Darksiders 3
Gunfire Games tarafından geliştirilen Darksiders 3, sonunda çıkış yaptı. THQ’nun batmasından sonra oyuncuların devam edip etmeyeceğini merak ettiği serilerden olan Darksiders, bakalım THQ Nordic’in ellerinde bize neler vaad etmiş ve neler sunabilmiş?
Darksiders 3 İncelemesi
Darksiders, Mahşerin Dört Atlısı hikayesini konu alan bir seri. İlk oyunda War rolüne bürünen oyuncular, onun suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışıyorlardı. War, mühürler kırılmadan dünyaya inmiş ve onunla beraber gelen Kıyamet, insanoğlunun sonunu getirmişti. Oyun benim gördüğüm en güzel sonlardan biriyle sona ermiş ve Darksiders sevgim başlamıştı.
Birkaç yıl sonra Mahşerin Dört Atlısı’ndan Death’in başrolü aldığı Darksiders 2 çıkış yaptı. Ana karakter olarak çok daha acımasız, hızlı bir karakter bizle birlikteydi bu sefer. Death, kardeşi War’un haksızlığa uğradığına inanmış, bunun için Yaşam Ağacı’ndan Ölüler Diyarı’na kadar giden bir yolculuğa çıkmıştı. Hikaye, Darksiders’ın öncesinde geçiyordu. Oyun ilk oyuna göre belki daha iyiydi, ancak oynanışı baltalayan birçok özelliğe sahipti.
Ve 27 Kasım 2018 geldi, Darksiders 3 PC, PlayStation 4 ve Xbox One için çıkış gerçekleştirdi.Peki, bu sefer Mahşerin Dört Atlısı’ndan Fury rolüne büründüğümüz oyunun beklediğimiz yapım olduğunu söyleyebilir miyiz? Hem evet, hem hayır.
Darksiders 3’ün hikayesi, War’un Kıyamet’i başlatmasından sonra geçiyor. Fury, Charred Council tarafından çağrılıyor. Yedi Ölümcül Günah’ın dünya üzerinde serbest kalmasından hoşnut olmayan Charred Council, Fury’yi onları avlaması için gönderiyor. Burada öğreniyoruz ki, Mahşerin Dört Atlısı daha önce, Yedi Ölümcül Günah ile savaşmış. Ancak Fury bu sefer hepsiyle tek başına uğraşmak zorunda. Çünkü; War cezalı, Death kayıp, Strife ise başka işlerle meşgul. (Darksiders 4’te göreceğiz artık.)
Darksiders 3’te hikayemiz böyle sade bir şekilde başlıyor. Yanımıza konsey tarafından verilen Watcher’ı (ilk oyundaki Watcher’a benziyor, ama daha saygılı ve işe yarar) Dünya’yı gezip, Yedi Ölümcül Günah’ı arıyoruz, bulduğumuzu paketliyoruz. Yedi Ölümcül Günah’tan her birinin savaşı gerçekten harika olmuş. Temsil ettikleri şeylere göre davranmaları, tasarımla, söylemleri gerçekten başarılı. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, Darksiders 3’te yer alan Lust benim gördüğüm en iyi tasvirlerden birisine sahip. Oyunu oynadığınızda bana hak vereceğinizi düşünüyorum.
Ana karakterimiz Fury, ilk iki oyunda oynadığımız karakterlerden biraz farklı. War, ağır hareket eden ama güçlü bir savaşçıydı. Death hızlı hareket eden suikastçi-savaşçı karışımı bir karakterdi. Fury’yi ise bir savaş büyücüsü olarak tasvir edebiliriz. Zaman zaman belli elementleri, silahlarıyla birlikte kullanan, güzel bir karakter olmuş.
Karakterimizin kullandığı zincir şeklindeki ana silahımızın adı Scorn. Kendisi her daim yanımızda olan, vurdu mu can yakan bir silah. Ayrıca kendisinin en büyük özelliği, Fury’nin ruhuna göre tekrardan şekilleniyor olması. Oyun boyunca, Hollow denen özellikleri aldıkça Scorn farklı silahlara dönüşüyor ve bunlar da bizim ikincil silahımız oluyor.
