Oyun İncelemeleri

Lifeless Planet

Bugün inceleyeceğimiz oyun olan Lifeless Planet aslında bir oyun değil. En azından benim gözümde öyle. Ben Lifeless Planet’i bitirdikten sonra kendimi bir kitap okumuş gibi buldum. Bunun sebebi ise oyunun oynanış anlamında pek de bir şey vaad etmiyor olması. Yazımı pek fazla uzun tutmayı düşünmüyorum, en azından Lifeless Planet bunu gerektirmiyor. Her neyse en iyisi ben lafı fazla uzatmayıp sizlere Lifeless Planet’in hikayesinden söz edeyim.

Bir kitap okurcasına
Lifeless Planet’i oynamaya başladığınızdan itibaren kendinizi bir atmosfer içerisinde hissediyorsunuz. Bu atmosferi size yaşatan şey ise dolaştığımız gezegen. Bizler birer araştırmacıyız ve görevimiz bize verilmiş olan gezegeni araştırmak fakat işler hiç de düşünüldüğü gibi gitmiyor. Bir kaza yapıyoruz ve uzay gemimiz parçalanıyor. Uyandığımızda ise arkadaşlarımızı bulamıyoruz ve yaşam içermeyen bir gezegene geldiğimizi farkediyoruz. Daha sonra ise aslında bu gezegene daha önceden Sovyetler Birliği tarafından gelindiğini anlıyoruz ve hikaye bu yönde gelişiyor.

Lifeless Planet başta da söylediğim gibi bir oyun değil bir kitap bana göre. Oyun içerisinde ilerlerken bunu sizde farkedeceksinizdir diye umuyorum. Bomboş bir gezegende yalnız başımıza öleceğimizi düşünürken bulmuş olduğumuz ses kayıtları, birkaç sayfa bilgi ve eskiden kalma yapımlar ile içimiz biraz olsun rahatlıyor ve bir umuttur yaşamak edasıyla maceramıza devam ediyoruz. Sürekli yeni bir bilgi çıktığı için karşımıza ve bizler de sürekli olarak bu bilgileri okuduğumuz için, Lifeless Planet bana bir kitap gibi geldi. Bu bilgilendirmeler haricinde oyunda bir kadın karakter yer alıyor. Gezegenin gizemini çözerken bir yandan da bu kadının kimliğini çözmeye çalışıyoruz.

Zıpla, koş ve patlat!
Oynanış açısından yetersiz olması pek de fazla bir sorun değil aslında. Keşfetmeye çalıştığımız gezegen gerçek anlamda güzel ve haz verici. Kısıtlı oynanış dedidiğim şey aslında sadece yürümek ve zıplamaktan ibaret. Arada bir görev icabı bir şeyleri hareket ettirdiğimiz veya patlattığımız da oluyor tabii ama yine de yetersiz kalıyor. Her ne kadar oynanış kısıtlı olsa bile hikaye oyuna sizi bağlayan etken. Kendinizi eğer bu atmosfer içerisine sokabilirseniz oyundan rahat bir şekilde zevk alabilirsiniz. Rahatlatıcı bir teması olduğunu da düşünüyorum.

Teknik açıdan değerlendirdiğimizde ise daha iyi bir oyun ile karşılaşmamız gerekirdi. 2011 yılından bu yana 3 yıl geçti ve 3 yılda oyun içerisine daha çok şey ekleyebilirlerdi. Hikayesi güzel fakat oynanış bakımından geride kaldığı için puanı biraz düşük tutacağımı belirtmem gerekir şimdiden. Grafiksel açıdan baktığımızda ise günümüz gerisinde bir görüntüye sahip olduğu aşikar. Zaten Lifeless Planet’i oynadığınız zaman bunu kendiniz de göreceksiniz.

Lifeless Planet’i bir oyun düşüncesiyle almaya kalkışırsanız eğer bir hayal kırıklığı ile karşılaşacağınızı belirtirim. Eğer gezmeye, keşfetmeye ve hikayeyi anlamaya odaklı bir oyun arıyorsanız Lifeless Planet sizin tam aradığınız oyun olacaktır. Steam’de 19.99 dolardan satılan Lifeless Planet’in bu kadar paraya değeceğini de düşünmüyorum açıkçası. Eğer indirime girerse almanızı öneririm. Farklı bir macera arayanlara göre yapılmış olan Lifeless Planet benim gözümde böyle bir oyun. Tabii son söz her zaman olduğu gibi sizde olacak. Deneyin ve görüşlerinizi diğer oyuncular ile paylaşın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu