Alan Wake’s American Nightmare
Alan Wake ilk duyurulduğu zaman heyecanlanmıştım. Belirtilen bazı özellikleri, konusu ve içeriği ile benim gibi birçok oyuncunun dikkatini çekmişti. Tabii ki yapımcı Remedy faktörünü de unutmamak gerekiyor. Max Payne gibi bir klasiğin arkasındaki firmadan beklentiler büyüktü. Aradan zaman geçti, oyun ertelendi ertelendi ve sonunda kullanıcılarla buluştu. Genel olarak güzel yapım olmasına rağmen, bazı özelliklerin oyundan çıkarılması ve uzun bir aradan sonra piyasaya çıkarılması ufaktan hayal kırıklığı da yaratmadı değil.
Geçtiğimiz günlerde Alan Wake orijinal oyunu ile PC’lere konuk oldu, ancak Alan’ın hikayesi X360’ta American Nightmare ile sürüyor. Yapım kendi içinde bazı yeniliklerle birlikte Xbox Live üstünden yayımlandı ve oyunculara ise Alan’ın yeni macerasına dalmak kaldı.
Kabus yeniden başladı
Yapım Barry’nin otel odasında uyurken, Night Springs TV şovunun yeni bölümünün televizyonda gösterilmesiyle başlıyor. Konuyu anlatmak istemiyorum, oynayınca kendiniz görürsünüz. Bundan sonrasında ise Live Action olarak adlandırılan ve gerçek oyuncuların oynadığı bir sinematikten sonra yeni hikaye başlıyor. American Nightmare’da genel olarak oynanış, orijinal oyunla aynı. Önceki yapımı oynayanlar temel oynanış mekaniğini zaten biliyor. Ama bilmeyenler için ufak bir açıklama yaparsak; karanlık rakiplerimize karşı en büyük silahımız ışık! Feneri kullanarak, rakiplerimize ateş edip yok edebiliyoruz. Belirli amaçları yapmamız ve bulmacaları çözmemiz gerekiyor. Ancak bunları yapması kolay, zira haritada sarı işaretle gösteriliyorlar. Bu yüzden kolayca eksik parçaları bulabilir ya da gitmeniz gereken tarafa yönelebilirsiniz.
American Nightmare’da ekstra bazı noktalar var. Bunlardan bir tanesi etrafta topladığımız metinler (Manuscript) sayesinde kilitli olan silahları açmak. Silah olarak bahsetmişken Revolver, Crossbow, Magnum, tabanca, pompalı tüfek, SMG, makineli tüfek, fişek tabancası ve daha birçok silahı kullanabiliyoruz. Ama her seferinde yanımızda sadece bir tabanca, bir tüfek, fişek tabancası ve Flashbang ile fişekler olabiliyor. Eğer farklı bir silahı almak istersek, elimizdekini bırakmamız gerekiyor. Bu durum sadece fişek tabancası, fişek ve Flashbang için geçerli değil.
Cephaneyi etrafta bulabiliriz, ayrıca her bölüm içinde bir iki noktada cephane ve fenerimizin pili olan özel kutular var. Buradan da cephane ve pil alabiliriz. Silahların bazıları her bölümde sandıklar içinde yer alıyor ve hepsinin kilidinin açılması için, belirli sayıda metin toplamamız gerekiyor.
Metinler ekranın sol üst yer alan haritada soru işareti olarak gözüküyor. Eğer bölüm içinde biraz etrafı dolaşırsanız, metinlere ulaşabilirsiniz. Zaten bölümler belirli alan sınırı içinde. Sınıra gelince sis etrafı kaplıyor ve uğursuz bir rüzgar esiyor. Buradan sonrasında gidemiyorsunuz. Metinler her bölüm içine yayılmış durumda. Hepsinde 4’er ya da 5’er adet bulunuyorlar. Bu yüzden kilitli olan bazı silahları sonraki zamanlarda açabiliriz. Sağlığımız ise üç bar olarak belirlenmiş durumda. Sokak ışıkları altına gelince sağlığımız doluyor ve oyun save oluyor. Tabii ki belirli Checkpoint’lerde ve bölümü geçince oyun otomatik olarak kendini kaydediyor.
