Şimdi hayal edin: Yolda yürüyorsunuz. Bir inşaatın önünden geçiyorsunuz ve ansızın kafanıza kocamanbir tuğla düşüyor. Yere yığılıyorsunuz. Normal şartlar altında ölmüş olmanız lazımken çok kısa bir süresonra hiçbir şey olmamış gibi (belki küçük bir baş ağrısı ile) ayağa kalkıyorsunuz. Ve o anda farkediyorsunuz: Evet, siz bir ölümsüzsünüz! Animedeki adı ile siz bir “Ajin”siniz.
Yukarıdaki paragrafda bahsettiğim gibi Ajin’de konumuz, ölümsüz insanlar. Serinin geçtiği dünyada,günümüzden yaklaşık on yedi sene önce Afrika’da tuhaf bir asker ortaya çıkar. Bu askere ne kadar ateşederseniz edin her yıkılışında yeniden ayağa kalkmaktadır. Yerel halk bu adama “Tanrı Asker” demeye başlar. Tanrı asker, başta Amerikan hükümeti olmak üzere tüm dünyanın dikkatini üzerine çeker. Ve çokgeçmeden anlaşılır ki dünyada artık yeni bir insan ırkı vardır: Ajinler. Ajinler kayıtlara “Demi Human”yani yarı tanrı yarı insan olarak geçer ve hükümetler tarafından sürekli gözetim altında tutulurlar. Aslında“gözetim” halka söylenen bir yalandır. Gerçek daha başkadır. Yani düşünsenize, ölümsüzsünüz ve birilerisizi sadece gözetim altında tutacak… Aslında Ajinler çeşitli deneylere, daha da kötüsü işkencelere maruzkalmaktadırlar. Resmi rakamlara göre dünya üzerinde kayıtlı kırk yedi Ajin vardır ama daha fazlasınınsaklandığı tahmin edilmektedir. Zira deney ve işkence söylentilerini duyan Ajinler, doğal olaraksaklanmayı tercih ederler. Üstelik Ajin olduğunu bilmeyenler de vardır.
Ajin serisinin kahramanının adı Nagai Ken ve tahmin edeceğiniz gibi o da bir Ajin. Baskıcı annesi ile(hangi arkadaşı ile görüşüp görüşmeyeceğine bile o karar vermekte) beraber yaşayan Nagai, pek fazlaarkadaşı olmayan kendi halinde bir çocuktur. O sabah yine her sabah olduğu gibi yatağından kalkmış,formasını giymiş ve okuluna gitmiştir. Diğer günlerden farklı olarak bir çocukluk arkadaşını görmüş (amagörmemezlikten gelmiş) ve internete düşen yeni bir Ajin işkence videosu izlemiştir. Sonuç olarakmonoton ve süregelen yaşamında bir değişiklik olmamıştır. Ta ki akşam olana kadar. Gününyorgunluğundan dikkati dağılmış ve uzun bir süre sonra gördüğü arkadaşından etkilenmiş olacak kikırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçme gafletinde bulununca olabilecek en kötü şey olur ve Nagai birkamyonun altında kalır. Gelen geçen insanlar şaşkın, kamyon şoförü şokta ve etraf kan… Lakin birtuhaflık olur: Ölmüş olması gereken Nagai tekrar ayağa kalkar! Bu da fısıltıları beraberinde getirir: “O birAjin!” Elbette Nagai şok içindedir. Önce Ajin olduğunu inkâr eder ama sakinleşmeye başladıkça yaşadığıdurumun farkına varır ve Ajin olduğunu kabullenmeye başlar. Ama aklına bir şey daha gelir. Ajinlereişkence yapıldığını gösteren viral videolar. Yani Nagai hükümetin peşine düşeceğinin farkındadır.Kaçmaya başlar. Artık eski hayatını kamyonun altında bırakmış olan Nagai Ken’in peşinde birisi dahaolacaktır. O kişi de hükümetin bile çekindiği gizemli “Şapkalı Adam”dır.
