Oyun İncelemeleri

Dustwind – The Last Resort inceleme

Dortmund, Almanya merkezli; bilgisayar ve konsol oyunları üzerinde çalışan küçük, bağımsız bir oyun geliştirme stüdyosu olan Z-Software’in oyunu Dustwind – The Last Resort‘a göz atıyor ve detaylıca inceliyoruz. Dustwind Studios tarafından geliştirilen ve ilk olarak 29 Kasım 2017’de PC için piyasaya sürülen yapım, Eylül 2021 itibariyle Xbox One, Xbox Series X|S, PlayStation 4 ve PlayStation 5 için de çıkmış bulunuyor. Çıktığı ilk yıllarda bir hikâye moduna sahip olmayan yapım, yaklaşık 10 saatlik yeni bir hikâye serüvenine de kavuşmuş.

Dustwind – The Last Resort inceleme

Dustwind - The Last Resort inceleme

Apokaliptik bir evren

Oyunun hikâyesi kıyamet sonrası bir zaman diliminde geçiyor. ‘Mainframe’ olarak adlandırılan yoldan çıkmış bir yapay zekanın tetiklediği olay sonrası, dünyada bulunan robot orduları, diğer tüm yaşam formlarını hedef alıyor ve insanlar ile robotlar arasında; dünyanın gördüğü en büyük savaşın ta kendisi patlak veriyor.

Savaşı zar zor kazanan; fakat bedelini çok büyük bir şekilde ödeyen insanlar, artık Çorak Arazilerde hayatta kalmak için mücadele ediyor. Nükleer savaşın getirdiği sonuçlar ve evrimlerle yüzleşen insanlık, yaşamak için en acımasız dönemlerden bir tanesine denk geliyor. Çorak Arazilerde yiyecek ararken, ana karakterimiz ve kızının, yağmacılar tarafından pusuya düşürülmesi ile birlikte hikâyemiz başlıyor.

Bize işkence edip, ölesiye döven yağmacılar, kızımızı kaçırıyor ve bizi ölüme terk ediyor. Hafızasını kaybetmiş ve hiçbir şeyi kalmayan ana karakterimiz, kızını kurtarmaya yemin ediyor. Dustwind’in karanlık evreni ile yüzleşecek olan karakterimizin hikâyesi, yaklaşık 10 saatlik ‘yetersiz’ bir macera sunuyor.

Heba olmuş bir konsept

Çıktığı ilk yıllar içerisinde bir hikâye moduna sahip olmayan yapım, incelememin bir üst paragraflarında anlattığım gibi, yeni bir hikâye moduna da kavuşmuş. Daha öncesinde, öncelikli olarak çevrimiçi oynanışa odaklanmış olan Dustwind – The Last Resort, oldukça geç de olsa en büyük hatasını telafi etmiş – edebildiği kadarıyla – diyebilirim. Oyunun içerisinde bulunan oyuncu sayısı ‘neredeyse yok’ denecek kadar az bir şekilde. Hâliyle çevrimiçi bir deneyim epey imkansız oluyor. Ayrıca, oyunun çok oyunculu tarafını konsollara getirmemişler. O yüzden detaylı bir şekilde bakamadım.

İçerisinde çeşitli co-op görevler de barındıran yapım, toplamda altı adet oynanış moduna sahip. Bu oynanış modları, oyun içerisine çeşitlilik katıyor ve ‘çerezlik’ diyebileceğimiz, canınız sıkıldığında girip, kısa bir taktiksel deneyim yaşayabileceğiniz bir yapım hâline getiriyor Dustwind’i.

Oyunu ilk açtığımda karşılaşmış olduğum arayüzü ise oldukça başarısız buldum. Oyun bizlere ortalama bir görsellik sunuyor olsa da, izlenmiş olan yanlış arayüzü tasarımı ve font seçiminden dolayı epey büyük bir eksiye düşüyor diyebilirim. Özünde izometrik ve gerçek zamanlı taktiksel bir yapım olan Dustwind, bizlere nostaljik yapımları hatırlatıyor olsa da, maalesef denemiş olduğu neredeyse hiçbir şeyi bu yapımlardan daha iyi yapmayı başaramıyor.

