Haunt Chaser erken erişim inceleme
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan ilk oynanış fragmanının hemen ardından ilk sezonu Yetimhane ile birlikte erken erişime açılan Haunt Chaser oyununa detaylı bir şekilde göz atıyoruz. Tamamen Türk yapımı olan ve Clock Wizard Games tarafından geliştirilen Haunt Chaser, co-op sisteminin ön planda olduğu ve daha çok korku türünde bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.
Haunt Chaser erken erişim inceleme
Hikaye altyapısı ve birazcık ön bilgi
Lanetlenmiş, ele geçirilmiş bir köy ve o köyün içerisindeki Yetimhane… İlk sezonun hikayesinde, bir Chaser olarak karanlığın ta kendisine ev sahipliği yapan bu köye gidiyor ve eziyet çeken çocukların ruhlarını kurtarırken, köye musallat olmuş yaratığı defetme rolünü üstleniyoruz. Yaratık tarafından kovalanırken Chaserlar, çeşitli gizemleri ve derin sırları ortaya çıkarıp, yapılacak olan bir ayin ile yaratığın kalbini açığa çıkarmaya çalışıyor.
Haunt Chaser, her ne kadar Dead by Daylight türünde bir oyun olsa da atmosferi, oynanışı ve yapmak istedikleri ile ortaya biraz daha farklı bir iş çıkarılmış. Oyuna ilk girdiğinizde herhangi bir şekilde bir öğretici veya rehber (Ana menü kısmında bir tane var fakat sadece yazı olarak. Oyun içerisinde öğretmiyor.) bulunmuyor. Sizleri kapkaranlık bir atmosferde tamamen yapayalnız bırakırken oldukça sıkıntılı dakikalar geçiriyorsunuz. Ortam hem oldukça ürpertici, hem hiç bir şey bilmiyorsunuz hem de zifiri karanlık. Yavaş yavaş oyunu öğrendikçe oyunun karanlık atmosferinin oyunu güzelleştiren unsurlardan bir tanesi olduğunu fark ediyor ve tüm yeteneklerinizi öğrendiğinizde ise gerçek anlamda zevk aldığınız bir yapıma dönüşüyor.
Oyunu ilk açtığınızda ve arayüzünü kurcalamaya başladığınızda kendisinin kaliteli bir yapım olduğunu belli ediyor. Oyunda her ne kadar aksiyon unsurları barınsa da daha çok korku üzerine bir atmosfer yaratılmış. Haunt Chaser’ın o kocaman karanlık köyünde yürürken, kendi kendine sallanan sandalyelere, asılı olan oyuncak bebeklere ve ürkütücü mezarlara denk geliyorsunuz. Peşinizde zaten bir canavarın olduğunu bildiğiniz için her cisme korkuyla yaklaşırken yolda göreceğiniz yürüyen bir kaplumbağa bile sizleri oldukça korkutabiliyor.
Bu korkunç atmosfer bu unsurlar ile sınırlı kalmıyor ve sizi kovalayan canavar dışında başka doğaüstü varlıklara da denk geliyorsunuz. Bu varlıkların çoğu da jumpscare dediğimiz türden oluşuyor. Güvende olduğunuzu sanarak (Yaptığım en büyük hata) sakin sakin görevlerinizi yaparken karşınıza çıkabilecek olan bu unsurlar sizleri hiç tahmin etmediğiniz kadar korkutabiliyor. Bu anlatmış olduğum atmosfer, iyi bir ses kalitesi ile birleşince tabii ki, çok daha korkunç olmuş. Sakin sakin bir koridordan yürürken içinizden kocaman bir ruhun hızla geçmesi bu yazıyı okurken her ne kadar kulağa korkunç gelmese de, birinci elden deneyimleyince işler biraz değişiyor.
Oyunda genel anlamda arkadaşlarım ile birlikte yaşadığımız ortak problem ise optimizasyon sıkıntıları oldu. Ayrıca oyunun sunucuları neredeyse tamamen boş. En az 3 kişilik bir arkadaş grubunuz yoksa tam anlamıyla deneyimleyemeyeceğiniz bir yapım şu anlık Haunt Chaser; fakat oyuna gelen son güncelleme ile eklenen tek kişilik oyun modu sayesinde oyun hakkında bir fikir elde edebilirsiniz. Haunt Chaser erken erişim sürümünde bu tarz sorunların olması anormal olmasa da, bu sorunlar giderildiğinde oldukça zevkli bir deneyim sunma potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Birazcık da oynanış tarafı ve stresli Chaser hayatı
Haunt Chaser erken erişime ilk sezonu Yetimhane ile birlikte açılmış ve henüz sadece 1-5 kişilik çevrimiçi oynanışı destekliyor. İlerleyen zamanlarda eklenecek olan co-op macera modu ise oldukça heyecanlı olacak gibi gözüküyor. Oynanış kısmına gelecek olursak, oyunda bizi en çok etkileyen kısım karşılaştığımız doğaüstü unsurlar veya bazı olayların rastgele olarak gelişiyor olmasıydı.
