MK TV

Dualsense inceleme

DualSense yeni bir kontrolcüden yenilikleri içerisinde barındıran bir cihaz. Tasarımına baktığımızda aslında DualShock 4’ün izinden gittiğini görüyoruz. Yani Sony, klasik hatlarından vazgeçmezken, bu kontrolcüye farklı dokunuşlarda bulunmaya çalışmış.

Dualsense inceleme

Öncelikle 280 gram ağırlığındaki DualSense artık daha ele oturan bir yapıya sahip. Yani kontrolcüyü elinize aldığınızda hem daha ergonomik hem de daha tok bir tutuş ile karşılaşıyorsunuz. Yeri gelmişken bu tutamaç kısımlarına çok ufak bir şekilde Playstation işaretleri işlenmiş. Ergonomik açıdan DualShock 4’e göre çok daha iyi olmuş diyebilirim. Tabi tasarıma baktığımızda analog çubukların yine simetrik olarak konumlandırıldığını görüyoruz. Sony bu klasik çizgisinden anlaşılan uzun vadede vazgeçmeyecek.

Kontrolcüdeki bu analog çubuklar DualShock 4 ile aynı boyuta sahip. Yani daha önce özel balıklar aldıysanız DualSense analog çubukları üzerinde de kullanabilirsiniz. Tasarımda yön ve normal tuş takımı dışında options ve bir paylaşım tuşuna yer verilmiş. Bu paylaşım tuşunu dilediğiniz gibi özelleştirebiliyorsunuz. Tek bastığınızda ya da iki kez bastığınızda ekran görüntüsü alma, video kaydı alma gibi özelliklere atayabiliyorsunuz. 

Tasarımsal olarak baktığımızda Playstation tuşunun ana menü işlevi gördüğünü söyleyebiliriz. Oyunlarda etkinliklere ulaşmanın yanı sıra ana menüye dönüş gibi işlevleri de bu tuş sayesinde yapıyorsunuz. Bu tuşun hemen üzerinde hoparlör mazgalları, altında ise mikrofon tuşu bulunuyor. Hoparlör kısmı oyunlarda farklı kullanımlarda karşımıza çıkıyor. Telsiz ya da telefon konuşmalarını ya da yağmur damlalarını bu kısımdan duyabiliyorsunuz. Örneğin Demon’s Souls oyununda silahınızı bir yere vurduğunuzda da o çınlama sesinin DualSense üzerinden geldiğini duyabiliyorsunuz. Mikrofon tuşu ile tek hamlede bu özelliği açıp kapatmanıza izin verilmiş. Bu tuşun hemen altında da zaten mikrofon girişini görüyoruz. Mikrofon ayrıca oyunlarda üfleme gibi dinamiklere de atanmış. 

Kontrolcünün alt kısmında ise 3.5 mm’lik kulaklık girişi bulunuyor. Bu da Sony’nin ürettiği özel aksesuarlar dışında 3.parti kulaklıklarınızı da kullanabileceğiniz anlamına geliyor. Tabi 3d ses için bu teknolojiye sahip bir kulaklık takmanız gerekiyor. Bu kulaklık girişinin yanlarında ise şarj istasyonunun kullandığı dolum noktalarını görüyoruz.

DualSense’in dokunmatik alanı daha da büyütülmüş ve etrafına ışıklandırılabilen bir şerit çekilmiş. Genelde dokunmatik yüzeyin alt kısmında bildirim ışığını görüyor olsak da oyunlarda farklı kullanımlara göre tüm şerit kısmının ışıklandırma desteğine sahip olduğunu belirtelim. Dou-kunmatik alan genel olarak kontrolcünün bütünlüğünü de bozmamış. Gerçekten de şık bir görünüme sahip. 

Kontrolcünün üst kısmında ise Tip C portu ile birlikte tabi ki R1, L1 ve tetik tuşlarını görüyoruz. Kontrolcyü kutu içerisinden de çıkan Tip C kablosu ile şarj edebiliyorsunuz. Tam doldurduğunuzda 15 saate yakın bir oynanış sunuyor. Bu süre gayet yeterli olmasının yanı sıra kontrolcüyü zaten kablolu olarak kullanmak da mümkün. Yani batarya uyarısı aldığınızda kabloyu takarak hem oyununuza devam ediyor hem de bataryanın dolmasını beklememiş oluyorsunuz.

Tetik tuşlarına baktığımızda tasarım olarak farklı bir dizilim ile karşılaşıyoruz. Aradaki boşluklar alınmış ve daha kolay bir kullanım sağlanmış. DualSense saydığım bu özellikler dışında içerisinde iki önemli teknolojiyi barındırıyor. Bu teknolojiler hem bir kontrolcü için heyecan verici hem de oyunlarda kullanım açısından farklılık yaratmayı başarmış.

Haptic Feedback

Öncelikle Haptic Feedback özelliğinden bahsedelim. Haptik feedback aslında kontrolcülerde karşılaştığımız titreşim olayının bir sonraki seviyesi diyebiliriz. DualSense çok farklı titreşim dalgalarını deneyimlemenize olanak sağlıyor. Öyle ki yönlendirdiğiniz karakterin çimde ya da kumda gidişini bile avuçlarınızda hissediyorsunuz. Soldan bir rüzgar estiğinde kontrolcü de soldan titremeye başlıyor. Ya da yağmur yağdığında kontrolcüde yağmur damlalarını bile tek tek hissedebileceğiniz bir titreşim sistemine yer verilmiş.

Adaptive Triger 

Adaptive triger özelliği ise adından da anlaşılabileceği gibi Triger tuşları üzerinden işleyen bir teknoloji sunuyor. Dualsense kapalı durumdayken ya da ana menüde, tetik tuşlarının gayet yumuşak bir basıma sahip olduğunu görüyorsunuz. Fakat oyunlara geçtiğinizde çok farklı kullanım şekli karşınıza çıkıyor. Tetik tuşları bulunduğunuz duruma göre parmağınıza baskı oluşturuyor. Yani bir yay gerdiğinizde, silah kullandığınızda ya da örümcek Adam ile ağ attığınızda o baskıyı parmağınızda hissediyorsunuz. Normalde yağ gibi akan tetik tuşları parmağınızı zorluyor ve girdiğiniz aksiyona göre pozisyon alıyorlar.

Haptik feedback özelliği Adaptive trigger ile birleşince ortaya gerçekten de anlatması zor bir deneyim ortaya çıkıyor. Dualsense hakikaten heyecan verici özelliklere sahip. Sony’nin 1.parti oyunlarında bu özellikleri muhakkak bol bol göreceğiz. Çok güzel özellikler var o yüzden gönül istiyor ki diğer firmalar da bu özellikleri es geçmesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu