Makale

Bitcoin’in teknik özellikleri nedir, güvenli midir ve ne zaman bitecek?

Bitcoin dediğimiz bu yazılım ilk olarak 2008 yılında birkaç sayfalık PDF dokümanı olarak ortaya çıkmış bir Peer to Peer (P2P) yani kişiden kişiye yapılan dijital ödeme yöntemi olarak duyurulmuştur. Ancak en önemli dikkat çeken özellikleri ise tamamen açık kaynaklı olması ve hiçbir merkeze bağlı olmadığı idi. Yani tamamen bağımsız bir ödeme yöntemiydi ki bu özellikle para konusunda insanlık tarihinde büyük devrim niteliğindeydi. Öyle olmasa zaten şu anda 16300 $ civarında gezmezdi herhalde. Açık kaynak kodlu olmasından dolayı da isteyen istediği gibi geliştirebilir veya kendine ait altcoinini üretebilirdi ki şu anda neredeyse 2000 tane BTC algoritmasına bağlı altcoin var.

Bitcoin güvenli midir?

”Madem açık kaynak kodlu, o zaman nasıl güvenli arkadaş bu?” dediğinizi duyar gibiyim. Demeyin. İnanın bana Amerika’nın Merkez Bankası’ndan bile daha güvenli bir algoritmaya sahip. Zira bu algoritmayı tasarlayan kişi kesinlikle kendi düşünen bir yapay zeka tasarlamış. İlk çıktığı günden bugüne kadar dünya genelinde yapılan bütün logları kayıt altına almasına ve isteyen herkesin bu loglara ulaşabilmesine rağmen dünyanın en güvenli yazılımı konumunda Bitcoin. Nasıl mı?

Kafanızda eşi benzeri olmayan, evrenin kendisi kadar sonsuz ve her saniye genişleyen bir dijital ağ düşünün. Düşündünüz mü? İşte o düşündüğünüz şey, BTC algoritmasındaki ufak güvenlik bölümü. Öncelikle bu devasa ağa katılabilmek adına üye olup iki tane dijital cüzdan anahtarı oluşturuyoruz. Bu cüzdan anahtarlarından birisi Public yani herkesin ulaşabileceği, bizi temsil eden IBAN numaramız gibi olan bir anahtar. İkincisi ise Private yani sadece bize özel kasamızın şifresi olan bir anahtar. Bu anahtarlarla artık BTC ağına girmiş oluyoruz. Ağa katılan herkesin anahtarları, alışveriş yapan tarafların bilgileri, gönderilen BTC işlemleri vs. bütün her şey Hash şifreleme diliyle şifreleniyor. Hepsi bu mu? Tabii ki değil. (ileride değineceğim tekrar buraya)

Eee, bu Hash şifreleme dili çözülemez mi? Nedir bunu özel kılan? He işte! Tam burada Bitcoin’in o yapay zeka olarak nitelendirdiğim algoritması devreye giriyor. Her ne kadar dışarıdan Hash şifreleme güvenliği olarak gözükse de asıl güvenliği algoritmasındaki gizli kodlarda saklı. Sistemi tasarlayan şahıs (daha kim olduğu bilinmiyor) her şeyi düşünmüş. Bitcoin tam olarak, ”Secure Hash Algoritma” (SHA-256) mantığını kullanıyor. Bu da şu; algoritma hem 256 bit SSL’den hem de Hash şifreleme güvenliğinden beslenerek kendi içerisinde eşsiz kendine has özel bir şifreleme dili daha geliştiriyor. Bahsettiğimiz bu devasa ağda gerçekleşen bütün işlemler BTC algoritmasının özel olarak geliştirdiği şifreleme diliyle saklanıyor. Yani Mr. Robot bile gelse bu özel şifreleme dilini geçemez.

Bitcoin madenciliği nedir?

Hani demiştim ya Bitcoin’in hiçbir merkezi yok diye, yalan söyledim. BTC’nin de ilk günden günümüze kadar yapılan bütün işlemleri tuttuğu bir merkezi var. Tıpkı herhangi bir bankanın bağlı olduğu gibi BTC’nin de bağlı olduğu bir ana merkez var. Lakin tek farkla. Bankalar direkt merkez bankasına yani tek bir yere bağlı iken, Bitcoin ise dünya genelindeki milyarlarca insana bağlı. Ufaktan madencilikten bahsettiğimi anladığınızı var sayıyorum. Ama onu da yanlış anladınız. Aslında maden falan yok ortada. Sadece dağıtılan ödüller var. Yani bir nevi insanlar prim alıyor ve buna da kısaca madencilik deniliyor. Nasıl mı? Hemen güzel bir örnekle açıklayayım efenim.

Az yukarıda bu konuya tekrar değineceğim diye belirttiğim bir cümle vardı. Bu örnekle hem sistemi hem de o cümleyi aydınlatacağım efenim. Lakin örneğe geçmeden belirteyim. Bİtcoin alışverişi yapmak toplamda 3 aşamada gerçekleşir. Yani asla yanılmaz olan matematik devreye giriyor. Bu örnekle bunu da anlatacağım.

Şimdi diyelim ki ben ve editör arkadaşım Furkan arasında bir Bitcoin alışverişi gerçekleşecek. İlk önce ben 100 bin TL’lik Bitcoin alma emri oluşturup bunu o devasa BTC ağına Public key (cüzdan anahtarı) ile gönderiyorum. Algoritma bu emrimi alıp ”SATIN ALMA” bloğu altında Amerika’da Mike adında madencilik yapan birisinin bilgisayarına log olarak gönderiyor, orada kayıt altına alıyor. Ardından arama tarama işlemi başlatılıyor. Böylelikle ilk işlem tamamlanmış oluyor. (1/3) Sonra ise ”SATMA” bloğundaki aramalar gerçekleşince (ki burada saniyeler -yoğunluğa göre dakikalar- içerisinde dünya genelinde aramadan bahsediyorum) Furkan’ın istediğim kriterlerdeki satış emrini buluyor. Furkan’ın ve benim Public keyimizi alıp eşitledikten sonra bu veriyi İran’da Ahmed adında maden yapan başka kişinin bilgisayarına gönderip log olarak kaydediyor. İkinci aşamayı da tamamladı. (2/3) En son aşamaya geçildikten sonra işler biraz zorlaşıyor. Algoritma Furkan’ın public keyinden Bitcoin’i ve benim public keyimden de paramı alıyor. Ancak iki tarafa da teslim etmiyor. Ödediğim miktarla Bitcoin miktarını da eşitledikten sonra sistem her iki tarafın da Private keyine erişiyor. Ve hem Public hem Private keyleri hem de ödenilen miktarla satılan Bitcoin oranlarını çapraz sorgulamaya alıyor. Yani benim Public keyimi kullanarak bir başkası alışveriş yapamaz. Zira Private key ile Public key eşleşemez ve anında ağdan atılırsınız. Lakin çapraz sorgulama gerçekleştikten sonra her şey hal oluyor.

Sistem doğrulama yaptıktan sonra ufak kesintilerle alışverişi her iki tarafa da teslim ediyor. Ardından yaptığı çapraz sorgulamayı, alışveriş teslimini ve alıcı ile satıcının bilgilerini yine SHA-256 şifreleme diline çevirip Ankara’da Orhan adında maden yapan kişinin bilgisayarına log olarak gönderip kayıt ediyor. Hani ufak kesintiler demiştim ya, sanıyorum ki mantığı çözdünüz. Bilgisayarlarını veya sistemlerini her neyse, algoritmaya veri merkezi olarak kullansın diye verdikleri için Mike da Ahmed de Orhan da ödül olarak Bitcoin alıyorlar. İşte Bitcoin madenciliği tam olarak bu. Alan mutlu, satan mutlu, karavan  veri merkezi olarak kullanılan taraflar mutlu.

Bitcoin ne zaman bitecek?

Bitcoin’in ne zaman düşeceğini bilemiyorum ama biteceği tarih net olarak belli. ”Nasıl yani? Para biter mi arkadaş?” dediğinizi işittim sanki. Lakin evet, her güzel şeyin bir sonu var. İlk olarak Bitcoin’in algoritması sınırlı işlemler için tasarlanmış. Öyle ki algoritma dünya genelinde toplam 21 milyon adet Bitcoin üretildiği vakit, algoritma kendinin fişini çekerek bir nevi intihar edecek ve böylelikle o devasa BTC ağı da çökmüş olacak. Ancak korkmanıza gerek yok. Çünkü Bitcoin ağının çöküşünü muhtemelen bizden 3-4 kuşak sonra gelenler görecekler. Neden mi? Çünkü 21 milyon adet BTC üretimi tam olarak 2140 yılında tamamlanacak. Daha çok var yani, merak etmeyin.

Bitcoin düşecek mi yoksa değerlenecek mi?

Aslında bu farklı makale konusu ancak kısaca bahsetmek istedim. Bitcoin uzun vadede düşeceğini sanmıyorum ki borsa uzmanları da bunda hemfikirler. Hem teorisel olarak hem de tekniksel olarak açıklayacağım. İlk olarak teknik konulardan bahsedelim. Yukarıda demiştim ya toplam 21 milyon adet BTC üretilecek diye. Şu anda dünya genelinde 16 milyon adet Bitcoin bulunuyor. (16300$ x 16 milyon BTC = 260.800.000.000$ havuz) Yani matematiksel olarak bakıldığında 5 milyon tane kalmış diyebiliriz ancak rakam ne kadar artarsa, BTC üretimi de o kadar zorlaşıyor. 2008’den bu yana 16 milyon adet üretilmesine rağmen toplam 21 milyonun üretimi 2140 yılında son bulacak. Yani BTC üretimi ne kadar zorlaşacak, siz karar verin. Hâl böyle olunca BTC değeri daha da artacak ve değerlenecek. Teorisel olarak da aslında bu matematiksel denkleme dayalı. ”Yatırım çok ancak üretim yok” denklemiyle teoriler üretiliyor ve Bitcoin’in uzun vadede çok artacağı söyleniyor. (Bu kesinlikle yatırım yapın vs. önerge değil)  Bakalım 2140 yılına kadar BTC kimleri zengin edip kimleri batıracak bekleyip göreceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu