Black Panther
Marvel Sinematik Evreni bu yıl 10. yılını kutluyor. Iron Man ile başlayan bu evren, 10 yılda bize 19 film verdi. 19. Filmin adı ise Black Panther. Marvel Sinematik Evreni’nin kurulduğu ilk günden bu yana hazırlandığı etkinlik olan Infinity War‘dan önceki son durak olan Black Panther filminin Marvel‘ın en farklı filmlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Bütün süper kahramanların birbirlerine ağız burun daldığı Captain America: Civil War‘da ilk olarak kaşımıza çıkan prens T’Challa, Wakanda‘nın kralı olan babası T’Chaka’yı Zemo‘nun düzenlediği bir terör saldırısında kaybediyordu. Sonrasını zaten biliyorsunuz.
Black Panther nasıl bir film?
Black Panther, Marvel’ın yapmış olduğu en farklı filmlerden biri demiştim. Bunun en büyük sebebi ise filmin sahip olduğu kültür. Afrika‘nın hatta dünyanın en zengin ve gelişmiş olan ülkesi Wakanda, Marvel evreninde görebileceğiniz şehirlere hiç benzemiyor. Wakanda içinde yer alan teknoloji gösterildikçe içimden “Vay arkadaş” dedim. Çünkü, Wakanda’da yer alan teknolojisi yanında Tony Stark‘ın icatları tahta kaşık gibi gözüküyor. Bir yandan dünyanın en gelişmiş ülkesi olan Wakanda, bir yandan da atalarından gelen gelenekleri de korumayı başarmış. Bir kabile gibi görünse de ülkenin halkı bir hayli modern. Filmin Wakanda’yı izleyiciye sunuş şekli de bir hayli başarılı. Film daha başlarken zaten oranın nasıl bu kadar geliştiğini kısa bir animasyon ile anlatılıyor. Çoğumuz bu sebebin vibranyum olduğunu biliyoruz. Dünyada yer alan en güçlü metal olan vibranyum, ülkenin bu kadar gelişmesindeki en büyük etken. Ayrıca, Wakanda’nın yüzlerce yıldır dünyadan saklanmasının sebebi de vibranyum.
Uzun bir süredir Black Panther‘i bekliyordum. Bu yüzden beklentimin yüksek olduğu söyleyebilirim. Filmin genelinde olan tempoyu ayarlayamama sıkıntısı yüzünden filmden beklediğimi alamadım. Harika bir tempo ve heyecan ile başlayan film arada o kadar duraksıyor ki afyonunuz bir türlü patlamıyor. Bu da doğal olarak izleyenlerin filmin konusunu tam olarak kavrayamamasına sebep oluyor. Marvel’ın klasik bir başlangıç hikayesi tadındaki Black Panther, bizim hali hazırda tanıdığımız Black Panther karakterinin temeline iniyor. Ancak, filmin gidişatı yüzünden T’Challa adeta bir yan karaktermiş gibi kalıyor. Bu tabi ki kötü bir şey değil. Klasik süper kahraman filmlerinde ki odak noktasının kahraman olması zaten alışıldık bir durum.
Gelelim filmin düşmanı Erik Killmonger‘a. Black Panther filminin geçtiğimiz haftalarda internette yayınlanan yorumlarında Killmonger’a hayat veren Michael B. Jordan‘ı övmüştü. Bu yüzden, ben de özellikle Erik Killmonger’a dikkat ettim. Marvel evreninin en başarılı kötü adamlarından biri olduğunu söyleyebilirim. Karakterin karizması her sahnede daha da öne çıkıyor ve filmin başrolü T’Challa’yı bir kenara atıyor. Rolünü iyi bir şekilde yapan tek kişi Michael B. Jordan değil. Filmde yer alan bütün oyuncular harika bir iş çıkarmış. Buradan yönetmeni ve Marvel casting ekibini tebrik etmek gerek.
Black Panther filmini izlerken hiç sıkılmayacağınıza eminim. Çünkü filmde hiç olmadığı kadar yenilik görüyorsunuz. Marvel filmlerinden farklı bir yapıya sahip olması ve izleyicilere yeni bir kültürü tanıtması, dikkat çekmeyi başarıyor. Erik Killmonger’ın temel amacı T’Challa’nın tahtını alıp Wakanda’yı dünyaya tanıtarak, büyük bir egemenlik kurmak. Adamların yerden söküp aldığı kaldırım taşı bile vibranyum. Tanka atsan ikiye ayrılır. Captain America‘nın kalkanının Vibranyum‘dan oluştuğunu ve neler yapabildiğini biliyorsunuz. Bir de binlerce askerin tamamen Vibranyum’dan oluşan silahlar kullandığını düşünün. Bu amaç aynı zamanda Erik Killmonger’ın ne kadar vizyonsuz birisi olduğunu da bize gösteriyor.
Black Panther’in sosyal medyada bu kadar yücelmesinin temel sebebinin son zamanlarda herkesin kafasına sokulan pozitif ayrımcılık olduğunu düşünmüştü. Bu da açıkçası beni korkutuyordu. Sırf bu yüzden kötü bir film izleyeceğimi düşünüyordum. Film bittiği zaman ise ne kadar yanıldığımı fark ettim. Black Panther, her Marvel hayranının seveceği, başarılı bir süper kahraman filmi.
Sonuç olarak Black Panther, şimdiye kadar gördüğümüz süper kahraman origin hikayeleri arasında en başarılılarından biri. Wakanda’nın kendisi bile filmi izlemek için yeterli olabilecek bir sebep. Marvel‘ın bizi yeni bir kültür ile tanıştırması da filmi sıkılmadan izlememize sebep oluyor.