Ace Combat Zero: The Balkan War
Aslına bakarsanız nereden başlayacağımı bilemiyorum. Namco’nun, PlayStation’ın ve özellikle oyun dünyasının üzerinde hakikaten çok emeği var. Bir Tekken vardır ki, dövüş oyunlarına yepyeni bir soluk getirmiştir. Hele hele arcade atari salonlarının boy gösterdiği yıllarda makinenin başında az zaman öldürmedim. Aynı şekilde bir Soul Calibur’da adından uzun süre söz ettiren ve deliler gibi oynanan bir oyundu. Namco’nun ilk yıllarına baktığımızda zaten başarılı bir ekip olduğunu görüyoruz. Özellikle Pac-Man gibi arcade oyun dünyasındaki sıra dışı fikirleri takdire şayan.
Ace Combat Zero: Balkan War ise tam arcade bir oyun sayılmaz. Simulasyon ve arcade harmanı desek daha doğru olur. Hepimizin bildiği gibi AC serisi PlayStation dünyasının önde gelen oyunlarından. Yapımın geçmişine baktığımızda, her seride kendini aştığını görüyoruz. PlayStation 1’de bile konsolu aşan gerçekçilik ve grafiklere sahipti. Namco, hakikaten bu konsolu iyi tanıyor. Konsolun limitlerini zorlayan ve 60 FPS’de stabil grafikler, optimizasyonun dibine vurmuş durumda. DVD’yi konsola koyduktan sonra arkadaşla aramızda geçen geyik şöyleydi:
Ark: E hadi başlatsana!
Ben: Tamam abi açılıyor işte.
Ark: Yahu geç artık şu video’yu!
Ben: Tamam bea…
Ark: Haydaaa gene mi video?
ve ikimiz aynı anda
Ohaa!!!
Oyun başlamadan önceki videoda zemin o kadar gerçekçi görünüyordu ki, ekranda düşük çözünürlüklü uçaklar belirene kadar grafiklerin oyun içi olmadığını sanıyorduk. Zaten sonrasında dumur olduk ve hemen Ace Combat’ın o bilindik temposuyla oyuna başladık. Manzara hakikaten çok güzeldi. Karlarla örtülü dağlar kesinlikle yapay durmuyor. Zemin konusunda neredeyse fotoğraf kalitesinde gerçekçilik yakalanmış. Fakat asıl grafiksel mükemmelliyeti bölüm sonlarındaki Replay’lari izleyince anlıyoruz. Uçaklar en ince ayrıntısına kadar modellenmiş. Kaplamalardaki kalite göz okşuyor. Hava şartları, ses duvarını aştığımızdaki o efekt, rüzgar, bulutlar, hız hissi, uçak tasarımları… Kısacası yeni yapımda her şey olması gerektiği kadar gerçekçi. Dediğim gibi, Namco PlayStation 2’nin potansiyelini kullanmayı iyi biliyor…Daha fazla yenilik…
Ace Combat Zero: Balkan War serinin altıncı ve şimdiye kadarki en iyi oyunu. Bu son yapımda Ace Combat 5’de görmek isteyipte göremediğimiz eski Ace’lerden gelen bir kaç özellik eklenmiş. Bilen bilir, Ace Combat 4’de uçağımıza özel silahlar ekleyebiliyorduk. Artık bu opsiyon geri döndü. Önceki oyunlarda hatırlayacağınız heybetli uçaklar, artık tekrar hangarlarda. Ayrıca uçakların bir biri arkasına geçmeye çalışması, yani it dalaşı artık bir hayli ön planda.
Artık yeni oyunda yepyeni bir rütbelendirme sistemi var. Savaş stilimize bağlı olarak her bölümün sonunda bizlere Paralı Asker, Çavuş ya da Şövalye gibi ünvanlar veriliyor. Paralı Askerler, verilen görevleri tamamlamak için düşmanların arasına korkusuzca giriyor. Çavuşlar, düşmanlara her türlü kurnazlığı yaparak çeşitli tuzaklar kuruyor. Şövalyeler ise takım arkadaşları ile birlikte görev boyunca organize oluyor. Önemli bir nokta; rütbe sistemi ve savaş stiliniz oyunun akışını ve izleyeceğiniz yolu etkileyebiliyor.
Her yerinden kalite akıyor
Yapımın bir diğer yeniliği ise rekabet sistemi. Artık takımdaki bütün pilotlar bir birleri ile rekabet içindeler. Tıpkı John Forbes Nash’in oyun kuramı gibi. Her pilot takımda en iyi olma yolunda çaba gösteriyor.Bu da sizi daima hırslı kılıyor. Mesela bölüm sonlarındaki boss’u öldüren sizseniz daha çok özel silaha ve elbette takım içinde daha fazla popülariteye sahip oluyorsunuz.
Sesler gene bildik Ace Combat kalitesinde. Özellikle Radyo’dan yapılan geyikleri dinlemelisiniz. Gerçek hayatta pilotlar bu derece yüksek adrenalini yaşarken espri yapabiliyorlar mı gerçekten merak ediyorum. Ne olursa olsun bütün bunlar sizi havaya sokmaya yetiyor. Kendinizi hakikaten bir F-16’nın içinde it dalaşı yaparken hissediyorsunuz. Müzikler ise bu yoğun tempoya ayak uyduruyor ve sizi havaya sokmayı başarıyor.
Kontroller gayet akıcı. Ne bir Flight Simulator kadar zor, ne de bir River Raid kadar kolay. 🙂 Kısacası , böyle bir yapımdan beklenmeyecek derecede akıcı grafiklere sahip her zamanki gibi Ace Combat. Titreşimler ise çok iyi ayarlanmış. Özellikle ani manevralardaki titreşimler atmosfere gerçekçilik katmış.
Kokpit kamerasını beğenmedim açıkçası. AC 5’de de beğenmemiştim. Çok yapay duruyor. Gerçi bu kadarcık kusur kadı kızında da olur diyorum ve geçiyorum.
Kesinlikle serinin en iyi oyunu
Uçakları sevin sevmeyin, yükseklik fobiniz olsun olmasın ama bu oyun arşivinizde mutlaka olsun. PlayStation 2’nin altın çağını yaşadığı şu son günlerinde böyle oyunları görmek hakikaten çok güzel. Umarız seri PlayStation 3’de de devam eder.