Gün batımından şafağa
Gelelim Alan’ın yeni macerasındaki diğer bir noktaya yeni arcade moduna. Fight Till Dawn isimli mod aslında diğer birçok oyundan benzer. Üzerimize dalga dalga gelen rakiplere karşı, güneş doğana kadar hayatta kalmaya çalışıyoruz. Aslında eğlenceli bir mod. Toplamda 5 harita bu mod içinde yer alıyor. Bunlar; Cemetery, Ghost Town, Oil Field, Caves ve Trailer Park. En başta sadece Cemetery açık, ancak oynadıkça diğer kilitli olan haritalar açılıyor. Ayrıca hepsinin bir tane de Nightmare zorluğunda versiyonu var.
Hikaye modunda topladığımız metinlerle açtığımız silahları Fight Till Dawn’da kullanabiliyoruz. Yaratıklardan başarıyla kaçınca veya arka arkaya birkaç tanesini öldürünce aldığımız puan daha da artıyor. Ancak rakipler bize vurursa veya bir süreliğine yaratıklardan birini öldüremezsek, alacağımız bonus sıfıra doğru düşüyor. Yüksek ihtimal arcade mod için yeni haritaları cüzi puan karşılığında ileride Xbox Live üstünden satışa sunabilirler. Şahsen öyle tahmin ediyorum.
Alan Wake’s American Nightmare, karanlık ve gerdiren bir yapım. Bazı zamanlar ani sesle bir yerden fırlayan rakiple yüzleşmem, beni oturduğum yerden hareketlenmeyi başardı. Karanlık atmosfer olması gerekeni yeterince veriyor, ama oyun bir süre sonra özellikle aynı mekanlarda oynamaktan dolayı biraz sıkıyor. Toplamda 3 bölüm var. Bir tanesi otel, diğeri gözlem evi ve sonuncusu ise araba sineması. Bu bölümlerin 3 farklı varyasyonu var ve her seferinde Alan yeni baştan uyanarak bu bölümler arası dolanıyor. Aslında senaryo gereği bu durum, ancak birkaç farklı bölümle birlikte farklı yapabildiklerimiz olsaymış daha iyi olurmuş.
Eğer etrafta metin aramayıp, hızlıca yapacaklarınızı bitirirseniz, oyunu kısa sürede bitirebilirsiniz. Ancak etrafı gezmek ve silahların hepsini açmak için metinleri bulmak oynanış süresini daha da uzatıyor. Oyunun son kısımlarında düşmanlarla aksiyona girince çalan müziklerle birlikte daha bir havaya giriyor insan. Bir de her bölümde yer alan televizyonu izlemenizi ve radyoyu da dinlemenizi tavsiye ederim.
Sil baştan!
Oyun başında ve sonunda, ayrıca TV’de çıkan videolardaki gerçek oyuncularla yapılan sinematikler hoş olmuş. Yapım yine seslendirme ve müzikler olarak hoşuma gitti. Grafikler aynı, ancak arada konuşulan NPC karakterlerin hep aynı harekette kalması, animasyonlarının kıt olması kötü duruyor. Mesela gözlem evindeki bilim insanı arkadaşın sol kolu hem bizimle konuşurken, hem de mesaj için monitöre bakarken hep dirseğinden kırılmış yukarıda duruyor.
American Nightmare uzun soluklu değil, arcade modu oynanışı biraz daha uzatıyor, ama nereye kadar? Zaten yapım DLC havasında olmuş. Ama bu oyun Alan’ın son macerası değil, yeni maceralar gelecek. Alan Wake’s American Nightmare, profil resmi ve 3 tane de avatar eşyası ödülü sunuyor. 1200 puan karşılığında Xbox Live üstünden satın alabilirsiniz, keşke fiyatı biraz daha aşağı da olsaymış.