Air Conflicts: Secret Wars
Eğer Birinci ve İkinci Dünya Savaşı olmasaydı, herhalde yapımcıların bazıları konu bulamazdı ve açıkta kalırdı. Özellikle İkinci Dünya Savaşı temalı oyunlar bir aralar arka arkaya çıkıp duruyordu. FPS’den TPS’ye, stratejiden simülasyona kadar oynadık da oynadık. Hatta dünya tarihini değiştiren bu önemli savaş hakkındaki bazı ince ayrıntıları oyunlardan öğrendik bile diyebiliriz. Air Conflicts: Secret War (Kısaca AC), Birinci ve İkinci Dünya savaşını harmanlayan bir senaryoya sahip. Bir profil yaratıp oyuna girdiğimiz zaman bize Dorothy Derbec’in anlatımıyla bir adet resimden oluşan sinematik karşılıyor. Sinematik farklı Artwork’ler ile yapılsa gam yemeyeceğim, ancak aynı resmin üstünden farklı açılar kullanılarak yapılan anlatım bana basit geldi. Aşağıdan yukarıya, sağdan sola dört farklı açı ve her şey bitiyor. Bu olmamış basit anlatımdan sonra kendimizi ana menüde buluyoruz. Oynayabileceğimiz üç ana başlık var; senaryo, it dalaşı (Dogfight) ve multiplayer.
Uçarım, kaçarım, arı gibi sokarım!
Senaryo yedi farklı senaryoda, 40’ın üstünde görevden oluşuyor. Görevler genel olarak alışılagelmiş yapıda seyrediyor; düşman uçaklarıyla kapışma, keşif, bombalama, gizli göreve çıkma gibi çeşitli varyasyonlar var. Yapım içinde Operation Belt, Neretva Köprüsü Savaşı gibi tarihsel olaylar da yer alıyor.
Her görev başında seçebileceğimiz uçaklar var ve bu noktada bir özellik daha devreye giriyor: Simülasyon ve arcade kontrol. Gamepad ve fare ile arcade kontroller, klavye üstünden ise biraz daha opsiyon sunan simülasyon kontrol var. Klavye kontrolleri simülasyon olarak geçiyor, ancak sadece bir iki detayı daha tuşlara atamaktan başka bir şeye yaramıyor. Genel olarak ise oynanış kolay yapılmış. Uçağınız gerçekçi tepkiler vermekten uzakta ve üstünüze o kadar ateş edilmesine rağmen bir bakmışsınız hasar göstergesi tırnak kadar dolmuş. Havada motorları durdursanız da sanki araba kullanır gibi hemen devreye sokabiliyorsunuz. Yerdesiniz ve uçağı uçurmanız lazım, iyi hoş güzel. Ancak uçak yerde dururken eğer yanlışlıkla olur fareye tıklayıp, bomba atarsanız korkmayın, çünkü uçağınız patlamıyor!
Hal böyle olunca bastır gitsin marşa diyerek motoru çalıştırıyorsunuz ve uçak anında havalanıyor. Bu durumda çevrenizde ağaç filan varsa çarpsanız da hiçbir şey olmuyor, uçağınız havalanmaya devam ediyor. Hedef aldığınız diğer uçaklar normalde hedef işaretinin daha uzak tarafından uçuyorlar, ama buna rağmen gene de onları rahatça vuruyor ve düşürüyorsunuz. Eğer yetmezse adrenalin göstergesi var. Bunu kullanarak düşmanlarınızı daha da haşat edebilirsiniz. Bar kendi kendine doluyor. Yaptığınız aslında basit: Makineliyle ateş et, alt tarafa bombayı bırak. Tamam oyun arcade yapıda bunu kabul ediyorum da, arcade diye bu kadar basit yapılmasının ve bazı gözükür detayların bu kadar atlanması da olmamış. Hiç değilse bunlara dikkat etselermiş.
Yapılan hatalar
Dogfight kısmında ise Fly&Die, Time Attack ve Kill Limit başlıklarıyla üç farklı oyun modu bulunuyor. Bu modlarda da düşmanları harcamaya çalışıyoruz. AC’de yalnız bir nokta dikkat çekiyor. Yapımın haritalarında İstanbul yer alıyor, ancak “Constantinople” ismiyle. Bu da ayrı bir handikap. Yapımda sekiz farklı oyuncuya destek veren bir multiplayer da var. Online üstünden server aradım, ama bulamadım. Grafikler ise zamanın gerisinden takip ediyor, hele ki bir yağmur efekti var pek dillere destan olmuş. Genel olarak kaplamalar ve tasarımlar hoşuma gitmedi. Ses bakımından efektler zayıf kalmış, ancak müzikler hoş olmuş.