Star Wars Jedi: Fallen Order
Star Wars Jedi: Fallen Order incelemesi! Bilim kurgu dünyasının en çok bilinen markalarından bir tanesi olan Star Wars, 80’lerden bu yana bize sunulan filmler sayesinde gündemde kalmayı başardı. Yakın zamanda çıkacak olan The Rise of Skywalker filmiyle sevenlerinde ilgi uyandıran Star Wars, film çıkmadan bu sene yine gündeme oturmaya başladı. Her sene yeni bir Star Wars yapımı ile takipçilerinin karşısına çıkacağını geçtiğimiz dönemlerde belirten Disney, işin oyun tarafını EA Games’e emanet etmişti. Battlefront 2’nin sıkıntıları yüzünden hayranlarını üzen EA Games, bu kez prestijini düzeltmek amacıyla daha farklı ve ilgi çekici bir projeyle karşımıza çıktı. Geçtiğimiz dönemlerde duyurulan Star Wars Jedi: Fallen Order’ın, Respawn ekibi tarafından geliştirildiğini öğrendiğimizde kabul edelim, hepimiz heyecanlandık. Hali hazırda Titanfall serisi ve Apex Legends gibi oyunlarla kendini kanıtlayan geliştiricilerin Star Wars oyunu yapıyor olması beklentilerimizi yükseltti. Gelin bakalım Apex Legends sayesinde EA Games’e milyonlar kazandıran ekip, Star Wars markasının altından kalkabilmiş mi?
Star Wars Jedi: Fallen Order inceleme
Hikaye anlamında üçüncü ve dördüncü Star Wars filmleri arasında geçen Star Wars Jedi: Fallen Order, Cal isimli genç bir Jedi’ın başından geçenleri anlatıyor. Order 66 olayını birebir yaşamış olan ve bu devrimden kaçmayı başaran Cal, hayatını hurdalıkta parça ayırarak geçirmektedir. Order 66’dan önce saygın mühendisler olan ancak olaydan sonra hurdacı olan arkadaşlarıyla bir şekilde hayata tutunan Cal Kestis, hikaye gidişatında gerekli bir durumda Force kullandığı için İmparatorluk güçlerinin hedefi haline gelir. Ardından Jedi konseyini yeniden kurma amacıyla içine düştüğü yolculukta kendine yol arkadaşları bulan Cal, aynı zamanda yolculuk sırasında Force ile olan bağını da kuvvetlendirir.
Ana kötü karakter açısından pek zengin olmayan Star Wars Jedi: Fallen Order, hikayede önümüzde Ninth Sister ve Second Sister’ı koyuyor. Oyunun başında bir kere gözüken ve sonrasında sırayla karşımıza çıkan bu iki karakterin amacı, Order 66 olayının ardından hayatta kalmayı başarabilmiş Jedi’ları avlamak. Gotham ve Shameless gibi serilerde alkışlanacak performanslar ortaya koyan aktör Cameron Monaghan, oyunda da kalitesini ortaya koymuş. İyi ve kötüyü net bir şekilde ayırabilen ve vicdanlı bir karakterin altından kalkabilen Monaghan’ın oyunda hiç de eğreti durmadığını belirtelim. Pek derin bir hikaye anlatımına sahip olmayan Jedi Fallen Order, zaten hikayeden daha önce oynanış mekanikleriyle kendini kanıtlamak istiyor.
Şimdiye kadar yapılmış en gerçekçi ışın kılıcı dövüşü mekaniklerini ortaya koymak istediğini belirten Respawn, belli açılardan bunun altından kalkabilmiş. Dark Souls’a benzeyen, ancak Souls serisinden daha hızlı olan dövüş mekaniklerinde Cal Kestis’in kılıç yeteneğini geliştirmek sizin elinizde. Force ve dövüşme kabiliyetlerini seviye atlayarak geliştirdiğinizde karakteriniz usta bir Jedi olma yolunda ilerliyor. Bumper ve tetik tuşlarını Force kullanmaya atayan Respawn ekibi, normal butonlar ile saldırmamıza imkan vermiş. Hafif ve ağır saldırılar yapabilen ana karakterimiz, kombolarının içerisine bir de Force kullanma yetisini ekleyince güzel sahneler ortaya çıkabiliyor.
