabiliyor ve oyunu iki karakterle çözebileceğimiz bir bulmaca havasına sokuyor. Sahip olduğu çakmak ile zombileri yakabilen Billy ise, düşmanlarımızın bir daha karşımıza çıkmasını engelleyebiliyor.
Telsizden birbirleri ile iletişime giren Billy ve Rebecca, ayrı ayrı yerlere giderek bulmacaları çözebiliyorlar. Örneğin, Billy bir yerde mahsur kaldığı ve kapıyı açamadığı zamanlarda Rebecca’ya geçerek, Billy’nin ihtiyacı olan araç ve gereci arayıp getirebiliyoruz. Böylelikle oyuncuyu hiç sıkmayan bir oynanışa sahip olan Resident Evil 0: HD Remaster, bizleri her iki karakterin yaşadığı kabusları deneyim etmemize neden oluyor.
Orijinal envanter sistemini barındıran Resident Evil 0, bizlere karakter başına 8 adet eşya taşımamıza izin veriyor. Böylelikle toplamda 16 adet eşya taşıyabilen Rebecca ve Billy, birbirlerine eşya vererek mermi ihtiyaçlarını giderebiliyor veya bulmacaları kolayca çözebiliyorlar.
Oyunun kolaylaşmaması adına eşya kutusunu Resident Evil 0’dan kaldıran Capcom, eşya kutusu yerine bizlere eşyaları yere bırakma imkanını sunmuş. Envanterimizde kullanmadığımız veya geçici süreliğine yere bırakmak istediğimiz eşyalarımızı envanterimizden kolayca atarak oyuna devam edebiliyor, istediğimiz an geri alabiliyoruz. Yere bıraktığımız eşyalarımız haritamızda parlak bir şekilde belli olurken, bulmacaları çözmek için ihtiyacımız olan eşyalar da sarı renkle kendilerini belli ediyorlar. Böylelikle, hem yere bıraktığımız eşyaları, hem de oyunda ilerlememiz için gerekli olacak eşyaları kolayca bulabiliyoruz. Resident Evil 1’in karışık malikane haritasına benzer haritalara sahip olan Resident Evil 0, bu harita sistemi ile bizlere daha hoş ve bunaltmayan bir oynanışı sunuyor. Bu eşya neredeydi yahu? Demeden haritamızı kullanarak rahatça ilerleyebiliyoruz.
Oyunun daha önce GameCube ve Wii için satışa sunulduğu düşünürsek, yeni nesil konsollar için çok daha başarılı görseller ile gelmesi gerektiğini de haklı olarak bekleriz. Aynı Resident Evil HD Remaster görselleri kalitesindeki görseller ile karşımıza çıkan Resident Evil Origins, ne yazık ki bu konuda beni hayal kırıklığına uğrattı. Görseller her ne kadar ‘hoş’ görünse de, açıkça söylemem gerekirse benim beklentilerimi karşılayamadı. Ancak, Capcom’un beni asıl hayal kırıklığına uğrattı kısım ise oyunun ara sahnelerinin kalitesi diyebilirim.
2016 yılına gelmişiz, Resident Evil 0 gibi güzelim oyunu yeni nesile taşıyorsun Capcom, peki neden bize GameCube versiyonunun ara sahnelerini sunuyorsun? Ayıp değil mi bu yaptığın? Diye girişmek istiyorum Capcom çalışanlarına ve oyunun geliştirici ekibine. Ara sahnelerin 2002’den kalmış olması ve görsel açıdan yetersiz olması yaşadığım en büyük hayal kırıklığıydı diyebilirim. Capcom’un oyunun görselleri konusunda bu denli ‘özensiz’ olması oyunun en büyük eksisi olduğunu rahatça söyleyebilirim. Eğer yeni nesil kalitesinde görseller bekliyorsanız, beklentilerinizi bir köşede envanter kutusuna bırakın. Lakin, bahsettiğim gibi Resident Evil HD Remaster düzeyinde görseller bizleri bekliyor.
Resident Evil 0: HD Remaster’ın bir diğer hoş özelliği ise sıkmayan bulmacaları ve de bölgeleri içermesi. Resident Evil serisinin ilk oyunu her ne kadar şaheser olsa da, malikane tasarımı ve bulmacaları ile beni fazlasıyla yormuştu. Bir noktadan diğerine doğru koşarken, doğru bulmaca parçalarına sahip olmak da bir o kadar önemliydi. Ancak Resident Evil 0’da hikayeye bağlı olarak farklı bölgelere geçiş yapmak oyunun temposunu arttırmış diyebilirim. Kimi zaman kendinizi Umbrella Ekspress Treni’nde bulacak, kimi zamanda madenlerde hapsolmuş bir şekilde bularak, T-Virüs hakkında bilgeler edineceksiniz.
Oyunun müziklerini Haunting Ground, Megaman X7 gibi oyunlardan tanıdığımız Seiko Kobuchi bestelemiş. Atmosfere uygun, bizleri sürekli geren bestelere sahip olan Resident Evil 0: HD Remaster, atmosfer açısından başarılı olduğunu her an hissettiriyor. İçerdiği düşmanlar ve bölgeler açısından her ne kadar korkutucu olmasa da, gergin bir ortamı bizlere sürekli hissettiren Resident Evil Origins, biz oyuncuların sürekli tetikte olmasını sağlıyor.
Resident Evil serisinin bir diğer ikonik özelliği olan ‘rapor’lar tekrardan karşımıza çıkıyor. Kişilerin, bilim adamlarının yazdığı raporları, günlükleri okuyarak hikaye hakkında daha detaylı bilgiler edinebiliyor, T-Virüs’ün etkisi ve nereden gelmiş olabileceğini de yavaş yavaş öğrenebiliyoruz.
Peki her şeyi yaptık, bulmacaları çözdük, zombileri aştık, nasıl kayıt edeceğiz? Sorusuna cevap vermekte sıra. Sahip olduğumuz ‘Ink Ribbons’, yani mürekkepler ile daktilolarda oyunumuzu kayıt edebiliyoruz. Seriye alışkın oyuncular Ink Ribbons’un sayılı olduğunu bilirler, ancak Resident Evil’a yeni başlayan oyuncular bu durumu can sıkıcı bulabilir. Ink Ribbons’un sayılı olmasıyla birlikte, oyunumuzu belirli bir sayıda kayıt edebiliyoruz. Bu durum sizin canınızı sıkabilir, ancak oyuna adımınızı attığınız an, aslında oyunu çok sık kayıt etmenin gereksiz olduğunu fark edeceksiniz. Bulmacaları çözdüğünüz zaman oyunu kayıt etmeniz ve zorunda olmadıkça kayıt etmemeniz size verebileceğim en iyi tavsiye olabilir, çünkü sahip olduğunuz Ink Ribbons bittiği takdirde, oyuna kayıt edemeden devam etmeniz gerekmekte.
Resident Evil 0, gerek hikayesi, gerek atmosferi ile beni kendine hızlıca çekebildi, hatta favori Resident Evil oyunlarından biri olabildi benim için. Gerek mekanları, gerek de atmosferi ile beni ekranın başına kitleyen ve sıkmayan bir yapıya sahip olan Resident Evil Origins, dilerdim çok daha hoş görsellere sahip olsaydı. GameCube ara sahneleri her ne kadar hayal kırıklığı yaşatsa da, geliştirdiği bu başarılı port ile Capcom, dikkatleri üzerine çekiyor. Eğer Resident Evil hayranıysanız veya eski Resident Evil oyunlarına merakınız varsa, Resident Evil 0: HD Remaster’ı kesinlikle deneyin, kaçırmayın.