Darksiders 3’te toplamda 4 farklı Hollow var. Bunlardan; Flame Hollow Fury’ye çift zıplama özelliği ve ateşli bölgelerde dokunulmazlık verir, Scorn’u ateşli bir zincire dönüştürür. Storm Hollow, Fury’nin havadan süzülmesini ve hava akımları ile yükseklere çıkabilmesini sağlar, Scorn’u yıldırımlı bir mızrağa çevirir. Force Hollow, Fury’yi güçlendirir, bazı blokları kırabilmesini sağlar ve Tempest’ten korur (ne olduğunu oynayınca anlayacaksınız). Scorn’u dev bir balyoza çevirir. Statis Hollow ise Fury’nin su üzerinde yürüyebilmesini sağlar, bazı objeler için zamanı durdurabilir, ayrıca bazı duvarlara tırmanmanıza imkan verir. Scorn’u çift kılıca dönüştürür. Bu dört Hollow, oyundaki tüm bulmacaların ana kaynağını oluşturuyor. Hatta bazılarında dördünü ard arda kullanmanız gerekiyor, o nedenle hangi Hollow ne iş yapar kesinlikle çözmeniz gereken bir olay.
Oyundaki dövüş sisteminin çok fazla değiştiğini söyleyemeyeceğim. İki farklı silah ile birleştirdiğimiz vuruşlarımızla önümüze ne gelirse parçalıyoruz. Bunu standart şekilde yapmanın dışında, kullandığımız bir Wrath yeteneğimiz var. Aktif ettiğimizde o an hangi Hollow’u kullanıyorsak ona göre değişen bir etkisi var. Kalabalık savaşlarda ve özellikle ufak bosslarda kullanmazsanız canınız çok sıkılabilir.
Fury’nin kullanabileceği bir diğer dövüş yeteneği ise Havoc. Yaratık öldürdükçe dolan Havoc, War’un Chaos formu ile Death’in Reaper formuna benziyor. Havoc aktifleştiğinde, Fury devasa bir yaratığa dönüşüyor, can barı yenilenmeye başlıyor, ayrıca hasarı da inanılmaz artıyor. İlk iki oyundakiler ne kadar havalı ise, Havoc’un da o kadar havalı olduğunu söyleyebilirim. Hatta bana göre daha bile havalı. Havoc formunu sadece zor savaşlarda kullanın, kullandığınızda da keyfini çıkarın.
Darksiders 3’te, ikinci oyunda yer alan envanter ve silah sistemi kaldırılmış, çok da güzel olmuş. İkinci oyunda eklenen bu sistem gerçekten oyuncuları bezdirmişti. Bunun yerine daha basit birkaç sistem getirilmiş.
Fury’nin kullandığımız tüm silahlarını geliştirebiliyoruz. Bu geliştirme (upgrade) sadece silahın hasarını arttırıyor. Bu işlem içinse Adamantine denen bir madenin farklı türlerine ihtiyacımız var. Bunları, kıyıda köşede kalmış binalardan, bosslardan ve mini bosslardan elde ediyoruz. Bir silah en fazla on kez geliştirilebiliyor. Bunu da unutmayın.
Silahlara eklenen bir ise yükseltme (enhancement) sistemi. Bu sistem ile, oyun dünyasından bulabildiğiniz (veya Vulgrim’den satın alabildiğiniz) kutsal bazı objeleri silahlarımıza ekliyoruz. Bu objeler, Angelic Artifact ve Demonic Artifact adlı iki farklı eşya ile güçlendirilebiliyor. Şunu unutmayın, bu objeler silahlara eklendikten sonra silahlar için aktif, Fury için ise pasif bir yeteneği aktifleştiriyor. İkisinden birini seçmeniz gerekiyor. İkisini birden açmak istiyorsanız, bu da mümkün ama biraz tuzlu.
Silahlarımızın geliştirilmesi dışında Fury’ye seviye atlatmamız da mümkün. Bunu Vulgrim’e belli miktarda ruh bağışlayarak yapıyoruz, seviye atlatsak bir puan elde ediyoruz. Bu puanı, Health (Fury’nin canını arttırır), Strength (Fury’nin fiziksel hasarını arttırır) ve Arcane (Fury’nin Havoc formunun ve ani saldırılarının hasarını arttırır) seçeneklerinden birine veriyorsunuz. Oyunun zorluk seviyesi arttıkça, bu sistem kilit bir noktaya evriliyor.