Işın kılıcının düşmanlar üzerinde gücü ise aynı filmlerdeki gibi olmuş. Kılıcın değdiği veya çarptığı her şeye ağır hasarlar atabiliyoruz. Bölüm sonu canavarları haricinde sizinle yakın dövüşe giren Stormtrooper’ları tereyağı gibi kesebilirsiniz. Dövüş mekanikleri açısından pek fazla eksiği bulunmayan Star Wars Jedi: Fallen Order’ın zorluğu ise Souls oyunlarına göre daha kolay olmuş. Birden fazla düşman varken zorlanabiliyorsunuz, ancak eliniz oyuna alışınca düşmanları öldürmek pek zor olmuyor. Ayrıca Souls oyunlarına benzer bir şekilde eğer bir yaratığa veya düşmana ölürseniz, üstünüzde bulunan tecrübe puanlarını kaptırıyorsunuz. Eğer tecrübe puanlarını geri almak isterseniz, sizi öldüren kimse kendisine sadece hasar atmanız gerekiyor. Fakat burada Star Wars evrenine aykırı bir mantık hatası olduğunu belirtelim. Star Wars evreninde Jedi karakterlerin hepsi, eğitimi gereği insani duygularından arındırılmış bir şekilde karşımıza konmuştur. Öfkelerini kontrol altında tutabilen Jedi’lar, bu sayede intikam almazlar. Star Wars Jedi: Fallen Order’ın Souls oyunlarından aldığı bu mekaniğin, az da olsa intikam barındırdığından bu mantık hatası bazı Star Wars hayranlarını rahatsız edebilir.
Oyunun harita yapısı ise büyük bölümler halinde tasarlanmış. Gezegenler arası seyahat edebildiğimiz Star Wars Jedi: Fallen Order’da gezegenlerin birbirinden tamamen farklı olması güzel olmuş. Tasarım konusunda kolaya kaçmayan geliştiriciler, oyunculara zengin bir ortam sunmak istemiş. Oyunun başında yol arkadaşımız olan BD-1’ın eşliğinde keşfettiğimiz mekanlarsa hikayede Jedi’ların daha öncesinde bulunduğu mekanlar olarak gösterilmiş. Cal Kestis’in sahip olduğu anı okuma gücü sayesinde keşfettiğimiz mekanlarda daha öncesinde ne gibi olaylar olduğunu öğrenebiliyoruz. Az da olsa dedektiflik hissiyatı uyandıran bu mekanik, oyunun hikayesine güzel entegre edilmiş.
Keşif ve dövüş mekanikleri kanadında başarılı olan Star Wars Jedi: Fallen Order’ın oynanış anlamında en büyük eksi tarafı maalesef platform öğeleri olmuş. Prince of Persia’ya benzer bulmaca yapılarına sahip olan oyunda sağa sola zıplamak, en az dövüşmek kadar en çok yaptığımız eylemler arasında bulunuyor. Platform öğelerinin bulunduğu yerlerde gezmeyi pek akıcı tasarlayamayan geliştiriciler, maalesef pek düzenli bir oynanış tarzı vadetmiyor. Kamera açıları ve karakter animasyonları yüzünden kaliteden uzak olan platform mekanikleri, zaman zaman canınızı sıkacaktır.
The Mantis isimli uzay gemisini ise eğer Mass Effect serisine yakın bir oyuncuysanız Normandy’e benzeteceksiniz. Gemi içerisinde karakterin görünüşünü veya daha önemlisi ışın kılıcını kişiselleştirebilir, ya da diğer karakterlerle etkileşime geçebilirsiniz. Sadece bölüm aralarında girdiğimiz gemide yapabileceklerimiz ise bunlar haricinde fazlasıyla sınırlı boyutta.
Oyunun grafiksel kalitesi ise beklenildiği üzere kaliteli olmuş. AAA oyun kalitesinde olan grafikler, özellikle ışıklandırma açısından zengin duruyor. Işın kılıcınızla mağaraları keşfettiğiniz kısımların etkileyici olduğunu söylemeliyim. Ancak PlayStation 4 platformunda deneyimlediğim Star Wars Jedi: Fallen Order, zaman zaman FPS düşüşleri de gösterdi. Pro versiyonunda herhangi bir sıkıntı olmadığı söylenirken, konsolların düz versiyonlarında az da olsa teknik sorunlar olabiliyor. Ancak bu teknik sorunlar dövüşlerde de ortaya çıktığından, oyun zevkiniz zaman zaman baltalanabilir.
Sona geldiğimizde eğer sıkı bir Star Wars hayranıysanız, Star Wars Jedi: Fallen Order sizi kesinlikle memnun edecektir. Dövüş mekaniklerinin kalitesi ve Order 66 olayına yakından değinmesi, oyunu ilgi çekici kılmış. Birkaç ufak pürüz haricinde Star Wars Jedi: Fallen Order’ın kesinlikle bu senenin sürpriz oyunlarından bir tanesi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.