2012 yılında çıkan ve halen devam etmekte olan aynı adlı mangadan uyarlanan Ajin’in yaratıcısı GamonSakurai’dır ve Ajin serisi sanatçının ilk eseridir. Yönetmen koltuğunda ise hem Ajin’de hem de Sidonia noKishi adlı animede, CGI (Computer Generated Imagery) grafikleri ile ön planda olan Hiroyuki Seshitavar. Yapımcı stüdyo yine CGI ile tanınan Polygon Pictures. Aslında uyarlama şu şekilde yapılmış:Mangadan bir anime film, anime filmden de televizyon serisi uyarlanmış. Şu an anime serisindenbahsediyorum. Ajin’e iki anime filmi ve iki seri daha gelecek.
Yüzeysel bir bakışla Ajin aksiyon ve dram yüklü bir anime gibi görünse de aslında içten içe insanlığıeleştiren bir yapım. Öncelikle Ajin’in atmosferi de hikâyesi gibi karanlık. Şimdiden belirtmek isterim, buanimede mizah yok. Tam tersine hikâye oldukça ciddi bir çizgide ilerliyor. Animenin aksiyon ve dramyüklü olduğunu söylemiştim. Özellikle Şapkalı Adam’ın bulunduğu hızlı sahneler çok başarılı olmuş.Naruto veya Dragon Ball tarzı dövüşler değil, gerçekçi ve estetik silahlı çatışmalar var karşımızda. Diğertaraftan sunduğu ahlaki kavramlar bazı konularda düşünmemizi sağlıyor. Mesela ölümsüz olmak iyi miyoksa kötü bir şey mi? Bunu biraz da ırkçılığa benzetebiliriz. Anlatmaya çalıştığım, adamın tek suçuölümsüz olmak ve bu onun seçimi bile değil.
Biraz önce bahsettiğim gibi Ajin’in yapımcısı Polygon Pictures ve yönetmeni de Hiroyki Seshita. Yanikaba bir deyimle etraf CGI’dan geçilmiyor! İzlemeye alıştığımız anime görüntülerinin aksine tamamengrafik programlarının kullanıldığı bir dünya var karşımızda. Günümüzde anime izleyicisi ikiye ayrılmışdurumda: Eski yılları özlemle anan, standart kalem çizimlerini tercih edenler ve özel efektleribenimseyenler. Bu durumda ben ilk kategoriye giriyorum. İlk bakışta animenin çizimlerini yadırgadım.Şunu da belirteyim, çizimler için kesinlikle kötü demiyorum. Sadece tekniği farklı. Bu nedenle kimileribenimseyebilirken kimileri benim gibi kaşlarını çatabilir. Şöyle düşünün: yıllardır ince hamurlu pizzayiyorsunuz ve karşınıza kalın kenarlı pizza geldi. Bu kötü müdür? Hayır, ama benimseyip benimsememektamamen size kalmış. Nasıl örnek ama? 🙂
Ajin’in müziklerinden sorumlu kişi Yugo Kanno. Psycho – Pass, Jojo’s Bizzare Adventures, GundamReconguista in G gibi animelerde de bestecilik yapan Kanno’nun karnesi zengin. Atmosferi tamamlayan,sizi içine çekerek benliğinizi animeye aktaran sağlam müzikler var. Animenin açılış parçası olan “Yoruwa Nemureru kai?” adlı şarkı da en iyi anime açılışlarından. Seslendirmeciler arasında Şapkalı Adam’ıseslendiren Ootsuka Houchuu yine sivrilerek ön plana çıkmasını başarmış. Şayet Ajin’i izlediyseniz veyadaha sonra izleyecek olursanız bana hak vereceksinizdir. Nitekim sesi hala kulaklarımdadır.
13 bölümden oluşan Ajin daha ilk sezonda. Önümüzde çıkacak olan iki film ve gelecek olan iki sezon var.Eğer çizimlerini fazla yadırgamazsanız karşınızda ciddiyeti ve yarattığı dünya ile izlemesi zevkli biranime var. Bu arada, animenin yetişkinlere hitap ettiğini de söylemem lazım. Sonuçta öldüğündedirilebilen karakterler var ve kan çıkmadan, bir şeyler kopmadan ölmek zor.