Oyundaki Jumpscare dediğimiz unsurlar bile rastgele bir şekilde çalışmakta. Mesela Baldwin evinde rastgele bir odaya girdiğinizde karşınıza bir yaratık çıktığını ve sizi oldukça korkuttuğunu düşünün. Oyun sizlere ”Haa bu odada böyle bir şey var. Ben bir dahaki girişimde hazırlıklı olayım.” cümlesini kurdurtmamak için bir önlem almış adeta. O gördüğünüz yaratık o odaya bir dahaki girişinizde muhtemelen orada olmayacak ve karşınıza bambaşka bir yerde çıkacak. Aynı şekilde Chaserlara verilen ön görevlerde bu mantıkta tasarlanmış.
Oyun bizlere her girişimizde farklı bir deneyim sunmayı vaat ediyor. Jumpscare tarafında veya bazı mistik unsurlarda bu mantık her ne kadar oldukça güzel işleyecek olsa da, ilerleyen saatlerde görevlerin tekrara girmesi ve ezberlenmesi kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca Chaserların ve amacı Chaserları engellemek olan yaratığın çeşitli yetenekleri ve teçhizatları bulunuyor. Yaratığın yetenekleri her ne kadar hız, görünmezlik ve ışınlanma olarak basit unsurlardan oluşsa da, Chaserların yetenekleri ve teçhizatları oldukça kullanışlı tasarlanmış.
Chaserlar Kamera, EMF, Tılsım, Proton Işığı, Mühür, Mistik Taş ve Parabolik Mikrofon olmak üzere toplamda 7 adet yeteneğe ve teçhizata sahipler. Her teçhizatın ve yeteneğin birbirinden farklı önemli işlevleri bulunuyor. Örneğin bize verilen bir görevde ”Borley evindeki Willheim yazılı sandığı Parabolik Mikrofon ile dinle.” şeklinde bir talimat yazıyordu. Parabolik Mikrofon, geçmişte yaşanan olayların yankılarını bulmak ve sırlarını ortaya çıkarmak için kullanabileceğimiz bir cihaz. Borley evini bulup sandığın yerini tespit ettikten sonra Parabolik Mikrofon ile yankıları dinleyince görev tamamlanırken, bu sayede her teçhizatın ve yeteneğin oyunda bambaşka bir rol oynadığını keşfetmiş olduk. Bazı görevler oldukça basit olsa da, kafa yormanız gereken görevlerde mevcut.
Parabolik Mikrofon sizlere görevlerinizde veya çözeceğiniz gizemlerde yardımcı rol oynayacak bir teçhizatken, Tılsım ise ayakta durabildiğiniz her alana belirli tuzaklar bırakabildiğiniz bir yetenek işlevi görmekte. Bu tuzakları canavar tarafından kovalanırken ve koşarken bile kurabilirsiniz. Canavar tuzağın üstüne bastığında belirli bir süreliğine zincirlenip olduğu yere sabitlenecektir ve böylelikle kaçma fırsatınızı kendiniz yaratmış oluyorsunuz. Bu tarz mekanikler oyuna ayrı bir zevk katarken, türe hiç alışık olmayan ve korku oyunlarına aşina olmayan kişilerin bile severek oynayabileceği bir yapım haline gelmiş.
Oyunda bir Chaser olarak asıl amacımız verilen tüm görevleri tamamlayarak canavarın kalbini açığa çıkarmak. Canavarı kontrol eden oyuncunun asıl amacı ise tam tersi bir şekilde Chaser olarak oynayan oyunculara engel olmak ve onları avlamak. Oyunda ölüm ve diriltme sistemi oldukça güzel tasarlanmış. Eğer bir Chaser olarak oynuyorsanız ve canavar tarafından avlandıysanız Araf denilen bir yere gidiyorsunuz. Her bir Chaser’ın bir oyun içerisinde en fazla 5 kere Araf’tan dönme hakkı var iken, Araf bölümünde çeşitli ipuçları bulunuyor. Araf alanında bulunan oyuncular arkadaşlarını orada bulunan aynadan takip edebiliyor ve doğru mezarı bulmaları için çeşitli ipuçları verebiliyorlar.
Sonsöz
Haunt Chaser, erken erişimde olmasına rağmen oyuncuya yansıtmak istediği korkuyu, atmosferi ve tedirginliği oldukça başarılı bir şekilde yapıyor. Haunt Chaser’ın en büyük eksiği ise henüz sadece çevrimiçi bir deneyim sunarken, sunucuların tamamen boş olması. Her ne kadar son eklenen güncelleme ile tek kişilik bir oda kurma sistemi gelmiş olsa da, oyun iş birliğine dayalı ve tam anlamıyla zevk almak istiyorsanız en az 3 kişilik bir grup ile girmeniz gerekmekte. Gizemleri ve sırları çözmek her ne kadar tek kişi için mümkün olsa da o korkuyu ve bulmacaları çözmenin verdiği tatmin edici hissi bir ekibin yaşaması gerekiyor.
Oyunun daha kat edecek uzun bir yolu olduğunu ve yaşanan çeşitli sorunların büyük bir kısmının düzeltileceğine inanıyorum. Haunt Chaser, oldukça iyi yerlere gelebilecek potansiyele sahip bir yapım ve oyunu tam sürümü ile birlikte co-op macera modu çıktığında tekrar denemek için sabırsızlanıyorum.