Zorluk seviyesi demişken bundan da bahsedelim. Darksiders 3, anlayamadığım bir şekilde zor bir oyun olmuş. Dört farklı zorluk seviyesi olan oyun bunu size ikinci zorluk seviyesinden itibaren hissettirmeye başlıyor. Burada Dark Souls benzeri bir zorluktan bahsediyorum. Darksiders 2’yi en üst zorlukta bitiren biri olarak, Darksiders 3’te bunu başaramadım. Gelen saldırıları tam olarak karşılamanız ve savuşturmanız lazım, yoksa bırakın bossları en ufak moblarda bile tek yiyorsunuz. Yapımcılar neden böyle bir karar almış bilmiyorum ama oyunun en büyük sıkıntılarından birisi bu zorluk seviyesi.
Açıkçası zorluk seviyesinin yüksek olması ile ilgili bir sıkıntım yok. Dark Souls oyunlarını hepimiz öle öle oynuyoruz değil mi? Ancak Darksiders 3’ün iki tane KOCAMAN kusuru var. Bunlardan ilki, oyunda yer alan Checkpoint sistemi. Ben uzun süredir bu kadar saçma, bu kadar gereksiz, bu kadar oyundan soğutan bir Checkpoint sistemi görmemiştim. Şöyle anlatayım, oyunda öldüğünüz zaman sizi en son Checkpoint’e geri gönderiyor. Öldüğünüz yere kadar kestiğiniz tüm yaratıklar tekrardan çıkıyor (gerçekten zaman harcadığınız minibosslar da dahil olmak üzere). Ve siz aynı yere giderken tekrardan tüm yaratıkları kesmek zorunda kalıyorsunuz. Daha da güzeli, bosslardan önce Checkpoint olmaması. On beş dakika yürüdüğünüz bosstan tek mi yediniz? On beş dakikalık ikinci parkura hoşgeldiniz. Daha oyunun başında ilk bossta çekmeye başladığınız bu çile, oyun boyunca sürüyor, bir noktadan sonra ise kanser ediyor.
İkinci büyük problem ise; bu yaratıkların tekrar çıkmasından kaynaklı olduğunu düşündüğüm yükleme ekranlarının uzunluğu. Bosstan tek yediniz diyelim; oyunun yüklenmesini 45 saniye (PlayStation 4 Pro süresi bu) bekliyorsunuz. Tekrar öldünüz 45 saniye daha. Özellikle bazı yerlerde hızlı hızlı ölebiliyorsunuz ve bu yükleme süreleri inanılmaz can sıkıyor. O yolu tekrar yürümekten değil de, yükleme süresini beklemekten yılıyorsunuz. (Tamam yalan söyledim, ikisi de insanı yıldırıyor. Sene 2018 olmuş, böyle sistem mi olur!) Umarım gelecek bir yama ile bu düzeltilir, çünkü bu şekilde kanser ediyor.
Oyunda gözüme çarpan birkaç problem daha var. Bazen haritada yürürken, oyun hızlı bir yükleme yapabiliyor. Bunu bazen savaştayken de yapabiliyor. Bunların çıkacak olan yamalarla düzeltileceğini umuyorum, oynanışı çok baltalamıyorlar. Ancak böyle zor bir oyunda vakit kaybetmek iyi bir şey değil.
Darksiders 3, seri ile gelen alıştığımız çizgi romansı grafiklerle yoluna devam ediyor. Grafiklerin benim gözüme çok batmadığını söyleyebilirim. Ancak karakterler konuşurken, bazen grafiklerden kaynaklı senkronizasyon sıkıntısı ortaya çıkıyor.
Oyun hakkındaki son eleştirim ise hikaye işlenişi ile ilgili olacak. Oyunun başında Fury ile Charred Council arasındaki konuşma çok sığ idi. Hikaye boyunca da bu diyalog kıtlığı devam etti. Bu konudaki tek güzel şey Fury ile Watcher’ın aralarında yaptıkları muhabbet. Nedense hikaye anlatımını benim için toplayan kısım oldular.
Oyunun müzikleri ve seslendirmeleri çok iyi. Savaşlarda çalan müzikler, tüm karakterlerin seslendirmeleri gerçekten güzel.
Kısaca özetlemek gerekirse, Darksiders 3 harika olmasa da güzel bir oyun. Darksiders 2’de oyuncular tarafından eleştirilen eşya sistemi, diyalog seçimleri gibi birçok şey kaldırılmış, ilk oyuna daha yakın bir ton tutturulmuş. Darksiders evrenini takip eden benim gibi takipçileri tatmin edeceği aşikar.Ancak yükleme süreleri ve Checkpoint sistemi kesinlikle oyunun zevkini baltalıyor. Bunlara Gunfire Games’in kesinlikle bir çözüm bulması gerektiğini söylemeliyim.