Oyunun oynanış tarafı oldukça basit; fakat detaylı bir yapıya sahip. Bizlere sunulmuş olan silah, teçhizat ve aksesuar çeşitliliği ile taktiksel oynanış planı gerçekten öne çıkıyor. İçerisinde; insanlar, valkürler, insansılar, titanlar, köpekler, kanalizasyon cüceleri ve daha birçok mutantımsı ırk bulunduran Dustwind, taktiksel ve çeşitli bir oynanış ile, çeşit çeşit düşmanla yüzleşmemizi sağlıyor.

Oyunun oynanış tarafı özellikle Fallout Tactics’i anımsatıyor ve Dustwind için yeterli diyebileceğimiz bir seviyede olsa da, oyun, basit ve epey sorunlu yapısını sürekli olarak oyuncunun yüzüne vuruyor. İncelememin başlarında anlattığım üzere Dustwind’e yeni bir hikâye modu eklenmişti. Bu hikâye maalesef son zamanlarda sıklıkla denk geldiğimiz ‘klişe’ lafını anımsatıyor. Yetersiz bir şekilde yazılmış olduğunu düşündüğüm hikâye; şuraya git, bunu avla veya ele geçir, yapısının üstüne çıkamıyor.

Ayrıca, oyun içerisinde bulunan sorunlar bunlar ile sınırlı kalmıyor. 2017’nin sonlarına doğru olan PC’ye çıkışının ardından yıllar sonra konsollara da gelen Dustwind, yeni nesil konsollara optimize edilmemiş bir şekilde gelmiş. Oyunun sayfasında her ne kadar bu optimizasyonun olduğu yazıyor olsa da, oyun içerisinde bulunan tuhaf kare hızı sorunları ve ekran yırtılmalarının; yanı sıra, birçok sorun mevcut.

Oynanış tarafı her ne kadar Fallout Tactics’i anımsatıyor olsa da; Dustwind – The Last Resort, sizlere aradığınız nostalji hissini veremeyebilir. Optimizasyon ve oyunun yapısından kaynaklı sorunların; yanı sıra, oyunda bolca ‘bug’ dediğimiz hatalardan da mevcut. Oynanış deneyiminizi direkt olarak etkileyen bu hatalar, bazen uzun bir göreve yeniden başlamanıza veya can sıkıcı dakikalar yaşamanıza sebebiyet verebiliyor.

Kendi içerisinde gerçekten güzel bir konsepte sahip olan Dustwind, maalesef ihtiyacı olan kalite standartlarının üstüne çıkamamış. Oynanış tarafı ve taktiksel yapısı yeterli seviyede diyecek olsak bile; yetersiz hikâyesi, optimizasyon sorunları, oyun içerisindeki hatalar ve oldukça hızlı bir şekilde ‘sıkıcı’ hâle gelen temelleriyle, bana arayışında olduğum deneyimi sunamadı.

Dustwind – The Last Resort’u bir Xbox kontrolcüsüyle oynamış birisi olarak, diğer sorunlara nazaran; kontroller konusunda çok daha az sorun ile karşılaşmış olsam da, oyunun kontrol şeması ve oyuncuya vermiş olduğu özgürlüğün yeterli seviyede olmadığını düşünüyorum. Ayrıca oyunun yapay zekası, içerisinde barındırdığı problemlerle, bazen oyuncuyu çileden çıkarabiliyor.

Son söz

Uzun lafın kısası, Dustwind – The Last Resort, gerçekten büyük umutlarla girdiğim; fakat büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaştığım bir yapım oldu. Barındırdığı konsepti tam anlamıyla değerlendiremeyen yapım, bizleri, yeni ve eğlenceli bir gerçek zamanlı taktiksel deneyimden adeta alıkoymuş. İçerisinde bulunduğumuz yıllar itibariyle sayısı gittikçe azalmakta olan türden bir oyun olan Dustwind’in, maalesef strateji ihtiyacımızı giderebilecek bir oyun olduğunu düşünmüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu